Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/748 E. 2022/376 K. 22.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/748
KARAR NO : 2022/376

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 20/10/2021
KARAR TARİHİ : 22/04/2022
Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin, davalı müdürlüğün …. sicil numarasında kayıtlı dava dışı …. A.Ş.’nin ortaklarından olduğunu, müvekkilinin, şirketin ortak ve müdürü olması nedeniyle en başta kamu borçları olmak üzere bir takım şirket borçlarından şahsen sorumlu olması nedeniyle yaptığı ödemelerden dolayı şirketten alacaklı olduğu gibi ayrıca İzmir İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyasında alacağının tahsilini sağlamak amacıyla şirket hakkında icra takibi başlattığını ancak şirketin 08/07/2014 tarihinde TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicil kaydının resen silinmesi nedeniyle tebligat işlemlerinin yapılamadığını, yapılan araştırmada şirket adına kayıtlı dilekçede belirtilen taşınmazların bulunduğunun belirlendiğini, müvekkilinin alacaklarının tahsili için şirketin ihyasının istenmesinin zorunlu olduğunu, davalının işleminin hatalı ve yasal düzenlemelere aykırı olduğunu, silinme işlemi gerekli yasal prosedüre uyulmadan yapıldığı için işlemin iptalinin gerektiğini, müvekkilinin dava açma hakkının bulunduğunu belirterek, şirketin yeniden ihyası ile ticaret siciline tesciline, tescil isteğinin reddi halinde şirketin ihyasına ve tasfiye memuru olarak şirket yetkilisinin veya yetkililer tarafından gösterilecek kişilerin atanmasına, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesi ile özetle; müdürlüklerinin “…” sicil numarasında kayıtlı … Sanayi Anonim Şirketi’nin 27/11/1975 tarihinde tescil edildiğini, en son tescil edilen genel kurulun 17/03/1999 tarihinde tescil edildiğini, bu tarihten sonra herhangi bir genel kurul tescilinin yapılmadığın, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi gereğince çıkarılan Münfesih Olmasına veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyeleri ile Ticaret Sicil Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5. maddesinin ç maddesi gereğince 13/03/2014 tarihinde münfesih sayıldığını, tescilli adresine ihtarda bulunulduğunu, bu hususun 24/03/2014 tarihli … sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayınlandığını, yasal süre içinde ihtara yanıt verilmemesi nedeniyle 04/08/2014 tarihinde sicil kaydının silindiğini, bu durumun 08/08/2014 tarihli … sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandığını, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7/15 fıkrasında “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir” hükmünün yer aldığını, ihyası istenen şirketin sicil kaydının 04/08//2014 tarihinde silindiğini, davanın yasal süre içerisinde açılmayan bu davanın öncelikle süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, münfesih durumda olduğu belirlenen şirkete/yetkililerine ihtarnameler gönderildiğini ancak yasal sürede müdürlüklerine herhangi bir bildirim ve başvuruda bulunulmaması üzerine resen terkin işlemi sürecinin yürütüldüğünü, “Bölge Adliye Mahkemesi tarafından şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere ihtar gönderilmediği, ihyası istenen şirketin terkininde davalı sicilin kusurlu olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne ve yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmişse de dosya içinde yer alan sicil evrakında da görüleceği üzere müdürlüğün ihyası istenen şirketin sicil kayıtlarındaki adresine tebligat çıkarttığı, bu tebligatın “bu sokak yok” şerhiyle bila ikmal döndüğü, ihyası istenen şirkete tebligat yapılamamış ise de 6102 sayılı TTK’nın geçici 7/4 maddesindeki usul dairesinde ilan tarihine göre tebliğ tarihi belirleneceğinden dava konusu terkin işleminde usulsüzlük bulunmadığı, aksi gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle verilmiş Yargıtay Hukuk Dairesi’nin 14/10/2020 tarihli …. sayılı emsal kararın bulunduğunu, diğer yandan geçici 7. maddesinin uygulandığı dönemde derdest dava konusu şirketle ve aleyhine açılmış dava, icra takibi olup olmadığının müdürlükleri tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını belirterek, öncelikle yasal süresinde açılmayan davanın süre yönünden reddine, müdürlüklerinin, davanın türü itibariyle yasal hasım konumunda olduğunu ve davanın açılmasına sebebiyet vermediğini belirterek, müdürlükleri aleyhine harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; sicildeki kaydı TTK’nın geçici 7. maddesi gereğince silinen şirketin yeniden ihyası istemine ilişkindir.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gönderilen belgeler incelendiğinde; dava dışı şirketin “…” sicil numarasında kayıtlı olduğu, adresinin “…” olduğu, şirketin 04/08/2014 tarihinde 6102 sayılı kanunun geçici 7. maddesi uyarınca sicil kaydının silindiği görülmüştür.
İzmir İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı takip dosyası incelendiğinde; bu dosyanın yenilenmeden önceki numarasının … olduğu, icra takibinin 13/06/2018 tarihinde başlatıldığı, işlemsiz bırakılan dosyanın yenilenmesi sonucunda …. numarasını aldığı, takip alacaklısının …, takip borçlusunun … Sanayi Anonim Şirketi olduğu, takipte asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı 1.014.269,04 TL’nin tahsilinin istendiği, takibin ilamsız icra takibi olduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “sicildeki kaydı 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi gereğince silinen dava dışı … Sanayi Anonim Şirketi’nin yeniden ihyası koşullarının bulunup bulunmadığı, davanın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı” konularındadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7/15. maddesinin son cümlesi uyarınca ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunan diğer kişi ve kuruluşlar haklı sebeplere dayanarak sicilden şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebileceklerdir.
Tasfiye memur adayı … 22/04/2022 tarihli duruşmada; sağlık kurumları işletmecisi olarak çalıştığını, dava dışı şirketin ihyasına karar verilmesi durumunda ek tasfiye memuru olarak görevlendirilmeyi kabul ettiğini, tasfiye memuru ücreti konusunda takdiri mahkemeye bıraktığını bildirmiş; gerek davacı vekili gerekse tasfiye memur adayı verilecek ücretin toplam 10.000,00 TL olması konusunda anlaşmaya varmışlardır.
Sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya içeriğine göre; İzmir İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı takip dosyasında davacı tarafın takip alacaklısı, ihyası istenen şirketin ise takip borçlusu olduğu; davacının bu şirketin ihyasını istemekte hukuki yararının ve haklı sebebinin bulunduğu; ticaret sicilinden terkin edilen tüzel kişiliğin ihyasının koşulları oluştuğunda her zaman dava edilebilmesinin mümkün bulunduğu, bu istemin zamanaşımına tabi olmadığı, davalı İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhinde açılan davanın haklı olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. TTK’nın 547/2 maddesinde ek tasfiyeden söz edilmiş ancak ek tasfiyenin nelerden ibaret olacağı konusunda bir sınırlandırmaya gidilmemiştir. Ek tasfiye işlemleri için bir tane dava açılabileceği gibi birden fazla dava veya uyuşmazlık olması mümkündür. Bu nedenle açılan veya açılacak bir dava ile sınırlı olarak ihya kararı verilmesi, tasfiye kurumunun ruhuna uygun değildir. Böyle bir durumda her hukuki uyuşmazlık için ihya kararı almak usul ekonomisine aykırı olduğu gibi ihya kararı verilmiş bir şirket için yeniden ihya kararı almakta hukuki yarar da yoktur. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 29/04/2021 tarihli, 2021/813 Esas ve 2021/2057 Karar sayılı ve Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 25/01/2021 tarihli, 2018/1902 Esas ve 2021/167 Karar sayılı kararları bu yöndedir. Bu kararlar çerçevesinde mahkememizce herhangi bir dava (hukuki uyuşmazlık) ile sınırlandırma yoluna gidilmeksizin dava dışı … Sanayi Anonim Şirketi’nin ek tasfiye işlemlerinin yapılması amacıyla sınırlı olmak üzere ihyasına, ihyasına karar verilen şirkete …’in tasfiye memuru olarak atanmasına ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Davanın niteliği gereği davalı İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü “yasal hasım” konumunda olduğundan, aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine karar verilmemiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın KABULÜ ile;
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde “…” sicil numarasında kayıtlı dava dışı … Sanayi Anonim Şirketi’nin ek tasfiye işlemlerinin yapılması amacıyla sınırlı olmak üzere ihyasına,
2-Ek tasfiye işlemlerini yapması için …’in (…) tasfiye memuru olarak atanmasına,
3-Tasfiye memuru için toplam 10.000,00 TL ücret takdirine, tasfiye memuru ücretinin davacı tarafça karşılanmasına,
4-Şirketin ihya edildiği ve tasfiye memuru atandığı hususunun Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne bildirilmesine,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın düşülmesi ile kalan ‭21,4‬0 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve tasfiye memurunun yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/04/2022

Başkan …
E-imza

Üye …
E-imza

Üye …
E-imza

Katip …
E-imza