Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/747 E. 2022/897 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/747 ESAS
KARAR NO : 2022/897 KARAR

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2021
KARAR TARİHİ : 03/11/2022

Mahkememizde görülen Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sürücü … idaresindeki … plakalı aracın Manisa’da sürücü … olan … (NOT: daha sonra … plaka ve … şase no olarak düzeltilmiş) araca 10.03.2021 tarihinde çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazaya tam sebebiyet verenin … plakalı araç sürücüsünün olduğunu, bu aracın kaza tarihinde davalı sigorta nezdinde ZMMS sigortalı olduğunu, hasar dosyası açıldığını, eksper atandığını, gerçek zararın ödenmediğini, araçta meydana gelen hasar ve değer kaybının karşılanmadığını, belirterek, açıklanan gerekçelerle ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50 TL bakiye değer kaybı bedeli ve 50 TL hasar miktarı olmak üzere toplam 100 TL’nin temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazları olduğunu, müvekkili şirketçe alınan araştırma raporunda hasarın kurgulandığının tespit edildiğini, bu nedenle talebin reddedildiğini, kusur oranlarının tespiti gerektiğini, gerçek zararın ZMMS Genel Şartlarda öngörülen şekilde tespiti gerektiğini, sorumluluklarının kusur oranı ve poliçe limiti dahilinde olduğunu, davacı aracının daha önce kazaya karışıp karışmadığının tespiti gerektiğini, kasko sigortası dosyasının celbini istediklerini, yasal faiz belirlenmesi gerektiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza Tespit Tutanağı: Kaza sonrası tarafların resmi ekiplerin tanzim ettikleri 10.03.2021 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tutanağı;
“Sürücü … idaresindeki … plakalı aracı ile Manisa’dan Akhisar istikametine seyir halinde iken Karaağaçlı ışıklara geldiği esnada, sol taraftan Karaağaçlı’ya dönmek istendiğinde, aracının sağ ön kısımları ile aynı yönde seyir halinde bulunan sürücü … idaresindeki … … plakalı kavşağı geçmekte olan aracın sol yan kısımlarına çarpması sonucu çift taraflı trafik kazası meydana gelmiştir. Kazanın oluşumunda Sürücü …’ın KTK 53/1a “Sağa dönüş kurallarına riayet etmemek” maddesini ihlal ettiği, sürücü …’un herangi bir kusurunun olmadığı ….” şeklindedir.
Hasar dosyası: Davacının dava tarihinden önce davalı sigortaya hasar / değer kaybı talepleri için başvuruda bulunduğu, hasar Dosyasına istinaden ödeme yapılmamış olduğu anlaşılmaktadır.
Tramer kayıtları: Davaya konu … aracın SBM kaydı incelendiğinde, 10.03.2021 tarihli kazası dışında, 18.02.2016 tarihinde ,05.03.2019 tarihinde, 10.03.2017 tarihinde, 21.10.2016 18.02.2016 tarihinde hasar kayıtlarının olduğu görülmüştür.
Sigorta Poliçesi: Davalıya ZMMS Sigorta Poliçesi Sigortası ile sigortalı …’ a ait … plakalı araçla ilgili olarak 06.02.2021-06.02.2022 tarihleri arasında geçerli Karayolları Mali Sorumluluk Trafik Sigorta poliçesi ile … Sigorta A.Ş. tarafından sigorta teminat örüntüsüne alındığı, kaza 10.03.2021 tarihinde meydana gelmiş olup teminatları süresi içinde meydana gelmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Bilirkişi Raporu : Bilirkişi … tarafından düzenlenen 13/06/2022 tarihli raporda özetle ; ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …, idaresindeki … plaka sayılı aracı ile, hatalı şerit ve sağa doğrultu değiştirme manevrası ile şerit ihlali yaptığı ve kazanın oluşumuna neden/etken olduğu görüş ve kanaatine varıldığı, davacı aracın sürücüsü, … idaresindeki … plakalı aracı ile, aynı cadde üzerinde aynı yönde kurallara uygun şekilde şeridinde düz seyri esnasında, sağ kısmından sağa dönüş yapmak için yan şeritten şeridine ani giren ve şerit tecavüzü yapan davalıya sigortalı … plakalı araç tarafından sol yanından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi, kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediği, sunulu iki raporun incelenmesi, piyasa araştırması yapılması neticesinde, davaya konu … plakalı BMW 3.16İ SEDAN marka, 2013 model aracın 10.03.2021 tarihindeki kazası sonucu oluşan hasar onarım miktarının; 24.913,81 TL yedek parça, 22.200,00 TL işçilik olmak üzere toplam 47.113,81 TL +kdv, kdv dahil 55.594,29 TL olduğu, aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 228.000 TL ile 232.000 TL olduğu, ortalama değerinin 230.000 TL olduğu, tespit edilmiştir. Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (245.000 TL) onarım sonrası rayici (230.000 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 15.000,00 TL olduğu, kaza ile hasarın uyumlu olduğu, … plaka sayılı sigortalı aracın aracın kaza tarihindeki ZMMS poliçe limitinin 43.000,00 TL olduğu görüşü ile raporunu düzenlemiştir.
Değer Artırım : Davacı vekili 15/06/2022 tarihli dilekçesi ile dava değerini artırmış ve aynı tarihte eksik harcı tamamlamıştır.
Dava; davacı aracında meydana gelen hasar zararı, değer kaybı bedelinin karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sy TBK’na göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sy TBK’nun gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sy Kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin öngörülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı… ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı değer kaybı zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde;
ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …, idaresindeki … plaka sayılı aracı ile, Manisa’dan Akhisar istikametine seyir halinde iken Karaağaçlı ışıklara geldiği esnada, sol taraftan Karaağaçlı’ya dönmek istendiğinde, aracının sağ ön kısımları ile, aynı yönde yolun sağ kısmında seyir halinde bulunan sürücü … idaresindeki … … plakalı kavşağı geçmekte olan aracın sol yan kısımlarına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği,
ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …, idaresindeki … plaka sayılı aracı ile, hatalı şerit ve sağa doğrultu değiştirme manevrası ile şerit ihlali yaptığı ve kazanın oluşumuna neden/etken olduğu ihlal ettiğinden ötürü %100 (Yüzdeyüz) oranında Asli ve Tam Kusurlu olduğu, diğer Davacı aracın sürücüsü, … idaresindeki … plakalı aracı ile, aynı cadde üzerinde aynı yönde kurallara uygun şekilde şeridinde DÜZ seyri esnasında, sağ kısmından Sağa dönüş yapmak için yan şeritten şeridine ani giren ve şerit tecavüzü yapan davalıya sigortalı … plakalı araç tarafından sol yanından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi, kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğinden herhangi bir kusurunun olmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; Davacıya ait … araçta bahse konu trafik kazası sebebiyle, dosyada mübrez ekspertiz raporları incelenmiş, piyasa araştırması yapılması neticesinde, davaya konu … plakalı BMW 3.16İ SEDAN marka, 2013 model aracın 10.03.2021 tarihindeki kazası sonucu oluşan hasar onarım miktarının; 24.913,81 TL yedek parça, 22.200,00 TL işçilik olmak üzere toplam 47.113,81 TL +kdv, kdv dahil 55.594,29 TL olduğu, Aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 228.000 TL ile 232.000 TL olduğu, ortalama değerinin 230.000 TL olduğu, tespit edilmiştir. Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (245.000 TL) onarım sonrası rayici (230.000 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 15.000,00 TL olduğu, Kaza ile hasarın uyumlu olduğu, … plaka sayılı sigortalı aracın aracın kaza tarihindeki ZMMS poliçe limitinin 43.000,00 TL olduğu bedel artırım dilekçesi ile davacının talep miktarını artırarak, 28.000,00-TL hasar bedeli, 15.000,00-TL değer kaybı bedeli isteğinde bulunduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, talep edilen zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan hasar ve değer kaybı zararından sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin 16/10/2018 tarihinde temerrüde düştüğü, davalı sürücü ve davalı işleten şirketin ise ihtar ve ihbara gerek olmaksızın haksız fiilin gerçekleştiği 07.06.2021 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KABULÜNE
1-28.000,00-TL hasar bedeli, 15.000,00-TL değer kaybı tazminatı olmak üzere toplam 43.000,00-TL tazminatın 07.06.2021 tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.937,33‬-TL harçtan peşin alınan ve değer artırım yoluyla tamamlanan 791,92-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.145,41‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR OLARAK KAYDINA,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
5-Davacının yapmış olduğu 59,30-TL dava açma ilk gideri, 700,00-TL bilirkişi ücreti, 67,20-TL tebligat ve posta gideri, olmak üzere toplam 826,5‬0-TL Yargılama giderinin peşin yatırılan ve değer artırım yoluyla tamamlanan 791,92-TL harç ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır