Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/735 E. 2022/634 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

.T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/735
KARAR NO : 2022/634

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/10/2021
KARAR TARİHİ : 21/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında ticari alım satım ilişkisi bulunduğunu, müvekkili tarafından 18.03.2019 tarihinde 24.632,50-TL tutarında kutu satışının davalıya yapıldığını ve teslim edildiğini, bu nedenle SERİ A-SIRA NO………..-İRSALİYE NO …….18.03.2019 irsaliye tarihli faturanın düzenlendiğini, davalının ilgili faturaları kabul ettiğini ancak bu fatura bedellerini ödemediğini, bahsi geçen faturalar kaynaklı borç için İzmir 24. İcra Müdürlüğü……… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattıkralırını, borçlu davalının takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu ve anlaşmaya varılamadığını, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla faturalarda da açıkça görünen 24.632,50-TL tutarında itirazın iptalini ve takibin devamını davalı borçlunun itirazının haksız ve takibe konu alacağın, likit olmasını göz önünde bulundurarak davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar iş bu dava İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi’nde ikame edilmiş ise de, iş bu davaya bakmaya yetkili mahkemenin Çay Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi olduğunu, bununla birlikte -kabul anlamına gelmemek kaydıyla- taraflar arasında sözleşme bulunduğu biran için düşünülse, bu halde dahi davacının iddia ettiği faturadan anlaşılacağı üzere Akşehir Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla) yetkili olduğunu, her iki halde de İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olmadığı öncelikle yetki itirazımın kabulü ile dosyanın öncelikle yetkili Çay Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla), mahkemeniz aksi kanaate ise Akşehir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmesine karar verilmesini, davacı tarafça her ne kadar 18/03/2019 tarih ve … seri numaralı faturaya dayanılarak iş bu itirazın iptali davası ikame edilmiş ise de, davalı müvekkili ile davacı şirket arasında mal alım satımı yahut başkaca hiç bir ticari ilişki bulunmadığını, öyle ki faturaya konu malların davalı müvekkile davacı tarafça kesinlikle teslim edilmediğini, iş bu faturanın davalı müvekkilin ticari defterlerinde de kayıtlı olmadığını, ayrıca davacı tarafça malın teslim edildiğine ilişkin sevk irsaliyesi, alındı belgesi vb. gibi hiçbir delil dosyaya ibraz edilmediğini, bununla birlikte Akşehir Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 27/10/2021 tarihli yazısında BA formlarında bahse konu faturanın Vergi Dairesi’ne bildirildiği belirtilmiş ise de, BA formu malın teslim edildiğine ilişkin kesin bir delil olmayıp, kesinlikle davacı tarafça müvekkile faturaya konu mal teslimi yapılmadığını, yargılama aşamasında dinlenen tanık beyanları ve diğer deliller ile de taraflar arasında her hangi bir ticari ilişki olmadığı ve bahse konu faturanın müvekkilinin bilgisi dışında Vergi Dairesi’ne bildirildiği hususunun açıkça anlaşılacağını, müvekkilinin bir dönem dava dışı … isimli kişiden koli satın aldığını, …’tan almış olduğu kolilerin parasını …’a eksiksiz olarak ödediğini, müvekkili …’a yapmış olduğu ödemelerin ise bir kısmını elden büyük bir kısmını ise banka aracıyla yaptığını, yapılan ödemelerin ………. numaralı müvekkilin oğluna ait hesaptan, …’ın talebi üzerine … numaralı …’ın eşi …’ın hesabına ayrıca ……….numaralı …’e ait hesaba yapıldığını, bununla birlikte …’ın malın bedellerini teslim aldığına ilişkin Soner Kolici başlıklı evrakı imzaladığını, bu evraklardan anlaşılacağı üzere müvekkilinin … ile ticari ilişkisi olduğunu ve müvekkil tarafından satın alınan malın bedellerinin ödendiğini, ancak davalı müvekkilinin davacı taraf ile hiç bir şekilde ticari ilişkiye girmediğini ve kesinlikle davacıdan mal satın almadığını, davacı taraf ile … yahut hesabına para gönderilen … isimli kişilerin ise davacı taraf herhangi bir ilişkilerinin olup olmadığı, ilişkileri var ise işçi işveren, komisyonculuk vb. Gibi ne tür bir ilişkilerinin olduğu hususunda davalı müvekkilin hiçbir bilgisi bulunmadığını, öncelikle yetki itirazının kabulü ile dosyanın görevli ve yetkili Çay Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla), mahkemeniz aksi kanaate ise Akşehir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmesine karar verilmesini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iş bu davanın reddine, haksız ve kötüniyetli davacı aleyhine dava konusu miktarın %20 sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İcra Dosyası: İzmir 24. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine, 18/03/2019 tarih ………sıra nolu fatura alacağına dayanılarak, 24.632,50- TL asıl alacak, 9.844,57- TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 34.477,07-TL alacak için, ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu …’a 24/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 26/08/2021 tarihli dilekçesi ile yetkiye, borcun tamamına, faize, faiz oranına ve her türlü ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine icra müdürlüğünce alınan 31/08/2021 tarihli kararla takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Faturalar : takip ve dava konusu faturanın davacı şirket tarafından davalı adına keşide edilen SERİ A-SIRA NO …….-İRSALİYE NO………. 18.03.2019 tarihli KDV dahil 24.632,50 TL bedelli olduğu görülmüştür.
SGK kayıtları: İrsaliyeli faturada ismi geçen teslim alan …’ın davacı çalışanı olup olmadığına ilişkin yazılan yazımıza verilen cevapta adı geçenin davacı çalışanı olmadığı bildirilmiştir.
BA formları: Davalı şirkete ait takip konusu fatura dönemini kapsayan BA formları ilgili vergi dairesinden getirtilmiş incelenmesinde davalıya ait Mart 2019 dönemi BA formlarında bir adet faturanın kayıtlı olduğu görülmüştür.
Bilirkişi incelemesi: Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi … 07.04.2022 tarihli raporunda; Davalı …‘ın dava dosyası ekinde sunduğu 2019 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, ticari defterler tasdik yönünden incelendiğinde; defterlerin açılış onaylarının ve yevmiye defteri yılsonu kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı tespit edildiğinden ticari defterlerin delil niteliğinin mevcut olduğu yönünde kanaate varıldığını, davalı tarafın yevmiye defter kayıtlarında rapor ekinde görüleceği üzere, davacının düzenlediği 18.03.2019 tarihli, A-… nolu 24.632,50 TL tutarındaki faturanın, defterin 6.sayfasında 20/03/2019 tarihli, 26. Yevmiye maddesinde 153 kodlu Ticari Mallar hesabında kaydedildiğini, 191 İndirilecek KDV hesabında işlenmiş ve… Borç Senetleri hesabında … açıklaması ile davacıya 24.632,50 TL alacak kaydedildiğinin görüldüğünü, davalı tarafın davacının fatura alacağını ticari defter kayıtlarına kaydetmesine, form BA bildirimi ile bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan etmiş olmasına rağmen faturayı kabul etmemiş olduğunu beyan ettiğini, defter kaydında 24.632,50 TL davacıya yapılan ödeme kaydını doğrulayacak herhangi bir banka belgesini dosyaya sunmadığı dikkat çekmekte olup, takdirin Yüce Mahkeme’ye ait olduğunu, davacı şirketin ticari defter kayıtlarında davalıya düzenlenen ve takip konusu yapılan 18/03/2019 tarihli, ……..nolu 24.643,50 TL tutarındaki faturanın davalı hesabına borç kaydedildiğini ve rapor tarihine kadar davalı tarafından herhangi bir ödeme kaydının davacının muhasebe hesaplarda görülmediğinin tespit edildiğini, davalı tarafın yevmiye defter kayıtlarında rapor ekinde görüleceği üzere, bu defa davacıya… hesap kodunda alacak kaydedilen 24.632,50 TL defterin 29 ve 30. sayfalarında… hesaba … borç kaydedilerek 102 01 Bankadan yapılan ödeme açıklaması ile başka kapatılan hesaplarla birlikte tek kalemde 504.065,66 TL toplu ödemeler şeklinde kapatılarak kaydedildiğini, düzenli muhasebe kaydı esasında V.U.K. hükümleri çerçevesinde defter kayıtlarını belgeye dayalı ve gününde işlemeyen ve yılın son günü atılan kayıtlar ile hesapları kapatan/sıfırlayan genelde gerçekle ilgisi olmayan bu işlemleri bazı muhasebecilerin yaptıkları bilinen bir durum ise de takdirin tamamen Yüce Mahkeme’ye ait olduğunu, Sayın Mahkemenin davacının talebi doğrultusunda itirazın iptali ile icra takibinin devamı yönünde karar vermesi durumunda; davacı vekilinin takipte 9.844,57 TL tutarında işlemiş faiz talebinde bulunduğunun görüldüğünü, 18.03.2019 tarihli, …… nolu 24.632,50 TL tutarında fatura ile ilgili 9.844,57 TL İşlemiş Faiz yönünden yapılan hesaplamanın sunulduğunu, takdirin Yüce Mahkeme’ye ait olduğunu, davacının %19,50 Avans faiz oranı üzerinden işlemiş faiz talep edebileceği yönünde kanaate varılmış olup, 11.291,13 TL işlemiş faiz talep edebileceğinin hesaplandığını, ancak davacı vekilinin takipte %16,75 faiz oranı üzerinden 9.844,57 TL tutarında işlemiş faiz talebinde bulunmuş olduğu görüldüğünden taleple bağlılık ilkesi yönünden 9.844,57 TL tutarında işlemiş faiz talep edebileceği hususunda kanaate varıldığını, davacının icra takip tarihinden itibaren borçlunun ödeme tarihine kadar olan süre için %16,75 avans faiz oranından başlamak üzere değişen oranlarda hesaplanacak temerrüt faizi talep edebileceği hususunda kanaate varıldığını mütalaa etmiştir.
Yemin : Davacı şirket yetkilisi …’e; “Dava konusu, taraflarınca davalı … adına düzenlenen 18/03/2019 tarihli, 24.632,50 TL tutarındaki faturadaki malları davalıya teslim edip etmedikleri, davalının faturadaki malın bedelini taraflarına ödeyip ödemediği, dava dışı …, … yahut …’e davalı tarafça yapılan ödemelerin, yukarıdaki fatura alacağına mahsuben yapılan ödemeler olup olmadığı” hususlarında yemin ettirilmiş olup, davacı şirket yetkilisi 21/06/2022 tarihli celsede yeminli beyanında; “Yemine konu faturadaki malları davalıya teslim ettik. Fatura bedeli şirketimize ödenmemiştir. Dava dışı …, … ve …’e davalı tarafından yapılan ödemelerin şirketimizin davalı adına kestiği fatura ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Bu konuda taraflar arasında fatura alacağına mahsuben dava dışı bu kişilere ödeme yapılması hususunda bir anlaşma ya da talimatımız bulunmamaktadır. …’ı tanıyorum. O da ambalaj sektöründe çalışmaktadır. Ancak şirketimiz ile hiçbir bağı yoktur. Bizim şirketimiz adına para tahsil etme yetkisi bulunmamaktadır. Fatura borcu davalı tarafça ödenmemiştir ” şeklinde beyanda bulunarak yemini eda etmiştir.
Dava; alım satım ilişkisi kapsamında bir adet faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Dava, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Görev;Davalı gerçek kişi yönünden tacir olup olmadığına dair araştırma yapılmış, bilanço usulüne göre defter tuttuğu, 1. sınıf tacir olduğu ve ticaret sicilinde şahıs işletmesi olarak tacir kaydının bulunduğu tespit edildiğinden tacir sıfatını haiz olduğu, davacı tarafın ise TTK’da sayılan şirketler arasında yer aldığı görülmüştür. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı, eldeki davanın her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirdiği anlaşılmakla mahkememizin davaya bakmaya görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olması halinde dava şartının bulunup bulunmadığı yönünden öncelikle bu hususun incelenmesi gerektiği, davalı tarafından taraflar arasındaki akdi ilişki reddedilmiş ise de dava ve takibe konu faturanın davalı tarafından kabul edilerek vergi dairesine BA formunda bildirilmesi taraflar arasında akdi ilişkinin varlığına delalet ettiğinden, bu halde yetkili icra dairesinin İİK.nun 50.md. uyarınca HMK.nın yetkiye ilişkin hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanması suretiyle tespitinin gerektiği, alacağın ticari alım satım ilişkisi kapsamında faturadan kaynaklandığı, HMK.nın 10 ve TBK.nın 89.maddeleri uyarınca alacaklının yerleşim yeri olan İzmir İcra dairelerinin yetkili olduğu sonuç olarak yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunduğu, dava şartının mevcut olduğu görülerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı tarafça; mahkememizin yetkisine yapılan itiraz incelendiğinde, davalı tarafından taraflar arasındaki akdi ilişki reddedilmiş ise de dava ve takibe konu faturanın davalı tarafından kabul edilerek vergi dairesine BA formunda bildirildiğinde taraflar arasında akdi ilişkinin mevcut olduğunun kabulü gerektiği, alacağın faturadan kaynaklandığı, HMK.nın 10 ve TBK.nın 89.maddeleri uyarınca alacaklının yerleşim yeri olan İzmir mahkemelerinin yetkili olduğu sonuç olarak yetki itirazının yerinde olmadığı tespit edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Somut olayda; Davalı takibe itirazında borca itiraz etmiş, herhengi bir sebep bildirmemiştir. Davaya cevabında ise akdi ilişkiyi kabul etmeyerek fatura konusu malların kendisine teslim edilmediğini savunmuştur. Davaya ve takibe konu faturanın davacının usulüne uygun tutulmuş defterlerinde kayıtlı olduğu ve bu faturalar nedeniyle takip ve rapor tarihinde davacının 24.632,50-TL alacaklı olduğu görülmüştür. Davalıya ait 2019 yılı yevmiye defterinde, anılan satış faturasının kayıtlı olduğu, toplu ödeme işlemi ile borcun sıfırlandığı, ödeme kaydına dayanak belgenin bulunmadığı görülmüştür. Teslime ilişkin olarak getirtilen BA formlarının incelenmesinde dava ve takip konusu faturanın davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, davalının bu faturayı kabul edip matrahını da KDV ve gelir vergisi açısından indirim konusu yapmasının ve ticari defterlerine de kaydetmesi malın kendisine teslim edildiğine karine teşkil etmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi gereğince ispat yükü, kanunda özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” İspat yükü üzerine düşen taraf ancak ispata “elverişli” deliller ile iddiasının haklılığını kanıtlayabilir. Kanun koyucu HMK’nın 200. maddesinde belli miktarın üzerindeki uyuşmazlıklar yönünden bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukukî işlemlerin senetle ispatını zorunlu kılmış ve bu miktar dâhilinde kalan bir alacağın takdiri delillerle ispatına imkân vermemiştir. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.09.2021 tarihli ve 2017/(19)11-936 E., 2021/1090 K. sayılı kararında da değinilmiştir. Bu açıklamalar ışığında dava ve takip konusu fatuya ilişkin malların BA formunda bildirilmesi, davacı ve davalı arasında akdi ilişkinin kurulduğuna ve malların teslimine karine teşkil ettiğinden, ispat yükü yer değiştirmiş olup, davalı kutu satışına ilişkin akdi ilişikin kurulmadığını ve malın teslim edilmediğini yazılı delillerle ispat etmek zorunda olup, HMK’nun 200. Maddesi uyarınca fatura bedeli dikkate alındığında tanık dinlenilmesi mümkün olmadığından davalının tanık dinletme isteği kabul edilmemiştir.
Davalınını dava dışı …’tan karton kutu aldığını ve bedelini ödediğini, davacı şirket ile dava dışı … arasında bir ilişki bulunup bulunmadığını bilmediğini savunmuş olup, davacı şirketin ticaret sicil kaydı incelendiğinden dava dışı …’ın, davacı şirketin ortağı veya yetkili temsilsici olmadığı, SGK’dan getirtilen çalışan listesinde de kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla dava dışı … ile davacı arasında, dava konusu satış faturasına dair bir ilişkinin varlığının ispatlanamadığı, …’tan alındığı savunulan karton kutu bedeline mahsuben, davacı şirket ile hiçbir bağı bulunmayan … ve … banka hesaplarına yapılan EFT ödemelerinin dava konusu borcu sona erdiren geçerli ödemeler olmadığı ve fatura bedelinin ödenmediği anlaşılmıştır. Davalı cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığından yemin teklif hakkı hatırlatılmış olup, davalının yemin teklifi üzerine davacı şirket yetkilisi tarafından mahkememiz huzurunda usulüne uygun şekilde yemini yaptırılmış olup, taraflar arasında takip konusu faturadan kaynaklanan ticari ilişkinin mevcut olduğu, fatura konusu malın davalıya teslim edildiği ve bedelinin ödenmediği kesin delil niteliğindeki yeminin edası ile ispat olunmuştur.
Davalı tarafça işlemiş faize de itiraz edilmiş ise de; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 1530. maddesi gereğince davalının temerrüde düşürülmesi için önceki kanuni düzenlemelerdeki gibi mutlaka bir temerrüt ihtarının gönderilmesine gerek bulunmadığı, özellikle icra takibine konu faturada belirli bir vade tayin edilmemiş olduğu, söz konusu faturaların vade tarihinden önce davalı defterlerine kaydedilmiş olması, 6102 sayılı 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 1530. maddesi gereğince davalının temerrüde düşürülmesi için önceki kanuni düzenlemelerdeki gibi mutlaka bir temerrüt ihtarının gönderilmesine gerek bulunmadığı, 6102 sayılı TTK’nın 1530/4-b. maddesinde yazılı şekilde dosya kapsamında sözleşmede öngörülmüş olan bir tarih veya ödeme süresi tayin edilmemiş ise de, faturayla davalının temerrüde düşürülmüş bulunmasına göre, faturadaki malın teslim tarihinden itibaren 30 gün ilavesiyle bulunan temerrüt tarihlerinden takip tarihe kadar işlemiş faize yönelik itirazının da haksız olduğu, (Yargıtay 23. HD’nin 2016/2860-2783 esas- karar sayılı kararı, Yargıtay 11. HD’nin 2016/1007 esas, 2017/3634 karar sayılı kararı, 2016/3422 esas, 2017/2120 karar sayılı kararı) temürrüt tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz miktarının 11.291,13 TL olduğu, ancak davacının takipte 9.844,57-TL talep ettiği, davacının talebi ile bağlı olduğu ve talepten fazlasına hükmedilemeyeceği anlaşılmakla davacının davasının kabulü ile davalının takibe itirazının iptaline ve takibin takip talesbindeki koşullarla devamına, alacak faturaya dayandığından ve davalı borçlu olduğu miktarı bilebilecek durumda olup alacak likit olduğundan %20’icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Davalının, İzmir 24. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile 24.632,50 TL asıl alacak ile 9.844,57 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 34.477,07 TL alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi için takibin devamına,
2-Hüküm altına alınan 34.477,07 TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 2.355,13 TL nispi harca, peşin alınan 416,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.938,73 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4-Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 8,50 TL vekalet suret harcı, 59,30 TL başvuru harcı, 416,40 TL peşin harç, 79,25 TL davetiye ve posta gideri olmak üzere toplam 563,45 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
6-Dava tamamen kabul edildiğinden davalı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.171,56 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
8-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/06/2022

Katip …
e-imza

Hakim…
e-imza