Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/714 E. 2022/249 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/714
KARAR NO : 2022/249

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/10/2021
KARAR TARİHİ : 22/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; huzurdaki davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, kazaya karışan aracın ticari taksi olarak mesleki amaçla kullanıldığını, …’e ait … plaka sayılı aracın, … poliçe numarası ile, 13.11.2017/2018 tarihleri arasında müvekkili şirket nezdinde “Genişletilmiş Kasko Sigortası Poliçesi” ile sigortalı bulunduğunu, 19.10.2018 tarihinde müvekkili şirket nezdinde sigortalı … plaka sayılı araç ile … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın trafik kazasına karıştığını, … plakalı araç sürücüsünün kusuru sonucu müvekkili sigorta şirketine kasko sigortası ile sigortalı aracın hasarlandığını, söz konusu kaza sonucunda … plakalı araçta oluşan hasarın tespiti için ekspertiz incelemesi yaptırıldığını ve ekspertiz incelemesi sonucunda tespit edilen hasar bedelinin poliçe kapsamında 24.12.2020 tarihinde müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödendiğini, müvekkili şirketin T.T.K. 1472 md. gereğince ödeme tarihinden itibaren sigortalı tarafın haklarına halef olduğunu, müvekkili şirketçe ödenmiş olan bedelin borçlu/davalının kusuru oranında olan 1.738,74-TL’nin tahsili için borçluya ihbar mektubu gönderilmişse de 23.08.2019 tarihli cevabi yazıları ile ödeme yapmayacaklarını bildirmiş olduklarını, bunun üzerine borçlu aleyhine İzmir 5. İcra Müdürlüğünün …/… Esas numaralı dosyası ile 7 örnek icra takibine girişilmişse de, borçlunun ilgili takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, arabuluculuk bürosuna başvurulduğunu ancak anlaşmaya varılamadığını, açıklanan nedenlerle; davanın kabulü ile, davalının İzmir 5. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın iptaliyle ; takibin 1.738,74-TL asıl alacak, 268,64-TL işlemiş faiz olmak üzere 2.007,38-TL üzerinden devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkiline ilişkin olarak ifade edilen beyanların gerçeği yansıtmadığını, tespit edilen hasar bedeli üzerinden müvekkilinin neden ve ne kadar sorumlu olduğunun dahi belli durumda olmadığını, davacı taraf tespit edilen 1.738,00 TL’nin tahsili için her ne kadar icra takibi açmış olsa da bu borcun taraflarınca kabul edilmediğini, müvekkilinin yapılan kazada ağır zararlara uğradığını, kazada karşı yan olan ve adı geçen …’in trafik kuralları ihlali yaptığını ve asli kusurlu olarak değerlendirildiğini, arz ve izah edilen nedenlerle; davacının itirazın iptali talebinin ve icra-inkar tazminatı talebinin reddine, davacının icra takibinin konusu olan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Türkiye Noterler Birliğinin 06/12/2021 tarihli cevabi yazısı içeriğinden; … plaka sayılı aracın ticari taksi olarak kullanıldığı ve dava dışı … adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
İcra Dosyası : İzmir 5. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasının UYAP sisteminden incelenmesinde; davacı/alacaklı … Sigorta AŞ ‘nin davalı … ve dava dışı … aleyhine 1.738,74-TL asıl alacak, 268,64 – TL. İşlemiş faiz olmak üzere toplam 2.007,38-TL. alacak için takip başlattığı, ödeme emrinin borçlu/davalı … vasisine 10/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı / borçlu … vekilinin 11/03/2021 tarihli dilekçesi ile takibe, borcun tamamına, faize ve fer’ilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünce 11/03/2021 tarihinde, borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ parçası dönmediğinden takibin geçici olarak durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Esnaf tacir araştırması : İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı Bornova Vergi Dairesi Müdürlüğünün 25/01/2022 tarihli cevabi yazısı içeriğinden; dairelerinde … vergi kimlik numarasında taksi ile yolcu taşımacılığı faaliyeti ile mükellefiyet kaydı bulunan …’in basit usulde kayıtlı olduğu, beyana tabi geliri sadece basit usulde tespit edilen ticari kazançlardan ibaret olanlar için yıllık gelir vergisi beyannamesi verdiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
DAVA: Sigortacı tarafından kasko sigorta sözleşmesine istinaden sigortalısına yapılan ödemenin kazaya karışan karşı araç sürücüsünden rücuen tahsili istemiyle açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı sigorta şirketi, kasko poliçesi ile sigortalanan sigortalısına ait araca, davalı …’in yönetimindeki aracın çarpması nedeniyle sigortalısına ait araçta meydana gelen hasar bedelini sigortalısına ödediğini, sigortalının haklarına halef olduğunu belirterek bu bedelinin zarar sorumlu olan davalıdan rücuen tazmin için yapılan icra takibine vaki itirazın iptalini istemiştir.
6102 SK.nun 1472.maddesinde Halefiyet “ Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.”şeklinde düzenlenmiştir. Maddede de belirtildiği gibi sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı hangi nedene dayalı olarak hangi dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal edecektir.
HMK.nun 114/c.maddesinde mahkemenin görevi dava şartı olarak sayılmıştır.
Yine HMK.nun 115/1. Maddesi uyarınca “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.”
Bu kapsamda dosya mahkememizin görevli olup olmadığı yönünden incelenmiş aşağıdaki hususlar tespit olunmuştur.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK.nun 4. Maddesinde ticari dava “(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan davaları ticari dava olarak sayılmıştır.
Somut olayda ihtilaf meydana gelen haksız fiilden ve hasardan davalıların sorumlu olup olmadığı hususuna dayanmaktadır.
Yargıtay 17.HD. Başkanlığının 2013/573-2095 esas karar sayılı, Yargıtay 5. HD’nin 2021/14628 esas, 2022/648 kara sayılı 24/01/2022 tarihli kararı, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararı gibi emsal kararlar dikkate alındığında davacı sigorta şirketinin, eldeki davayı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetinin nazara alınması gerektiği, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararının gerekçesinde ” Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu dâvası için de söz konusudur.” şeklinde bu husus açıkça vurgulanmıştır. Davacı sigorta şirketi olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda davacı ancak sigortalısının sahip olduğu dava hakkına halef olabilecektir. TTK.5 maddesi (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine” bakmakla görevlidir.hükmüne göre her ticari işle ilgili dava ticari dava olarak kabul edilemeyeceğinden işbu davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması gerekir.
TTK.nun 5/3. Maddesine göre Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ile somut olay birlikte değerlendirildiğinde, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, dava dışı sigortalının ve davalının tacir olmadıklarından gerçekleşen haksız fiilin ticari iş niteliğinin de bulunmadığı, iş bu davada görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kanaatine varılmakla görev dava şartı olduğundan HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine ve davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafından açılan işbu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- HMK.nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde istemde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3- HMK.nun 331/2. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça omunup, usulen anlatıldı. 22/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır