Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/709 E. 2022/369 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET

ESAS NO : 2021/709
KARAR NO : 2022/369

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 11/10/2021
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30.06.2021 tarihinde, … Şirketimize Munzam Aidat tahakkuk ettirilmiş olup Ancak Bu aidatın Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği 5174 sayılı kanun 25 madde hükümlerine göre yanlış tahakkuk ettirildiği ortada olduğu, aşağıda kanun maddesinde belirtildiği gibi Munzam aidat ve navlun hasılatından alınacak pay Madde 25- Odalarca her yıl için; gerçek kişi tacir ve sanayicilerin gelir vergisine ilişki beyannamelerinde gösterilen tiçari kazanç toplamı; tüzel kişi tacir ve sanayicilerin ise ödeyecekleri kurumlar vergisine ilişkin beyannamelerinde gösterilen ticari bilanço kârı üzerinden binde beş oranında munzam aidat tahsil olduğu, birden fazla odaya kayıtlı bulunanların munzam aidatı, üye tarafından ilgili odalara eşit olarak paylaştırıldığı, zarar eden üyelerin o yıl için aidat ödemediği, Çalışma alanları içinde birden fazla şubesi bulunan üyelerin munzam aidatı, bütün şubelerden elde ettikleri gelir veya kurumlar vergisine matrah teşkil eden ticari kazanç veya ticari bilanço kârı üzerinden hesapladığı, müstakil bilançosu yapılan kurum ve müessese şubeleri ile fabrikalarının munzam aidatı, şube veya fabrikanın bulunduğu yerin odasına ödendiği, bir tüzel kişiliğin merkez, şube ve fabrikalarının değişik yerlerde olması, fakat bilançolarının merkezde tutulması halinde, munzam aidat merkez tarafından mahalli odaya ödendiği, bu oda tahsil ettiği munzam aidatı diğer odalar arasında, izleyen takvim yılının ilk üç ayı içinde eşit olarak paylaştırıldığı, bütün bu hallerde bir müessesenin şubeleri ve fabrikaları ile birlikte ödeyeceği munzam aidat, o yıl için belirlenmiş bulunan yıllık aidat tavanının yirmi katını geçemediği, munzam aidat haziran ve ekim aylarında iki eşit taksitte ödendiği, önceki yıldan itibaren geçerli olarak kaydedilmesi gerekenlerin munzam aidatları ise, bu durumun kendilerine tebliğ edildiği yılın sonuna kadar ödendiği, üyeler, ticari ve sınal kazançlarına ait bilgileri ve bilançolarını talep üzerine odalara vermek zorunda oldukları, ayrıca odalar, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 5 inci maddesi hükmü çerçevesinde vergi dairelerinden bilgi isteyebildikleri, üye tarafından bilançonun verilmemesi ve vergi dairesinden de sağlanamaması halinde, yıllık aidat tavanının üç katından az olmamak üzere, bir önceki yılın munzam aidatı geçici olarak aynen tahakkuk ettirildiği, tüm açıklanan nedenlerle, davanın kabulüne, dava konusu yapılan dönem itibariyle, adıma …’ınca tahakkuk ettirilen 17.760,54 TL tutarındaki Munzam Aidatın iptaline, Yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı İdareye tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı idare vekili dava dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.
Dava; davacı şirketin, davalı …’na, davalı tarafça tahakkuk ettirilen Munzam Aidat Tahakkuk’unun Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği 5174 sayılı kanunun 25. Maddesi hükümlerine göre yanlış tahakkuk ettirilmesinden dolayı iptaline ilişkin açılmış davadır.
Dosya içinde 2020 yılı kurumlar vergisi ve ekleri, İzmir Ticaret Odası Üye Aidat Borç ödeme belgeleri dosya içinde hazır edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı oda anayasanın 135. Maddesinin verdiği yetkiyle kurulan ve faaliyetlerini 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu çerçevesinde yürütmekte olan kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur.
5174 sayılı kanun ile kurulan İzmir Ticaret Odası da kamu kurumu niteliğine haiz bir meslek kuruluşudur. Odaların üyelik, aidat, ücret, para zammı konularına ilişkin olarak yürüttüğü işlemler idari işlemler niteliği taşımaktadır. Dolayısıyla odaların işlemleri, tasarrufları, kararları ve bunların sonuçları adli yargı çerçevesinde değil idari yargı dahilinde yargısal denetime tabi olacaktır. Bu konu Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 1992/5716 esas ve 1993/5428 karar sayılı ilamlarından ve Danıştay 8. Daire 2017/6125 esas, 2021/946 karar ve 17 Şubat 2021 tarihli karardan da yararlanılarak idari yargı görevli olduğundan, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-6 ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine dair mahkememizdeki vicdani kanıyı yansıtan aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafından açılan bu davada mahkememizin içinde yer aldığı adli yargının görevli olmadığı, idari yargı yerinin görevli olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 114/1-6 ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE;
2- Alınması gereken 80,70 TL maktu ret karar ve ilam harcından peşin alının 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,4‬0 TL harcın davacı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
3-Davacı tarafların yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
4-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
5-Davacı … İnşaat Turizm Taşımacılık İthalat İhracat Emlak Peyzaj Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nin davası usulden reddedildiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı … İnşaat Turizm Taşımacılık İthalat İhracat Emlak Peyzaj Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirket’den alınarak davalı tarafa verilmesine.
Dair, davacı şirket temsilcisi ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı yasanın 345. Maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süresi içerisinde Bölge İstinaf Mahkemesine başvuru yolunun açık olduğu açıkça okunup usulünce anlatıldı. 19/04/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza