Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/670 E. 2023/166 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/670
KARAR NO : 2023/166

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2021
KARAR TARİHİ : 09/03/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05.01.2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacı müvekkili şirkete ait … plakalı aracın hasara uğradığını, gerçek zarar miktarının davalı sigorta şirketince ödenmediğini, kaza sonrası hasar dosyası açıldığını, aracın gerçek zararının 23.285,22 TL olmasına rağmen sigorta şirketince 24.02.2021 tarihinde 6.452,00 TL ödeme yapıldığını, bakiye hasar miktarının iskonto uygulanması nedeniyle ödenmediğini, iskonto uygulanamayacağını, servislerle aralarında olan iskonto anlaşmasının müvekkilini/sigortalıyı bağlamadığını, aracın onarılıp onarılmaması ve buna ilişkin fatura olup olmamasının sorumluluğu ortadan kaldırmadığını, gerçek zararın orijinal parçalar ile iskontosuz olarak hesaplanması gerektiğini belirterek, açıklanan gerekçelerle ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 TL hasar miktarının temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile ödenmesini, talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili stgorta şirketi ünvanının … Sigorta Şirketi olarak düzeltilmesini istediklerini, delillerin kendilerine ibraz edilmediğini, Mobesa kayıtlarını istediklerini, Yetki itirazları olduğunu, davacı yana 24.02.2021 tarihinde 6.452,00 TL ödeme yapıldığını, ticari faizin söz konusu olmadığını, kusur oranlarının tespiti gerektiğini, gerçek zararın tespiti gerektiğini, sorumluluklarının kusur oranı ve poliçe limiti dahilinde olduğunu. belirterek davanın reddini talep etmiştir.
KANITLAR:
**Bilirkişi heyetinden rapor aldırıldığı görüldü.
** Davacı vekilinin ıslah dilekçesi sunduğu görüldü.
** İzmir il Emniyet Müdürlüğüne yazılan yazıya cevap verildiği görüldü, okundu.
** Davalı vekilinin ıslah dilekçesine karşı itiraz dilekçesi sunduğu görüldü, okuundu.
GEREKÇE :
Dava; davacı aracında meydana gelen hasar kaybı bedelinin karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
6098 Sayılı TBK. 49 maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. 50/1.fıkrası gereğince zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sayılı TBK.’ya göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sayılı TBK.’nın gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sayılı kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sayılı KTK.’nın 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin öngörülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı… ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK.’nın 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3. kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı değer kaybı zararının tespitinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; 05.01.2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacı müvekkili şirkete ait … plakalı aracın hasara uğradığını, gerçek zarar miktarının davalı sigorta şirketince ödenmediğini, kaza sonrası hasar dosyası açıldığını, aracın gerçek zararının 23.285,22 TL olmasına rağmen sigorta şirketince 24.02.2021 tarihinde 6.452,00 TL ödeme yapıldığını, bakiye hasar miktarının iskonto uygulanması nedeniyle ödenmediğini, iskonto uygulanamayacağını, servislerle aralarında olan iskonto anlaşmasının müvekkilini/sigortalıyı bağlamadığını, aracın onarılıp onarılmaması ve buna ilişkin fatura olup olmamasının sorumluluğu ortadan kaldırmadığını, gerçek zararın orijinal parçalar ile iskontosuz olarak hesaplanması gerektiğini belirttiği, Mahkememizce aldırılan heyet raporunda; … plakalı otomobil sürücüsü … önündeki araç ile güvenli takip mesafesini korumadığından dolayı kazanın oluşumunda ETKEN OLDUĞU, e … plakalı kamyonet sürücüsü Şevki tekin atfı kabil kural ihlalinde bulunmadığından dolayı kazanın oluşumunda etken olmadığı, Kaza ile hasarın uyumlu olduğu, … plakalı, renault kangoo multıx authentioue 1.5 dCI marka 2008 model aracın Onarım bedelinin; Eksper … Oto MM Ekspertiz Raporuna göre; İskontolu olarak;3.702,00 TL yedek parça, 2.750,00 TL işçilik olmak üzere toplam 6.452.00 TL4*kdv, kdv dahil 7.118,37 TL olduğu, Eksper … Oto MM Ekspertiz Raporuna göre; iskontosuz olarak;16.983,27 TL yedek parça, 2.750,00 TL işçilik olmak üzere toplam 19.733.,27 TLAikdv, kdv dahil 23.285,25 TL olduğu, Proforma Faturaya göre; iskontosuz olarak; 16.983,27 TL yedek parça, 2.750,00 TL işçilik olmak üzere toplam 19.733,27 TLt*kdv, kdv dahil 23.285,25 TL olduğu, 16.983,27 TL yedek parça, 2.750,00 TL işçilik olmak üzere toplam 19.733.27 TLtkdv, kdv dahil 23.285,25 TL olduğu, ancak; Davaya konu aracın onarım miktarının, 23.285,25 TL olması, aracın yapılan piyasa araştırması neticesinde rayiç değerinin 45.000.00 TL olması, aracın yapılan piyasa araştırması neticesinde Sovtaj değerinin 27.000.00 TL olması nedenleriyle, Aracın onarım bedelinin rayiç değerinin 4 50’sini aşması nedeniyle (mevcut Yargıtay kararları doğrultusunda – değerlendirildiğindek» onarımının ekonomik olmayacağı, bu nedenle pert-total ıişlemine tabı tutulması gerektiği, pert-total – işlemine tabi tutulduğunda gerçek zararının rayiç değeri (45.000 TL) ile sovtaj değeri (28.000 TL) farkı miktarı 17.000,00 TL olduğu, davacı sigortanın dava öncesi davacı tarafa 24.02.2021 tarihinde ödediği 6.452,00 TL düşüldüğünde kalan bakiye hasar onarım bedelinin (17.000 TL-6.452 TL) 10.548,00 TL olacağı belirtildiğinden, davacının ıslah talebi doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KABULÜNE,
1-10.548,00 -TL bakiye hasar bedeli tazminatın temerrüt tarihi olan 17/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 720,53 TL nispi harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 661,23 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
3-Davacının yatırmış olduğu 59,30 TL başvurma harcı, 59,30TL peşin harç ve 182,84 TL ıslah harcı olmak üzere toplamı olan 301,44 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 98,10 TL tebligat ve posta gideri ve 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.598,10 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümlerine göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-Taraflarca yatırılan kullanılmayan gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim…
¸e-imzalıdır