Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/623 E. 2022/213 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/623
KARAR NO : 2022/213

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı )
DAVA TARİHİ : 17/09/2021
KARAR TARİHİ : 10/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; 01/07/2021 tarihinde; …’e ait fakat …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyir halinde iken …’un sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazasında sürücü …’ın %100 kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından sigortaladığı aracın %100 kusurlu olduğunun kabul edildiğini ve yapılan ödemenin de bu kusur oranı üzerinden yapıldığını, …’a ait … plakalı aracın hasar onarımının … Oto Servisi tarafından gerçekleştirildiğini, gerçekleşen kaza sonrası hasar gören araç için davalı sigorta şirketinde … numaralı hasar dosyası açıldığını, araç onarıldıktan sonra davalı sigorta şirketi tarafından 9.980,00-TL ödeme yapıldığını, alınan ekspertiz raporundan da anlaşılacağı üzere araçta meydana gelen hasarın onarımı için yedek parça ve işçilik ücreti olarak (KDV dâhil)19.244,62-TL belirlendiğini ancak kısmi ödeme yapıldığını, … plakalı araçta oluşan hasar onarım bedelinin tespiti için de 350,00-TL ekspertiz rapor ücreti ve ayrıca aracın güvenli bir yere çekilmesi için de 295,00-TL çekici ücreti ödendiğini, bakiye hasar onarım bedeli ve ekspertiz rapor ücretinin davalı sigorta şirketinden 31/08/2021 tarihinde talep edildiğini fakat davalı sigorta şirketi tarafından yazılı bir cevap verilmediğini, arabulucuya başvuru yapıldığını ancak anlaşma sağlanamadığını, arz ve izah edilen ve resen dikkat edilmesi gereken sebeplerden dolayı fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile; … plakalı araç ile ilgili olarak; bakiye hasar onarım ücreti olarak şimdilik 50,00-TL, çekici ücreti olarak şimdilik 50,00-TL olmak üzere alacak kalemleri ile ilgili olarak fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile bakiye hasar onarım ücreti ve değer kaybı için sigorta şirketine başvuru tarihi olan 31/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00-TL’nin taraflarına ödenmesine, arabuluculuk sürecinde müvekkilinin vekil ile temsil edilmesinden dolayı A.A.Ü.T.’nin 16. maddesi kapsamında vekalet ücreti, yargılama gideri, 350,00-TL ekspertiz rapor ücreti ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle;
… plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 08.01.2021-2020 vadeli 1001987421 no.lu Zorunlu Karayolu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, işbu dava ile istenen tazminatın talep hakkının zamanaşımına uğradığını, dolayısıyla, zamanaşımı nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde yapılan yargılamada davanın reddine karar verildiğini, kararın kesin hüküm niteliğinde olduğunu, kesin hüküm sebebiyle davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı yanın aracında meydana gelen maddi hasar dolayısıyla müvekkili şirket tarafından 20.08.2021 tarihinde davacı yana 9.980,25 TL ödeme yapıldığını, bu ödeme ile müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini ve davacının zararı karşılandığından davanın reddini talep ettiklerini, davacı yan tarafından iddia edilen hasar tutarının fahiş olduğunu, ayrıca Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne müzekkere yazılarak; davacı yana ait aracın dava konusu kazadan evvel başkaca kazasının olup olmadığının araştırılmasını; kusur, hasar konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasını; yapılacak incelemede iddia edilen zarar ile kaza arasında illiyet bulunup bulunmadığının, varsa uyumsuz hasarın da değerlendirilmesini talep ettiklerini, trafik sigortasının; yalnızca aracın verdiği doğrudan maddi zararı temin ettiğini, ancak davacı yanın talep ettiği çekici ücretine ilişkin alacak kaleminin dolaylı zarar olduğunu, bu nedenle söz konusu taleplerin teminat dışı olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin temerrüdünün gerçekleşmediğini, arz ve izah edilen nedenler ve Sayın Mahkemece resen tespit edilecek sebeplerle; kesin hüküm ve zamanaşımı itirazlarının kabulü ile davanın reddine aksi halde yapılan ödemenin yeterli olduğunun tespiti ile davanın reddine karar verilmesini, davacı yanın talep ettiği delil tespit dosyasına ait masrafların reddini, haklarında yargılama gideri yahut ilam vekalet ücretine hükmedilmemesini, her halde haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza tespit tutanağı : Trafik kazasına karışan araç sürücüleri … ve … tarafından birlikte tanzim ve imza edilmiş 01/07/2021 tarihli maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı içeriğinden; … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın olayı ” öndeki araç birden durunca frene bastım duramadım ” şeklinde, … plaka sayılı araç sürücüsü …’un olayı; “Sağ şeritte araç 4’ lü yakıp durdu. Önümdeki araç durdu ben durdum, arkamdaki araç duramayıp arka sol taraftan çarptı” şeklinde tanımladığı görülmüştür.
Hasar Dosyası : Davalı sigorta şirketinin 06/12/2021 havale tarihli cevabi yazısı içeriğinden; şirketlerince dava konusu kazaya ilişkin olarak davacının başvurusu üzerine davacı yana 20/08/2021 tarihinde 9.980,25-TL hasar bedeli ödemesi yapıldığı bildirilmiştir.
Poliçe : Davalı sigorta şirketi ile dava dışı … arasında … plaka sayılı araca ilişkin 08/01/2021 – 08/01/2022 tarihlerini kapsar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi bulunmaktadır. Araç başına maddi hasar limiti 43.000,00-TL. dir.
Trafik tescil : İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’nün 29/09/2021 tarihli cevabi yazısı içeriğinde; … plaka sayılı aracın davacı … adına, … plaka sayılı aracın dava dışı … adına tescilli olduğu bildirilmiştir.
Tramer : Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin 29/09/2021 tarihli cevabi yazısı içeriğinde; davaya konu 01/07/2021 tarihli trafik kazasından önce … plakalı araca ait 2 adet hasar kaydı bulunduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporu : Makine Mühendisi Trafik Uzmanı Bilirkişi … 21/01/2022 tarihli raporunda; Davalı … Sigorta Şirketi’ ne KZMMS trafik sigortası ile sigortalı … plakalı ticari taksi sürücüsü … idaresindeki … plakalı araç ile Meydana Gelen Olayda Dikkatsiz, Tedbirsiz ve Kurallara Aykırı Hareketleriyle Kazaya Etken Hatalı Davranış Sergilemiş Olduğunu, Davacıya ait … plakalı aracın Maliki ve sürücüsü davacı …’ ın idaresindeki otomobil ile meydana gelen kazada, Oluşa Etken Hatalı Tutum ve Davranışının Görülmemiş olduğunu, Meydana gelen trafik kazasında oluşan etken 3. Kişi ya da kurumların kusuru bulunmadığını, Davacıya ait … plakalı araçta davaya konu trafik kazası sonucunda Bagaj Kapağı, Havuz Sacı, Arka Çamurluklar, Arka Panel ve Arka Tampon Kısımlarında Meydana Gelen Hasarların İşbu Dava Konusu Kaza İle İlintili Olduğunu, … plaka sayılı davacı aracında uğramış olduğu trafik kazası sebebiyle oluşan hasara ilişkin Gerçek Onarım Bedelinin (Yedek Parça Bedeli + İşçilik + KDV) olarak 19.244,62 TL olduğunu, Davalı Sigorta Şirketi tarafından … no.lu Hasar dosyasına istinaden davacıya 20.08.2021 tarihinde 9.980,25 TL Kısmi Hasar ödemesi yapılmış olduğu tarafların kabulünde olduğundan; Davacının Bakiye Hasar alacağının 9.264,37 TL. olduğunu, Dosya muhtevasında bulunan 350,00 TL tutarındaki “Ekspertiz Hizmet Bedeli” faturasının 2021 yılı “Ekspertiz Ücret Tarifesine” göre kadri maruf olduğu ve ödenip ödenmemesi hususunun Sayın Mahkemenin takdirine bırakılmış olduğunu, Dosya muhtevasında bulunan 295,00 TL tutarındaki davacının kaza yapan aracının Karabağlar Ş. Volkan Koçyiğit Bulvarından Buca İlçesindeki … …/… Sok. No:…/… adresinde bulunan … Oto Doğrultma Servisine çekilmesi için ödenen faturanın kadri maruf olduğunu mütalaa etmiştir.
Islah dilekçesi : Davacı vekili 24/01/2022 tarihli dilekçesinde; 50,00-TL olarak talep ettikleri bakiye hasar onarım bedelini 9.264,37-TL’ye, 50,00-TL olarak talep ettikleri çekici ücretini 295,00-TL’ye olmak üzere 100,00-TL olarak talep ettikleri alacaklarını 9.459,37-TL daha arttırarak 9.559,37-TL’ye ıslah ettiklerini belirtmiş, ıslah taleplerinin kabulüne ve 9.559,37-TL’nin sigorta şirketine başvuru tarihi olan 31/08/2021 tarihinden işleyecek ticari faizi ile tahsiline, arabuluculuk sürecinde müvekkilinin vekil ile temsil edilmesinden dolayı A.A.Ü.T.’nin 16. maddesi kapsamında vekalet ücreti, ekspertiz rapor ücreti için ödenen 350,00-TL ve iş bu yargılama için yapılan yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davalı sigorta şirketine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş ve ıslah harcını aynı tarihte yatırmıştır.
Dava; davacı aracında meydana gelen bakiye hasar zararı, çekici ücreti ve ekspertiz ücretinin karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
Davalı vekili dava dilekçesi ve ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. 2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. 6098 sayılı TBK’nun 154. Maddesinde ise zamanaşımı kesen nedenler düzenlenmiş olup, borçlunun borcu ikrarı, kısmen ifa, icra takibi başlatılması bu nedenler arasında sayılmıştır. Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 15. Maddesinde “Arabuluculuk Bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur…”hükmüne yer verilmiştir. Tüm bu düzenlemeler dikkate alındığında, kazanın 01.07.2021 tarihinde gerçekleştiği, davalının 20.08.2021 tarihinde kısmi ödemede bulunduğu, kısmi ödeme zamanaşımını kesen işlem olup, kısmi ödeme tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin 20.08.2023 tarihinde dolacağı, davanın 17.09.2021 tarihinde açıldığı, ıslahın 24.01.2022 tarihinde yapıldığı, dava ve ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı savunması reddedilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı hasar zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, işçilik maliyetleri, KDV dikkate alınması gerektiği, değer kaybı yönünden de 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
19.06.2021 tarihinde RG’de yayınlanan 7327 sy İcra ve İflas Kanunun ile Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanunun 18. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90 ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kanun” ibareleri “Kanunda” şeklinde değiştirilerek, fıkraya birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu tazminatlardan;a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,…hesaplanır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir.” Şeklinde yasal düzenleme eklenmiş ve 19. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. Maddesinde de trafik poliçesi teminatı dışında kalan hallere ekleme yapılmıştır. Bu değişikliklerin, 7327 sy yasanın 23. Maddesine göre RG’de yayımlandığı tarihte yürürlüğe gireceği öngörülmüştür. Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davalarında davalı sigortanın sorumluluğu belirlenirken poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile bu tarihte yürürlükte olan 2918 sy Karayolları Trafik Kanunu hükümleri dikkate alınacaktır. 7327 sy yasa ile yapılan değişikliklerin geçmişe etkili olacağına dair yasal bir düzenleme bulunmadığından, poliçe tanzim tarihinde yürürlükte olmayan bu değişikliklerin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmadığından, söz konusu yasal değişiklikler maddi zararın kapsamının belirlenmesinde dikkate alınmamıştır.
04.12.2021 tarihinde RG’de yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişik Yapılmasına Dair Genel Şartlar uyarınca daha önceki Genel Şartların, 1., 2. 3., 4.,5., 6.,7.,8., 9., 10., 11, 12., 13., 14. ,15., 16., maddelerinde değişiklik yapılmış olup, 17. Maddesi ile de Genel Şartlara Ek-7 eklenerek, Ek-7’ de, değer kaybı, sakatlık, destekten yoksun kalma tazminatlarının nasıl hesaplanacağının düzenlenmiştir. Bu değişikliğin 18. Maddesi ile “Bu genel şartların yayımı tarihinde yürürlüğe girer.” Düzenlemesine, 13. Maddesi ile Genel Şartalırn C.11. Maddesine yapılan ek maddede “Bu genel şartların yürürlük tarihinden sonra yapılan değişiklikler, söz konusu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilen sözleşmelere uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/14573 esas, 2017/6035 karar sayılı, 29/05/2017 tarihli ilamı, 2017/1541 Esas,2017/9897 Karar sayılı, 31.10.2017 tarihli ilamı, İzmir BAM 11. HD’nin 2018/593 esas, 2018/414 karar sayılı, 02/04/2018 tarihli ilamında belirtildiği üzere “Davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile yasal hükümlere göre belirlenecektir.” 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre de sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerdiği, 01.06.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nda değişiklik yapan Yeni Genel Şartların 18. Maddesi ve 13.maddesine göre, genel şartlarda yapılan değişikliklerin yürürlük tarihi olan 04.12.2021 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağı, dava konusu trafik poliçesinin 04.01.2021 tarihinde tanzim edildiği, dolayısıyla poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte olmayan 04.12.2021 tarihli genel şartlarda yapılan değişikliklerin ve zararın hesaplanma yöntemini belirleyen eklerinin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; Davalı Sigorta Şirketi’ ne KZMMS poliçesi ile sigortalı olan, olay tarihinde dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı ticari taksi ile Şehit Volkan Koçyiğit Bulvarını takiben seyredip, geldiği olay mahallinde aracının sağ ön kısımları ile önünde aynı yönde seyir halinde olan davacı malik sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin sol arkasına çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, bilirkişi raporunda açıklanan gerekçelerle kazanın oluşumunda davalıya sigortalı aracı kullanan dava dışı sürücü …’ın %100 oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacı aracında yedek parça, işçilik ve KDV dahil 19.244,62 TL lik hasar meydana geldiği, davalı sigorta şirketi tarafından, dava tarihinden önce 20.08.2021 tarihinde davacıya 9.980,25 TL hasar bedeli ödemesi yapmış olduğundan davacının bakiye hasar zararının 9.264,37 TL olduğu, kazanın yapıldığı yer ile onarım yapılan servisin bulunduğu yer arasındaki mesafe dikkate alındığında araç teslim fişindeki çekici bedeli olarak ödenen 295,00 TL’nin (KDV Dahil) makul olduğu ve doğrudan zarar kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B 2/2.1. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte kendisine ihbar edildiği 31.08.2021 tarihten itibaren 8 iş günü içinde ödeme yükümlülüğü bulunmakla davalı sigorta şirketinin 11.09.2021 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, 9.264,37 TL bakiye hasar bedeli ile 295,00 TL çekici ücreti olmak üzere toplam 9.559,37 TL maddi tazminatın zarar veren araç ticari nitelikte olduğundan temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 350,00 TL ekspertiz ücretinin yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde son tutanağın düzenlendiği tarihteki AAÜT’nin 16/2-c maddesindeki yasal düzenlemenin, avukat ile müvekkili arasındaki vekalet ilişkisine dayanan akdi vekalet ücretinin miktarına yönelik olduğu, arabuluculuk sonrasında açılan eldeki davada yargılama gideri kapsamında karşı tarafın sorumlu olacağı vekalet ücreti olarak değerlendirilemeyeceği, bu itibarla davacı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 16. maddesine göre ayrıca bir maktu vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile 9.264,37 TL bakiye hasar bedeli ile 295,00 TL çekici ücreti olmak üzere toplam 9.559,37 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 11.09.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- 350,00 TL ekspertiz ücretinin yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesine,
3-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 653,00 TL nispi harca, peşin alınan ve ıslahla tamamlanan 221,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 431,70 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4-Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 8,50 TL vekalet suret harcı, 59,30 TL başvuru harcı, 221,30 TL peşin alınan ve ıslahla tamamlanan harç, 50,10 TL davetiye ve posta gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 350,00 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 1.289,20 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır