Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/62 E. 2022/1048 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/62 Esas
KARAR NO : 2022/1048

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/01/2021
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/12/2022

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili; 15/10/2020 tarihinde saat 11.40 sıralarında … plakalı aracı ile Bostanlı … Mevkii önünde kırmızı ışıkta beklerken davalı …’ün sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile arkadan çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tutanağında … plakalı araç sahibinin asli kusurlu çıktığını ve işbu kaza neticesinde müvekkilin aracında büyük hasar meydana geldiğini, zararlara ilişkin … numaralı poliçeyi düzenleyen davalı şirkete başvuru yaptığını fakat ödeme alamadığını, dava konusuna ilişkin arabuluculuk başvurusu yapıldığı fakat sonucunda anlaşılamadığını, araçta meydana gelen hasar, değer kaybı ve ikame araç bedeli açısından davalıların sorumlu olduğunu bildirerek toplanacak deliller ve bilirkişi raporuna göre fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL değer kaybı bedelinin sigorta şirketi yönünden hasar red tarihli davalı sürücü ve işleten yönünden 15/10/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, yargılama gideri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; 15/10/2020 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı araç … Sigorta A.Ş. Nezdinde … numaralı 08/09/2020-2021 vadeli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu kaza tarihi itibariyle teminat limitinin araç başına 41.000 TL olduğunu ve sigorta sorumluluğunun poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, davanın teminat limitinin tükenmiş olması nedeniyle reddini, davacı tarafın taleplerinin ödeme yapılması nedeniyle reddini, müvekkil şirketin dava açılmasına keyfi ve haksız olarak sebep olmadığından yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR: Adli Trafik Bilirkişisi … ve öğretim üyesi …’den bilirkişi heyet raporu, kaza tespit tutanağı, ekspertiz raporu, İzmir İl Emniyet Müdürlüğünden araç özet bilgileri celbedilmiştir.
GEREKÇE :
Dava; davacı aracında meydana gelen değer kaybına ilişkin zararın karşı araç ZMMS sigortacısı, işleteni ve sürücüsünden, araç mahrumiyet zararının karşı araç işleteni ve sürücüsünden tahsili için açılan maddi tazminat davasıdır.
Davalı taraf yetki itirazında bulunmuş ise de; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’nın C.7. maddesinde de yetkili mahkemeler belirlenmiş olup, genel şartlarda “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi veya kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde ya da zarar görenin ikametgahının bulunduğu mahkemede de açılabilir” şeklinde düzenleme getirildiği, sigorta şirketinin merkezinin yargı sınırlarımız içerisinde bulunduğu tespit edilmekle davalının yetki itirazı reddedilerek, yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı taraf davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını savunarak davanın usulden reddini talep etmiştir. Belirsiz alacak davasını düzenleyen 6100 Sayılı HMK 107. maddesinde; “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) (Değişik:22/7/2020-7251/7 md.) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre, belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabilecektir. Davacı tarafça dava açılmadan önce kendi kasko sigortacısı ve davalı sigorta şirketine başvuru üzerine ekspertiz raporu alınarak hasar miktarı ve değer kaybı bu raporlar ile tespit edilmiş ise de, davacıya ait araçta trafik kazası sonucu meydana gelen gerçek zarar miktarı taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli olmayıp, dava tarihi itibariyle zararın miktar ve değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin davacıdan beklenemeyeceği anlaşılmakla HMK’nın 107. maddesine uygun olarak, belirsiz alacak davası açılması mümkündür. (Yargıtay HGK 17.11.2020 tarih 2017/17-1102 E. 2020/905 K. sayılı ilamı)
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı hasar zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, işçilik maliyetleri, KDV dikkate alınması gerektiği, değer kaybı yönünden de 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
19.06.2021 tarihinde RG’de yayınlanan 7327 sy İcra ve İflas Kanunun ile Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanunun 18. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90 ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kanun” ibareleri “Kanunda” şeklinde değiştirilerek, fıkraya birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu tazminatlardan;a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,…hesaplanır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir.” Şeklinde yasal düzenleme eklenmiş ve 19. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. Maddesinde de trafik poliçesi teminatı dışında kalan hallere ekleme yapılmıştır. Bu değişikliklerin, 7327 sy yasanın 23. Maddesine göre RG’de yayımlandığı tarihte yürürlüğe gireceği öngörülmüştür. Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davalarında davalı sigortanın sorumluluğu belirlenirken poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile bu tarihte yürürlükte olan 2918 sy Karayolları Trafik Kanunu hükümleri dikkate alınacaktır. 7327 sy yasa ile yapılan değişikliklerin geçmişe etkili olacağına dair yasal bir düzenleme bulunmadığından, poliçe tanzim tarihinde yürürlükte olmayan bu değişikliklerin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmadığından, söz konusu yasal değişiklikler maddi zararın kapsamının belirlenmesinde dikkate alınmamıştır.
04.12.2021 tarihinde RG’de yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişik Yapılmasına Dair Genel Şartlar uyarınca daha önceki Genel Şartların, 1., 2. 3., 4.,5., 6.,7.,8., 9., 10., 11, 12., 13., 14. ,15., 16., maddelerinde değişiklik yapılmış olup, 17. Maddesi ile de Genel Şartlara Ek-7 eklenerek, Ek-7’ de, değer kaybı, sakatlık, destekten yoksun kalma tazminatlarının nasıl hesaplanacağının düzenlenmiştir. Bu değişikliğin 18. Maddesi ile “Bu genel şartların yayımı tarihinde yürürlüğe girer.” Düzenlemesine, 13. Maddesi ile Genel Şartalırn C.11. Maddesine yapılan ek maddede “Bu genel şartların yürürlük tarihinden sonra yapılan değişiklikler, söz konusu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilen sözleşmelere uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/14573 esas, 2017/6035 karar sayılı, 29/05/2017 tarihli ilamı, 2017/1541 Esas,2017/9897 Karar sayılı, 31.10.2017 tarihli ilamı, İzmir BAM 11. HD’nin 2018/593 esas, 2018/414 karar sayılı, 02/04/2018 tarihli ilamında belirtildiği üzere “Davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile yasal hükümlere göre belirlenecektir.” 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre de sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerdiği, 01.06.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nda değişiklik yapan Yeni Genel Şartların 18. Maddesi ve 13.maddesine göre, genel şartlarda yapılan değişikliklerin yürürlük tarihi olan 04.12.2021 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağı, dava konusu trafik poliçesinin 15.09.2020 tarihinde tanzim edildiği, dolayısıyla poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte olmayan 04.12.2021 tarihli genel şartlarda yapılan değişikliklerin ve zararın hesaplanma yöntemini belirleyen eklerinin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde;15/10/2020 tarihinde saat 11.40 sıralarında … plakalı aracı ile Bostanlı … Mevkii önünde kırmızı ışıkta beklerken davalı …’ün sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile arkadan çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bilirkişi kök ve ek raporunda açıklanan gerekçelerle -Davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde 08.09.2020/2021 tarihleri arasında … s. ZMMS (Trafik) poliçesiyle, ihbar olunan … Sigorta A.Ş. nezdinde ise aynı tarihler arasında ise 270077828 sayılı Kasko poliçesiyle davalı … adına sigortalı … plakalı Chevrolet marka otomobil sürücüsü davalı …’ün kazanın oluşumunda 2918 sayılı yasanın diğer sürücü kusurlarından 52/B ile sürücü asli kusurlarından 84/D hükümlerini ihlal ettiği, … plakalı 2013 model BMW marka otomobil sürücüsü davacı …’ın kazanın oluşumuna katkı sağlayacak kurallara aykırı etkenliği olmadığı, Aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 258.000 TL ile 266.000 TL olduğu, ortalama değerinin 259.000 TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (280.000 TL) onarım sonrası rayici (259.000 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 25.000,00 TL olduğu, Aracın için makul onarım süresinin 14 gün olduğu, Yapılan piyasa araştırmasında, davaya konu aracın kaza tarihinde aynı özellikteki muadil benzerinin kaza tarihinde günlük 225 TL bedele kiralanabileceği tespit edilmiştir. Buna göre davaya konu aracın makul onarım süresi esnasında ortaya çıkacak ikame araç bedelinin (14 gün x 225 TL/gün) toplam 3.150,00 TL olduğu, davalı … işleten malik sıfatıyla KTK.nun 85.maddesi uyarınca, davalı …’ün haksız fiil faili olarak TBK’nun haksız fiil hükümlerine göre gerçekleşen zararın tamamından sorumlu oldukları, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, davalı sigorta şirketinin dava dışı davacıya ait aracın kasko sigortacısı olan … Sigorta A.Ş.’nin rücu talebi üzerine 41.000 TL hasar ödemesi yapılmış olduğundan davalı sigorta şirketinin teminat limitinin tükendiği, davalı araç maliki ve davalı sürücünün ihtar ve ihbara gerek olmaksızın haksız fiilin gerçekleştiği 15.10.2020 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmakla davacının değer kaybı tazminatına yönelik davasının kısmen kabul kısmen reddi ile Davalı Sigorta Şirketine yönelik açılan davanın teminat limitinin tükenmesi nedeniyle reddine, 25.000 TL değer kaybı bedelinin diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 15.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, zarar veren araç ticari nitelikte olmayıp haksız eylemin de TTK.’nun 4. maddesi uyarınca ticari iş niteliği taşımamasına göre, temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline, davacının araç mahrumiyet bedeline yönelik davasının, davacıya kasko şirketi tarafından kazaya karışan aracının tamir süresi içerisinde kiralık araç verilmiş olması, kira sözleşmesinin dosya arasına sunulması, davacının araç mahrumiyetine yönelik taleplerini somutlaştırmaması ve bu taleplerini destekleyecek delilleri dosyaya sunmaması nedeniyle reddine, davalıların maliki, sürücüsü ve sigortacısı olduğu aracın, neden olduğu trafik kazasında, davacının aracının zarar görmesi nedeniyle maddi tazminat talep edilen davada, davalıların zarar gören davacıya karşı müteselsilen sorumlu olduğu, müteselsil sorumlu davalılar arasında ise zorunlu dava arkadaşlığı değil, ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu, sigorta hükümleri TTK’da düzenlendiğinden, davalı sigorta hakkındaki dava mutlak ticari dava iken, haksız fiil sorumlusu olan sürücü ve KTK uyarınca sorumlu olan davalı işleten hakkındaki davanın, mutlak ticari dava olmadığı gibi, bu davalıların sıfatına ve davanın niteliğine göre nisbi ticari dava da olmadığı, davalı sigorta dışındaki davalılar hakkında zorunlu arabuluculuk yasasının uygulanamayacağı nazara alındığında arabuluculuk ücretinden yalnızca davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı Sigorta şirketi tarafından davacının kasko sigorta şirketine rücu ödemesinin davanın açılmasından bir gün sonra gerçekleşmesi nedeniyle arabuluculuk ücretinin davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının değer kaybı bedeline yönelik tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE
Davalı Sigorta Şirketine yönelik açılan davanın teminat limitinin tükenmesi nedeniyle REDDİNE
25.000 TL değer kaybı bedelinin diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 15.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2- Davacının araç mahrumiyet bedeline yönelik tazminat davasının REDDİNE
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.707,75‬-TL nispi harçtan, peşin alınan ve ıslah ile tamamlanan 539,3‬0-TL harcın mahsubu ile bakiye 552,96 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına.
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 539,30 TL peşin ve ıslah harcı, 240,00 TL tebligat ve posta gideri ve 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.047,10 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranı dikkate alınarak 1791,13 TL’sinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümlerine göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
6-Davalılar … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümlerine göre 3.150 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
7-Taraflarca yatırılan kullanılmayan gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
8- Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalı … Sigorta Anonim Şirketi ‘nden alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı/yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır