Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/559 E. 2022/437 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/559 ESAS
KARAR NO : 2022/437 KARAR

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/08/2021
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

Mahkememizde görülen Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Müvekkilinin icra takibine ilişkin borçlu olmadığının tespiti amacıyla arabuluculuk sürecinin başladığını, uzlaşma sağlanamadığından işbu davayı açtıklarını, davalının tacir olmayıp esnaf sıfatına haiz olduğunu, takip konusu senedin müvekkilince hiçbir zaman görülmediğini, hiçbir şekilde imzalanmadığını ve gerçekte böyle bir senedin varlığının dahi şüpheli olduğunu, müvekkilinin davalı … ile yaptığı telefon görüşmesinde davalı tarafın 10 yıl önce müvekkilimizin kendisinden halı aldığını bildirdiğini ancak böyle bir halı dükkanına dahi müvekkili tarafından gidilmediğini, davalı tarafın takip konusu senedin tanzim ve vade tarihini dahi belirtemediğini, senedin bir suretinin ödeme emri ekinde sunulmadığını, açıkladığı nedenlerle davanın kabulü ile müvekkilinin takip konusu 1.500,00-TL bedelli olduğu iddia edilen senede ilişkin borçlu olmadığının tespitine, İstanbul 28. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, mahkeme aksi kanaatte olursa icra dosyası üzerinden müvekkilinin maaşında kesinti yapılması halinde kesinti yapılan tutarın istirdadına, takip konusu senedin müvekkiline iadesine, mümkün değilse iptaline, kötü niyetle hareket eden davalı aleyhine dava değerinin %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İcra Dosyası: İzmir 28. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas Sayılı dosyası ile davalının davacı aleyhine 1.500,00- TL asıl alacak, 1.688,09-TL işlemiş faiz olmak üzere 3.188,09 TL toplam alacak üzerinden takip başlattığı, keşidecisinin davacı … Sakar lehdarın … 21.10.2010 vadeli 500,00- TL bedelli ve keşidecisinin davacı … Sakar lehdarın … 21.11.2010 vadeli 1.000,00- TL bedelli senetlerin takip konusu olduğu anlaşılmıştır.
Dava; Kambiyo senedinin bedelsizliğinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
Davacı vekili davaya konu halı satış bedeli nedeniyle düzenlemiş bonoların davacı tarafından imzalandığı, bu satışın davcıya yapılmadığı bu bonolar nedeniyle borçlu olmadığı tespitini talep etmiş.
Mahkememizce davacıdan imza örnekleri alınmış bu defa 22.12.2021 tarihli dilekçesi ile davacının senetlerin keşide tarihinden 16 yaşında olduğu fiil ehliyetinin bulunmadığı savunmasında bulunmuştur.
Uyap sisteminden dosya arasına alınan nüfus kayıt örneğinde davacının 25/05/1994 tarihinden doğduğu keşide tarihi 2010 yılında 16 yaşında olduğu analaşılmıştır.
Menfi tespit davalarında ispat yükümlülüğü kural olarak davalı alacaklıya düşer. Ancak imzası ikrar edilmiş bono alacağın varlığını ispatlayan kesin delil niteliğinde olup bu kez borçlunun borcunun bulunmadığını, usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekir. Bono, ödeme vaadi niteliğinde kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir. Bonoda kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir, ispat külfeti davacı taraftadır.
Fiil Ehliyeti Yönünden; Davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim Medeni Kanun’un “ fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir” biçimindeki 9. maddesi hükmüyle hak elde edebilmesi, borç (yükümlülük) altına girebilmesi,” fiil ehliyetine bağlamış. 10. maddesinde de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin (reşit) olmayı kabul ederek “ ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.” hükmünü getirmiştir. “Ayırtım gücü “ eylem ve işlev ehliyeti olarak da tarif edilerek aynı Yasa’nın 13. maddesinde “Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.” denmek suretiyle açıklanmış, ayrıca ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir. Önemlerinden dolayı bu ilkeler, söz konusu Yasa ile öteki yasaların çeşitli hükümlerinde de yer almışlardır.
Medeni Kanunu’nun 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyiniyetli olması o işlemi geçerli kılmaz. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.6.1941 tarihli ve 4/21 sayılı kararı)
Tüm dosya kapsamına göre davacının borcun doğduğu tarihte fiil ehliyeti bulunmadığı ve davaya konu bonolar nedeniyle borç altına giremeyeceği anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar verilmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KABULÜNE,
1-İzmir 28.İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına konu edilen keşidecisi … olan, düzenlenme tarihi 21.10.2010 olan 500,00-TL bedelli ve 21.11.2010 tarihli 1.000,00-TL bedelli bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine,
2-Koşulları oluşmadığından davacı vekilinin kötü niyet tazminatı taleplerinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 102,47-TL harçtan peşin alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 43,17‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR OLARAK KAYDINA,
4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 1.500,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
6-Davacının yapmış olduğu 59,30-TL dava açma ilk gideri, 62,20-TL tebligat ve posta gideri, olmak üzere toplam 121,5‬0-TL Yargılama giderinin peşin yatırılan 59,30-TL harç ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır