Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/541 E. 2022/981 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/541
KARAR NO : 2022/981

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/03/2017
KARAR TARİHİ : 25/11/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin, davalının 22/03/2007 tarihli …-…-… ihale kayıt numaralı ihalesi ile “Buca, Gaziemir, Menderes, Gümüldür Narlıdere, Güzelbahçe, Urla, Çeşme, Seferihisar, Karaburun ilçeleri ve bunlara bağlı belde ve köylerdeki alçak gerilimden beslenen abonelere ait elektrik sayaçlarının endeks tespiti, tespit edilen endekslerin el bilgisayarına kaydedilmesi, bildirim düzenlenmesi ve aboneye bırakılması, tespit edilmiş bilgilerin idare bilgisayarına aktarılması, abone kayıtlarının güncellenmesi, abone sayaçlarının ve mühürlerinin kontrolü, kaçak ve usulsüz elektrik kullananların tespitine ilişkin işlerin yapılması” işini aldığını, Hizmet Alım Tip Sözleşmesinin 9.1 ve 9.2 maddesinde İdari Şartname, Sözleşme Tasarısı, Teknik Şartname, Standart Formlar ile Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin bu sözleşmenin ekleri olarak değerlendirildiğini, alacağın 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, işin konusunun Teknik Şartnamenin 2. maddesinde düzenlendiğini, yer tesliminin yapıldığını, müvekkilinin iş programına bağlı olarak üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeye başladığını ancak müvekkilinin dışında abone veya sayaçtan kaynaklanan sebepler nedeniyle endeksör cihazı ile endeks okumanın mümkün olmayabileceğini, bu nedenle müvekkilinin Teknik Şartnamenin 5.3 maddesinde yer alan abone sayaç durum koduna bağlı kalarak davalıya elektronik ortamda bildirim ve ihbarda bulunabileceğini, endeksörle endeks okumasının mümkün olmadığı durumlarda müvekkilinin Teknik Şartnamenin 5.3.a maddesine göre hareket ettiğini, müvekkilinin elektronik ortamdan gelen veri ile emirleri abone ve sayaç durum kodlarına bağlı olarak sözleşme hükümleri içinde elektronik ortamda davalıya bildirdiğini ancak davalı tarafından abone sayaç durum kodları ve kaçak ihbarına ilişkin ödemenin yapılmadığını, EPDK Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 25. maddesi uyarınca AG’den beslenen aboneler için belirlenen kesme-bağlama birim bedelinin % 50’sinin ödeneceğini ancak bu bedelin ödenebilmesi için kaçak tutanağının EPDK Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre işlem yapıldıktan sonra tahakkuka bağlanmasının şart olduğunu, müvekkilinin görevinin sözleşmenin 5. maddesi ile teknik şartnamenin 2. maddesinde tanımının yapıldığını, müvekkilinin görevinin “abonenin endeksini tespit ve kayıt, aboneye bildirim tanzimi bırakılması ve bu işlemler aboneden veya sayaçtan kaynaklı bir durum nedeniyle yapılamıyor ise Teknik Şartnamenin 5.3 maddesinde sayılan kodların tespiti ile durumun idareye bildirilmesi” olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin görevinin bu durumda bildirimden ibaret olduğunu, müvekkili tarafından yapılan işleri gösterir aylık hak ediş raporu davalıya sunulduğu halde davalının bildirimler için “tahakkuka bağlanmadığı” gerekçesiyle eksik ödeme yaptığını, tutanak tutma ve tahakkuka bağlamanın davalının edimi olduğunu, sözleşmede bu işler için süre öngörülmediğini, davalının kaçak ihbarları için ayrıca tutanak tutulması şartını öne sürdüğünü, davalının tutanak tutma görevini yerine getirmediğini, müvekkilinin görevinin abone veya sayacın tespit edilemeyen endeksinin sebebini davalıya bildirmek olduğunu, bu bildirimle birlikte edimin sona erdiğini, müvekkilinin davalıya karşı sayaç ve durum kodundan kaynaklı 3 türlü bildirim yapacağını, bunların “kuruma kaçak ihbarı, ödenmesi gereken kod bildirimi ve kurumun dikkat edeceği uyarılar” şeklinde olduğunu, davanın esasının davalının sözleşme ile belirlenen ancak sözleşmeye aykırı olarak ödemediği abone-sayaç durum kodu ve kaçak ihbarından doğan alacaklarının ödenmesi isteği olduğunu, müvekkilinin 20/06/2007 tarihli sözleşme ile 01/07/2007-30/06/2008 tarihleri arasında davalıya bildirdiği abone durum kodu ve kaçak ihbar adedi ile kaçak ihbarına ait birim fiyatları üzerinden hesaplama yapıldığında toplam alacağın belirleneceğini, bu hususta bilirkişi raporu aldırılması gerektiğini, toplam alacağın belirsiz olduğunu, davayı kısmi olarak açtıklarını, davalının yıllardır abone-sayaç durum kod bildirimleri ile kaçak ihbarların bedelini ödemediğini belirterek, sözleşme kapsamlı yerlerdeki abonelere ilişkin endeks okuma işinin yürütülmesinde 01/07/2007-30/06/2008 tarihleri arasında endeks okumada teknik şartnamenin 3.1 ve 5.3 maddeleri gereğince abone sayaç durum kodu ve kaçak kod bildirimlerinin ve bedellerinin tespitine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL ve KDV’sinin sözleşmenin bitiş tarihi olan 30/06/2008 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 31/07/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile; TEDAŞ’dan alınan bilgi ve belgelere dayanılarak yeniden yapılan hesaplamada müvekkilinin alacağının 3.637.157,21 TL olduğunun belirlendiğini, bu hesaplamanın 15.000 civarında bilgi ve belgenin incelenmesiyle ortaya çıkarıldığını, maddi hata ve atlamaların olabileceğini, ilk hak ediş raporunun 31/07/2007 tarihli olduğunu 10 yıllık zaman aşımı süresinin 31/07/2017 tarihinde başladığını, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dava dosyasında yapılan bilirkişi incelemesinde uygulanan verilerin hesaplamada esas alındığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 3.637.158,21 TL’nin KDV’si ile birlikte 30/06/2008 tarihinde itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafın 50.000,00 TL alacağının hangi istemlerine özgülediğini açıklaması gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, hem tespit hem de alacak isteğinde bulunulamayacağını, müvekkilinin Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 22/04/2004 tarihli, 2004/22 sayılı kararı ile özelleştirme kapsamına alındığını ve Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 07/03/2012 tarihli, 2013/21 sayılı kararı doğrultusunda tamamı TEDAŞ’a ait hisselerinin satılması suretiyle 29/05/2013 tarihi itibariyle devir alındığını, TEDAŞ Genel Müdürlüğü ile imzalanan işletme hakkı devir sözleşmesi hükümlerine göre dağıtım faaliyetinin TEDAŞ tarafından yürütüldüğü dönemde her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun TEDAŞ’a ait olduğunu, bu nedenle alacağın muhatabının TEDAŞ Genel Müdürlüğü olduğunu, davanın husumetten reddi gerektiğini, davanın zaman aşımına uğradığını, taraflar arasında hizmet alım sözleşme ve şartnamelerinin imzalandığını, sözleşme süresinin 1 yıl olduğunu, sözleşme bedelinin 633.261,29 TL olduğunu, yapılacak iş miktarının takriben 3.386.424 adet ve ana hizmet bedelinin 0,187 TL olduğunu 01/07/2007-30/06/2008 tarihleri arasında gerçekleşen ihale süresince davacıya yaptırılan işler karşılığında toplam 690.868,52 TL hak ediş bedeli ödendiğini, ihale süresi boyunca hak ediş raporlarının düzenlendiğini, tüm hak edişlerin ihtirazı kayıt konmaksızın imzalandığını ve ödemelerin davacı tarafça alındığını, davacının bu davayı açmasının iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığını, sözleşmenin taraflar yönünden bağlayıcı olduğunu, Teknik Şartnamenin sözleşmenin eki ve ayrılmaz bir parçası olduğunu, sözleşmenin 2.1 maddesinde “ana hizmetler” başlığı altında yapılacak işlerin tanımlandığını, yine Teknik Şartnamenin 3.1 maddesinde ödenecek bedellerin düzenlendiğini, durum kodlarına ilişkin olarak davacıya ödeme yapılabilmesi için aboneye tahakkuk oluşturulması ve fatura düzenlenmesi gerektiğini, aboneye fatura düzenlemesinin yükleniciye hizmet bedeli ödenmesinin ön koşulu olduğunu, abone bakımından tahakkuka bağlanmamış ve faturaya dönüşmemiş hallerde yükleniciye hizmet bedeli ödenemeyeceğini, Teknik Şartnamenin 5.3 maddesinde kodların hangi alt kodlardan oluştuğunun sınırlı sayıda sayılarak ifade edildiğini, bu kodların tüketicinin bütün davranışlarını gösteren ya da sayacın çalışmasına ilişkin tüm detayları veren kodlar olmadığını, özellikle istatistiki verilerin sıhhatli bir şekilde tutulması bakımından yardımcı birer veri olduğunu, sayaç yok durum kodunun endeks okuması sırasında elektrik tesisatında sayacın bulunmadığını gösteren belge olduğunu, sayacın yok olmasının abonenin her halükarda kaçak elektrik kullandığı anlamına gelmeyeceğini, zira; bunun birçok nedene dayanabileceğini, davacının hiçbir alacağının bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; hizmet alım sözleşmesine dayalı alacak davasıdır.
Davacı vekili; bu davada müvekkiline davalı tarafça ödenmeyen 01/07/2007 ila 30/06/2008 tarihleri arasındaki döneme ilişkin abone sayaç durum kodu ve kaçak ihbarından doğan alacağın tahsilini istediklerini, ıslahın dayanağının Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas ve …/…Karar sayılı dava dosyasında aldırılan bilirkişi raporu olduğunu, bu davanın karara bağlandığını ve Yargıtay denetiminden geçerek onandığını, karar düzeltme aşamasında olduğunu belirtmiş, ilgili Mahkeme ve Yargıtay karar örnekleri ile aldırılan bilirkişi raporu örneğini mahkememize sunmuştur.
Davalı vekili; sözleşme bedelinin üzerinde bir alacak istendiğini, bu hususun iyi niyet kurallarına, sözleşmeye ve şartnamelere aykırı olduğunu, davacı vekilinin ileri sürdüğünün aksine Adana Ticaret Mahkemesi’nde de benzer davanın görüldüğünü ve karşı taraf aleyhine sonuçlandığını belirtmiş, dilekçesi ekinde emsal karar örneklerini sunmuştur.
Taraflar arasında; “22/03/2007 tarihli, …-…-… ihale kayıt numaralı, 20/06/2007 tarihli Hizmet Alımı Tip Sözleşmesinin imzalandığı” konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “davacı yüklenicinin 20/06/2007 tarihli sözleşme nedeniyle 01/07/2007 ile 30/06/2008 tarihleri arasındaki dönem için davalıdan abone-sayaç durum kodu ve kaçak ihbarından doğan alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne olduğu, davacı alacağının zaman aşımına uğrayıp uğramadığı” konularındadır.
Eldeki bu davada davacı tarafça 01/07/2007 ile 30/06/2008 tarihleri arasındaki dönem için hak edildiği ileri sürülen dava konusu alacağın tahsili isteniş olup, olayda uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nın 146. maddesi gereğince zaman aşımı süresi 10 yıl olduğundan, davanın 10 yıllık süre içerisinde 17/03/2017 tarihinde açıldığı, zaman aşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
20/06/2017 tarihli sözleşme ile davacı yüklenici, davalının 22/03/2007 tarihli …-…-… ihale kayıt numaralı ihalesi ile “Buca, Gaziemir, Menderes, Gümüldür Narlıdere, Güzelbahçe, Urla, Çeşme, Seferihisar, Karaburun ilçeleri ve bunlara bağlı belde ve köylerdeki alçak gerilimden beslenen abonelere ait elektrik sayaçlarının endeks tespiti, tespit edilen endekslerin el bilgisayarına kaydedilmesi, bildirim düzenlenmesi ve aboneye bırakılması, tespit edilmiş bilgilerin idare bilgisayarına aktarılması, abone kayıtlarının güncellenmesi, abone sayaçlarının ve mühürlerinin kontrolü, kaçak ve usulsüz elektrik kullananların tespitine ilişkin işlerin yapılması” işini yüklenmiştir. Sözleşmede işin bedeli 633.261,29 TL olarak kararlaştırılmıştır.
Mahkememizce; “somut olayda; ihale süresince davacıya, yaptığı işler karşılığında toplam 690.868,52 TL hak ediş bedeli ödendiği, ihale süresi boyunca hak ediş raporlarının düzenlendiği, tüm hak edişlerin davacı tarafça itirazı kayıt konmaksızın imzalandığı ve ödemelerin alındığı, davacının KİK Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 42. maddesinde gösterildiği şekilde ileri sürdüğü herhangi bir itirazının bulunmadığı, böylece davacının hak edişleri olduğu şekli ile kabul etmiş sayıldığı” gerekçesiyle “Davanın REDDİNE” ilişkin 18/05/2018 tarihli, …/… Esas ve …/… Karar sayılı karar verilmiştir.
Mahkememiz kararı yapışan istinaf başvurusu sonucunda İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 03/06/2021 tarihli, …/… Esas ve …/… Karar sayılı kararı ile kaldırılmıştır.
Kararın gerekçesinde ise;
“Taraf vekilleri iddia ve savunmaları yönünde verilen yerel mahkeme kararları ve Yargıtay emsal kararları sunmuştur.
Davacı vekili delil olarak, taraflar arasındaki hizmet alım tip sözleşmesi, idari şartname, teknik şartname, sözleşmeler ile ilgili yazışmalar, 01/07/2007-30/06/2008 tarihleri arasındaki döneme ilişkin ödenen ve ödenmeyen abone sayaç durum kodu ve kaçak ihbarından doğan bildirimler, abone hak ediş icmali istenirken kaçak kullanıma giren kodlar listesi, hak ediş icmallerinin taraflara ait şirket ticari defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesine dayanmıştır.
Davalı vekili delil olarak, sözleşme ve şartnameler, hak ediş raporları, uzman görüşü, bilirkişi incelemesi, yerel mahkeme ve Yargıtay ilamlarına dayanmıştır.
Yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır.
Taraflar arasında akdedilen 20/06/2017 tarihli sözleşmeye göre, davacı yüklenici, davalının 22/03/2007 tarihli …-…-… ihale kayıt numaralı ihalesi ile “Buca, Gaziemir, Menderes, Gümüldür Narlıdere, Güzelbahçe, Urla, Çeşme, Seferihisar, Karaburun ilçeleri ve bunlara bağlı belde ve köylerdeki alçak gerilimden beslenen abonelere ait elektrik sayaçlarının endeks tespiti, tespit edilen endekslerin el bilgisayarına kaydedilmesi, bildirim düzenlenmesi ve aboneye bırakılması, tespit edilmiş bilgilerin idare bilgisayarına aktarılması, abone kayıtlarının güncellenmesi, abone sayaçlarının ve mühürlerinin kontrolü, kaçak ve usulsüz elektrik kullananların tespitine ilişkin işlerin yapılması” işini yüklenmiştir. Sözleşmede işin bedeli 633.261,29 TL olarak kararlaştırılmıştır.
Davacı tarafın sunduğu emsal karar ve yargıtay uygulamalarına göre, ihale süresince hakediş raporlarına imzada ve hak ediş ödemelerinde tahsilde ihtirazı kayıt konulmadan imzalanmasının ibra sayılmayacağı, hak edişlere ihtirazı kayıt konulmasının talep için zorunlu olmadığı ve sözleşmelerin düzenleyen aleyhine yorumlanması gerekeceği yönündedir. (Yargıtay 23 HD 2015/8857 E-2017/1274K) (Yargıtay 15 HD 2015/4334 E-2015/6474K))
Davalı tarafın sunduğu emsal karar ve yargıtay uygulamalarına göre ise, ihale süresi boyunca düzenlenen hakediş raporları ve hak edişlerin ihtirazı kayıt konulmadan imzalanması ve ödemelerin tahsil edilmiş olması nedeni ile, sözleşme ve genel şartnameye göre, hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı ve davanın reddi gerektiği yönündedir.
Yapılan açıklamalar ve dosya kapsamına göre, tarafların sözleşme, hakediş raporları ve genel şartnameler yanında bilirkişi incelemelerine delil olarak dayandıkları, mahkemenin ise sözleşmeye göre, davanın reddine karar verdiği görülmüş ise de, savunma hakkının kısıtlanmaması ve eksik incelemeye mahal verilmemesi hususlarının nazara alınarak, taraf delillerin toplanması ile, sözleşme maddelerinin genel kapsamı itibariyle konusunda uzman, -idare, elektrik elektronik mühendisi, Sayıştay denetçesinden oluşturulacak- bilirkişi heyetine dosyanın tevdi ile alınacak rapor tespitlerine göre sonuca varılması gerektiği kanaatine varılarak, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince mahkemesine geri çevrilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.” denmiştir.
Mahkememizce, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 03/06/2021 tarihli, …/… Esas ve …/… Karar sayılı kararı çerçevesinde dava dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti 10/08/2022 tarihli raporlarında sonuç olarak ve özetle; davacı vekilinin kaçak elektrik kullanımı olarak değerlendirdiği “davalı takip-abone borçlu”, “ceryan kesik-abone borçlu”, “mesken terk-abone borçlu”, “abone tahliye (icralık”, “sayaç marka-seri no farklı” şeklindeki abone ve sayaç durum kodlarının kaçak elektrik kullanımı bildirimi olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, bu kodlara ilişkin durumların (abonenin borçlu ya da icralık olmasının ya da tahliye edilip edilmediğinin veya sayaç değişikliğinin yapılıp yapılmadığının zaten davacı şirket tarafından bilinmesinin mümkün olamayacağını; yine davacı vekilince kaçak elektrik ihbarı olarak değerlendirilen “Ceryan Kesik-Kaçak Kullanım”, “Kaçak Kullanım Tespit Edildi”, “Sayaç Yok”, “Sayaç Ters Dönüyor”, “Sayaç Mührü Kopuk”, “Sayaca Fiziki Müdahale Var”, “Sayaçsız Elektrik Kullanımı” şeklindeki abone ve sayaç durum kodları kaçak elektrik kullanımına işaret etmekle birlikte sadece ilgili durum kodunun konulmuş olmasının kesin olarak abonenin kaçak elektrik kullandığı anlamına gelmediğini; taraflar arasında düzenlenen sözleşme eki Teknik Şartnamenin “Ana Hizmetler” başlıklı 2.1 maddesinde; “Sayaç kontrollerinin yapılması, tespit edilecek kaçak, usulsüz elektrik kullanımı ve benzeri durumların tespit edilerek İdareye bildirilmesi; Bu maddede belirtilen işler yüklenici elemanlarınca yapılırken Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinde kaçak-usulsüz kullanım tarifine giren durumlarla karşılaşıldığında yüklenici tarafından İdareye haber verilecek, Madde 5’deki Abone ve Sayaç Durum Kodlarına göre el bilgisayarına kaydedecek ve hazırlanan rapor zimmetle İdareye teslim edilecektir.” denildiğini, dolayısıyla davacı şirketin endeks tespitini yaparken kaçak elektrik kullanımı ile ilgili bir durumla karşılaşması halinde el bilgisayarına sadece kaçak elektrik kullanımı anlamına gelecek kodu girmesinin yeterli olmadığını, davacı şirket çalışanının bu kodu girdikten sonra Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından düzenlenen “Saha Raporu” isimli belgeyi doldurarak zimmetle İdareye teslim etmesi gerektiğini, nitekim dosya kapsamındaki hak ediş raporları incelendiğinde davacı şirket elemanları tarafından kaçak kodu girildikten sonra “Saha Raporu” düzenlenen kaçak elektrik kullanımları için … Elektrik Dağıtım A.Ş. görevlileri tarafından tespitin doğru olması halinde kaçak elektrik tutanağının düzenlendiğini, tutanağa bağlanan kaçak kullanımlar için saha raporu ve kaçak elektrik tutanağının hak ediş içerisine nüshalarının konulduğunun ve kaçak ihbar bedelinin de hak ediş bedeline dahil edildiğinin görüldüğünü; ayrıca taraflar arasındaki sözleşmede davacı vekilinin isteğine konu olan abone ve sayaç durum kodlarının davacı şirket tarafından girilmesi halinde doğrudan bir hizmet bedeli ödeneceğine dair hüküm ya da bir birim fiyatın bulunmadığını; sözleşme eki Teknik Şartnamenin; “Ana Hizmet” başlıklı 3. maddesinde; “İdare tarafından okunmak üzere yönlendirilen abonelerden, o emisyon dönemi içinde çıkan ve dönem faturası olarak bilinen; Tahakkuka bağlanan fatura sayısı x Ana Hizmet Bedeli tutarında yükleniciye ödeme yapılacaktır… Ayrıca, kaçak elektrik kullanan abonenin idareye bildirilmesi halinde; kaçak kontrol hizmetinin karşılığı olarak yükleniciye, EPDK Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 25. maddesi uyarınca ‘AG’den beslenen aboneler’ için belirlenen kesme-bağlama birim bedelinin % 50’si ödenecektir. Ancak bu bedelin ödenebilmesi için; kaçak tutanağının EPOK Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre işlem yapıldıktan sonra tahakkuka bağlanması şarttır” denildiğini, her iki tarafı da bağlayan Teknik Şartnamede; kaçak bildiriminin davacı şirket görevlilerince abone ya da sayaç durum kodu girilerek bildirilmesinin ve saha raporu düzenlenmesinin yeterli olmadığını, bu bildirimden sonra Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. görevlilerince EPDK Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre tutanak düzenlenmesi ve tahakkuk oluşturulması gerektiğini; davacıya ait sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin “Kaçak Elektrik Enerjisi Tüketimi” başlıklı 13. maddesinde; “Kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespit edilmesinde, ilgili tüzel kişinin tespitini doğru bulgu ve belgelere dayandırması ve tüketici haklarının ihlal edilmemesi esastır. Dağıtım sahibi tüzel kişi kaçak tespit süresi sonunda kaçak elektrik tüketimi tespit edilen gerçek veya tüzel kişilerin elektrik enerjisini keserek mühür altına alır ve Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunur.” hükmünün bulunduğunu; davacı şirket elemanları tarafından el bilgisayarına girilen abone ve sayaç durum kodlarının (saha raporu düzenlenmiş olsa dahi) davalı şirket elemanlarınca incelenip tutanağa dönüştürülmeden geçerli olmamasının nedeninin, kaçak elektrik kullanımının ağır yaptırımlarının olması ve Yönetmelikte de belirtildiği üzere kaçak elektrik kullanımının doğru bulgu ve belgelere dayandırma koşulunun getirilmesi olduğunu; sözleşme eki Teknik Şartnamenin “Bütünlük” başlıklı 9.2 maddesinde; “Bu Teknik Şartname, Tip Sözleşme, Tip İdari Şartname ve Kamu İhale Kurumu Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin ayrılmaz bir parçasıdır” denildiğini; Kamu İhale Kurumu Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin “Hakedişler ve Ödeme” başlıklı 7. bölüm 42. maddesinde; “Yüklenicinin geçici hakedişleri, itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerçekleri, idareye vereceği ve bir örneğini de hakediş raporuna ekleyeceği ‘ihtirazı kayıtla’ cümlesini yazarak ya da bu anlama gelecek bir itiraz şerhi ile imzalaması gereklidir. Eğer yüklenicinin, hakediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorundadır. Yüklenici itirazlarını bu şekilde bildirmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılır.” hükmünün bulunduğunu; davaya konu hizmet alım işine ait 48 adet hak ediş raporu incelendiğinde davacı şirketin bütün hak edişleri “Bu hak edişi aynen kabul ediyorum” beyanı ile imzaladığının, hak edişlerin hiçbirinde herhangi bir itiraz şerhi bulunmadığının görüldüğünü; bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin davaya konu hizmet alımı ihalesini yürüttüğü 01/07/2007-30/06/2008 tarihleri arasındaki dönem içinde, davacının davalı dağıtım şirketinden abone-sayaç durum kodu ve kaçak ihbarından doğan herhangi bir alacağının bulunmadığı, usulüne uygun olarak yapılmış ve davalı dağıtım şirketi tarafından doğrulanarak tutanağa ve tahakkuka bağlanmış kaçak bildirimlerinin bedelinin de hak edişler içerisinde ödenmiş olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Aldırılan bilirkişi raporu somut olaya uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur.
Benimsenen bilirkişi raporu ile diğer deliller çerçevesinde yapılan değerlendirme sonucunda; taraflar arasında imzalanan 20/06/2007 tarihli sözleşmenin 9.1. maddesinde “ihale dökümanının sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olduğu” belirtilmiştir. 9.2. maddesinde ise ihale dökümanını oluşturan belgeler arasında Hizmet İşleri Genel Şartnamesi de sayılmıştır. Bu şartnamenin 42. maddesindeki; “Yüklenicinin geçici hakedişleri, itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerçekleri, idareye vereceği ve bir örneğini de hakediş raporuna ekleyeceği ‘ihtirazı kayıtla’ cümlesini yazarak ya da bu anlama gelecek bir itiraz şerhi ile imzalaması gereklidir. Eğer yüklenicinin, hakediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorundadır. Yüklenici itirazlarını bu şekilde bildirmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılır.” şeklindeki düzenleme ile geçici hak edişlere yapılacak itirazın ne şekilde ileri sürüleceği ve belirtilen usule uygun olarak itiraz ileri sürülmemesi durumunda geçici hak edişin hizmet veren açısından kabul edilmiş sayılacağı hususu düzenlenmiştir. Davaya konu ihale süresince davacıya yaptığı işler karşılığında toplam 690.868,52 TL hak ediş bedeli ödenmiştir. Davaya konu hizmet alım işine ait 48 adet hak ediş raporu davacı tarafça “Bu hak edişi aynen kabul ediyorum.” beyanı ile imzalanmıştır. Davacı, KİK Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 42. maddesinde gösterildiği şekilde bir itiraz ileri sürmemiş ve böylece davacının hak edişleri olduğu şekli ile kabul etmiş sayılmıştır. Bunun yanısıra; bilirkişiler tarafından davacının endeks tespiti sırasında kaçak elektrik kullanımına ilişkin bir durumla karşılaşması halinde el bilgisayarına kaçak elektrik kullanımı anlamına gelecek kodu girmesinin tek başına yeterli olmadığı, bu kod girildikten sonra Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından düzenlenen saha raporu belgesinin doldurularak İdareye teslim edilmesinin de gerektiği, saha raporu düzenlenen kaçak elektrik kullanımları için bu tespitin doğru olması durumunda … Elektrik Dağıtım A.Ş. görevlileri tarafından kaçak elektrik tutanağının düzenlendiği, tutanağa bağlanan kaçak kullanımlar için düzenlenen saha raporu ve kaçak elektrik tutanağı nüshalarının hak ediş içerisine konduğu ve bu şekilde kaçak ihbar bedelinin de hak ediş bedeline dahil edildiği hususlarının belirlendiği; sözleşmede abone ve sayaç durum kodlarının davacı şirket tarafından girilmesi halinde doğrudan bir hizmet bedeli ödeneceğine ilişkin düzenlemenin veya bir birim fiyatın bulunmadığı; sonuç olarak da; davaya konu 01/07/2007-30/06/2008 tarihleri arasındaki dönem için davacının abone-sayaç durum kodu ve kaçak ihbarından doğan herhangi bir alacağının bulunmadığı, davalı tarafça tutanağa ve tahakkuka bağlanmış kaçak bildirimlerinin bedelinin hak edişler içerisinde ödendiği yönünde kanaate ulaşıldığından, haklı görülmeyen davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın peşin olarak alınan 853,88 TL harçtan düşülmesi ile kalan ‭773,18‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yatırılan 61.260,00 TL ıslah harcının karar kesinleştiğinde ve isteği halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
5-Davalının yapmış olduğu posta- tebligat ücreti olan 257,03 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 260.114,75 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25/11/2022

Başkan …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Katip …
¸E-imza