Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/532 E. 2022/586 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/532
KARAR NO : 2022/586

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 10/08/2021
KARAR TARİHİ : 14/06/2022

Mahkememizde görülen Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait … Plakalı araç ile … Plakalı araç arasında … tarihinde maddi hasarlı trafik kazası gerçekleşmiş olup gerçekleşen kazada müvekkiline ait araçta değer kaybı zararı oluştuğunu, işbu dava bu değer kaybı zararının tazmini ve değer kaybının tespiti için aldıkları ekspertiz raporu ücretinin talep edilmesi için açıldığını, ikame edilen bu davada TTK gereğince mutlak ticari dava olup bu kapsamda dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusu yapıldığını, … günü saat 13:30 sıralarında sürücü … idaresindeki … plakalı aracı ile İzmir … … sokakta seyir halinde iken … sokağa dönüş yapan sürücü … idaresindeki … plakalı aracın arka kısmına çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana meydana geldiğini, … tarihli bu kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’in %100 kusurlu olduğunu, … plakalı araç sürücüsünün ise kusurunun olmadığı tespit edildiğini, kusur incelemesi ile de maddi hasarlı trafik kazasında mevcut kusur durumlarının netlik kazanacağını, … tarihli kaza neticesinde müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybının tespiti için eksper …’dan rapor alındığını, raporda müvekkilinin aracında 5.000,00-TL değer kaybı tespit edildiğini, ekspere hizmet bedeli olarak 198,31-TL (KDV dahil) ödendiğini, açıkladığı nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL değer kaybı tazminatının 198,31-TL eksper hizmet bedelinin davalıdan (teminat limitleri dahilinde ve temerrüt tarihinden itibaren) kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza Tespit Tutanağı: Kaza sonrası tarafların kendi aralarında tanzim ettikleri … tarihli maddi hasarlı trafik kazası tutanağı;
Davalıya sigortalı … plaka sayılı aracın sürücüsü … beyanı “Aracımla … sokakta seyir halinde iken … sokağa dönen B aracı durdu, bende dalgımlığın neticesinde arkadan çarptım ” şeklindedir.
… plaka sayılı (davacıya ait) aracın sürücüsü … beyanı “Aracımla … sokakta seyir halinde iken … sokağa dönerken karşıdan gelen aracı gördüm, durudm, arkamdan gelen A aracı duramayarak arkama çarptı ” şeklindedir.
Hasar dosyası: Davacının dava tarihinden önce davalı sigortaya hasar / değer kaybı talepleri için başvuruda bulunduğu, hasar Dosyasına istinaden 23.06.2021 tarihli, 2.280,00 TL havale miktarlı, alacaklısı …, göndereni … Sigorta A.Ş. Olan olan, ödeme aynı zamanda 29.03.2021 tarihli, 7.516,63 TL miktarlı, alacaklı … Sigorta Koop. gönderen … Sigorta A.Ş. olan ödeme olduğu anlaşılmaktadır.
Trafik ve Tramer kayıtları: Kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihinde davacı …’ ait olduğu, … plakalı aracın ise dava dışı …’ e ait olduğu, davacıya ait … Plakalı aracın,… tarihinde ve 23.01.2012 tarihindeki kazlar nedeniyle hasar kayıtları olduğu anlaşılmıştır.
Sigorta Poliçesi: Davalıya ZMMS Sigorta Poliçesi Sigortası ile sigortalı …’ e ait … plakalı araçla ilgili olarak 25.08.2020-25.08.2021 tarihleri arasında geçerli Karayolları Mali Sorumluluk Trafik Sigorta poliçesi ile … Sigorta A.Ş. tarafından sigorta teminat örüntüsüne alındığı, kaza teminat limitinin araç başına maddi 41.000,00TL olduğu anlaşılmaktadır.
Bilirkişi Raporu : Bilirkişi … tarafından düzenlenen 02/03/2022 tarihli raporda özetle ; ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …, idaresindeki … plakalı aracı ile, önünde seyreden ve trafik zorunluluğu nedeniyle duran davacı aracına yeterli ve güvenli takip mesafesini korumaması ve dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullanımı neticesinde arkadan çarparak kazanın oluşumunda neden ve etkisi olduğu, aşağıdaki kuralların ihlal edilmiş olduğu, davacı araç sürücüsü … idaresindeki … plakalı aracı ile, kurallara uygun seyri sırasında ve sigortalı araç tarafından arkasından çarpılması esnasında, kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğinden kazanın oluşumunda atfedilecek herhangi bir hatası ve etkisi olmadığı, aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 114.000 TL ile 116.000 TL olduğu, ortalama değerinin 115.000 TL olduğu, tespit edilmiştir. Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (125.000 TL) onarım sonrası rayici (115.000 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 10.000,00 TL olduğu, faturalı 198,31-TL değer kaybı tespiti ekspertiz ücretinin; ekspertiz tarifesine uygun ve makul bir değer olduğu görüşü ile raporunu düzenlemiştir.
Bedel Artırım : Davacı vekili 03/03/2022 tarihli dilekçesi ile dava değerini artırmış ve eksik harcı aynı tarihte tamamlamıştır.
Dava; davacı aracında meydana gelen hasar zararı, değer kaybı bedelinin karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sy TBK’na göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sy TBK’nun gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sy Kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin öngörülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı… ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı değer kaybı zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …, idaresindeki … plakalı aracı ile İzmir … … sokakta seyir halinde iken … sokağa dönüş yapan sürücü … idaresindeki … plakalı aracın arka kısmına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …, idaresindeki … plakalı aracı ile, önünde seyreden ve trafik zorunluluğu nedeniyle duran davacı aracına yeterli ve güvenli takip mesafesini korumaması ve dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullanımı neticesinde arkadan çarparak kazanın oluşumunda neden ve etkisi olduğu, aşağıdaki kuralların ihlal edilmiş olduğundan %100 (Yüzdeyüz) oranında Asli ve Tam kusurlu olduğu, Davacı araç sürücüsü … idaresindeki … plakalı aracı ile, kurallara uygun seyri sırasında ve sigortalı araç tarafından arkasından çarpılması esnasında, kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğinden kazanın oluşumunda atfedilecek herhangi bir hatası ve etkisi olmadığından kusurunun olmadığı,
Davacıya ait aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 114.000 TL ile 116.000 TL olduğu, ortalama değerinin 115.000 TL olduğu, tespit edilmiştir. Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (125.000 TL) onarım sonrası rayici (115.000 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 10.000,00 TL olduğu, bedel artırım dilekçesi ile davacının talep miktarını artırarak, 7.720,00 TL değer kaybı ve 198,31TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 7.981.31- TL talep ettiği, davalı vekilinin 11.04.2022 tarihli dilekçesi ile 23.06.2021 tarihli, 2.280,00TL bedelli ödemenin değer kaybı bedeli olarak ödendiğini beyan etmiş, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan değer kaybı zararından sorumlu olduğu davalı sigorta şirketinin 23.04.2021 tarihinde temerrüde düştüğü, ekspertiz ücretinin yargılama gideri arasında yer alması gerektiği kanaati ile davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KISMEN KABULÜNE
1-7.720.00-TL değer kaybı bedelinin davalı … Sigorta A.Ş.’ dan temerrüt tarihi 23.04.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davcıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin Reddine
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 527,35-TL harçtan peşin alınan ve bedel artırım yoluyla tamamlanan 135,24-TL harcın mahsubu ile bakiye 392,11‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR OLARAK KAYDINA,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davalı yararına takdir olunan 198,31-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin, davanın kabul ve ret oranına göre, 1.286,94-TL’lik kısmının davalıdan, 33,06-TL’lik kısmının davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
6-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 103,80-TL davetiye ve posta gideri, 700,00-TL bilirkişi ücreti, 198,31-TL ekspertiz ücreti olmak üzere 1.002,11‬-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 977,01-TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 59,30-TL başvurma harcı, 135,24-TL peşin alınan ve bedel artırım yoluyla tamamlanan harç olmak üzere toplam 1.171,55‬-TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7- Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır