Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/490 E. 2023/151 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/490 Esas
KARAR NO : 2023/151

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 14/07/2021
KARAR TARİHİ : 07/03/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı idari kurumun …. plakalı … model ….. marka aracın sahibi olduğunu, davacı idari kuruma ait aracın 02/07/2020 tarihinde trafik kazası neticesinde hasara uğradığını, kazanın “maliki-işleteni” davalı … Temizlik Peyzaj İnşaat Bilgisayar Otomasyon Gıda Tekstil Sağlık Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, “işleteni” … Belediye Başkanlığı olan … plakalı …. model …. marka açık kasalı aracın davalı sürücü … komutasında iken kazada kusuru bulunmayan davacı idari kuruma ait hizmet aracına çarpması şeklinde gerçekleştiğini, diğer davalı sigorta şirketinin ise kaza tarihi itibariyle aracı sigortalayan … Sigorta Anonim Şirketi olduğunu, 02/07/2020 tarihli kaza tespit tutanağında sürücü …’in kusurlu olduğunun belirtildiğini, davacı idari kurumun hasara uğrayan aracının onarımını …. Motor Anonim Şirketi’ne yaptırarak toplamda 12.433,66 TL ödediğini, ödenen tutarın taraflarına ödenmesi için davalı taraflara gerekli bildirimlerin yapıldığını, yalnızca davalı taraflardan … Sigorta Anonim Şirketi tarafından 23.02.2021 tarihinde 2.980,97 TL tutarında ödeme yapıldığını, kalan 9.452,52 TL’nin davalı taraflardan tahsilinin gerektiğini, kaza nedeniyle davacı idari kuruma ait aracın değer kaybına uğradığını, aracın uğradığı değer kaybının diğer davalı taraflardan kusurları oranında tahsili gerektiğini, davacı idari kurum tarafından aracın tamirinin yaptırılarak kullanılmaya devam edildiğini, bu itibarla araç için pert total durumu oluşmasının söz konusu olmadığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 9.452,52 TL’nin onarım, işçilik, parça bedeli olarak maddi hasarın gerçekleştiği 02/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraflardan kusurları oranında tahsilini, davacı idari kurum, davayı açarken 500,00 TL araç değer kaybının maddi hasarın gerçekleştiği 02/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıların kusurları oranında tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraflara müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, esas yönünden kusur oranının tespiti yapılması gerektiğini, hasar bedeli yönünden …. plakalı araçta meydana gelen hasarın görüldüğünü, görünene göre sağ ön çamurlukta, ön kaputta, tamponda ve fotoğraflardan anlaşılmasa dahi sağ ön farda hasar olma ihtimali bulunduğunu, davacı idari kurum tarafınca tutulan 02/07/2020 tarihli tutanakta da hangi parçalarda hasar olduğu tespiti yapıldığını, teknik inceleme sonucunda bu parçalara ilişkin bağlantı elamanlarının da dahil edilebileceğini ancak davanın delil listesinde sunduğu bu parçalara ilişkin bağlantı elamanlarının da dahil edilebileceğini ancak davacı idari kurum’un delil listesinde sunduğu faturada belirtilen 2 numaralı borcu komple klima, 3 numaralı panjur-ön tampon, 8 numaralı boru komple, 9 numaralı ayna dış dikiz, 13 numaralı kaporta şase işlemleri genel, 14 numaralı boya işlemleri genel, 17 numaralı borcu komple, 18 numaralı ayna dış kapak, 23 numaralı travers, 24 numaralı ızgara radyatör, 25 numaralı kuşak, 26 numaradaki ızgara radyatör, 26 ve 30 numaradaki giderlerin görülmediği, 32 numaradaki kurutucu AC, 33 numaradaki soğutucu gaz ile ilgili tereddütleri olduğunu, bazılarının piyasa koşullarına göre fiyatının makul olmadığını, bazılarının ise kazayla ilgisi olmadığını, davacı idari kurum’a … Sigorta Anonim Şirketi eksperi raporu doğrultusunda hasar bedelinin ödendiğini, araçta meydana gelen hasar ve değer kaybı bedellerinden diğer davalılardan … Sigorta Anonim Şirketi’nin sorumlu olduğunu, araçtaki hasar bedelinin fahiş hesaplandığını, sigorta şirketinden tahsil edilebilecek bu zararın tazmini için davalı belediye başkanlığı’na dava açılmasında hukuki bir yarar bulunmadığını, davacı idari kurum tarafından talep edilen bedelin tamamının poliçe kapsamında olduğunu belirterek davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı idari kurumun üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı idari kurumun delillerinin taraflarına tebliğ edilmediğinden beyanda bulunma hakkını saklı tuttuklarını, belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar olmadığını, dava konusu kaza nedeniyle meydana gelen maddi hasara ilişkin toplam 2.980,97 TL tazminat bedeli ödendiğini, haksız ve mükerrer talepleri içeren davanın reddi gerektiğini, dava dilekçesinde bahsi geçen …. plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluğun sigortalının kusuru oranında teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, teminat limitlerinin bildirilmesinin davayı kabul anlamında olmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere talep edilen hasar bedelinin davacı idari kurum tarafından ispatlanması gerektiğini ve davacı idari kurumunun talebinin fahiş olduğunu, davalı sigorta şirketine sigorta araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun ispat edilmesi halinde ve kusuruna düşen oranda davalı sigorta şirketinin sorumluluğundan söz edilebileceğini, bu nedenle kusur durumunun belirlenmesini, ayrıca aracın daha önce başka bir kazaya karışıp karışmadığının bilinmediğini, daha öcne kazaya karışmış olması durumunda araçta değer kaybı yaşanmayacağını, davacının ancak yasal faiz talep edebileceğini belirterek öncelikle davalı sigorta şirketinin ödeme yaparak sorumluluğunu yerine getirdiğinden haksız ve mükerrer olan maddi tazminat talebinin reddini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte araçta meydana gelen gerçek zararın belirlenmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasını, davalı sigorta şirketin sorumlu bulunması durumunda sorumluluğun yukarıda açıklanan çerçevede ve azami limit ile sınırlı olacağını, kusur oranı bakımından ve maddi tazminat miktarının tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasını, haksız ve yasal dayanağı bulunmayan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı idari kurum üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … Temizlik Peyzaj İnşaat Bilgisayar Otomasyon Gıda Tekstil Sağlık Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı idari kurumun dava dilekçesi ekinde sunduğunu iddia ettiği delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini, trafik kazasına davacı idari kurumun sebep olduğunu, davalı sürücü …..’ın meydana gelen kazada kusuru olduğunu kabul etmemekle birlikte dava dilekçesinde davacı idari kurumun aracında meydana gelen hasara dair somut bir belge ve delile rastlanmadığını, davacı idari kurum tarafından ispat edilemeyen hasar ve değer kaybı bedeli talebinin kabulünün mümkün olmadığını, davalı şirket tarafından kazaya karışan ilgili aracın diğer davalı … Belediyesi’nin hizmetine tahsis edildiğini, diğer davalı olan araç sürücüsünün de … Belediyesi çalışanı olup, aracın işleteninin diğer davalı … Belediyesi olduğunu, bu nedenle işbu kazadan dolayı davalı şirketin sorumluluğuna gidilmesinin mümkün olmadığını, davacı idari kurumun kusur iddialarını kabul etmemekle birlikte kazada gerçekleşen hasar ve değer kaybının poliçe limitleri kalmakla birlikte bu tutarlardan sorumlu diğer davalı sigorta şirketi olduğunu belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı idari kurum’un üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı idari kurumun kaza sonrası araçta meydana gelen hasara ilişkin değer kaybı ve hasar bedelinin tahsili talebi ile dava açtığını, bu meblağların önceden belirlenebilir meblağ olduğunu, belirsiz alacak davası olarak açılmış olmasının usule aykırı olduğunu, davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinden kusuru olmadığını, kusur tespiti ile ilgili bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, kaza fotoğraflarına bakıldığında …. plakalı araçta meydana gelen hasarın görüldüğünü, talep edilen onarım ve işçilik parça bedellerinin fahiş hesaplandığını, davalı sürücünün kullandığı aracın trafik sigorta poliçesini düzenleyen … Sigorta Anonim Şirketi eksper raporu doğrultusunda davacı idari kuruma hasar bedelini ödediğini, araçta meydana gelen hasar ve değer kaybı bedellerinden diğer davalılardan … Sigorta Anonim Şirketi’nin sorumlu olduğunu belirterek davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
KANITLAR: İstanbul Büyükçekmece İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden davalı tarafa ait aracın trafik tescil bilgileri celp edilmiştir.
….. Sigorta A.Ş.’den davalı tarafa ait aracın hasar ve değer kaybına ilişkin bilgiler celp edilmiştir.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nden davacı tarafa ait aracın poliçe ve hasar kaybına ilişkin bilgiler celp edilmiştir.
18/02/2022 tarihinde Trafik Bilirkişi …. ve Makine Mühendisi Bilirkişi ….’ndan oluşan bilirkişi heyetinden, bilirkişi heyet raporu alınmıştır.
11/02/2023 tarihinde Trafik Bilirkişi …. ve Makine Mühendisi Bilirkişi ….’ndan oluşan bilirkişi heyetinden, bilirkişi ek heyet raporu alınmıştır.
GEREKÇE :
Dava; davacı aracında meydana gelen değer kaybı ve hasar bedelinin karşı araç malikinden, işleteni ve karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
6098 Sayılı TBK. 49 maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. 50/1.fıkrası gereğince zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Kural olarak araçta meydana gelen “değer kaybı” (istikrar kazanan yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre); aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle önceki kazalar araştırılarak niteliği ve etkisi göz önüne alınarak, tartışılarak hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, modeli, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak kazadan sonraki tamir edilmiş halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmadan ibarettir. Daha somut bir ifade ile aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark kriteri esas alınmalıdır. (Yargıtay …. HD’nin …. E – …. K sayılı, 27/12/2017 tarihli ve …. E – …. K sayılı, 28/11/2017 tarihli kararları)
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin ….esas, …. karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sy TBK’na göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sy TBK’nun gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sy Kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin öngörülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı… ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı değer kaybı zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı idari kurumun …. plakalı …. model ….. marka aracın sahibi olduğunu, davacı idari kuruma ait aracın 02/07/2020 tarihinde trafik kazası neticesinde hasara uğradığını, kazanın “maliki-işleteni” davalı … Temizlik Peyzaj İnşaat Bilgisayar Otomasyon Gıda Tekstil Sağlık Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, “işleteni” … Belediye Başkanlığı olan … Plakalı …. model …. marka açık kasalı aracın davalı sürücü … komutasında iken kazada kusuru bulunmayan davacı idari kuruma ait hizmet aracına çarpması şeklinde gerçekleştiğini, diğer davalı sigorta şirketinin ise kaza tarihi itibariyle aracı sigortalayan … Sigorta Anonim Şirketi olduğunu, 02/07/2020 tarihli kaza tespit tutanağında sürücü …’in kusurlu olduğunun belirtildiğini, davacı idari kurumun hasara uğrayan aracının onarımını … Motor Anonim Şirketi’ne yaptırarak toplamda 12.433,66 TL ödediğini, ödenen tutarın taraflarına ödenmesi için davalı taraflara gerekli bildirimlerin yapıldığını, yalnızca davalı taraflardan … Sigorta Anonim Şirketi tarafından 23.02.2021 tarihinde 2.980,97 TL tutarında ödeme yapıldığını, kalan 9.452,52 TL’nin davalı taraflardan tahsilinin gerektiğini, kaza nedeniyle davacı idari kuruma ait aracın değer kaybına uğradığını, aracın uğradığı değer kaybının diğer davalı taraflardan kusurları oranında tahsili gerektiğini, davacı idari kurum tarafından aracın tamirinin yaptırılarak kullanılmaya devam edildiğini, bu itibarla araç için pert total durumu oluşmasının söz konusu olmadığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 9.452,52 TL’nin onarım, işçilik, parça bedeli olarak maddi hasarın gerçekleştiği 02/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraflardan kusurları oranında tahsilini, davacı idari kurum, davayı açarken 500,00 TL araç değer kaybının maddi hasarın gerçekleştiği 02/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıların kusurları oranında tahsilini talep ettiği, Mahkememizce aldırılan 18/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda davacıya ait araç sürücüsünün bu trafik kazasının meydana gelmesine etkisi olabilecek trafik kuralı ihlalinde bulunmadığının belirtildiği, 8.744,70 TL bakiye hasar tazminatı hesaplandığı, değer kaybı bedelinin hesaplanamayacağının belirtildiği anlaşılmaktadır.
2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde; “İşleten; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” düzenlemesine yer verilmiş ve böylece işletenin tanımı yapılmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu yasal düzenlemeler karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Davalı … Temizlik Peyzaj İnşaat Bilgisayar Otomasyon Gıda Tekstil Sağlık Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından dosyaya sunulan kiralama sözleşmesinde işin başlangıç tarihinin 11/10/2019 -31/12/2020 tarihleri arasında olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı … Temizlik Peyzaj İnşaat Bilgisayar Otomasyon Gıda Tekstil Sağlık Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne ait olan kazaya sebep olan araç üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı, davalıya ait araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekeceği kanaatiyle davalı … Tem. Pey. İnş. Bilg. Otomom. Gıda Teks. Sağ. Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında açtığı maddi tazminat davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Meydana gelen kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, talep edilen zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan hasar kaybı zararından sorumlu olduğu, sürücü/ işletenin hasar kaybı zararı zararından sorumlu olduğu, davalı aracı kiralayan davalı şirketin de sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin 23/02/2021 tarihinde temerrüde düştüğü, davalı sürücü/ işletenin ise ihtar ve ihbara gerek olmaksızın kazanın meydana geldiği tarihte temerrüde düştüğü, sigortalı araç hususi araç olduğundan temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davacının davasının kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının, davalı … Tem. Pey. İnş. Bilg. Otomom. Gıda Teks. Sağ. Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında açtığı maddi tazminat davasının PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
Davalı … Tem. Pey. İnş. Bilg. Otomom. Gıda Teks. Sağ. Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti. kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT. hükümlerine göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak bu davalıya verilmesine,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
A )Davacının değer kaybına yönelik talebinin REDDİNE;
B) 8.744,70 TL bakiye hasar tazminatının davalı … Sigorta A.Ş.’den temerrüt tarihi 23/02/2021 tarihinden, diğer davalılar açısından kaza tarihi 02/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 597,35 TL nispi harçtan, peşin alınan 169,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 427,38 TL karar ve ilam harcının davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 169,97 TL peşin harç olmak üzere toplam 229,27 TL’sinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 424,35 TL tebligat ve posta gideri ve 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.924,35 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranı dikkate alınarak 1.690,81 TL’sinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00 TL’nin davada haksız çıkan davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,

7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT. hükümlerine göre 8.744,70 TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT. hükümlerine göre 1.208,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalılara eşit bir şekilde verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan kullanılmayan gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, davalı … Sigorta A.Ş. Vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı yasanın 345. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süresi içerisinde Bölge İstinaf Mahkemesine başvuru yolunun açık olduğu açıkça okunup usulünce anlatıldı. 03/04/2023

Katip …..
E-imza

Hakim …..
E-imza