Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/471 E. 2021/617 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/471 Esas
KARAR NO : 2021/617

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2017
KARAR TARİHİ : 08/07/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinden özetle;”taraflar arasındaki borç doğurucu işlemin kaynağı Franchısıng (bayilik) sözleşmesine dayanmaktadır. Sözleşme; 01.10.2015 tarihinde imzalanmış; delil listemizde yer alıp iş bu dava dilekçemizde ekli olan … Cafe & Restaurant, Franchısıng (bayilik) sözleşmesi başlıklı yazı sözleşmedir. Sözleşmede müvekkil şirket Franchıse veren; diğer yandan davalı yan ise Franchıse alan sıfatına haiz olmuştur. Taraflar arasında akdedilen sözleşme ile kurulun Hukuki ilişkinin “ticari iş” olması, diğer yandan dava konusunun para alacağı olması ve ayrıca mezkur sözleşmenin Madde 24-Yetkili Mahkeme başlıklı hükmüne nazaran çıkacak uyuşmazlıklarda izmir Mahkeme ve icra Dairelerinin yetkili kılınması sebebiyle dava, Mahkeme’nizde ikame edilmiştir. Davalı yandan tahsili istenen 50.772,58 TL alacak; taraf ticari defterlerinde faturalar ve sair belgeyle işlenmiş faturalara dayanan cari hesap alacağıdır. “…” (ciro pirimi alacağı)Taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin 5.2 maddesine göre; davalı yanın her ay elde ettiği aylık cirodan % 3 oranında bir payı “…” (ciro primi) adı altında müvekkille ödemesi kararlaştırılmıştır. Müvekkil şirketin bu kalem alacağı; Bayilik sözleşmesinin 7.5 maddesine göre davalı yan işletmesinde kurulu bulunan ciroyu gösterir bilgisayar programına göre hesaplanmaktadır. Söz konusu program müvekkil şirketin merkezinde de görülecek şekilde tüm … bayi işletmelerinde kurulu bulunmaktadır. Söz konusu program kayıtlarına göre bayinin aylık ciro miktarı çıkarılıp sözleşmeyle birleşmiş oran üzerinden kendisine Ciro primi adı altında fatura edilmektedir. Her ne kadar müvekkil şirkete sözleşme ile ciro primi olarak, aylık cironun % 3 oranında bir alacak hakkı tanınmış ise de; müvekkil şirket, 5 yıl geçerlik tanımış sözleşmenin henüz başında olunması nedeniyle davalı yan çoğu zaman % 1.5 oranında bir ciro pirimi fatura etmiştir. Dava konusu edilen Cari hesaba ilişkin ciro pirimi faturaları çoklukla bu oran üzerinden hesaplanan faturalardır. Ancak müvekkil şirketin tamamen davalı yana “geçici süreli” bir niyet göstergesi olarak yapmış olduğu bu jest; alacak hakkında vazgeçti anlamına gelmektedir. Müvekkil şirketin Franchıse veren sıfatı ile davalıyana yaptığı “ürün” tedariki Sözleşmenin 6.11 maddesi ile davalı yanın Fanchıse alan sıfatı ile; … marka ve logosunun yer aldığı ambalajı ya da işaretli tüketim ürünleri; demirbaş züccaciye malzemeleri ile (özellikle davalı yan çalışanlarınca kullanılacak) kıyafetleri müvekkil şirketten temin etme zorunluluğu öngörülmüştür. Kaldı ki davalı yanı bu yükümlülüğü; sözleşmenin 8.2 maddesinde öngörülen ifade ile güçlendirilmiş; 8.8 maddesi ile de davalı yanın bu yükümlülüğüne aykırı davranması 20.000 USD tutarında cezai şartta bağlanmıştır. Nitekim bu düzenlemeler ile müvekkil şirkette de paralel şekilde gösterilen tedarik yükümlüğünden bahisle müvekkil şirketin, davalı yan gönderdiği tüketim ve kullanım ürünleri bu şekilde fatura edilmiş; devamla cari hesap dökümünde alacak kalemi olarak yer verilmiştir. Mimarlık ve inşat işlerinden kaynaklı alacak Sözleşmenin 7.3 maddesi ile davalı mağazası yerleşim planı hazırlaması, dekorasyon planlaması, mimarlık ve inşaat işlerinin yapılmasını şirkete bir yükümlülük olarak getirilmiş; diğer yandan ise sözleşmenin dekorasyon başlıklı 21 ve alt maddelerinde söz edilen bu işlerin müvekkil şirket idaresi ve dahil olmaksızın yapılamayacağı yükümlülüğü getirilmiştir. Yine bu düzenlemeler ile müvekkil şirkete bu iş karşılığı bir bedel ödenmesi kararlaştırılmıştır. Taraflar bu iradesi nedeniyledir ki 01.10.2015 Bayilik sözleşmesi imzalanmasından önce taraflar arasında 12.09.2015 tarihli bir inşaat sözleşmesi imzalanarak; bu sözleşmenin hüküm ve sonuçları Bayilik sözleşmesine bağlanmıştır. Gerçekten de 12.09.2015 tarihli sözleşmedir başlık bu sözleşmenin 3. maddesinde iş bedeli olarak davalı yanın müvekkil şirkete 327.000, 00 TL ödeyeceği; Ödeme planı başlıklı 6. maddesinin “b” bendinde iş sonunda işletmenin markası ile faaliyete gireceği öngörülmüştür. Devamla müvekkil şirkete Bayilik sözleşmesinin 7.3 maddesi ile yüklenen yükümlülük yerine getirilerek mağaza davalı yana teslim edilmiştir. Bunun üzerine evvelce kararlaştırılan iş bedeli ile davalı yanın 12.09.2015 tarihli sözleşme ile kararlaştırılan iş taahhütleri dışında ayrıca talep ettiği diğer işler karşılığı olan bedeller davalı yana fatura edilmiş ve cari hesap alacak kalemi olarak kayıt altına alınmıştır. Davalı yanın bu aşamaya kadar Cari hesap alacak kalemi olarak yer verilen hiçbir fatura içeriğine itiraz edilmediği önemle belirtilmelidir. Davalı yanın bu aşamaya kadar cari hesap alacak kalemi olarak yer verilen hiçbir fatura içeriğine itiraz edilmediği önemle belirtilmelidir. Yukarıda belirtilenler ile Sayın Mahkemenizce resen gözetilecek sair nedenlerle; Fazlaya ilişkin hak ve talep hakkımız saklı kalmak kaydı ile dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte 50.772,58 TL tutarındaki cari hesap alacağın davalıdan tahsiline; 20.000,00 USD tutarındaki cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren değişken faiz yürütülerek fiili ödeme günündeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığının davalı yandan tahsiline; Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yandan tahsiline karar verilmesi vekil sıfatıyla talep olunur.” Denilmektedir.
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinden özetle;”Belgelerin birlikte verilmesi ” başlıklı HMK 121. madde uyarınca, Madde 121- (1) Dava dilekçesinde gösterilen ve davacının elinde bulunan belgelerin asıllarıyla birlikte harç ve vergiye tabi olmaksızın davalı sayısından bir fazla düzenlenmiş örneklerinin veya sadece örneklerinin dilekçeye eklenerek, Mahkemeye verilmesi ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayıcı açıklamanın dilekçede yer alması zorunludur. Mahkemenin 13.02.2017 tarihli tensip zaptının 2. maddesi uyarınca “Dava dilekçesi ve delillerin ekleriyle birlikte gideri avanstan alınarak açıklamalı davetiye ile birlikte davalı yana tebliğ edilmesine…” karar verilmiştir. Ancak Mahkemenizden gelen tebligatta (açıklama kısmında dan yazdığı gibi) tensip zaptı ve dava dilekçesi mevcut olup, davacının dilekçesinin son sayfasına ” Dava dilekçesi ekleri” olarak belirttiği 8 adet ek tarafımıza tebliğ edilmemiş, bu ekler vekaletname ibraz ettiğimiz gün itibarıyla da uyapa taranmamıştır.
Davaya konu faturalardan hangisinin ödenip – ödenmediği hususunda bu aşamada cevap verme ve delil bildirme imkanımız bulunmamaktadır. Bir davaya taraf olan herkesin karşı taraf karşısında kendisini önemli bir dezavantajlı konumda bırakmayacak şartlarda iddialarını mahkemeye sunabilmesi için makul bir fırsata sahip olabilmelidir. (AİHM, De Haes ve Gijsels – Belçika, 2 Şubat 1997) Davacının davasını ispat vasıtası olarak gösterdiği bu ekler tarafımıza tebliği için bu delillere karşı cevap hakkımızın saklı tutulması ve bu eklerin tarafımıza tebliğ edilmesini Sayın Mahkeme’nizden talep ediyoruz. Davacı taraf prim – ürün tedarik – mimarlık ve inşaat işlerinden kaynaklanan cari hesap alacağının ve cezai şart alacağının bulunduğu iddia etmektedir ancak tüm talep ve iddialar hukuki dayanaktan yoksun olup kabul etmiyoruz. Şöyle ki; Taraflar arasında akdedilen ” … Cafe & Restaurant Franchising (Bayilik) Sözleşmesi ” gereğinde franchıse alan müvekkilim davalı … sözleşmenin 6.11 maddesi uyarınca franchıse veren davacı firmadan ürün tedarik zorunluluğu çerçevesinde demirbaş, tüketim ürünleri, züccaciye vs çok sayıdaki malzemeyi satın almış, bedelini çekle, kredi kartıyla, banka havalesi veya makbuz mukabilinde elden ödemiştir. Ancak davacı taraf, mağaza ya gönderdiği bir çok ürün ve demirbaşı arızalı veya uyumsuzluğu sebebiyle kısa bir sürede geri getirme şartıyla iade almış, sonrasında geri getirmemiş halen uhdesinde tutmaktadır. Sözleşmenin 7.3 maddesi gereği davalı müvekkilim işyerinde yerleşim planı hazırlanması, dekorasyon yapılması, mimarlık ve inşaat işleri taraflar arasında akdedilen 12.09.2015 tarihli inşaat sözleşmesi ile planlanmış ve işlerin bedelleri davalı müvekkilim çekle, kredi kartıyla, banka havalesi veya makbuz mukabilinde elden ödemiştir. Davacı taraf mağazanın davlı yana teslim edildiğini belirtmiş ise de; mağazada yapılan bir çok işin eksik ve hatalı yapıldığı teslimde ve teslimden sonra ortaya çıkmıştır. Davacı işin teslim edildiğini belirtmesi ayıba karşı tekeffül sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Sözleşme gereği müvekkilimin bu işlere müdahale hakkı bulunmakta işi sadece davacı yan kendisi veya sorumluluğundaki taşeronla yapmaktadır. Davacı yana bu husus defalarca bildirilmesine rağmen davacı şirket yetkililerince çözüm sağlanmamıştır. Özellikle davacı şirket adına hareket eden yetkililerden … tarafınca da ayıplı işler yerinde görülmüş, en geç bir ay içinde eksikliklerin giderileceği beyan edilmesine rağmen davacı tarafça verilen sözler yerine getirilmemiştir. Örneğin; Davacının mağazanın su tesisatını hatalı yapmış olup doğalgaz için olan su vanası açıldığında borulardan su gelmekte mağazanın alt katını bulunan su basmaktadır. Bu arızanın tespiti için tesisatın üzerindeki seramik vs malzemenin kırılması söz konusudur. Mağazanın erkek tuvalet kapısı arızalı olup, seramikler hatalı şekilde döşendiğinden çatlaklar meydana gelmiştir. Üst kata çıkan asansör bilgimiz dışında kapatılmış, kullanılmaz durumdadır. Dükkanın iç mekanında fayans döşenen yerde su gideri yapılmadığından silme şeklinde temizlik yapılabilmektedir. Mağazanın elektrik tesisatı hatalı yapılmış olup mağazada sık sık elektrik kesintisi meydana gelmektedir. Dış mekana çakılan ireko (ahşap malzemesi) yerdeki kablolara çakıldığından alttaki elektrik kabloları arızalı durumdadır. Geçici olarak bu kablolar dışarıdan geçirilmiş olup mağazanın görüntüsünü olumsuz etkilemektedir. Davacı yanın elektrik tesisatı projesini düzgün yapmamsı, güç yükseltimi yaptığını bildirmemesi müvekkilin işyerindeki mevcut aboneliğinin güç yükseltimine uygun hale getirilmesinin davacı yanca sağlanmaması nedeniyle … A.Ş. ekiplerince 01.07.2016 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağı tutulmuş, son ödeme tarihi 15.07.2016 tarihli 25.493,76 TL’ lik …. seri numaralı fatura tahakkuk ettirilmiş, müvekkilim bunu taksitlerle yaklaşık 48.000,00 TL olarak ödemek zorunda kalmıştır. Dış mekandaki ahşap malzeme, camın dışına kadar yapılmış olup, yağmur ve kar suyunun içeriye almakta, alt kata su girmektedir. Davacı yanın temin ettiği beyaz eşyalar ayıplı olup sık sık arızalanmakta onarım bedelleri davalı müvekkilimce karşılanmaktadır. Davacı yanca mağazanın iç ve dış mekanı göz önüne alınarak 200 kişilik koltuk – sandalye – kanepe getirileceği taahhüt edilmesine rağmen 76 adet ürün getirilmiştir. Getirilen mefruşattan … kodlu 4 adet ahşap tekli koltuk – taş arızalı denilerek iade alınmış geri getirilmemiş, davacı yan uhdesinde bulunmaktadır. Mağazada varillerin içinde bulunan çiçeklerin topraklan eksik olduğundan dolayı içindeki canlı çiçekler kurumuş, yeniden çiçek toprak alınmış bunun için 2.000,00 TL masraf yapılmıştır. ( davacı bunu ödememiştir ) Mağazanın müzik sistemi için 850,00 TL masraf yapılmıştır. ( davacı bunu ödememiştir ) Saksıların su gideri yapılmadığından çiçekler sulandığında suyu alt kata sızarak zarar vermektedir. Tuvalet arızalanmış olup kullanılmamakta ve davacı yanca tamir yapılmamaktadır. Özetle ek taraflı oluşturulmuş sözleşmenin hakim tarafı davacı yan, hem bu eksiklikleri gidermemekte, hem de müvekkilim tarafından yaptırılmasına engel olunmakta, yaptırılması durumunda sorumluluk üstlenmemekte, sanki her şey dört dörtlükmüş gibi ayıbını gidermediği halde bedel talep etmektedir. Müvekkilim yaptığı işlerle Manisa’da yer edinmiş ticari yaşamda saygın bir girişimcidir. Bu işyeri kendisi için bir proje vesilesidir. Esasen Denizli’ deki diğer firma ile birlikte ilk iş ortaklarındandır. Davacının markasını gelişmekte olan sanayi şehri olan Manisa’da yüceltmek karşılıklı olarak yaptıkları ticaretten gelir elde ederek büyümek müvekkilimin hedefidir. Oysaki davacı taraf bun ilişkide söz verdiği edimleri yerine getirmediği halde dava açma yoluna gitmiştir. Elbette ki bu aşamada yapılan ayıplı işler ile ilgili tespit vs dava haklarımız saklı olup davacıdan talep edilecektir. Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; öncelikli olarak davacının tebliğ edilmeyen delil ve eklerin tarafımıza tebliğine, davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.” denilmektedir.
Dava; İİK 67/2 uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Gerek dava dilekçesinin gerek tüm dosya içeriğinin incelenmesinde, taraflar arasında, 01/10/2015 tarihli bayilik sözleşmesinin imzalandığı, davalı yanın adresinde sandalye, tabak, kolonyalı mendil vs. ürünleri kullanmaya devam ettiğinin, mağaza cam duvarları üzerinde, … markasının logo ve işaretlerinin bulunduğu, mağaza dekorasyonunun değiştirilmediği, mağaza dışında … tabelasının asılı durduğu ve bu şekilde, ticari faaliyetine devam ederek, rekabet yasağını ihlal ettiği, buna göre, rekabet yasağına aykırılıktan dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, İzmir …. İcra Müdürlüğü … sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptalini talep ettiği, taraflar arasında ki 01/10/2015 tarihli, frenchise sözleşmesinin imzalandığı, davacı tarafça, davalının sözleşmesinin feshine müteakip, kendilerine ait … markasının logo ve işaretlerinin bulunduğu ürün ve malzemeleri, kullandıkları ve bu şekilde sözleşmede ki rekabet yasağına aykırı davrandıklarına bahisle açılan davada, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 5846 sayılı Fikri ve sanat eserleri kanunu kapsamında değerlendirilecek unsurları içeren frenchise sözleşmesi olduğundan ve taraflar arasında sözleşme ve tüm dosya içeriğine göre uyuşmazlığın frenchise sözleşmesine dayalı olduğu ve ihtisas mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla, davacı taraflar arsında ki bayilik sözleşmesinin imzalandığı sözleşmenin tek taraflı feshedilmesi üzerine sözleşme hükümlerine göre, … marka ve adını kullanmaya devam ederek, sözleşmeye ve rekabet yasasına aykırı davrandığını belirterek, davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğini, rekat yasası hükmüne aykırı davrandığını belirtmiş, tüm talepler birlikte değerlendirildiğinde, davanın Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde görülmesi yönünde, gerek mevzuat hükümleri, gerek yargıtay…. HD nin 23/12/2011 tarihli … esas … karar sayılı ve diğer yerleşik ilamlarından da yararlanılarak, mahkememizdeki vicdani kanıyı yansıtan aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde gönderilme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Nöbetçi Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine
3-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı yasanın 345. Maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süresi içerisinde Bölge İstinaf Mahkemesine başvuru yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır