Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/468 E. 2021/876 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/468
KARAR NO : 2021/876

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/07/2021
KARAR TARİHİ : 04/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Dava dışı Özel Güvenlik Görevlisi….. isimli kişi tarafından şirketleri aleyhine girişilen icra takibi sebebi ile İzmir … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takip dosyasına şirketleri tarafından 23.07.2019 tarihinde 3.699,37 TL ödenmek zorunda kalındığını, icra takibinin dayanağının İzmir…. İş Mahkemesi’nin 27.11.2018 tarih ve …. E ve …….K. sayılı davası olup iş bu karara yönelik İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ..Hukuk Dairesi’nin ……. E ve ……. K sayılı kararları ile istinaf başvurusunun “esastan reddine karar verildiğini” ve hükmün kesinleştiğini, söz konusu davanın … Hizmetleri San ve Tic Ltd Şti ile müvekkili şirkete karşı açıldığını, … San ve Tic Ltd Şti ile müvekkili şirket arasında “3. Bölge Özel Güvenlik Hizmeti Alımı Sözleşmeleri ” akdedildiğini, müvekkili şirketin Güvenlik Hizmeti aldığı … Hizmetleri San ve Tic Ltd Şti çalışanı… için şirketleri tarafından ödenmek zorunda kalınan 3.699,37 TL nin rücuen ve sözleşme gereği davalı şirketten tahsili için bu davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu, dava şartı arabuluculuk kuralı gereğı arabulucuya başvuru yapıldığını ancak anlaşma sağlanamadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.699,37-TL alacağın davalılardan ödeme tarihi olan 23.07.2019 dan itibaren işleyecek T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; sayın mahkeme nezdinde görülen somut dava ile yine sayın mahkemenin ……..Esas sayılı esasında görülen davanın tarafları ve konuları da aynı olup, tek dava olarak açılabilecek davaların, davacı yanca ayrı ayrı açıldığını, davaların önce açılan mahkemede HMK 166 gereği birleştirilmesini talep ettiklerini, müvekkili ile davacı arasındaki hizmet ilişkisi kapsamında, davacıya ait projelerde bahsi geçen işçi ve diğer işçiler çalışmış olup, davalı yanın bahsettiği taraflar arasında akdedilen sözleşmede, işe iade davalarının sonuçlarından müvekkilinin sorumlu olacağına dair bir maddenin bulunmadığını, bu bakımdan projede çalışmış olan işçilerin, işe iade davası sonucunda vekilleri lehine hükmedilen vekalet ücretlerinden davacı yanın iddia ettiği gibi tamamen müvekkilinin sorumlu olmadığını, bu sebeple davanın reddinin gerektiğini, müvekkili şirket ile diğer davalı … A.Ş. arasında hizmet akdinin mevcut olduğunu, müvekkili şirket tarafından güvenlik hizmeti sağlandığını, davacı yanın dava dilekçesinde bahsettiği işçi…’ın 01.07.2015 tarihinden itibaren davacı şirket ile müvekkili şirket arasındaki sözleşme kapsamında “Türk Telekom A.Ş. İzmir” projesinde “Güvenlik Görevlisi” olarak çalıştığını, asıl proje işvereni olan Türk Telekom A.Ş.’de Avea İletişim Hizmetleri ile … A.Ş.’nin birleşmesinden sonra şirket içinde yeniden yapılanmaya gidildiğini, bu yapılanma neticesinde Türk Telekom’a bağlı tüm işyerlerinde küçülmeye gidilmesine karar verildiğini, … A.Ş.’nin işletmesel kararı sonucunda personel azaltma yoluna gidildiğini, bu karar doğrultusunda tüm hakları ödenmek suretiyle davacının işine son verildiğini, davacının işe iade talepli olarak İzmir 7. İş Mahkemesi……….Esas sayılı dosyayı müvekkiline yönelttiğini, yapılan yargılama neticesinde yerel mahkeme tarafından işe iade kararı verildiğini ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onandığını, bu izahatla görüleceği üzere, işletmesel kararı ile işçilerin işten çıkarılmasını talep edenin davacı olduğunu, çıkartılacak işçileri dahi yine belirlemekte olduğunu, bunun sonucunda da işten çıkarılan işçilerin işten çıkarılmasına sebebiyet verenin davacı Türk Telekom’un kendisi olduğunu, İzmir……..İş Mahkemesi’nin ……… Esas, ……….. Karar sayılı İşe iade davasının kabulü şeklindeki ilamının hüküm kısmında vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesi şeklinde hüküm kurulduğunu, Yine İzmir BAM 3. Hukuk Dairesi’nin……. Esas ……….. Karar sayılı ilamında da 5 nolu kararda aynı şekilde vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesi şeklinde hüküm kurulduğunu, yani bunun hukuktaki karşılığının, asla işbu davayı kabul anlamına gelmemekle, aksine bir hüküm ve anlaşma bulunmadığından; davalıların bu tutarın tamamından tek başına değil, yarı yarıya sorumlu oldukları anlamına geldiğini, davacı yanın ise bu tutarların tamamından müvekkili tamamen sorumluymuş gibi davranarak işbu davayı ikame ettiğini, öncelikle taleplerinin davanın küllen reddi olup, aksi kanaat hasıl olur ise müteselsil sorumluluk konusunda tarafların yarı yarıya sorumlu olduklarının göz önünde bulundurularak hüküm kurulması gerektiğini, açıklanan ve yargılama safahatında ortaya konularak sübuta erdirilecek vakıalara dayalı olarak, davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Özel Güvenlik Sözleşmesi : … AŞ ile … Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında Türk Telekom Güvenlik Hizmeti Alımı Sözleşmesi’nin akdedildiği anlaşılmıştır.
İzmir …İş Mahkemesinin … E………K. sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı… tarafından davalılar … Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti ve … AŞ ‘ne karşı işe iade davası açtığı, mahkemece yapılan yargılama neticesinde 21/02/2019 tarihinde davacının iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine ve davalı … Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti’ne işe iadesine, davacının, kesinleşmiş kararın tebliğinden itibaren 10 işgünü içinde işe başlamak için işverene başvurması halinde işverence işe başlatılmaması halinde takdiren 6 aylık ücreti olan tutarındaki brüt 13.420,32 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesi gerektiğinin tespitine, davacının süresi içinde işverene başvurması halinde mahkeme kararının kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre içinde en çok 4 aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları olan 10.592,74 TL brüt tutarın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak kendisine ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verildiği, bu kararın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi… HD.’nin 04/07/2019 tarih …….E. …… K. sayılı kararı ile yalnızca arabuluculuk ücreti yönünden hüküm kurulmadığından bahisle ortadan kaldırılarak esas yönünden ilk derece mahkemesince verilen hükmün aynısının kesin olamak üzere kurulduğu anlaşılmıştır.
Dava; hizmet sözleşmesi kapsamında işveren tarafından ödenen iş davası yargılama giderlerinin davalı yükleniciden tahsili için açılan rücuen alacak davasıdır.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2019/2112 esas, 2020/3610 karar sayılı, 12/11/2020, 2019/2245 esas, 2020/3609 karar sayılı, 12/11/2020 tarihli, 2019/2109 esas, 2020/3606 karar sayılı 12/11/2020 tarihli, 2017/2795 esas, 2020/3459 karar sayılı, 05/11/2020 tarihli 2019/2118 esas, 2020/3371 karar sayılı, 02/11/2020 tarihli, 2019/2117 esas, 2020/3213 karar sayılı, 22/10/2020 tarihli emsal kararlarında vurgulandığı üzere “Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır. İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.”
Yukarıda belirlenen ilkeler gözetilerek somut olay değerlendirildiğinde; davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında “3. Bölge güvenlik hizmeti alımı” konularında hizmet alım sözleşmesi akdedildiği, dava dışı işçi…’ın hizmet alım sözleşmesi kapsamında, davalı yüklenici bünyesinde çalıştığı, dava dışı işçinin davalı yüklenici tarafından iş aktine son verilerek işten çıkartılması üzerine İzmir… İş Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyasında eldeki davamızın taraflarına karşı açtığı işe iade davasının 21.02.2019 tarih .. karar sayılı ilamı ile kabulüne karar verildiği, anılan kararın istinaf edilmesi üzerine İzmir BAM 3. HD’nin … esas, … karar sayılı 04.07.2019 tarihli kesin kararı ile davalıların istinaf talepleri reddedilerek kesinleştiği, İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı ilamlı icra dosyasında, dava dışı işçinin İzmir …. İş Mahkemesinin ……esas sayılı dosyasında lehine hükmedilen vekalet ücreti, yargılama gideri ve bu alacak kalemlerine işlemiş faiz alacağını takibe koyduğu, davacı … A.Ş. tarafından icra takip çıkışı lan 3.699,37 TL’nin 23.07.2019 tarihinde icra dosyasına yatırılarak ödendiği, davacı tarafından ödenen bu yargılama giderlerinden davalı yüklenicinin taraflar arasındaki sözleşmenin 13.1 ve teknik şartnamenin 7.2.d maddesi uyarınca sorumlu olduğu anlaşılmakla davacının davasının kabulü ile 3.699,37 TL’nin ödeme tarihi olan 23.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının, davasının KABULÜ ile;
3.699,37 TL alacağın ödeme tarihi olan 23.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 252,70 TL nispi harca, peşin alınan 63,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,52 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4- Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 8,50 TL vekalet suret harcı, 59,30 TL başvuru harcı, 63,18 TL peşin harç, 54,00 TL davetiye ve posta gideri olmak üzere toplam 184,98 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 3.699,37 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının, davalı tarafından yatırılan delil avansının sarf sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine.
ilişkin, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/11/2021
Katip….
e-imza

Hakim…
e-imza