Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/467 E. 2021/989 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/917
KARAR NO : 2021/1172

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2021
KARAR TARİHİ : 30/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; müvekkili …’un SGK emeklisi olduğunu, kendisinin parasal sıkıntı içinde olup yüklü miktarda borcunun bulunduğunu, ekonomik sıkıntılarını giderebilmek için önceki tarihlerde bankadan kredi çekmek istediğini ancak bankanın talep ettiği krediyi vermediğini, bankadan kredi çekebilmek için üçüncü şahıs olan … isimli kişiyle tanıştırıldığını ve bu kişi aracılığıyla iki ayrı bankadan kredi çektiğini, üçüncü şahıs olan …’in krediye aracılık etmesi nedeniyle komisyon ve masraf olarak çektiği kredinin büyük bir çoğunluğunu kendisine aldığını, ayrıca tekrar kredi çektireceğine inandırarak kandırıp müvekkilinden boş bono aldığını daha sonra bu bonoyla oğlu …’i alacaklı gösterip İzmir … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasıyla müvekkiline icra takibi yaptığını ve yine kandırarak bu borcun ödenmesi maksadıyla borcun emekli aylığından kesilmesi için icra dosyasına muvafakatname verdirttiğini sonuçta müvekkilinin emekli aylığının büyük çoğunluğunun bu icra dosyasına kesildiğini ve kendisinin parasal olarak çok büyük bir zorluk içine girdiğini, müvekkili …’un parasal olarak bu denli zordayken ve bu icra kesintisini nasıl durdurabileceğini düşünürken bu amaçla eski eşi … ve onun arkadaşları aracılığıyla … isimli şahısla tanıştırıldığını, … isimli bu şahsın ” ben bu icra takibini ve muvafakatnameyi durduracağım. Bunun için bana boş bonoyu imzalayacaksın bu bonoyla sana icra takibi yapıp senden muvafakatname alacağım ve bu muvafakatname ile önceki icra takibine giden aylığını geri alıp sana vereceğim” diyerek ikinci kez kandırdığını, …’in müvekkilince imzalanan boş bonoyu 300.000TL. (üçyüzbin) olarak doldurduğunu ve alacaklı kısmına ise kendi ismini yazmayıp babası …’in ismini yazdığını ve …’in vekilinin bu 300.000TL bedelli bonoyla İzmir…. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, bu aşamadan sonra bir önceki icra takibinde yaşananların birebir aynısının yaşandığını, müvekkilinin yine bu borcun da kalan aylığının tümünden kesilmesi için muvafakatname verdiğini, sonuç olarak (bir önceki icra dosya kesintisinden sonra kalan) cüzi miktardaki aylığının da bu dava ettikleri icra dosyasına kesilmeye başlandığını müvekkiline hiç bir para ödenmediğini ve kendisinin tabir yerindeyse ”aç bi-ilaç” hale geldiğini, müvekkilinin hiçbir gelirinin olmaması almış olduğu emekli aylığının tümünün uzunca bir dönemdir bu iki ayrı icra dosyasına kesilmesi nedeniyle adli yardım taleplerinin kabulünü talep ettiklerini, davalarına konu bu bedelsiz bononun verilmesi ve icra takibi yapması için müvekkilini davalı …’in oğlu olan …’le tanıştıranın müvekkilinin eski eşi … ve arkadaşları olduğunu, …’a da yakın tarihlerde benzer nedenlerle karşılığı alınmaksızın bedelsiz 300.000TL.lik bono imzalatan …’in, babasını alacaklı göstererek İzmir …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını ve yine muvafakatname verdirterek emekli aylığından kesinti yaptırmaya başladığını, İcra Hukuk Mahkemesine yaptıkları şikayet nedeniyle bu muvafakatnamenin de iptal edildiğini, davalı …’in oğulları olan … ve … ile yapmış oldukları harici görüşmelerde ise taraflarına …’in bu davayı kabul edeceğini bildirildiklerini hatta bu görüşmelerde, yapılan icra takibinden davalı …’in feragat etmesi planlanmışken feragat harcının çok yüksek bedeller tutması nedeniyle bu yöntemden vazgeçildiğini, … ve … hakkında müvekkilini borçtan kurtaracağı zannı uyandırmak, bilgi, kültür ve tecrübe zayıflığını kullanmak vb. nedenlerle bu bononun imzalatılarak alınması ve icra takibi yapılması nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğunu, buna ilişkin İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla kovuşturma yapılmakta olduğunu, yine ek olarak … bu bono nedeniyle müvekkiline küfür ve hakaretlerde bulunduğundan İzmir …… Asliye Ceza Mahkemesi’nin …esas sayılı dosyası ile yargılamasının yapılmakta olduğunu, hata ve hile ile alınması nedeniyle karşılığı ve bedeli olmayan alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, 15.10.2018 düzenlenme tarihli, 15.11.2018 vade tarihli, 300.000TL. miktarlı bonoya ilişkin menfi tespit davasının kabulü ile, müvekkilinin davaya konu bu bono nedeniyle davalı …’e borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderlerine ve lehlerine vekalet ücretine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Takibe / Davaya konu bono : Alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, 15.10.2018 düzenlenme tarihli, 15.11.2018 vade tarihli, 300.000TL. miktarlı bono olduğu anlaşılmıştır.
İcra Dosyası : İzmir… İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasında alacaklı (davalı) …’in borçlu (davacı) … aleyhine 300.000,00-TL. miktarlı 15/10/2018 tanzim tarihli 15/11/2018 vade tarihli senetle ilgili olarak ilamsız icra yoluyla takip başlattığı, borçlunun 02/01/2019 tarihli dilekçe ile borca itirazı olmadığını, sürelerden feragat ettiğini ve hakkında yapılan icra takibinin kesinleştirilmesini talep edip, emekli maaşının tamamı üzerine haciz konulmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
İşbu dava; kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
Davacı vekili duruşmadaki beyanında; Davanın davalı tarafından kabul edildiğini, bu nedenle davalarının kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleblerinin olmadığını dosyanın karara çıkartılmasını talep etmiştir.
Davalı asil duruşmadaki yazılı ve imzalı beyanında; dava konusu 15/11/2018 ödeme tarihli, 300.000,00-TL bedelli 15/10/2018 düzenleme tarihli senetten dolayı davacı …’tan bir alacağı olmadığını, senedin ne şekilde düzenlendiğini ve isminin senede kim tarafından yazıldığını bilmediğini, açılan davayı ve davacının tüm taleplerini kabul ettiğini ifade etmiştir.
6100 sy HMK’nun 308. maddesi uyarınca “Kabul, davacının, talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir”
309. maddenin 1. ve 2. fıkraları uyarınca “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.”
310. maddesi uyarınca “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. “
311. maddesi uyarınca “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.”
Yapılan açıklamalar çerçevesinde; davacı tarafın menfi tispit talebinin, davalı tarafından kabul edilmesi nedeniyle davanın kabulüne dair aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının Menfi Tespit davasının kabul nedeniyle KABULÜNE, davacının İzmir 9. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konulan keşidecisi … lehtarı … olan 15/10/2018 keşide tarihli 15/11/2018 vade tarihli 300.000,00-TL. bedelli senet nedeniyle davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacı tarafça yargılama gideri talep edilmediğinden yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafça vekalet ücreti talep edilmediğinden davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
4-Harçlar Kanunu’nun 22. maddesinde “Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır” hükmü uyarınca kabul, ön inceleme duruşmasından önce vaki olduğundan nispi karar ve ilam harcının 1/3’ü oranına isabet eden ve bu orana isabet edip alınması gereken harç 6.831,00 TL olduğundan ve davacı adli yardımdan faydalandığından, 6.831,00 TL nispi karar ve ilam harcı ile 59,30 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 6.890,30 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’ye GELİR KAYDINA,
5-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından gerekçeli karar tebligat gideri mahsup edildikten sonra kalan sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
ilişkin, davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/12/2021

Katip …
e-imza

Hakim…
e-imza