Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/465 E. 2021/1051 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/465
KARAR NO : 2021/1051

DAVA : Tazminat (Trafik Sigortasından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2021
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigortasından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; 26.09.2018 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında mülkiyeti müvekkili …’ya ait olan … plakalı araca, davalı sigorta şirketi tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olan …’ın maliki ve kaza esnasındaki sürücüsü olduğu …. plakalı aracın tam kusurlu olarak çarptığını, bu kaza neticesinde müvekkiline ait araçta maddi hasar meydana geldiğini, müvekkiline ait … plakalı aracın onarım bedelinin müvekkilinin aracının kasko sigortacısı ………..Sigorta A.Ş. tarafından ödendiğini işbu kaza neticesinde müvekkilinin aracında meydana gelen hasar dolayısıyla oluşmuş değer kaybına ilişkin ödeme yapılmadığını, mevcut kazanın sebebiyet verdiği değer kaybının tespiti ve tazmini amacıyla davalı sigorta şirketinin sigortalısı … aleyhine dava yoluna gidilmiş olup yargılama esnasında düzenlenen ve hükme esas alınan 25.03.2019 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında; Davalı araç sürücüsü …’ın Asli ve %100 kusurlu olduğu, Davacı sürücü …’nın kusursuz olduğu, Davacı tarafından davalıdan talep edilebilecek değer kaybı miktarının 2.500,00 TL olduğunun tespit edildiğini, nitekim İzmir …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin……….. E. …… K. sayılı ve 21.06.2019 tarihli kararı ile de davanın kabulüne karar verilerek, 2.500,00 TL değer kaybı bedelinin kaza tarihi olan 26.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, 2.500,00 TL vekalet ücretine ve 626,99 TL yargılama giderinin davalı sigorta şirketinin sigortalısı … tarafından müvekkili …’ya ödenmesi yönünde hüküm tesis edildiğini, söz konusu karar neticesinde İzmir … İcra Dairesi’nin …sayılı dosyası ile takibe geçildiğini ancak alacak kalemlerinin hiçbirinin tahsil edilememiş olduğunu müvekkilinin söz konusu kaza ile ilgili zararının devam ettiğini, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, davanın kabulü ile; 2.500,00 TL değer kaybı bedelinin kaza tarihi olan 26.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, 2.500,00 TL vekalet ücretinin karar tarihi olan 26.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, 626,99 TL yargılama giderinin 26.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 900,00 TL arabuluculuk vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında değerlendirilerek, arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarih olan 23.10.2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline,
yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; haksız fiil zamanaşımını süresinin, haksız fiilin öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl olduğunu, aynı şekilde sigorta uyuşmazlıklarından doğan tazminat taleplerinin zamanaşımı süresinin de rizikodan itibaren 2 yıl olduğunu, dava konusu talepler zamanaşımına uğramış olduğundan işbu haksız davanın reddinin gerektiğini, müvekkili şirkete usulüne uygun başvuru yapılmadığından huzurdaki başvurunun reddinin gerektiğini, davacının mahkemeye müracaatı öncesinde Trafik Sigortası Genel Şartlarında belirtilen belge ve bilgileri ibraz etmemiş olması nedeniyle de geçerli bir başvurudan söz edilemeyeceğini, dosyanın bilirkişiye tevdii durumunda hesaplama yapılırken başvuruya konu aracın kullanım durumu, yaşı, geçmiş hasar kaydının mevcut olduğu, söz konusu hasarın araçta hangi bölgede meydana gelmiş olduğu, ilgili hasarın şiddeti ve araçta değer kaybı meydana getirecek mahiyette olup olmadığı hususlarının göz önünde bulundurulması gerektiğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle beraber, bakiye değer kaybı hesaplanırsa, hesaplamanın genel şartlara göre yapılması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, KZMSS sigortası kapsamında müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olduğunu, davacı tarafın faize ilişkin taleplerinin yerinde olmadığını, davacının zamanaşımına uğramış olup haksız taleplerinin reddine, davacı tarafından yapılması gerekli olan zorunlu başvuru şartı yerine getirilmediğinden huzurdaki taleplerin usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise araçta meydana gelen gerçek zararın tespiti için uzman bilirkişilerin görevlendirilmesine ve her durumda değer kaybına ilişkin hesaplamanın ZMSS Genel Şartlara göre yapılmasına, her halükarda müvekkili sigorta şirketinin sigortalının kusuru oranında sorumlu olacağından kusur oranlarının tespitine, müvekkili şirketin temerrüde düşmediği dikkate alınarak yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulmamasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza tespit tutanağı : 26/09/2018 tarihinde tarafların kendi aralarında tanzim ettikleri trafik kazası tespit tutanağı içeriğinden; … plakalı araç sürücüsünün olayı “yolun boş olduğunu zannedip U dönüşü yapmak isterken karşı yönden gelen … plakalı araca çarptım ” şeklinde; … plakalı araç sürücüsünün olayı ” şeridimde ilerlerken U dönüşü yapan … plakalı araç aracıma yandan çarptı” şeklinde tanımladıkları anlaşılmıştır.
Hasar Dosyası : Davacı vekilinin davalı sigorta şirketine dava tarihinden önce 06/05/2021 tarihinde başvurduğu, davalı sigortanın açılan hasar dosyasına istinaden ödeme yapmadığı anlaşılmıştır.
Poliçe : Davalı … Sigorta AŞ ile dava dışı … arasında 08/02/2018-08/02/2019 tarihlerini kapsar ZMMS poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti araç başına maddi zarar 36.000,00-TL ‘dir.
Trafik Tescil : İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 26/07/2021 tarihli cevabi yazısından; … plakalı aracın kaza tarihi olan 26/09/2018 tarihinde davacı …’ya ait olduğu anlaşılmıştır.
Trafik Tescil : Denizli İl Emniyet Müdürlüğünün 28/07/2021 tarihli cevabi yazısından; … plakalı aracın 02/02/2017 tarihinden bu yana dava dışı … adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Tramer : Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin 29/07/2021 havale tarihli yazısı içeriğinden; … |plaka sayılı araca ait dava konusu kaza tarihinden önce açılmış 2 adet hasar dosyasının bulunduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi Raporu : İzmir 16. Asliye Hukuk Mahkemesince 2……. Esas sayılı dosyada kusur yönünden aldırılan raporda ; Davalı araç sürücüsü …’ ın Asli ve %100 kusurlu olduğu, Davacı sürücü …’ nın kusursuz olduğu, davacı tarafından davalıdan talep edilebilecek değer kaybı miktarının 2.500,-TL olduğu mütalaa edilmiştir.
İzmir 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …… E. 2019/352 K. sayılı dosyasının incelenmesinde; 21.06.2019 tarihli karar ile davanın kabulüne , 2.500,00 TL değer kaybı bedelinin kaza tarihi olan 26.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
Dava; davacı aracında meydana gelen değer kaybı zararının karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
Davalı sigorta vekili zamanaşımı definde bulunmuş ise de; dava dilekçesinin davalı sigorta şirketine 13.08.2021 tarihinde tebliğ edildiği, HMK’nun 104. Maddesi uyarınca davaya cevap verme süresinin 08.09.2021 tarihinde dolduğu, cevap dilekçesinin ise 27.09.2021 tarihinde verildiği ve cevap dilekçesinde zamanaşımı definin ileri sürüldüğü, zamanaşımı hukuki niteliği itibariyle, maddi hukuktan kaynaklanan bir defi olup, usul hukuku anlamında ise bir savunma aracı olduğu, eldeki davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu, 6100 sy HMK’nun 319. Maddesi uyarınca savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başladığı, HMK’nun 141/2. Fıkrası uyarınca cevap dilekçesinin verilme süresi geçtikten sonra savunmanın ancak karşı tarafın açık muvafakati ile genişletilebileceği, davalının süresi geçtikten sonra verdiği cevap dilekçesinin davacı tarafından kabul edilmediği ve zamanaşımı savunmasına muvafakat edilmediği anlaşılmakla davalının savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olan zamanaşımı savunması dinlenilmemiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, …. esas, ………karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı değer kaybı zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
19.06.2021 tarihinde RG’de yayınlanan 7327 sy İcra ve İflas Kanunun ile Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanunun 18. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90 ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kanun” ibareleri “Kanunda” şeklinde değiştirilerek, fıkraya birinci cümlesinden sonra gelmek üzere“Bu tazminatlardan;a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,b) Destekten yoksun kalma tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak,c) Sürekli sakatlık tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak,hesaplanır.”“Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir.” Şeklinde yasal düzenleme eklenmişve 19. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. Maddesinde de trafik poliçesi teminatı dışında kalan hallere ekleme yapılmıştır. Bu değişikliklerin, 7327 sy yasanın 23. Maddesine göre RG’de yayımlandığı tarihte yürürlüğe gireceği öngörülmüştür. Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davalarında davalı sigortanın sorumluluğu belirlenirken poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile bu tarihte yürürlükte olan 2918 sy Karayolları Trafik Kanunu hükümleri dikkate alınacaktır. 7327 sy yasa ile yapılan değişikliklerin geçmişe etkili olacağına dair yasal bir düzenleme bulunmadığından, kaza tarihi ve poliçe tanzim tarihinde yürürlükte olmayan bu değişikliklerin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmadığından, söz konusu yasal değişiklikler maddi zararın kapsamının belirlenmesinde dikkate alınmamıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; davalı sigorta şirketi tarafından trafik poliçesi ile sigortalanan, 26.09.2018 olay tarihinde dava dışı sürücü …’ın idaresindeki … plaka sayılı aracı ile ……sokakta seyir halinde iken aniden sola dönüş manevrası yapması nedeniyle karşı yönden geneln ve kendi şeridinde nizami seyreden davacıya ait ve onun yönetimindeki … plakalı araca çarptığı, bu şekilde gerçekleşen kazada, bilirkişi raporunda açıklanan gerekçelerle davalı tarafından sigortalanan aracı kullanan dava dışı sigortalı sürücü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, değer kaybının, aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç bedeli arasındaki fark olduğu, davacıya ait aracın alınan bilirkişi raporu uyarınca kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değerinin 45.000,00 TL, kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç bedelinin 42.500,00 TL olduğu, buna göre dava konusu araçta (45.000,00 TL – 42,500,00 TL) = 2.500,00 TL lik değer kaybı meydana geldiği, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan değer kaybından sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B 2/2.1. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte kendisine ihbar edildiği 06.05.2021 tarihinden itibaren 8 iş günü içinde ödeme yükümlülüğü bulunmakla davalı sigorta şirketinin 25.05.2021 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, davacı tarafından yapılan ekspertiz ücretinin yargılaam giderleri içerisinde değerlendirilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile, İzmir ……… İcra Müdürlüğü’nün…………… esas sayılı ilamlı icra takibi ile tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla, 2.500,00 TL değer kaybı bedelinin temerrüt tarihi olan 25.05.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 170,78 TL nispi harca, peşin alınan 96,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 74,68 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
3-Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 8,50 TL vekalet suret harcı, 59,30 TL başvuru harcı, 96,10 TL peşin harç, 51,60 TL davetiye ve posta olmak üzere toplam 215,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
4-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 2.500,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
6-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/12/2021

Katip ….
e-imza

Hakim…
e-imza