Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/459 E. 2021/608 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/459
KARAR NO : 2021/608

DAVA : Hal Hakem Heyeti Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 05/07/2021
KARAR TARİHİ : 06/07/2021

Mahkememizde açılan davanın dosya üzerinden yapılan incelemesi sonucunda;
İDDİA;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Sebze ve Meyve Ticareti ve Toptancı Halleri Hakkındaki Yönetmelik’in 47/1-a bendine aykırı şekilde merkezi hal kayıt sistemine bildirilmeden toptan mal alım satımı yaptığından bahisle davacı müvekkili hakkında … Belediye Encümeni’nin 16/07/2020 tarihli …-… sayılı ve 29/07/2020 tarihli … sayılı kararı ile cezalı hal rüsümü tahakkuk ettirildiğini, bu kararın müvekkiline tebliğ edilmediğini, ceza ihbarnamelerinin müvekkiline tebliğ edilmesi üzerine yasal süre içinde … Valiliği Ticaret İl Müdürlüğü Hal Hakem Heyeti Başkanlığı’na başvurulduğunu ve “belediye encümen kararının idari bir karar olduğu, sorunun idare mahkemelerinde çözülmesi gerektiği” gerekçesiyle “karar alınmasına yer olmadığına” ilişkin karar verildiğini, bu kararın hukuka aykırı olduğunu, Sebze ve Meyve Ticareti ve Toptancı Halleri Hakkındaki Yönetmelik’in “Uyuşmazlıkların Çözümü” başlıklı 60. maddesinde “ilgililerin idari para cezaları dışındaki tüm uyuşmazlıklarda hal hakem heyetlerine başvurma hakkı vardır” düzenlemesine yer verildiğini, bu düzenlemeye göre başvurunun dikkate alınması ve karar verilmesi gerektiğini belirterek, … Valiliği Ticaret İl Müdürlüğü İl Hal Hakem Heyeti Kararına itirazlarının kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE;
Dava; 5957 sayılı kanuna dayalı hal hakem heyeti kararının iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 114/c maddesinde “mahkemenin görevi” dava şartı olarak sayılmıştır. Yine aynı kanunun 115/1. maddesi uyarınca mahkeme, dava şartlarının var olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Bu kapsamda öncelikle mahkememizin eldeki bu davaya bakmakla görevli olup olmadığı yönünden değerlendirme yapılmıştır.
5957 sayılı Sebze ve Meyveler İle Yeterli Arz Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 8/8 maddesinde; “cezalı rüsul kararını verme görevinin belediye encümenlerine ait olduğu”; 10/1 maddesinde; “üreticiler ile meslek mensupları arasında veya meslek mensuplarının kendi aralarında bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak ortaya çıkan uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla il merkezlerinde bir hal hakem heyeti oluşturulacağı”; 10/5 maddesinde; “değeri elli bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda, hal hakem heyetlerine başvurunun zorunlu olduğu, bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararların ilam hükmünde olduğu”; 10/6 maddesinde; “değeri elli bin Türk Lirası ve üstündeki uyuşmazlıklarda hal hakem heyetinin vereceği kararların asliye ticaret mahkemesinde delil olarak ileri sürülebileceği”; 10/7 maddesinde; “yasanın 14. maddesi dışındaki tüm uyuşmazlıkların hal hakem heyetinin görev ve yetkileri kapsamında bulunduğu” düzenlenmiştir.
Aynı kanunun “Cezalar” başlıklı 14. maddesinde; “diğer kanunlara göre daha ağır bir ceza gerektirmediği takdirde, bu kanunun 13, 5, 6, 15 ve 17. madde hükümlerine aykırı hareket edenlere idari para cezası uygulanacağı ve idari para cezalarının uygulanmasının bu kanunda öngörülen diğer müeyyidelerin uygulanmasına engel oluşturmayacağı” düzenlenmiştir.
07/07/2012 gün ve 28346 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Sebze ve Meyve Ticareti ile Toptancı Halleri Hakkında Yönetmelik’in 23/2 maddesinde; “Belediyeler, ilgili yönetmelik hükümleri saklı kalmak ve yetki alanları içinde olmak kaydıyla, toptancı hali dışında bu Yönetmelik hükümleri çerçevesinde hal zabıtaları aracılığıyla denetim yapma yetkisini haizdir. Sınırı ve mücavir alanları içinde toptancı hali bulunmayan belediyeler, bu denetimi belediye zabıtaları aracılığıyla yerine getirir.”; 47/1/a maddesinde ise; “1) Kanun, bu Yönetmelik ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırı olarak; a) Sisteme bildirilmeden toptan alınıp satılan ya da toptancı halinde satılmak üzere bildirimde bulunup toptancı hali dışında toptan satılan mallar için mal rüsumu tespitin yapıldığı yerdeki toptancı halinde o mallar için oluşan bir önceki gün birim fiyatının en yükseği, bir önceki gün fiyat oluşmamışsa o mallar için oluşan en son birim fiyatının en yükseği esas alınarak belirlenen toptan satış bedelinin yüzde yirmibeşi oranında cezalı olarak alınır” düzenlemelerine yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin (a) bendinde; “idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları”, (b) bendinde; “idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları”, (c) bendinde ise; “tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Somut olayda; … Belediyesi Mali Hizmetler Daire Başkanlığı Gelir Şube Müdürlüğü tarafından 07/10/2020 tarihli … sayılı, 17/0272021 tarihli … sayılı, 17/02/2021 tarihli … sayılı, 17/02/2021 tarihli … sayılı hal rüsum cezası ihbarnameleri düzenlenmiştir. Davacı tarafın Hal Hakem Heyeti Başkanlığı’na başvurması üzerine … Valiliği Ticaret İl Müdürlüğü tarafından “bahse konu edilen cezaların … Belediye Encümeni tarafından 16/07/2020 tarihli …-…. sayılı ve 29/07/2020 tarihli … sayılı kararlar ile onaylandığı, kararın idari bir karar olduğu, sorunun idare mahkemelerinde çözümlenmesi gerektiği” gerekçesiyle “karar alınmasına yer olmadığına” karar verilmiştir. Dava konusu işlem ile ilgili mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirkete verilen cezanın bir idari para cezası olmadığı görülmektedir. Nitekim davacı vekili de dava dilekçesinde bu cezaların idari para cezası olmadığını belirtmiştir.
Bu durumda, taraflar arasındaki ilişkinin ticari bir ilişki olarak değerlendirilemeyeceği, dava konusu tutarın belediyeye ait bir gelir niteliğinde olması nedeniyle davaya konu edilen encümen kararının iptalinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2.maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca idari yargı yerinin görev alanına girdiği, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin emsal 26/12/2016 tarihli, 2016/307 Esas ve 2016/608 Karar sayılı kararının da bu yönde olduğu, davaya adli yargı yerinde bakılamayacağı anlaşıldığından, davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafından açılan bu davada mahkememizin içinde yer aldığı adli yargının görevli olmadığı, idari yargı yerinin görevli olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 114/1-6 ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 06/07/2021

Başkan …
E-imza

Üye …
E-imza

Üye …
E-imza

Katip …
E-imza