Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/457 E. 2021/692 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/457
KARAR NO : 2021/692

DAVA : Ticari Şirket Genel Kurulunu Toplantıya Çağrıya İzin Verilmesi
DAVA TARİHİ : 05/07/2021
KARAR TARİHİ : 21/09/2021

Mahkememizde açılan davanın dosya üzerinden yapılan incelemesi sonucunda;
İDDİA ;
Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkillerinin, davalı şirketin ortağı ve yöneticileri konumunda olduğunu, davalı şirketin genel kurulu tarafından bugüne kadar kar payı dağıtımı konusunda herhangi bir genel kurul kararının alınmadığını, 6102 sayılı TTK’nın 410. maddesinde yönetim kurulunun genel kurulu çağırma konusundaki yetkisinin düzenlendiğini, ortaklara kar payı dağıtımı konusunun gündeme alınması için yönetim kurulu tarafından gerekli görevlerin yerine getirilmediğini, bu nedenle ortaklar açısından telafisi imkansız zararların doğduğunu, Beyoğlu …. Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı şirketin yönetim kurulu tarafından genel kurula çağrı yapılması konusunda başvuruda bulunulduğunu ancak bu başvurunun yanıtsız bırakıldığını, 6102 sayılı TTK’nın 410 ve 412. maddelerindeki koşulların gerçekleştiğini, müvekkilleri hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …sayılı dosyasında soruşturma başlatıldığını ve ardından müvekkillerinin ortağı ve yöneticisi oldukları davalı şirkete İzmir…Sulh Ceza Hakimliği’nin … tarihli …D.İş sayılı kararı ile kayyım atanmasına karar verildiğini, bu tarihten itibaren davalı şirket yönetiminin müvekkilleri namına TMSF tarafından görevlendirilen heyet tarafından gerçekleştirilmekte olduğunu, müvekkilleri hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının bulunmadığını, kayyımlar tarafından basiretli bir tacir gibi davranılmadığını, bu nedenle davalı şirketin zarara uğratıldığını, söz konusu kayyımlığın idare kayyımlığı olduğunu, davalı şirketin TMSF tarafından devralınan şirketlerden biri olmaması nedeniyle davalı şirket hakkında esaslı kararlar alınmayacağını, genel kurulu olağan toplantıya davet etme görev ve yetkisinin kural olarak anonim şirkete ait olduğunu, TMSF’nin tek amacının şirketin içini boşaltmak ve müvekkillerinin tüm malvarlığı olan şirketi ele geçirmek olduğunu belirterek, davanın TMSF’ye ihbar edilmesine, davalı şirketin geçici yönetim kurulu tarafından genel kurula çağrı yapılması yönünde karar verilmesine, mahkeme aksi kanaatte ise davalı şirketin menfaatleri doğrultusunda genel kurul toplanması konusunda yetkinin müvekkillerine verilmesine, yargılama harç ve giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; 15/07/2016 tarihinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi ile ilgili olarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …sayılı soruşturma dosyası ile başlatılan soruşturma sebebiyle İzmir … Sulh Ceza Mahkemesi’nin …D.İş sayılı dosyasında davalı şirkete CMK’nın 133 ve 674 sayılı KHK’nın 19. maddeleri gereğince TMSF’nin kayyım olarak atanmasına karar verildiğini, TMSF’nin kayyımlık görevini, TMSF fon kurulu tarafından atanan kayyımlar eliyle yönettiğini, 674 sayılı KHK’nın 19. maddesinin 9 ve 10 numaralı bentleri gereğince TMSF’nin kayyımlık görevini yürüttüğü şirketlerin genel kurullarının yetkilerinin 6102 sayılı TTK hükümlerine tabi olunmaksızın ve TMSF’nin ilişkili olduğu bakan tarafından kullanılabileceğini, TMSF’nin ilişkili olduğu bakanın bu madde kapsamındaki yetkilerini kısmen veya tamamen TMSF başkanına veya fon kuruluna devredebileceğini, dolayısıyla genel kurul yetkisi 674 sayılı KHK’nın 19/10 maddesi gereği ilgili bakan tarafından TMSF fon kuruluna devredildiği için genel kurul yetkilerinin yasal düzenleme gereğince fon kurulu tarafından yerine getirilmekte olduğunu, İzmir… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı emas nitelikte kararının bulunduğunu belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
İhbar olunan TMSF vekili beyan dilekçesi ile özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen hususların usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin yasal düzenlemeler ile kendisine verilen görev ve yetkileri bu düzenlemeler çerçevesinde yerine getirdiğini, Resmi Gazete’nin 01/09/2016 tarihli 29818 sayılı 2. mükerrer nüshasında yayınlanan 674 sayılı KHK’nın 19. maddesinin 1. fıkrasında maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle CMK’nın 133. maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkilerinin hakim veya mahkeme tarafından müvekkili kuruma devredileceği; 2. fıkrasında ise maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra ve olağan üstü halin devamı süresince terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle CMK’nın 133. maddesi uyarınca şirketlere ve bu KHK’nın 13. maddesi uyarınca varlıklara kayyım atanmasına karar verildiği tarihte kayyım olarak müvekkili kurumun atanacağının düzenlendiğini, bu çerçevede İzmir …. Sulh Ceza Hakimliği’nin … tarihli …D.İş sayılı kararı ile …’nın tüm taşınır, taşınmaz, hak, alacak ve diğer malvarlığı değerleri yönünden TMSF’nin kayyım olarak atanmasına karar verildiğini, başbakan yardımcısı …’nin kararlarıyla ve fon kurulu kararlarıyla anılan şirketlerin yönetim kurullarının oluşturularak üyeliklere atamalar yapıldığını, fon kurulu kararları uyarınca atanan yönetim kurulunun idari, mali ve cezai sorumluluğunun bulunmadığını, şirketlerin özenli ve ticari teamüllere uygun olarak yönetildiğini belirterek, davanın reddine, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 140. maddesi gereğince müvekkili her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğundan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; anonim şirket genel kurulunu toplantıya çağrıya izin verilmesi istemine ilişkindir.
Anonim şirket genel kurulunu toplantıya çağrıya izin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 410. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddenin 1. fıkrası gereğince; yönetim kurulunun, devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkân bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, mahkemenin izniyle, tek bir pay sahibi genel kurulu toplantıya çağırabilir. Aynı kanunun 412. maddesine göre bu isteğin yönetim kurulu tarafından reddedilmesi veya isteğe 7 iş günü içerisinde olumlu cevap verilmemesi halinde aynı pay sahiplerinin mahkemeye başvurma hakları vardır.
TTK’nın 412. maddesinde “zorunluluk olmadıkça mahkemenin dosya üzerinde inceleme yaparak karar vereceği” düzenlenmiş olduğundan, bu düzenleme gereğince mahkememizce duruşma açılmaksızın dava dosyası üzerinden değerlendirme yapılmıştır.
Bu çerçevede düzenlenen tensip tutanağı ile birlikte davalı şirketin… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden sicil kayıtları, İzmir …Sulh Ceza Hakimliği’nden …D.İş sayılı dosya örneği ve Beyoğlu …. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin muhatabına tebliğ şerhi temin edilerek incelenmiştir.
Beyoğlu .. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi incelendiğinde; davacılar tarafından davalı şirkete gönderildiği, ihtarname ile; “tebliğden itibaren 7 gün içinde hissedarlara kar payı dağıtımı konusunda genel kurula teklifte bulunmak, genel kurulu şirkete kayyım atandığı tarihten genel kurulun göreve çağrıldığı tarihe kadar olan süre için kar payı dağıtılması gündemiyle toplantıya çağırmak konusunda görev ve yetkilerin yerine getirilmesi, yine ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde bu isteğin reddedilmesi veya bu süre içerisinde cevap verilmemesi halinde şirket merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinden genel kurulun kar payı dağıtılması gündemiyle toplantıya çağırılması yönünden istekte bulunulacağı, yönetim kurulunun görev ve yetkisini yerine getirmemesinden kaynaklı olarak doğmuş ve doğacak tüm zararların yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluğu kapsamında isteneceği” hususlarının bildirildiği, ihtarnamenin .. tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Torbalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gönderilen kayıtlar incelendiğinde; davalı şirketin adresinin “…Mahallesi …. Caddesi No:…/İZMİR” olduğu, şirket sermayesinin 5.000.000,00 TL olduğu, şirketin son genel kurul toplantısının… tarihinde yapıldığı, TMSF’nin şirkete kayyım olarak atandığı, yönetim kurulu üyelerinin ……. olduğu, şirket yönetim kurulunun en son …. tarihinde toplandığı görülmüştür.
İzmir …Sulh Ceza Hakimliği’nin …D.İş sayılı kararı incelendiğinde; bu mahkemenin … tarihli kararı ile birlikte İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … tarihli …soruşturma sayılı isteğinin kabulu ile “davalı şirket ve şubelerine CMK’nın 133/1 maddesi gereğince yönetim organının tüm yetkilerini kullanmak ve yeni yönetim kurulunu oluşturmak üzere 31/08/2016 tarihinde yürürlüğe giren 674 sayılı KHK’nın 19. maddesi gereğince TMSF’nin kayyım atanmasına; 5271 sayılı CMK’nın 133/1 maddesi gereğince kayyım olarak atanan bu kişilerin yönetim organının tüm yetkilerine sahip olmalarına ve yönetim organının yetkilerinin tümü ile bu kayyımlara devredildiğine, yeni yönetim organının bu kayyımlarca oluşturulmasına, 5271 sayılı CMK’nın 133/1 maddesi gereğince, atanan kayyımların kendilerine kararın Cumhuriyet Başsavcılığı’nca tebliğinden sonra derhal toplanarak yönetim kurulu başkanını kendi aralarında seçmelerine ve şirketin faaliyetlerini yönetmeyi derhal devralmalarına, karar tarihi itibari ile yönetim organının yetkilerinin kaldırılmasına, bu tarihten itibaren yaptıkları işlemlerinin hükümsüz kalacağının karar ile ilanına” karar verildiği görülmüştür.
Cumhurbaşkanlığı tarafından çıkarılan 674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 19. maddesinde; “(1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkileri, hakim veya mahkeme tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilir ve devirle birlikte kayyımların görevleri sona erer. (2) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra ve olağanüstü halin devamı süresince terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca şirketlere ve bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesi uyarınca varlıklara kayyım atanmasına karar verildiği takdirde, kayyım olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu atanır. (3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen şirketler hariç olmak üzere; birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki şirketlerin mali durumu, ortaklık yapısı, diğer sorunları veya piyasa koşulları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tespit edilmesi durumunda, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu şirketin yahut varlıklarının veya bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesinde belirtilen varlıkların satılmasına veya feshi ile tasfiyesine karar verebilir. Satış ve tasfiye işlemleri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yerine getirilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
01/02/2018 kabul tarihli 7078 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmündeki Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 174. maddesinde de; “10/11/2016 tarihli ve 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 19 uncu maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir. “(8) Kayyımların yetkileri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atandığı şirketlerde, şirketin ortaklarının şirkette sahip olduğu pay oranında yeni kurulacak şirketlerde pay sahibi olmaları koşuluyla şirket yönetim organının önerisi ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakanın onayıyla yeni şirket kurulmasına karar verilebilir. Bu halde şirket ortaklarının yeni şirket kurulmasına ilişkin izin ve muvafakati aranmaz. Kurulacak şirketin sermayesi kayyımların yetkileri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atandığı şirket tarafından ayni veya nakdi olarak karşılanır. Yeni şirket kuruluşuna ilişkin hususlar şirketlerin yönetim organlarınca hazırlanır ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakanın onayına sunulur. Bakanın onayıyla kuruluş gerçekleşir ve tescile tabi tüm hususlar her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olmak üzere ilgili ticaret sicilinde resen tescil ve ilan olunur. Bu fıkra uyarınca gerçekleştirilecek kuruluş işlemleri ilgili mevzuata tabi olmaksızın uygulanır. Yeni kurulan şirkette kayyımlık yetkisi bir mahkeme veya hakim kararına gerek olmaksızın Fona devredilmiş sayılır. (9) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyımlık görevini yürüttüğü şirketlerin genel kurullarının yetkileri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olunmaksızın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan tarafından kullanılabilir. (10) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan, bu madde kapsamındaki yetkilerini kısmen veya tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkanına veya Fon Kuruluna devredebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
7078 sayılı kanunun 174. maddesinde TMSF’nın kayyımlık görevini yürüttüğü şirketlerin genel kurullarının yetkilerinin 6102 sayılı TTK hükümlerine tabi olmaksızın TMSF’nin ilişkili olduğu Bakan tarafından kullanılabileceği, Bakanı’ın da bu yetkiyi kısmen veya tamamen TMSF Başkanına veya Fon Kurulu’na devretme yetkisinin bulunduğu hususu açık bir şekilde düzenlenmiştir.
Somut olay bakımından; 7078 sayılı kanunun 174. maddesi gereğince TMSF’nın kayyımlık görevini yürüttüğü şirketlerin genel kurullarının yetkilerinin 6102 sayılı TTK hükümlerine tabi olmaksızın TMSF’nin ilişkili olduğu Bakan tarafından kullanılabileceği, Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair 6758 sayılı Kanun’un 19. maddesi ve Başbakanlık’ın 10/11/2016 tarihli ve 6758 sayılı Kanun’un 19. maddesi Kapsamında Yetki Devri Yönergesi’nin “Devredilen Yetkiler” başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi hükümleri uyarınca gerektiğinde 6102 sayılı TTK hükümlerine tabi olmaksızın genel kurul yetkilerini kullanabilme yetkisinin Fon Kurulu’na devredildiği, bu düzenlemeler çerçevesinde genel kurul yetkileri yönünden 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanmasının söz konusu olamayacağı anlaşıldığından, yerinde görülmeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
4-Davalı vekili 09/09/2021 tarihli dilekçesiyle vekillik görevinin son bulduğunu bildirdiğinden ve karar tarihinde davalı taraf vekille temsil edilmediğinden davalı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tarafların yokluğunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 21/09/2021

Başkan…
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip ….
E-imza