Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/436 E. 2023/216 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/436 Esas
KARAR NO : 2023/216

DAVA : Limited Şirket Ortaklığından Çıkma, Çıkma Payı Alacağı, Kar Payı Alacağı,
DAVA TARİHİ : 24/06/2021
KARAR TARİHİ : 23/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Limited Şirket Ortaklığından Çıkma, Çıkma Payı Alacağı, Kar Payı Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin davalı şirket ortaklarından biri olduğunu, %18,75 hisseye sahip olduğunu, davalı şirketin bir aile şirketi olduğunu, müvekkili ile beraber annesi olan … (%12,50), ablası … (%18,75) ve amcası …’ın (%50) da bu şirkete ortak olduğunu, müvekkili ve sayılan ortakların yine aynı hisse oranında… Motorlu Araçlar Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketinde de ortak olduğunu, şirket ortaklığından çıkması için de taraflarca dava açıldığını, ortaklar arasındaki ailevi problemler şirket ortaklığını zedelediğini, müvekkilinin babasının ölümü üzerine ortaklar arasındaki husumetin ilerlediğini, ortaklığı çekilmez hale getirdiğini, müvekkili ile diğer şirket ortaklar arasındaki husumet, ortaklığın devamını engelleyecek boyuta çıkan ulaştığını, her iki şirketin yönetimini de uzun süredir müvekkilinin ablası ve ablasının eşinin yürüttüğünü, müvekkiline söz hakkı verilmediğini ve şirkete yaklaştırılmadığını, müvekkiline şirket ortakları tarafından düşmanca tavır takınıldığını, müvekkilinin hakkında hususi bir toplantı düzenleneceğini, ortak olunan diğer şirket ( … Motorlu Araçlar Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi ) çalışanlarına dahi müvekkiliyle bağlantılarını ve iletişimi kesmeleri gerektiğini, müvekkilinin şirketin mali bilgilerine dahi ulaşamaz hale geldiğini, maddi ve manevi yönden zarara uğratıldığını, ortaklıktan çıkma davası açıldığında mahkeme tarafından resen tedbir kararı verilerek, çıkan ortağın hak ve borçları konularında önleme niteliğinde kararlar alınabileceğini, bu hususta sayın mahkemeden tedbir kararı talebleri mevcut olduğunu, zira karşı tarafla arabuluculuk sürecinde kendilerinin bir tespit yaptırarak ödeme yapacaklarını beyan etmelerine ve süre istemelerine rağmen herhangi bir tespit yapılmadığını, taraflarınca vakit kaybettirdiklerini, daha önceden müvekkilinin tehdit edilmesinden dolayı tedbir kararı verilmesi gerektiğini, taraflarınca şirketin içini boşaltılmasını engellemek ve hak kaybının önüne geçmek adına İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesin de … esas sayılı dosyası ile tespit davası açıldığını, limited şirket ortağı şirketten ayrılması halinde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesinin isteme hakkına sahip olduğunu, kar payı kendisine ödenmemişse kar payının tahsilini de isteyebileceğini, taraflar arabuluculukta anlaşamadığını, yukarıda izah nedenlerle; müvekkilin davalı şirket ortaklığından çıkma kararına ilişkin karar verilmesi ile birlikte fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak şartıyla olduğunu, tedbir kararlarının kabulünü, şimdilik 1500-TL ortaklıktan çıkma payı, 2000-TL kar payı ve 1500-TL esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesinin müvekkiline ödenmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerini karış taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili şirketin bir süre hukuki sebeplerle organsız kaldığını, temsil ve ilzama yetkili kişi belirlemesinin yeni yapıldığını, 18.01.2022 tarih ve … yevmiye ile imza sirküleri çıkarılabildiğini ve aynı gün taraflarına tevkil vekaletnamesi verilebildiğini, dava dilekçesinin tebliğ edildiği tarihte şirkete temsil ve ilzama yetkili kişi bulunmadığından vekaletname çıkarılması ya da davaya şirketi temsilen cevap verilmesinin hukuken mümkün olamadığını, bu sebeple cevap dilekçesinin süresinde olduğunun kabulüne karar verilmesini, davanın “haklı sebeple şirketten çıkma ve çıkma payının ödenmesi” talepli bir dava olduğu, HUAK ve TTK m.5-A hükmü uyarınca zorunlu arabuluculuğa tabi bir dava olmadığını, davacının şirketteki ortaklığı, şirket ortağı olan babasının vefatı nedeniyle mirastan kaynaklanan bir ortaklık olduğunu, dolayısıyla olayda TMK nun 3.Kitap Miras Hukuku hükümleri uygulanacağını, şirket bir limited şirket olup, diğer şirket… Motorlu Araçlar Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin araç tamir servis istasyonu işleticiliği işinde gerekli olduğu için kurulmuş bir şirket olduğu halde, mirasçılar arası ihtilaflar ile şirketin asli işi yerine ihtilaflar ile zaman ve emek kaybetmesi nedeniyle zarar içinde bir şirket olduğunu, gerek miras hukukunda elbirliği hükümleri gerek limited şirketin kamuya olan borçlarından tüm ortakların şirketteki hissesi oranında sorumluluğu (6183 sayılı AATUHK m.35) gibi bir çok hukuki sorun iç-içe geçmiş ve tüzel kişi şirkette yoğunlaştığını, ortada paylaşılacak bir tasfiye bakiyesi çıkmayacağı gibi tam aksine yüksek olasılıkla eksi bakiye kalacağını, davacı tarafın “şirketin içini boşaltma” yolundaki iddiaları temelsiz, asılsız ve hukuki dayanağı olmayan iddialar olduğunu, aynı nedenle şirketin kar etmediğini, davacının şirketten ortaklık payını alarak çıkma talebini haklı göstermek için dayandığı “haklı sebeple ortaklıktan çıkma” sebebinin olayda gerçekleşmediğini, aksine “ortaklığın müşterek amacı için bir arada çaba gösterme “yükümlülüğüne ve şirket menfaatlerine aykırı davranışları söz konusu olduğunu, davacının şirketi çalışanlara ve müşteri ve bayilere kötüleme eylemi, şirket ortakları ve çalışanlarına hakaret etme eylemi, şirketten haklı sebeple iş aktinin feshi yoluyla işine son verilmesi gibi her biri ayrı bir yargılamaya konu eylemleri olduğunu, mahkeme kararları ile kesinleşmiş davranışları söz konusu olduğunu, bu nedenle, “davacının haklı sebeple şirketten çıkma” talebinin yasal koşullarının olayda gerçekleşmemiş olduğu, bu nedenlerle davanın reddine davacının haksız, hukuki temelden yoksun ve mesnetsiz davasının reddine, yargılama harç ve masrafı ile vekalet ücretinin her iki dava esas alınarak davacı karşı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini vekaleten karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
SGK Kayıtları: Bornova Naci Şahin Sosyal Güvenlik Merkezi 02/07/2021 tarihli yazımıza 05/08/2021 tarihli cevabi yazılarında; merkezlerinde …..,…… sicil nolu dosyalarında işlem gören … Sigorta Aracılık Hiz. Tic. LTD. ŞTİ. ‘nin ünvanlı işyerlerinin borcunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Ticaret sicil kayıtları: davalı … Sigorta Aracılık Hiz. Tic. LTD. ŞTİ.’ne ait ticaret sicil işlem dosyası getirtilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Vergi Dairesi Kayıtları : Hasan Tahsin Vergi Dairesine yazılan 06/07/2021 tarihli yazımıza 10/08/2021 tarihli cevabi yazılarında; … vergi kimlik numaralı … Sigorta Aracılık Hiz. Tic. LTD. ŞTİ. ‘nin 10/08/2021 tarihi itibariyle vadesi geçmiş borcunun
bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davacı Tanığı … 16.12.2021 tarihli duruşmadaki yeminli beyanında: “… eşimin arkadaşı olması nedeniyle 20 yıldır aile dostumuzdur. Davalı şirkete ortak olduğunu ve bu şirketin diğer ortaklarının da akrabaları olduğunu biliyorum. Benim bilgim davacı …’in anlattıklarına dayanmaktadır. Bizzat şahit olduğum, gördüğüm bir olay benim önümde yaşanmamıştır. Ancak davacının anlattığı kadarıyla davalı şirkete davacı uzun zamandır alınmamakta, şirketin mali durumu, yönetimi ile ilgili kendisine talep ettiği halde hiçbir bilgi verilmediğini bizlere söylemiştir. Aynı zamanda yine amcası ile ortak olduğu Karakaş isimli bir başka şirkette de aynı muammelelere maruz kaldığını, amcasının şirkete gelmesi halinde alınmaması yönünde talimat verdiğini, yine davacının Foça’daki evinin internetini keseceğini, altındaki araçların alınacağını, şirketten kendisine para verilmeyeceğini, mali hiçbir desteğin verilmeyeceğini söyleyerek tehdit ettiğini iletti. Hatta pandemi döneminde davacı kızı ile birlikte foça’daki evinde kalıyorlardı. Gerçekten de bu evdeki internet sırf onlar evden çıksınlar diye davacının annesi tarafından kestirilmişti. Yine aynı şekilde davacıya, kızının kolej parasının ödenmeyeceği, eğitim masraflarının karşılanmayacağı yönünde mali durumunu zorlaştıracağına ilişkin annesi, amcası ve ablası tarafından tehdit edildiğini yine davacıdan duydum, davacının babası sağ iken şirketlerin yönetimi konusunda bir problem yoktu. Ancak davacının babası öldükten sonra davacı ile kardeşi Fulya ve amcasının iki kızı , şirketlerin yönetiminde aktif olarak rol almaya başladılar. Bu süreçte davacı, şirket uygulamasında diğer ortaklar tarafından haksız uygulamalar yapıldığını, eşitlik ilkesine aykırı hareket edildiğini söyleyip bunlara karşı çıkınca davacının ablası ve amca kızları bir olarak davacıyı şirketten uzaklaştırmaya çalışmışlardır, sorun bundan kaynaklanmaktadır, aynı zamanda davacının sosyal olarak zengin bir çevresinin bulunması, ablası ve diğer amcasının kızları arasında kişisel kıskançlıklara yol açmış bizlerin dahi foçadaki çiftliğe davacının arkadaşı olarak gelmemizden rahatsızlık duymuşlardır benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir.” demiştir.
Davacı Tanığı … 16.12.2021 tarihli duruşmadaki yeminli beyanında:”Davacı benim 20 yıllık arkadaşımdır. Davalı şirket aile şirketidir. Davacının babası sağ iken babası ve amcası tarafından davalı şirket yönetiliyordu. Hiçbir problem yoktu. Davacının babası vefat ettikten sonra bütün problemler davacı üzerinden gelişmeye başladı. Bence taraflar arasındaki asıl sorun davacının ablasının ve annesinin davacıyı kıskanmalarından kaynaklanmaktadır. Davacının babası öldükten sonra ablası davalı şirketin ve bu şirketler dışında… isimli diğer şirkette eşi ile birlikte yönetim ve işleyişte aktif olarak rol almaya başlamışlardır. Davacı, şirketlerin işleyişi ve yönetiminde söz sahibi olmak istediğinde ise onu şirketlere kesinlikle kabul etmemişlerdir. Şirkete ait davacı tarafından kullanılan aracı elinden almışlardır. Davacının ablası Fulya, şirketlerde aktif olarak çalışmadığını iddia etse de ben davacının kardeşi Fulya’yı… şirketine ait serviste aracımın bakım ve onarımını yaptırdığımdan bizzat orada olduğunu, servisin yönetimi ve işleyişi ile bizzat ilgilendiğini gördüm. Özel bir odası vardı. Orada çalışıyordu , benim hatırlayabildiklerim bu kadardır.” demiştir.
Davacı Tanığı … 16.12.2021 tarihli duruşmadaki yeminli beyanında:”davacı benim gelinim olur. Davalı şirket bir aile şirketidir. Gelinimin babası ve amcası tarafından kurulmuştur. Gelinim, ablası ve amca kızları şirkette çalışıyorlardı. Gelinimin babası kanser hastalığına yakalanınca gelinim 5 yıl boyunca babasını kemoterapiye getirip götürdü. Evlendikten 25 gün sonra da babasını kaybetti. Bu acıyla başetmeye çalışırken bir gün şirketteki işine gittiğinde ablası ve amcası gelinime bir evrak göstermişler. Bu evrakta şirketin hisse dağılımı yapılmış, bu dağılımda gelinime, ablası olan Fulya’dan daha az hisse verilmiş ve belgenin altında gelinim adına ona ait olmayan imza atılmış. Gelinim de bu evrakı ilk kez gördüğünü, böyle bir belgeye imza atmadığını, ablasından daha az paya sahip olmasının yasal olarak doğru olmadığını ve hisse dağılımını kabul etmediğini söyleyince aralarında tartışma çıkmış. Daha sonra amcası ve ablası tekrar gelinimi toplantıya davet ettiler. Gelinim avukatı ile toplantıya katılmak istedi. Ancak avukatı ile birlikte katılmak isteyince toplantıya kabul etmediler. Söz konusu toplantıya avukatı olmadan gelinim tek başına katılmak zorunda kaldı. Orada yine hisse dağılımına ilişkin aynı konuda tartışma çıkınca toplantı sona ermiştir. Gelinime daha az hisse alması konusunda baskı kurdular. Daha az hisseye ilişkin sahte belge düzenlemeleri nedeniyle aralarındaki tartışmalar büyümüştür. Bu nedenle gelinimin ablası ve amcası ile özel ilişkileri de zedelenmiş, özel hayatında da gelinimi zorlayıcı işlemler yapmaya başlamışlardır. Şirketin her ortağının kullandığı şirkete ait araç vardı. Gelinim de şirkete ait bir aracı kullanıyordu. Bu olaylar yaşanınca bir gün bilgi vermeksizin evinin önündeki aracı çektirmişler. Hatta gelinim aracın evin önünde olmadığını görünce çalındığını düşünerek polise şikayetçi olması üzerine, amcasının aracı şirket adına çektirdiğini bu şekilde öğrenmiştir. Bu tartışmalardan kısa bir süre sonra şirketin avukatı gelinimi arayarak şirketteki işine son verildiğini, bir daha şirkete alınmayacağını ve şirkete gelmemesini telefonla bildirmiştir. Daha sonra da aralarındaki bu gerginlik aile olarak bir araya geldiklerinde de devam etmiş, tartışmalar jandarmaya şikayete kadar gitmiştir. Foça’da gelinimin ailesine ait bir çiftlik bulunmaktadır. Küçük bir torunumuz olması nedeniyle haftasonları gelinim ve oğlum torunumuzu Foça’daki çiftliğe götürürlerdi. Bu tartışmalar yaşandıktan sonra da çiftliğe gittiklerinde orada gelinim ve ailesini barındırmak istememişler ve huzursuzluk çıkarmışlardır. Torunumun yanında her seferinde jandarma gelerek çocukta polis ve jandarma korkusu oluşmasına yol açmıştır. Gelinim ve oğlum 8 katlı bir binanın 6. Katında oturduklarından depreme burada yakalanmışlar. Torunum çok korktuğundan deprem korkusu geçinceye kadar Foça’daki çiftlikte kalmak için gittiklerinde gelinimin ablası, annesi yine tartışma çıkarmış evdeki interneti kesmişler ve orada en fazla 1-2 gün kalabilmişlerdir. Zira oğlum öğretmen olup interneti onlar tarafından kestirilince online eğitim yapamadığından dönmek zorunda kalmışlardır. Bu gelişmeler sırasında oğlum tarafsız kalmaya çalışmış ancak en son yaşanan bu olayda eşini savunduğu için oğlumun çalıştığı yere gelinimin ailesi tarafından oğlum kötülenmiş yine akrabalarımız aranarak oğlum hakkında ileri geri konuşmuşlardır. Oğluma ağza alınmayacak hakaretler etmişlerdir. Ortaklar arasındaki huzursuzluk gelinime daha az hisse verilmek istenmesi ve bu konuda sahte evrak düzenlenmesinden kaynaklanmaktadır. Bu olaylar nedeniyle gelinim ve oğlum son derece büyük bir stres ve baskı altına girmişler ve üzülmüşlerdir. Oğlum tansiyon hastası oldu. Gelinimin göğsünde ur çıktı. Gelinim 45 kiloya düştü. Bunun gibi birçok ailevi tartışma ve problemler halen yaşanmaya etmektedir, benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir” demiştir.
Bilirkişi Raporu : Bilirkişi …….. 22/02/2023 tarihli bilirkişi raporu; Davalı ortaklığın aile şirketi olduğunu, tanık ifadeleri dikkate alındığında, davacıyla ortak sıfatına sahip aile fertleri arasında kişisel husumetlerin bulunduğunu, davalı şirketin genel kurullarını Kanun’da öngörülen süreler içinde yapmadığını, şirketin uzun süreden beri kar dağıtmadığını, şirketin özkaynaklarının uzun süreden beri menfi durumda olduğunu, bu hallerin haklı sebep teşkil edip etmeyeceğinin TMK 4 gereğince hakimin takdir yetkisi içinde olduğunu, davacı ortak kar payı talep etmişse de kar payının ödenmesi için genel kurulun TTK 616 gereğince kar payı dağıtım kararı vermesi gerektiğini, bu yönde bir karar olmadığı sürece, ortağın mahkemeden kar payının kendisine ödenmesini talep edemeyeceğini, Yargıtay uygulamasının bu yönde olduğunu, davalı … Sigorta Aracılık Hiz. Tic. Ltd. Şti.’nin ortaklar pay defteri’nin, Bornova 3.Noterliği, 06/11/2014 tarih, … yevmiye no.su ile 78 tek sayfa ile işe başlama onayı ile tasdikinin yaptırıldığını, davalı … Sigorta Aracılık Hiz. Tic.Ltd.Şti.’nin ortaklık yapısını gösterir pay defterinin tetkik edilmiş olduğunu, buna göre; davalı … Sigorta Aracılık Hiz. Tic.Ltd.Şti.”nin 05.01.2004 tarihinde, 50.000,00-TL sermaye ile kurulduğunu, kurucu ortakların, 250 adet hisseye karşılık 25.000,00 TL sermayeye sahip (%50) …, 250 adet hisseye karşılık 25.000,00 TL sermayeye sahip (%50) … olduğunu, …’ın vefatından sonra, 09.12.2011 tarihinde; 25.000,00 TL’lik (250 adet) hissenin; 6.250,00 TL’lik kısmının …’a (%12,50), 9.375,00 TL’lik kısmının …’a (% 18,75), 9.375,00 TL’lik kısmının Fulden Karakaş’a (%18,75), İntikal ettiğini, dava tarihi itibariyle davalı … Sigorta Aracılık Hiz. Tic.Ltd.Şti.’nin 50.000,00 TL Esas Sermayeli ortaklık yapısının, 25.000,00 TL’lik kısmının …’a (% 50) 6.250,00 TL’lik kısmının …’a (%12,50), 9.375,00 TL’lik kısmının …’a (%18,75), 9.375,00 TL’lik kısmının Fulden Karakaş’a (%18,75) şeklinde olduğunu, davalı şirketin zararının, 2016 yılı ve devamında artış göstererek 2021 yılında 124.694,68 TL’ye ulaştığını, dolayısıyla dağıtılacak karının bulunmadığını, davalı şirketin Özkaynaklarının, 2016 yılı ve devamında ivmesel olarak düşüş gösterdiğini, 2021 yılında ve 2022 yılında özkaynağının – 461.488,85 TL’ye ulaştığını, şirketin sermayesini yitirdiğini, şirketin iş bu rapor tarihi itibariyle detaylı mizanının tetkikinde, davacı ortağın ayrılma davacı ortağın payının bulunmadığını mütalaa etmişlerdir.
Dava, limited şirket ortaklığından haklı nedenle çıkma, çıkma payı ve kar payı alacak davasıdır.
Somut olayda; Davalı … Sigorta Aracılık Hiz. Tic.Ltd.Şti.’nin 05.01.2004 tarihinde, 50.000,00 TL sermaye ile kurulduğu, kurucu ortakların, 250 adet hisseye karşılık 25.000,00 TL sermayeye sahip … ile 250 adet hisseye karşılık 25.000,00 TL sermayeye sahip … kardeşler olduğu, davacının babası olan …’ın vefatından sonra, 09.12.2011 tarihinde; 25.000,00 TL’lik (250 adet) hissenin; 6.250,00 TL’lik kısmının annesi …’a (% 12,50) 9.375,00 TL’lik kısmının ablası …’a (% 18,75), 9.375,00 TL’lik kısmının davacı … ‘a (% 18,75) intikal ettiği, davacı taraf ortaklar arasında ailevi problemler yaşandığını, bu husumetin ortaklık ilişkisini çekilmez hale getirdiği, uzun bir süreçten beri şirket yönetiminin ablası … ve eşi tarafından yürütüldüğü, kendisinin şirkete yaklaştırılmadığı, şirket bilgilerine ulaşamadığını, şirketin içinin boşaltılması tehlikesi bulunduğunu, şirket kurulduğundan bu yana kar payı dağıtılmadığını iddia ederek haklı nedenle çıkma isteğinde bulunduğu, mahkememizce getirtilen ticaret sicil kayıtları, şirketin Genel Kurul kararları, dinlenen tanık beyanları, şirketin bilançoları, vergi ve Sgk kayıtları, ticari defter ve kayıtları, yaptırılan bilirkişi incelemesi ile limited şirketlerde kar payı dağıtılabilmesi için esas sözleşme hükümlerine uygun bir genel kararının bulunması gerektiği, genel kurul yapılamaması halinde genel kurul toplantısı yapılması için davacı tarafça mahkemeye başvuru yapılıp karar alındığına dair herhangi bir delil bulunmadığı gibi davacı tarafın Türk Ticaret Kanunu’nun 614. maddesi hükmüne göre şirketten bilgi ve inceleme talebinde bulunduğuna dair bir delil de sunmadığı, ancak davacının ailesinin kendisine karşı kişisel husumet beslendiğini, şirkete dahi yaklaştırılmadığını iddiasına ilişkin olarak dinlenen davacı tanıklarının davacı ile aynı aileden olan davalı şirket ortakları arasında kişisel husumetlerin bulunduğunu, davacının şirketten dışlandığını ifade ederek bu iddiasını doğruladıkları, davalı tarafın cevap dilekçesinde de aile şirketi olan davalı şirketin aile üyeleri arasındaki kişisel husumetler nedeniyle işlemez hale getirildiğini, şirketin bu nedenle zarar ettiğini kabul ettiği, bilirkişi heyet raporu ile şirketin uzun zamandır kar payı dağıtmadığı, genel kurullarını Kanun’da öngörülen süreler içerisinde yapmadığı, şirketin öz kaynaklarının 2016 yılından bu yana menfi olduğu, şirketin sermayesini tamamen yitirdiğinin tespit edildiği, limited şirketlerde ortağın haklı sebebe dayanarak mahkemeden çıkmasına olanak tanıyan TTK’nun 638/2. Fıkrasında haklı sebebin tanımını yapmadığı gibi, nelerin haklı sebep teşkil edeceğini örnekseme suretiyle dahi sayma yoluna gidilmediği, haklı sebebin somut olayın özellikleri dikkate alınarak tespit edileceği, buna göre davalı şirketin özvarlıklarının uzun süredir menfi olması ve sermayesini yitirmesinin ortaklıktan çıkma için haklı neden oluşturacağı, ayrıca aile şirketi olan davalı şirketteki ortaklar arasındaki kişisel husumetlerin ortaklığın devamını davacı yönünden çekilmez hale getirdiği, buradan hareketle davacının ortaklıktan çıkma isteğinde haklı olduğu, şirketin öz kaynak değerinin negatif olması nedeniyle davalı lehine çıkma payına hükmedilmesinin mümkün olmadığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 616/1-e maddesi gereğince limited şirketlerde kâr payı dağıtımı konusunda münhasır yetkili organın limited şirket ortaklar kurulu olduğu, bu yetkinin devredilemez olduğu, limited şirketlerde şirketin kâr elde etmiş olmasının ortaklara doğrudan kâr payı talep etme yetkisi vermeyeceği, kâr payı dağıtılabilmesi için öncelikle ortaklara kâr payı dağıtılması yönünde ortaklar kurulunca bir kararın alınması gerektiği, kâr payının, genel kurulda verilen dağıtım kararından sonra ortaklarca talep edilebilir hale geleceği, genel kurulda kâr payı dağıtımına ilişkin karar alınmadığı müddetçe kâr payı dağıtımının yapılmasının mümkün olmadığı, davalı şirketin genel kurulu tarafından kar payı dağıtılmasına ilişkin alınmış bir karar bulunmadığı gözetildiğinde davacının kar payı alacağı talep edemeyeceği anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulü ile davacının davalı şirketten haklı nedenle çıkma isteğinin kabulüne, çıkma payı alacağı ve kar payı alacağı isteklerinin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, davacı …’ınn (T.C.No:…) İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün ….sicil numarasında kayıtlı … Sigorta Aracılık Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi ortaklığından çıkmasına izin verilmesine,
2-Davacının çıkma payı ve kar payı alacağına ilişkin isteklerinin REDDİNE,
3-Karar kesinleştiğinde gereği için bir örneğinin İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine,
4-Alınması gereken 179,90 TL nispi harca, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
5-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 11,50 TL vekalet suret harcı, 182,10 TL davetiye ve posta gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere 1.693,60 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı %50 olduğu kabul edilerek 846,80 TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin alınan harç olmak üzere toplam 965,40 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine. Davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
6-Dava kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-Dava kısmen reddedildiğinden, reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
8-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/03/2023
Katip …
e-imza
¸

Hakim …
e-imza