Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/404 E. 2021/529 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/404
KARAR NO : 2021/529

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 11/06/2021
KARAR TARİHİ : 15/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalı şirketin; müvekkilinin yanında 25/12/2020 ile 03/06/2021 tarihine kadar sigortalı çalışan … aleyhine Ankara …. İcra Müdürlüğü … E. dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile icra takibi yaptığını, borçlu …’in eşinin, müvekkilinin bebeğine bakmakta olduğunu, bu nedenle müvekkilinin kendisini tanıdığını, …’in işyerinin battığını ve ailesinin son derece zor durumda olduklarını görerek …’i şoför olarak işe aldığını, davalı şirketin; icra dosyası ile müvekkilinin yanında asgari ücretle sigortalı çalışan …’in maaş haczi için müvekkiline işveren olarak müzekkere gönderdiğini, müvekkilinin catring işi yaptığını, yemeklerin pişirildiği imalathanesinin adresinin … Mah. … sk no: … İzmir adresi olduğunu, bebeği küçük olduğu için ve de pandemi nedeniyle imalathaneye gitmeden işleri home ofis olarak evinden yürüttüğünü, davalı şirketin alacaklısı olduğu icra dosyasından müvekkilinin sigortalı çalışanı … hakkında gönderilen maaş hacizlerinin müvekkilinin imalathane adresine gönderildiğini, müvekkilinin maaş hacizlerine cevap vermemesi sonucunda İİK m. 89 uyarınca haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ancak tüm tebligatların işyerinde aşçı olarak çalışana yapıldığını, bu kişinin çalışma arkadaşını korumak için tebligatları işverenine teslim etmediğini, bu sebeple müvekkilinin borçlu …’in maaşından 1/4 kesinti yaparak icra dosyasına göndermesinin mümkün olmadığını, daha sonra tebliğ edilen haciz ihbarnamelerine de ıttıla kespetmediğinden itiraz etme imkanı olmadığını, müvekkilinin sigortalı çalışanı … hakkında maaş haciz müzekkereleri ve İİK. M. 89 uyarınca haciz ihbarnameleri geldiğini Ankara … İcra Müdürlüğü … E. dosyasında icra dosyasına borçlu olarak kaydı yapılıp tüm menkul, gayri menkul malları ve banka mevduatları üzerine haciz konulduğunda 03/06/2021 tarihinde öğrendiğini, bu tarihte işçi …’in derhal işinden istifa ederek ayrıldığını, dava konusu İİK m. 89/III uyarınca üçüncü haciz ihbarnamesinin de 04/06/2021 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, İcra dosyası borçlusu …’in asgari ücretle çalışan bir işçi olduğunu, müvekkilinin imalathane adresine gelen maaş haciz müzekkerelerinden, birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinden haberi olmadığı için ocak, şubat, mart, nisan ve mayıs aylarına ait maaşlarını da banka kanalı ile …’in … Bankası hesabına yatırdığını, müvekkilinin maaş haciz ihbarnamelerini görmediğini, Müvekkilinin 1. ve 2. haciz ihbarnamesinde belirtilen 36.039,71-TL tutarında …’e herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle de icra dosyasına böyle bir bedel ödemek zorunluluğunun da olmadığını, … hakkında sadece alacaklı – davalı şirket tarafından yapılan icra takiplerinden başka da bir çok kesinleşmiş icra takibi bulunduğunu, bu dosyalardan da maaş haciz müzekkereleri gönderildiğini, müvekkilinin bu tebligatlardan da bi haber olduğundan maaş haciz müzekkerelerine süresi içinde cevap yazamadığını, asgari ücretle çalışan sigortalı bir işçinin işvereninden 36.039,71-TL tutarında alacağının olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davalı şirketin maaş haciz için tekid göndermek yerine bu kere haciz ihbarnamesi gönderdiğini, bu tutumun açıkça kötüniyetli olduğunu, davalı şirketin; borçlu …’den tahsil imkanı olmayan tüm alacaklarını müvekkilinden tahsil etmek istediğini, bu nedenlerle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 89/3. maddesinde belirtilen sürede müvekkilinin takip borçlusu …’e borçlu olmadığının tespit edilmesi için işbu davayı açmak zorunluluğunun doğduğunu, icra takibinin tedbiren durdurulmasını talep ettiklerini, müvekkilinin dava dışı takip borçlusu …’e borcu olmadığının tespit edilmesine, davalının haksız ve kötüniyetli icra takibi yapmış olması nedeni ile dava değerinin % 20’sinden aşağı olmamak üzere; kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
DAVA:İİK 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davasıdır.
HMK.nun 114/c.maddesinde mahkemenin görevi dava şartı olarak sayılmıştır.
Yine HMK.nun 115/1. Maddesi uyarınca “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.”
Bu kapsamda dosya mahkememizin görevli olup olmadığı yönünden incelenmiş aşağıdaki hususlar tespit olunmuştur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari ava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
Dava İİK 89.maddesinden kaynaklanan menfi tespit davası, ticari dava olmayıp, bu davaya bakma görevi genel mahkemelere aittir. Yargıtay …. HD’nin … esas,… karar sayılı, 12/04/2016 tarihli, Yargıtay … HD’nin … esas, … karar sayılı, 17.12.2015 tarihli, İstanbul BAM … HD’nin… Esas, … karar sayılı emsal kararlarında, İİK 89.maddesinden kaynaklanan menfi tespit davalarına bakma görevinin genel mahkemelere ait olduğu kabul edilmiştir. İş bu davaya bakma görevi genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğundan, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine ve davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.nun 331/2.maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İşbu kararın taraflara tebliğine,
5-İhtiyati tedbir talebinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
ilişkin tarafların yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Mahkememize veya bulundukları mahal Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.15/06/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır