Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/403 E. 2022/81 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/403
KARAR NO : 2022/81

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 11/06/2021
KARAR TARİHİ : 04/02/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin, … Pazarlama San. Tic. Ltd. Şti.’yi hasım göstererek İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında alacak davası açtığını, dava aşamasında şirketin ticaret sicilinden terkin edildiği gerekçesi ile mahkemece “şirketin ihyasına” ilişkin dava açmaları üzere süre verildiğini, taraf teşkilinin ve diğer işlemlerin yapılabilmesi için şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiğini, şirketin tasfiyesi aşamasında tasfiye memuru olarak şirketin yöneticisi olan …….’nın atandığını, bu nedenle tasfiye memurunun da “davalı” olarak gösterildiğini belirterek, ……. Pazarlama San. Tic. Ltd. Şti.’nin gerçek olmayan tasfiyesinin iptali ile ihyasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesi ile özetle; TASFİYE HALİNDE ALKOM ALÜMİNYUM PAZARLAMA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin 04/12/1996 tarihinde kuruluş ile müdürlüklerine tescil edildiğini, 30/03/2016 tarihli genel kurulu kararı ile tasfiyeye girdiğini, tasfiye memuru olarak …’nın seçildiğini, 30/04/2017 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeni ile unvan ve işletme kaydının ticaret sicil memurluğunca silinmesine karar verildiğini ve 25/05/2017 tarihinde şirketin kapanışının sicile tescilinin yapılarak unvan ve işletme kaydının sicilden silindiğini, şirketin tasfiyesinin kanuna uygun olarak gerçekleştirilmesi ve sona erdirilmesinden tasfiye memurunun sorumlu olduğunu, müdürlüklerinin bu konuda herhangi bir tetkik mükellefiyetinin bulunmadığını, müdürlüklerinin, davanın türü itibariyle yasal hasım konumunda olduğunu ve davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, dava, TTK’nın 32. maddesine dayalı bir dava olmadığından, müdürlükleri aleyhine harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirtmiştir.
Dava dilekçesi diğer davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; sicildeki kaydı tasfiye nedeniyle silinen şirketin yeniden ihyası istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “sicildeki kaydı tasfiye nedeniyle silinen dava dışı Tasfiye Halinde Alkom Alüminyum Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin yeniden ihyası koşullarının bulunup bulunmadığı” konusundadır.

İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gönderilen belgeler incelendiğinde; dava dışı şirketin “Merkez …” sicil numarasında kayıtlı olduğu, adresinin “….Sokak No…İTOB Organize Sanayi Bölgesi Tekeli Köyü Menderes/İZMİR” olduğu, şirketin 25/05/2017 tarihinde tasfiye sonu terk olarak sicil kaydının silindiği görülmüştür.
İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dava dosyası incelendiğinde; davacısının ……, davalısının …….San. ve Tic. Ltd. Şti. olduğu, dava tarihinin 07/04/2016 olduğu, alacak davası olduğu, davanın İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. Esas ve …… Karar sayılı görevsizlik kararı ile bu mahkemeye tevzi edildiği, mahkemece henüz duruşmanın yapılmadığı, düzenlenen tensip tutanağı ile birlikte duruşmanın 30/09/2021 tarihine bırakıldığı, bu mahkemenin 27/05/2021 tarihli ara kararı ile davacı vekiline davalı şirketin ihyasını sağlaması konusunda ara kararının tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre verildiği görülmüştür.
6102 sayılı TTK’ nun 547. maddesinde; “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya bir kaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bir şirket hakkında açılmış davanın bulunması, karar nedeni ile icra takibi yapılacak olması veya tasfiye edilmemiş mal varlığının bulunması şirketin tasfiye işlemlerinin eksik sonuçlandırıldığını gösterir.
Tüzel kişiliğin sona ermesi için tüm alacakların tahsil edilmiş, borçların da ödenmiş olması, bu şekilde tüzel kişiliğin tüm hak ve yükümlülüklerinin tasfiye edilmiş olması gerekir. Şirket tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinme ( terkin ) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için de, tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, şirket tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır.
Somut olayda; ihyası istenen şirketin 30/03/2016 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru olarak davalı …….’nın görevlendirildiği, tasfiye işlemlerinin tamamlanması üzerine 30/04/2017 tarihli ortaklar kurulu kararı ile sicil kaydının silinmesine karar verilerek 25/05/2017 tarihinde şirketin kapanışının sicile tescilinin yapıldığı, şirket hakkında İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki ……. Esas sayılı alacak davasının açılma tarihinin ise 07/04/2016 olduğu, yani şirketin sicil kaydının silindiği tarihte şirket aleyhinde açılmış derdest bir davanın bulunduğu, dolayısıyla tasfiyenin eksik bırakıldığı, davacı tarafın 6102 sayılı TTK’nın 547. maddesi gereğince ihyayı istemekte hukuki yararının bulunduğu ve şirketin ihyasına karar verilebilme koşullarının oluştuğu anlaşıldığından, haklı görülen davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Şirket alacaklıları ihya davası açmış ise alacaklıların bu davaya açmaktaki amaçları, alacak davasında husumet yöneltilecek bir hasım bulunması olup, alacak davası sonuçlandıktan sonra şirketin sicilde kaydının bulunmasında veya faaliyetine devam etmesinde gerek alacaklı gerekse şirket için herhangi bir yarar bulunmadığından, bu tür davalarda TTK’nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanması gerekeceğinden, ihyasına karar verilen şirkete, şirketin daha önce görevlendirilen tasfiye memuru olan davalı ………’nın görevlendirilmesine karar verilmiştir.
Davanın niteliği gereği davalı İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü “yasal hasım” konumunda olduğundan, aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine karar verilmemiştir. Yargılama giderlerinden tasfiye işlemini eksik yapan tasfiye memuru sorumlu olduğundan, vekalet ücreti ve yargılama giderleri davalı ….’ya yükletilmiştir.
TTK’nın 547/2 maddesinde ek tasfiyeden söz edilmiş ancak ek tasfiyenin nelerden ibaret olacağı konusunda bir sınırlandırmaya gidilmemiştir. Ek tasfiye işlemleri için bir tane dava açılabileceği gibi birden fazla dava veya uyuşmazlık olması mümkündür. Bu nedenle açılan veya açılacak bir dava ile sınırlı olarak ihya kararı verilmesi, tasfiye kurumunun ruhuna uygun değildir. Böyle bir durumda her hukuki uyuşmazlık için ihya kararı almak usul ekonomisine aykırı olduğu gibi ihya kararı verilmiş bir kooperatif için yeniden ihya kararı almakta hukuki yarar da yoktur. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 29/04/2021 tarihli, …….. Esas ve ……. Karar sayılı ve Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 25/01/2021 tarihli, …… Esas ve …… Karar sayılı kararları bu yöndedir. Bu kararlar çerçevesinde mahkememizce herhangi bir dava (hukuki uyuşmazlık) ile sınırlandırma yoluna gidilmeksizin Tasfiye ………. PAZARLAMA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin ek tasfiye işlemlerinin yapılması amacıyla sınırlı olmak üzere ihyasına ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın KABULÜ ile;
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde “Merkez 146770” sicil numarasında kayıtlı dava dışı Tasfiye Halinde ……..SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin ek tasfiye işlemlerinin yapılması amacıyla sınırlı olmak üzere ihyasına,
2-Ek tasfiye işlemlerinin davalı tasfiye memuru … tarafından yerine getirilmesine,
3-Davalı tasfiye memuru için ücret takdirine yer olmadığına,
4-Şirketin ihya edildiği ve tasfiye memuru atandığı hususunun Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne bildirilmesine,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70 TL nispi ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın düşülmesi ile kalan ‭21,4‬0 TL karar ve ilam harcının davalı …’dan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacının yatırmış olduğu 59,30 TL başvurma harcı ve 59,30 TL peşin harç toplamı olan ‭118,6‬0 TL’nin davalı ………..’dan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davacının yapmış olduğu tebligat ve posta gideri olan 55,10 TL’lik yargılama giderinin davalı ………’dan alınarak, davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı ……’dan alınarak, davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/02/2022

Başkan ….
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Üye ….
¸E-imza
Katip ….
¸E-imza