Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/38 E. 2022/177 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/38
KARAR NO : 2022/177

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı )
DAVA TARİHİ : 18/01/2021
KARAR TARİHİ : 01/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; müvekkiline ait … plakalı, 2018 model, Suzuki Vitara araca davalılardan … Otomotiv Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi’ne ait olup diğer davalı … Sigorta Anonim Şirketi tarafından sigortalanmış bulunan … plakalı araç sürücüsünün tam kusurlu olarak 11.03.2019 tarihinde çarpması sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında müvekkiline ait aracın hasar gördüğünü, tamir ve boya işlemleri yapıldığını, aracın değer kaybettiğini, müvekkilinin, hasara uğrayan aracını henüz bir yıl evvel aldığını, kaza tarihine kadar aracın tüm bakımlarını zamanında ve yetkili servisinde yaptırdığını, kaza gerçekleşene kadar geçen süre içerisinde aracın değişen herhangi bir parçası bulunmadığı gibi kaporta ve boyasında herhangi bir kusur ve çiziğin söz konusu olmadığını, müvekkilinin çok yeni olan aracının hasarlı ve tamir görmüş bir araç haline geldiğini ve değer kaybettiğini, yasa gereği zorunlu arabulucuya başvurulduğunu ancak sonuç alınamadığını, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkiline ait araçta meydana gelen değer kaybı nedeni ile 9.000 TL’nin kaza tarihi olan 11.03.2019 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan alınmasına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Oto. AŞ vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirket … Otomotiv Tic. ve San. A.Ş.’nin … markasının Türkiye’deki temsilcisi olduğunu, bu markanın iştigal ettiği ticari faaliyet alanının ise araç kiralama işleri olduğunu, kazaya karışan ve kayden maliki müvekkili şirket olan …plakalı aracın, 10.03.2019 tarihli araç kiralama sözleşmesi gereğince dava dışı …’ya kiralandığını, müvekkilinin bu araç kiralama sözleşmesi nedeni ile işleten sıfatının bulunmadığını, müvekkili aleyhine açılan işbu davanın öncelikle pasif husumet yokluğu nedeni ile reddinin gerektiğini, davacının kusura ilişkin iddiasını kabul etmediklerini, kusur oranlarının, yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu ortaya çıkarılacağını, davada zararı ve zararın miktarını ispat külfetinin davacı tarafta olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının davasının kabul edilecek olması halinde, davacıya atfedilecek kusur olması durumunda müvekkili şirket adına kayıtlı aracın hasarlanmasından ve kiraya tamiri süresince verilememesinden dolayı oluşan ve karşılanmayan müvekkili zararına ilişkin olarak takas mahsup defini ileri sürdüklerini, bu nedenler ile tüm yönleri ile hukuka aykırı iş bu davanın reddine; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta AŞ vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; dava zamanaşımına uğradığından zamanaşımı itirazında bulunduklarını davanın zamanaşımı nedeniyle reddini talep ettiklerini, kazaya karışan …plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin bu poliçedeki maddi zararlara ilişkin teminat limitinin ise kaza tarihi itibariyle araç başına 36.000,00-TL olduğunu, değer kaybı talebi yönünden kabul anlamına gelmemek kaydıyla, hali hazırda yürürlükte bulunan ZMSS genel şartları nazara alınarak hüküm kurulmasını talep ettiklerini, yine kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava konusu talebin hesaplanmasına dair uygulanacak kurallara ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi her ne kadar 2019/40 E., 2020/40 K. sayılı kararıyla ZMSS Genel Şartlara yönelik iptal kararı vermişse de iptal kararları geriye yürümeyeceği için huzurdaki uyuşmazlığın poliçe başlangıç veya hasar tarihinde yürürlükte olan hukuk kuralları çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğini, davacıya ait aracın davaya konu kazadan daha öncesinde bir kazaya karışıp karışmadığının ve aynı bölgeye hasar almış olup olmadığının tespitini talep ettiklerini, arz ve izah edilen ve re’sen takdir edilecek nedenlerle; zamanaşımına uğramış davanın reddine, davanın esasına girilmesi halinde, talebin cevap dilekçelerinde belirttikleri ve re’sen gözetilecek nedenlerle esastan reddine, lehlerine masraf ve vekalet ücretine hükmedilmesine, talebin reddi halinde; kabul anlamına gelmemek kaydı ile değer kaybı yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına ve tarafların kusur durumu ile bakiye teminat limiti gözetilerek hüküm kurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVAP: Dava ihbar olunan … vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili …’nın …plakalı aracı sigortalı ve kaskolu bir şekilde hasar sorumluluk güvencesi dahil olarak kiraladığını, ek ürün olarak ise de mini hasar sorumluluk güvencesini de eklettiğini, müvekkilinin oluşmuş olan kazayı sözleşmeye uygun olarak zamanında (…) … Otomotiv Tic. ve San. A.Ş ‘ne bildirdiğini ve ilgili kaza durumunu gösteren raporları gönderdiğini, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, sözleşmeye uygun davrandığını, dosya içerisinde bulunan kusur oranlarının da kabul edilebilir olmadığını, keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığında müvekkili …’nın kusursuz olduğunun anlaşılacağını, davaya konu değer kaybı olduğu iddia edilen araç ile ilgili dava dilekçesinde hangi araç parçalarının boyandığı, değiştiği, yapılan işlemler vb. hiç bir açıklama olmadığını, müvekkili arabuluculuk aşamasında da taraf olarak bulunmadığından araçta oluşan hasarın; müvekkilinin kiraladığı araçta bulunan hasara göre değerlendirildiğinde, sadece basit sürtme olduğunun net olarak gözüktüğünü, bir değer kaybı oluşturacağını düşünmediklerini, bu nedenle davacının iddialarının kabul edilebilir olmadığını, izah edilen sebeplerden ötürü; iş bu haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza tespit tutanağı : Kazaya karışan araç sürücülerinin kendi aralarında tanzim edip imzaladıkları 11/02/2019 tarihli kaza tespit tutanağında; sürücü …’ın olayı ” şeridimde seyir halindeyken sağ şeritte hızlı gelen araç virajı alamayıp bana çarptı ” şeklinde, sürücü …’nın olayı “şeridinde giden … plakalı araca virajda hızlı giderken sağ ön tampon ve sağ çamurluk ve sağ kapıya çarptım ” şeklinde tanımladığı görülmüştür.
Hasar dosyası: … Sigorta AŞ ‘nin 22/06/2021 tarihli cevabi yazısı içeriğinden; davacının dava tarihinden önce davalı sigortaya değer kaybı talebi için başvuruda bulunduğu, ancak davalı sigorta şirketince açılan hasar dosyasına istinaden “gerekli belgelerin davadan önce şirketlerine iletilmediği” gerekçesiyle davacıya ödeme yapılmadığı bildirilmiştir.
Sigorta Poliçesi: … Sigorta AŞ ile kazaya karışan …plaka sayılı araç maliki olan davalı … Oto. .. AŞ arasında, 02/03/2019 – 02/03/2020 tarihlerini kapsayan ZMSS poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti maddi hasar araç başına 36.000,00-TL’dir.
Kasko Sigorta Poliçesi: … Sigorta Şirketi ile kazaya karışan … plaka sayılı araç maliki olan davacı … arasında, 17/05/2018- 17/05/2019 tarihlerini kapsayan genişletilmiş beyaz kasko sigorta poliçesi bulunmaktadır. Poliçe teminat limiti maddi hasar başına 100.000,00-TL’dir.
Trafik Tescil : … plaka sayılı aracın 02/03/2018 tarihinden 13/11/2019 tarihine kadar davalı … Oto. ..AŞ adına, … plaka sayılı aracın kaza tarihi ve dava tarihinde davacı … adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Tramer : Davacıya ait … plaka sayılı aracın kaza tarihinden önce açılmış hasar dosyasının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu : Otomotiv Uzmanı Bilirkişi Dr. Öğretim Üyesi … 21/10/2021 tarihli raporunda; ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …’nın, idaresindeki …plaka sayılı aracı ile, viraja yaklaştığında, hızını aracının yük ve teknik özelliğine, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmaması, dönemeçli yollara girerken ve ilerlerken hızını azaltmaması neticesinde savrularak ve direksiyon hakimiyetini kaybederek ve şerit ihlali yaptığı, kazanın oluşumuna neden ve etken olduğunu, davacı aracın sürücüsü, sürücü …’ın, idaresindeki … plakalı davacı aracı ile, aynı cadde üzerinde aynı yönde kurallara uygun şekilde şeridinde seyri esnasında, sağ kısmından yan şeritten şeridine hızla savrulan ve şerit tecavüzü yapan davalıya sigortalı …plakalı araç tarafından sağ yanından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de olmadığını, aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 118.500 TL ile 119.500 TL olduğu, ortalama değerinin 119.000 TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (122.500 TL) onarım sonrası rayici (119.000 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 3.500,00 TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Bilirkişi ek raporu : Otomotiv Uzmanı Bilirkişi Dr. Öğretim Üyesi … 04/01/2022 tarihli ek raporunda; ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …, idaresindeki …plaka sayılı aracı ile, viraja yaklaştığında, hızını aracının yük ve teknik özelliğine, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmaması, dönemeçli yollara girerken ve ilerlerken hızını azaltmaması neticesinde savrularak ve direksiyon hakimiyetini kaybederek ve şerit ihlali yaptığı, kazanın oluşumuna neden ve etken olduğu, Davacı aracın sürücüsü, sürücü … idaresindeki … plakalı davacı aracı ile, aynı cadde üzerinde aynı yönde kurallara uygun şekilde şeridinde seyri esnasında, sağ kısmından yan şeritten şeridine hızla savrulan ve şerit tecavüzü yapan davalıya sigortalı …plakalı araç tarafından sağ yanından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de olmadığı, davaya konu aracın anılı kaza nedeniyle araçtaki toplam hasarın 1.724,67 TL+kdv olduğu, Araçta (kdv hariç); 186,50 TL bedele sağ ön yan bakalit (plastik parça) değiştiği, 40,44 TL bedele sağ ön tampon yan parçası (plastik parça) değiştiği, 70,21 TL ve 95,67 TL bedele plastik klipslerin değiştiği, dosyada yapılan inceleme neticesinde, davaya konu aracın değer kaybına esas olacak kaporta onarımlarının; piyasa koşullarına göre kriterlerine göre, sağ ön çamurluk onarım işlemleri olduğu, Ön tampon, ön tampon yan bakalit ve Sağ ön tampon (plastik) yan parçası değişiminin, anılı parçaların plastik parça olması nedeniyle değer kaybı hesabına dahil edilmediği, buna göre; 6.540 km için yeniden yapılan değerlendirme neticesinde; aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 119.500 TL ile 120.500 TL olduğu, ortalama değerinin 120.000 TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (125.000 TL) onarım sonrası rayici (120.000 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 5.000,00 TL olduğu, itiraz dilekçesinde davacı tarafça beyan ve iddia edilen 10.000,00 TL değer kaybı bedelinin, bir tek kaporta parçasının (sağ ön çamurluk) onarımı ve toplam 1.724,67 TL+kdv hasarı olan bir araç için çok yüksek bir değer olduğu şeklinde mütalaada bulunmuştur.
Dava; davacı aracında meydana gelen değer kaybı zararının karşı araç işleteni ve ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
Davalı sigorta vekili zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. 2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. 6098 sayılı TBK’nun 154. Maddesinde ise zamanaşımı kesen nedenler düzenlenmiş olup, borçlunun borcu ikrarı, kısmen ifa, icra takibi başlatılması bu nedenler arasında sayılmıştır. Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 15. Maddesinde “Arabuluculuk Bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur…”hükmüne yer verilmiştir. Tüm bu düzenlemeler dikkate alındığında, kazanın 11.03.2019 tarihinde gerçekleştiği, 19.12.2019 tarihinde arabulucuğa başvurulduğu, arabuluculuk son tutanağının 13.01.2020 tarihinde düzenlendiği, bu süreçte zamanaşımının durduğu, 2 yıllık zamanaşımı süresinin 05.04.2021 tarihinde dolacağı, davanın 18.01.2021 tarihinde zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı savunması reddedilmiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili, kira sözleşmesi nedeniyle aracın işleten sıfatına haiz olmadığından zarardan sorumlu tutulamayacağını savunmuştur. KTK’nun 85. Maddesi uyarınca kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmamak kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının bulunmaması durumlarında, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan ekonomik yönden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması gerekmektedir. Somut olayda davalı araç maliki olan … … A.Ş ile dava dışı sürücü … arasında imzalanan 10.03.2019 tarihli kira sözleşmesi uyarınca, kiralanan …plaka sayılı aracın kira süresinin 1 gün olduğu, 10.03.2019 tarihinde aracı teslim alan dava dışı sürücü …’nın 11.03.2019 tarihinde dava konusu trafik kazasına karıştığı, 1günlük kira süresi, davalı malikin araç üzerindeki fiili hakimiyeti kaldıracak uzunlukta olmadığından, davalı … … A.Ş’nin kaza tarihi itibariyle işleten sıfatının devam ettiği kanaatine varılmıştır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı hasar zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, işçilik maliyetleri, KDV dikkate alınması gerektiği, değer kaybı yönünden de 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
19.06.2021 tarihinde RG’de yayınlanan 7327 sy İcra ve İflas Kanunun ile Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanunun 18. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90 ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kanun” ibareleri “Kanunda” şeklinde değiştirilerek, fıkraya birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu tazminatlardan;a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,…hesaplanır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir.” Şeklinde yasal düzenleme eklenmiş ve 19. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. Maddesinde de trafik poliçesi teminatı dışında kalan hallere ekleme yapılmıştır. Bu değişikliklerin, 7327 sy yasanın 23. Maddesine göre RG’de yayımlandığı tarihte yürürlüğe gireceği öngörülmüştür. Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davalarında davalı sigortanın sorumluluğu belirlenirken poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile bu tarihte yürürlükte olan 2918 sy Karayolları Trafik Kanunu hükümleri dikkate alınacaktır. 7327 sy yasa ile yapılan değişikliklerin geçmişe etkili olacağına dair yasal bir düzenleme bulunmadığından, poliçe tanzim tarihi olan 12.02.2019 tarihinde yürürlükte olmayan bu değişikliklerin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmadığından, söz konusu yasal değişiklikler maddi zararın kapsamının belirlenmesinde dikkate alınmamıştır.
04.12.2021 tarihinde RG’de yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişik Yapılmasına Dair Genel Şartlar uyarınca daha önceki Genel Şartların, 1., 2. 3., 4.,5., 6.,7.,8., 9., 10., 11, 12., 13., 14. ,15., 16., maddelerinde değişiklik yapılmış olup, 17. Maddesi ile de Genel Şartlara Ek-7 eklenerek, Ek-7’ de, değer kaybı, sakatlık, destekten yoksun kalma tazminatlarının nasıl hesaplanacağının düzenlenmiştir. Bu değişikliğin 18. Maddesi ile “Bu genel şartların yayımı tarihinde yürürlüğe girer.” Düzenlemesine, 13. Maddesi ile Genel Şartalırn C.11. Maddesine yapılan ek maddede “Bu genel şartların yürürlük tarihinden sonra yapılan değişiklikler, söz konusu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilen sözleşmelere uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/14573 esas, 2017/6035 karar sayılı, 29/05/2017 tarihli ilamı, 2017/1541 Esas,2017/9897 Karar sayılı, 31.10.2017 tarihli ilamı, İzmir BAM 11. HD’nin 2018/593 esas, 2018/414 karar sayılı, 02/04/2018 tarihli ilamında belirtildiği üzere “Davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile yasal hükümlere göre belirlenecektir.” 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre de sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerdiği, 01.06.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nda değişiklik yapan Yeni Genel Şartların 18. Maddesi ve 13.maddesine göre, genel şartlarda yapılan değişikliklerin yürürlük tarihi olan 04.12.2021 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağı, dava konusu trafik poliçesinin 12.02.2019 tarihinde tanzim edildiği, dolayısıyla poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte olmayan 04.12.2021 tarihli genel şartlarda yapılan değişikliklerin ve zararın hesaplanma yöntemini belirleyen eklerinin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; Davalı sigorta şirketine KZMMS trafik sigortası ile sigortalanan ve davalı sigortalı … Otomotiv Tic. A.Ş’ye ait, dava dışı sürücüsü … idaresindeki …plaka sayılı aracı ile, … Sokakta sağ şeritte seyir halinde iken, viraja yaklaştığında, hızını aracının yük ve teknik özelliğine, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmaması, dönemeçli yollara girerken ve ilerlerken hızını azaltmaması neticesinde savrularak ve direksiyon hakimiyetini kaybederek sol şeride girip, aracının sağ arka kısmı ile; sol tarafta şeridinde şeritte kurallara uygun bir şekilde seyir halinde bulunan dava dışı sürücü … idaresindeki, davacıya ait … plakalı aracın sağ ön çamurluk kısmından çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, bilirkişi raporunda açıklanan gerekçelerle kazanın oluşumunda dava sigortalıya ait aracı kullanan …’nın %100 oranında asli kusurlu, değer kaybının, aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç bedeli arasındaki fark olduğu, davacıya ait aracın alınan bilirkişi raporu uyarınca kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değerinin 125.000,00 TL, kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç bedelinin 120.000,00 TL olduğu, buna göre dava konusu araçta (125.000,00 TL -120.000,00 TL) = 5.000,00 TL lik değer kaybı meydana geldiği, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davadan önce davalı sigorta şirketine ihbar yapılmadığından ve mahkememizce dava şartı olan başvuru şartının yerine getirilmesi için verilen kesin süre üzerine davacı vekilinin KTK’nun 97. Maddesi uyarınca yazılı başvuru şartını yerine getirdiği, davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmadığı, bu halde davalı sigorta dava tarihi itibarıyla temerrüde düşmüş kabul edilmesi gerektiği, diğer davalı … …AŞ. kazaya karışan aracın işleteni sıfatıyla herhangi bir ihbar ve ihtara gerek olmaksızın kaza tarihi olan 11.03.2019 tarihinde temerrüde düştüğü, davalı … … A.Ş’ye ait aracı kullanan sürücü …’nın kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olması gözetildiğinde, davalı işleten şirketinin kendi aracının hasarlanması nedeniyle uğradığı kazanç kaybı zararının takas mahsubunu davacıdan talep hakkının bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, 5.000,00 TL değer kaybının zarar veren araç ticari nitelikte olduğundan temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 5.000,00 TL değer kaybı bedelinin, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 18.01.2021 tarihinden, diğer davalı şirket yönünden kaza tarihi olan 11.03.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,
2- Davalı … Otomotiv Tic. Ve San. A.Ş.’nin takas mashup isteğinin REDDİNE,
3-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 341,55 TL nispi harca, peşin alınan 153,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 187,85 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 8,50 TL vekalet suret harcı, 107,60 TL davetiye ve posta gideri, 850,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere 965,50 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 535,85 TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 59,30 TL başvurma harcı, 153,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 748,85 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine. Davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin, davanın kabul ve ret oranına göre 732,60 TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen, bakiye 587,40 TL’lik kısmının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Dava kısmen red edildiğinden davalı … Otomotiv Tic. Ve San. A.Ş.’nin yaptığı 41,50 TL davetiye ve posta giderinden davanın red oranı nazara alınarak 18,47 TL yargılama giderinin davacı taraftan alınarak bu davalıya verilmesine. Davalı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
7-Dava kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine.
8-Dava kısmen reddedildiğinden, reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 4.000,00 TL vekalet ücretinin de davacı taraftan alınarak davalı taraflara eşit oranda paylaştırılarak verilmesine.
9-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının, davalı tarafından yatırılan delil avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine.
ilişkin, davacı vekilinin ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekillerinin yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/03/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)