Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/355 E. 2022/160 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/355
KARAR NO : 2022/160

DAVA : Değer Kaybı (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 26/05/2021
KARAR TARİHİ : 24/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Değer Kaybı (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Davalılardan …’ün araç sahibi olduğunu, davalılardan …’un sürücü olduğunu … plaka sayılı aracın müvekkiline ait … plaka sayılı araca tam kusurlu olarak çarpması nedeniyle oluşan kaza sonucu müvekkilinin aracında değer kaybı oluştuğunu, diğer davalı …nin T-179636660-0-0 poliçe numarası ile … plaka sayılı ara sigortacısı konumunda olduğunu, davaya konu kaza neticesinde müvekkiline ait … plakalı araçta tahminlerine göre 30.000,00-TL değer kaybı oluştuğunu, teknik uzmanlık gerektiren bir husus olduğundan araç değer kaybının fazlaya dair talep ve ıslah hakları saklı tutularak şimdilik 15.000 TL. olarak talep edildiğini, | iş bu değer kaybının tahsili amacıyla ilgili… Sigorta şirketine yazılı talepte bulunulduğunu, ancak bu taleplerinin ilgili sigorta şirketince yazılı olarak reddedildiğini, bunun üzerine dava ön şartı olması nedeniyle arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, açıklanan ve mahkemece resen gözetilecek nedenlerle; fazlaya dair faiz, feri ıslah hak ve alacak talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile 15.000 TL. araç değer kaybının kaza tarihi olan 24/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; AK Sigorta’nın, müvekkilinin sevk ve idaresindeki aracın zorunlu trafik sigortacısı olduğunu, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısının, karşı araçta meydana gelen gerçek zararı limit dahilinde teminat altına aldığını, dava konusu trafik kazası sonrasında davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybının da gerçek zarar kalemleri arasında bulunduğunu, davacı tarafın da söz konusu kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, her ne kadar davacı taraf bahse konu kazadan dolayı değer kaybettiği iddiasında bulunduğu araç hakkında şimdilik 15.000 TL talep etmekle beraber fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması talebiyle araca ilişkin değer kaybının tahmini 30.000 TL olduğunu beyan etmiş ise de, telafuz edilen rakamın, günümüz sosyo-ekonomik şartları nazara alındığında astronomik bir rakam olduğunu, her ne kadar dava dilekçesinde araçta maddi hasar meydana geldiği, meydana gelen maddi hasardan kaynaklı araçta değer kaybı oluştuğundan bahisle tazminat talep edilmişse de, bahse konu aracın kaza öncesinde hasarsız olduğunun belirtilmediğini, araçtaki hasarlı parçaların daha önceden hasara uğramamış parçalar olmaması, onarım veya yenileme işleminden geçmemiş olması gerektiğinden bahsi geçen kazadan önce araçta herhangi bir hasar kaydının bulunup bulunmadığının, eğer sbm kayıtlarında hasar kaydı yok ise, bilirkişi marifetiyle kaza sebebiyle meydana gelen hasarlı parçaların daha önceden hasar alıp almadığı hususunun ve aracın kilometresinin araştırılması gerektiğini, açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına
karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı …vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; somut olayda, karşı yana ait aracın 172.199 km.de iken hasarlandığı ve dolayısıyla ZMSS genel şartlarına göre araçta herhangi bir değer kaybının oluşmayacağı tespit edildiği için değer kaybı yönünden tazminat ödemesi yapılmadığını, başvurana ait aracın başvuruya konu kazadan daha öncesinde bir kazaya karışıp karışmadığının ve aynı bölgeye hasar almış olup olmadığının tespitini talep ettiklerini, değer kaybı tazminatı hesaplamasında tüm hususların hassas bir şekilde araştırılması gerektiğini, değer kaybı mevcut ise ZMSS genel şartları’nda belirtilen hesaplama yöntemine göre zarar tespiti yapılması gerektiğini, huzurdaki uyuşmazlığın poliçe başlangıç veya hasar tarihinde yürürlükte olan hukuk kuralları çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve bakiye poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22/17. maddesi gereğince delil niteliğinde olan eksper raporu kapsamında ödemelerini gerçekleştiren sigorta şirketinin tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini, arz ve izah edilen ve re’sen takdir edilecek nedenlerle; talebin cevap dilekçelerinde belirttikleri ve re’sen gözetilecek nedenlerle esastan reddine, davacı yanın tüm zararı daha önce karşılandığı için davanın reddine, aksi halde, ödeme tarihinden itibaren faizi güncellenmek suretiyle tazminattan mahsubuna, ret taleplerinin kabul edilmemesi halinde; kabul anlamına gelmemek kaydı ile talepler yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına ve tarafların kusur durumu ile bakiye teminat limiti gözetilerek hüküm kurulmasına, talebin kabulü halinde, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVAP : Davalı …’e dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı duruşmalara katılmadığı gibi herhangi bir cevap da vermediğinden HMK.nın 128. maddesi uyarınca davayı inkar ettiği kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
CEVABA CEVAP: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevaba cevap dilekçesi ile özetle; davalı tarafın; çok açık ve aşikar bir şekilde müvekkili aleyhine bir zarar ve hukuka aykırı bir fiil gerçekleştiğini bildiği halde bu durumu hukuki olarak sürüncemede bırakma amaçlı olarak haraket ettiğini, davalı tarafın arabuluculuk görüşmeleri sırasında; mevcut zararı gidermeye yönelik hiçbir teklifinin/önerisinin olmadığını, müvekkiline ait aracın 5 yıllık yeni bir araç olduğunu ve araç güncel değerlerine göre de talep ettikleri değer kaybının çok az ve makul olduğunu, davalının 10.000 TL.’lik tamirat yapıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin aracında yan sanayi ürünü yedek parçalar kullanılarak tamirat yapılmasına rağmen tamirat giderinin 20.000 TL.’nin üzerinde olduğunu, davanın kabulü ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza tespit tutanağı : Kaza sonrası resmi ekiplerin tanzim ettikleri 24.09.2020 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tutanağı; “Sürücü…… sevk ve idaresindeki … tescil plakalı aracıyla Metropolis Bulvarı üzerinde seyir halinde iken 5075 sokağa dönüş yapmak için durakladığında arkasında bulunan ve duraklayan sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … tescil plakalı araca, sürücülüğünü …’un yaptığı, … plaka sayılı aracın arka kısımlarından çarpmasıyla önde bulunan araca arka taraflarına çarpması sonucu üç araçlı maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Bu kazanın oluşumunda … tescil plakalı araç sürücüsü …’un 2918 s. KTK’nın 84/D (arkadan çarpma) maddesini ihlal ettiği, … plakalı araç sürücüsü …’nın ve … plakalı araç sürücüsü …’nin herhangi bir kusuru olmadığı görüş ve kanaate varılmıştır” şeklindedir.
Hasar Dosyası : Davalı … AŞ ‘nin 08/09/2021 havale tarihli cevabi yazısı içeriğinden; … ve … plakalı araçlar arasında 24.09.2020 tarihinde meydana gelen trafik kazasına ilişkin açılan ……….hasar dosyasında davacı …’ye 01/12/2020 tarihinde 4.956,00-TL hasar bedeli ödemesi yapıldığı bildirilmiştir.
Poliçe : Davalı … AŞ ile kazaya karışan … plaka sayılı araç maliki olan davalı … arasında 11/12/2019 – 11/12/2020 tarihlerini kapsayan ZMSS poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti maddi hasar araç başına 39.000,00-TL’dir.

Trafik Tescil : İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 09/06/2021 tarihli cevabi yazısı içeriğinden; … plakalı aracın davalı … adına, … plakalı aracın ise davacı … adına tescilli olduğu bildirilmiştir.
Tramer : Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin 14/06/2021 havale tarihli cevabi yazısı içeriğinden; … plaka sayılı araca ait dava konusu kaza tarihi olan 24/09/2020 tarihinden önce açılmış 4 adet hasar dosyası olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu : Otomotiv Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Bilirkişi … 21/11/2021 tarihli raporunda; ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …’un, idaresindeki … plaka sayılı aracı ile, önünde seyreden davacı aracına yeterli ve güvenli takip mesafesini korumaması ve dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullanımı neticesinde arkadan çarparak kazanın oluşumunda neden ve etkisi olduğunu, davacı araç sürücüsü …’nin idaresindeki … plakalı aracı ile, kurallara uygun seyri sırasında ve sigortalı araç tarafından arkasından çarpılması esnasında, kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğinden kazanın oluşumunda atfedilecek herhangi bir hatası ve etkisi olmadığını, dava dışı araç sürücüsü ……… idaresindeki … plakalı aracı ile, kurallara uygun seyri ve arkasından çarpılması esnasında, kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğinden kazanın oluşumunda atfedilecek herhangi bir hatası ve etkisi olmadığını, kaza ile hasarın uyumlu olduğunu, aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 76.500 TL ile 78.500 TL olduğunu, ortalama değerinin 77.500 TL olduğunu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (92.500 TL) onarım sonrası rayici (77.500 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın (ön ve arka kısmındaki hasar nedeniyle) piyasa koşullarında değer kaybının 15.000,00 TL olduğunu, …nin 08.09.2021 tarihli müzekkere cevabında “15750067 hasar dosyası kapsamında ödenen 4.956,00 TL, 289,10 TL, 2.370,08 TL, 289,10 TL, 285,08 TL, 9.254,94 TL ödemelerinin ayrıntıları, dosya içeriğinde bulunmadığından, (ikisi-02.12.2020 ve 01.12.2020 yedek parça içeren hasar ödemesi olduğu) 01.12.2020 ve 08.12.2020 tarihli ödemelerin değer kaybına ilişkin olup olmadığının taraflarınca tespit edilemediğini, mahsup durumunun bu nedenle sayın Mahkemeye bırakıldığını mütalaa etmiştir.
Dava; davacı aracında meydana gelen değer kaybı zararının karşı araç ZMMS sigortacısı, işleteni ve sürücüsünden tahsili davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı hasar zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, işçilik maliyetleri, KDV dikkate alınması gerektiği, değer kaybı yönünden de 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
19.06.2021 tarihinde RG’de yayınlanan 7327 sy İcra ve İflas Kanunun ile Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanunun 18. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90 ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kanun” ibareleri “Kanunda” şeklinde değiştirilerek, fıkraya birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu tazminatlardan;a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,…hesaplanır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir.” Şeklinde yasal düzenleme eklenmiş ve 19. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. Maddesinde de trafik poliçesi teminatı dışında kalan hallere ekleme yapılmıştır. Bu değişikliklerin, 7327 sy yasanın 23. Maddesine göre RG’de yayımlandığı tarihte yürürlüğe gireceği öngörülmüştür. Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davalarında davalı sigortanın sorumluluğu belirlenirken poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile bu tarihte yürürlükte olan 2918 sy Karayolları Trafik Kanunu hükümleri dikkate alınacaktır. 7327 sy yasa ile yapılan değişikliklerin geçmişe etkili olacağına dair yasal bir düzenleme bulunmadığından, poliçe tanzim tarihinde yürürlükte olmayan bu değişikliklerin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmadığından, söz konusu yasal değişiklikler maddi zararın kapsamının belirlenmesinde dikkate alınmamıştır.
04.12.2021 tarihinde RG’de yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişik Yapılmasına Dair Genel Şartlar uyarınca daha önceki Genel Şartların, 1., 2. 3., 4.,5., 6.,7.,8., 9., 10., 11, 12., 13., 14. ,15., 16., maddelerinde değişiklik yapılmış olup, 17. Maddesi ile de Genel Şartlara Ek-7 eklenerek, Ek-7’ de, değer kaybı, sakatlık, destekten yoksun kalma tazminatlarının nasıl hesaplanacağının düzenlenmiştir. Bu değişikliğin 18. Maddesi ile “Bu genel şartların yayımı tarihinde yürürlüğe girer.” Düzenlemesine, 13. Maddesi ile Genel Şartalırn C.11. Maddesine yapılan ek maddede “Bu genel şartların yürürlük tarihinden sonra yapılan değişiklikler, söz konusu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilen sözleşmelere uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/14573 esas, 2017/6035 karar sayılı, 29/05/2017 tarihli ilamı, 2017/1541 Esas,2017/9897 Karar sayılı, 31.10.2017 tarihli ilamı, İzmir BAM 11. HD’nin 2018/593 esas, 2018/414 karar sayılı, 02/04/2018 tarihli ilamında belirtildiği üzere “Davalı … şirketinin sorumluluğu, poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile yasal hükümlere göre belirlenecektir.” 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre de sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerdiği, 01.06.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nda değişiklik yapan Yeni Genel Şartların 18. Maddesi ve 13.maddesine göre, genel şartlarda yapılan değişikliklerin yürürlük tarihi olan 04.12.2021 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağı, dava konusu trafik poliçesinin 11.12.2019 tarihinde tanzim edildiği, dolayısıyla poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte olmayan 04.12.2021 tarihli genel şartlarda yapılan değişikliklerin ve zararın hesaplanma yöntemini belirleyen eklerinin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; 24.09.2020 tarihinde davalı … şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan, davalı sigortalı …’e ait, davalı sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile, Metropolis Bulvarı üzerinde seyir halinde iken, aracının ön kısmı ile; yine önünde aynı istikamette seyir halinde olan ve önünde sola dönüş için yavaşlayan/duran … tescil plakalı aracın arkasında duran, davacı malik sürücü … idaresindeki … plakalı araca, arka kısımlarından çarptığı, davacı aracının çarpmanın etkisiyle savrularak ön kısmı ile önünde duran sürücü … idaresindeki … tescil plakalı araca çarptığı, bilirkişi raporunda açıklanan gerekçelerle davalı sigortalı …’e ait aracı kullanan davalı sürücü …’un %100 oranında kusurlu olduğu, değer kaybının, aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç bedeli arasındaki fark olduğu, davacıya ait aracın alınan bilirkişi raporu uyarınca kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değerinin yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gözetilerek 92.500,00 TL, kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç bedelinin 77.500,00 TL olduğu, buna göre dava konusu araçta (92.500,00TL -77.500,00 TL) = 15.000,00 TL lik değer kaybı meydana geldiği, davalı …’ün KTK.nun 85.maddesi uyarınca malik sıfatıyla ve davalı … şirketinin trafik sigorta poliçesi ve KTK.nun 85-91.maddeleri gereğince, davalı sürücü …’un haksız fiil faili olarak TBK’nun haksız fiil hükümlerine göre zarardan sorumlu oldukları kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının bakiye poliçe limiti dahilinde kaldığı, davadan önce davalı … şirketine ihbar yapıldığı, davacının değer kaybı isteğinin davalı … şirketi tarafından 15.03.2021 tarihinde reddedildiği, hasar dosyası içerisindeki belgelerden başvuru tarihi tespit edilememiş olsa da, en geç talebin reddedildiği tarih itibarıyla davalı sigortanın temerrüde düşmüş olduğu kabul edileceğinden, davalı … şirketinin temerrüt tarihinin 15.03.2021 tarihi olduğu, davalı malik ve davalı sürücünün ise herhangi bir ihtar ve ihbara gerek olmaksızın kaza tarihi olan 24.09.2020 tarihi itibariyle temerrüde düştükleri anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, 15.000,00 TL değer kaybının zarar veren araç ticari nitelikte olmayıp haksız eylemin de TTK.’nun 4. maddesi uyarınca ticari iş niteliği taşımamasına göre temerrüt tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile 15.000,00 TL değer kaybı bedelinin, davalı … şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 15.03.2021, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 24.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 1.024,65 TL nispi harca, peşin alınan 256,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 768,48 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
3-Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 8,50 TL vekalet suret harcı, 59,30 TL başvuru harcı, 256,17 TL peşin harç, 187,10 TL davetiye ve posta gideri, 550,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.061,07 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine.
4-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalı …Ş.’den alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine.
6-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davacı vekilinin ve davalı … …….vekilinin yüzüne karşı, davalı … vekilinin ve davalı … ‘ün yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.
24/02/2022

Katip …
e-imza

Hakim…
e-imza