Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/34 E. 2021/1084 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/34
KARAR NO : 2021/1084

DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/01/2021
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; 15.03.2020 günü … İlçesi … Mah. … Bulvarı üzerinde meydana gelen ölümlü trafik kazasında, davalı … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracı ile karşıdan karşıya geçmekte olan müteveffa …’a çarptığını, meydana gelen trafik kazasında müteveffanın olay yerinde hayatını kaybettiğini, davalı yanın 0.69 promil alkollü şekilde ve hız sınırını aşarak araç kullanmakta iken yoldan karşı tarafa geçmek isteyen mütevveffaya çarptığını, bilinçli taksir ile hareket eden davalının, kişinin ölümüne sebebiyet verdiğini, müvekkillerinden …’ın müteveffanın eşi, …’ın ise oğlu olduğunu, müvekkillerinin davalı yan hakkında şikayetçi olduklarını ve İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi …/… E. sayılı dosyası ile yargılamanın devam ettiğini, soruşturma aşamasında alınan kusur raporunda davalının tali kusurlu olarak kabul edildiğini bu rapora taraflarınca itiraz edildiğini, dosyanın kusur belirlemesi için Adli Tıp Kurumuna sevk edildiğini, meydana gelen ölümlü trafik kazasında davalının tam kusurlu olduğunu, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları ve diğer tüm dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davalıya ait olan … plakalı araç, mahkemece tespit edilecek diğer araçlarına ve davalılar adına olan taşınmazların uyap sisteminden tespiti ile kayıtlarına teminatsız ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir konulmasına, davacı eş … için şimdilik 1.000-TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihi olan 15.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesine, davacılardan … için 20.000-TL … için 20.000-TL … için 20.000-TL … için 20.000-TL … için 20.000-TL … için 20.000-TL olmak üzere toplam 120.000-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, sigorta şirketi yönünden poliçe limitleri dahilinde sorumlu tutulmasına, manevi tazminat yönünden davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun olduğunun tespiti durumunda sorumlu tutulmasına, şimdilik 200-TL cenaze giderlerinin olay tarihi olan 15.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; her ne kadar dava dilekçesinde, tazminat hesaplamasına mutlak suretle etki ettiği için davalının kazada asli ve tam kusurlu olduğu iddia edilmiş ise de bu hususun sadece davacı tarafın kabulünde olup olaya ilişkin ceza yargılamasının hiçbir aşamasında davalı …’in, kazada asli kusurlu kabul edilmediğini, yargılama aşamasında, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce tanzim edilen 12.11.2020 tarihli raporda da sürücü …’in, tali kusurlu olduğunun, müteveffa yaya …’ın ise asli kusurlu olduğunun belirtildiğini, kazanın, davalının hız limitlerini aşmadığı, herhangi bir trafik ışığı ihlali yapmadığı, iki şeritli eğimsiz düz yolda normal şekilde seyrini sürdürdüğü esnada meydana geldiğini ve kusurlu olan tarafın da herhangi bir yaya geçidi, trafik ışığı ve aydınlatmanın bulunmadığı karanlık yolda, park edilmiş araçlar arasından yolu kontrol etmeksizin sürücünün önüne çıkan müteveffa yayada olduğunun sabit olduğunu, alınan tüm bilirkişi raporlarında da kaza sırasında gün durumunun gece olduğunun ifade edildiğini, sonuç olarak, her türlü dikkat ve özeni gösterse dahi kazanın oluşumunu engelleyemeyecek olan davalının kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kaza tarihinde 82 yaşında olan müteveffanın “destek” olarak kabul edilemeyeceğini, olay tarihinde 82 yaşında olan müteveffanın herhangi bir işte çalışıp gelir elde etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi evin gereksinimleri, temizliği, alışverişi gibi diğer işlerde de “yardım ve hizmet” ederek eşine destek sağlamasının mümkün olmadığını, yine talep edilen 120.000,00 TL manevi tazminatın, davalı müvekkilinin sosyal – ekonomik durumuyla bağdaşır bir yönünün de bulunmadığını, izah edilen sebeplere binaen, arabuluculuk tutanağında uyuşmazlık konusu destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat olarak belirlendiğinden ve 200,00 TL tutarında cenaze istemi yönünden arabulucuya başvuru yapılmadığı anlaşıldığından bu istem yönünden davanın usulden reddine karar verilmesini; trafik kazasından kaynaklı diğer taleplerin ise esastan reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVAP : Davalı sigorta şirketine dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı duruşmalara katılmadığı gibi herhangi bir cevap da vermediğinden HMK.nın 128.Maddesi uyarınca davayı inkar ettiği kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur
CEVABA CEVAP: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevaba cevap dilekçesi ile özetle; davalı beyanlarının gerçekten uzak hakkaniyetsiz olup taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, kazanın oluş şekli ve davalının alkollü olduğu hususları değerlendirildiğinde davalının dava konusu kazada tam kusurlu olduğunu, ceza yargılamasında alınan kusur raporlarının hukuk hakimini bağlamayacağını, müteveffaya kusur izafe edilemeyeceğini, istenen manevi tazminat miktarlarının dava konusu olayla uygun olup fahiş olmadığını, sonuç itibariyle müvekkillerinin babalarını, eşini kaybettiklerini, bu acının tarifinin olmadığını, müvekkillerinin davalıdan destekten yoksun kalma tazminatı istemelerinin tabi ki yasa hükümlerine uygun olduğunu ve şartların da oluşmuş olduğunu, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları ve diğer tüm dava hakları saklı kalmak kaydıyla; ihtiyati haciz taleplerinin reddine ilişkin kararı istinaf ettiklerinden bu istemleri doğrultusunda dosyanın istinaf mahkemesine gönderilmesine, davacı eş … için şimdilik 1.000-TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihi olan 15.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesine, davacılardan … için 20.000-TL … için 20.000-TL … için 20.000-TL … için 20.000-TL … için 20.000-TL … için 20.000-TL olmak üzere toplam 120.000-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, sigorta şirketi yönünden poliçe limitleri dahilinde sorumlu tutulmasına, manevi tazminat yönünden davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun olduğunun tespiti durumunda sorumlu tutulmasına, şimdilik 200-TL cenaze giderlerinin olay tarihi olan 15.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza Tespit Tutanağı : Görevli polis memurlarınca düzenlenen 15/03/2020 tarihli kaza tespit tutanağında; sürücü …, idaresindeki … plakalı aracıyla … istikametinden gelerek … Bulvarını takiben otogar istikametine seyir halinde iken sol şeritte seyrine devam ederken, no…. önüne geldiği sırada ( aydınlatma direkleri arasındaki mesafe 68 metre, kaza noktası karanlık) aracın ön tampon kaput, ön cam kısımlarıyla yolun sağından (no.86 önünden) karşı istikamete geçmekte olan (no.91 istikametine) yaya … ile çarpışma neticesinde yaya …’ın yaralandığı, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, sürücü beyanı ve olay yeri incelemesinden anlaşıldığı, bu kazanın oluşumunda sürücü … idaresindeki … plakalı aracıyla 2918 sayılı KTK.’nın 52/1-b maddesini ve 48/5 maddesini ihlal ettiğinden tali kusurlu olduğu, yaya …’ın KTK ‘nın 68/1-c maddesini ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Hasar Dosyası : Dava konusu kaza nedeniyle davalı sigorta şirketince açılan hasar dosyası kapsamında müteveffanın eşi … için 14/09/2020 tarihinde 16.181,58 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiği bildirilmiştir.
Trafik Tescil: Kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihinde davalı … adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
SGK : Konak Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 09/03/2021 tarihli yazısı içeriğinden; … T.C. kimlik numaralı …’ın 15.03.2020 tarihli trafik kazası neticesindeki vefatı nedeniyle davacılar …, …, …, …, … ve … için kısa vadeli sigortalar yönünden rücuya tabi herhangi bir işlem yapılmadığı anlaşılmıştır.
Sosyal ve ekonomik durum araştırması: Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının tespitine ilişkin kolluk araştırma raporları dosya arasına alınmıştır.
Ceza Dosyası : İzmir … Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasında sanık … hakkında maktul …’a karşı bilinçli taksirle ölüme neden olma suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu bildirilmiştir.
ATK Kusur Raporu : İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 03/09/2021 tarihli raporunda; Davalı sürücü … ‘in %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya … ‘ın %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Aktüer Bilirkişi Raporu : Aktüerya/Sigorta Mevzuatından Kaynaklı Nitelikli Hesaplamalar Uzmanı Bilirkişi … 15/11/2021 tarihli raporunda; davacı …’a ödeme yapılan 2020 yılı verileri ile ve %20 haklılık oranı üzerinden kendisi için 12.619,92 TL DYK zararı hesaplandığını, sigorta şirketi ise kendisine 16.181,58 TL ödediğinden karşılanmamış zararının bulunmadığını, manevi tazminatın tayin ve taktirinin Sayın Mahkemeye ait olduğunu mütalaa etmiştir.
Tefrik Kararı : Dava dilekçesi ekinde sunulan arabuluculuk son tutanağında davacılar vekilinin trafik kazasında davacıların desteğinin ölmesi nedeniyle yalnızca destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istekleri için zorunlu arabuluculuk yoluna başvurduğu, dava dilekçesinde talep ettiği cenaze ve defin giderleri yönünden ise arabulucuya başvurmadığı anlaşılmakla bu istek yönünden açılan dava tefrik edilerek mahkememizin …/… Esas sayılı dosyasına kaydı yapılmıştır.
Tanık Beyanları
Davacı Tanığı …; ” Davacı … benim arkadaşım olur, babası olan …’ı da tanıyordum. …’ın vefat ettiği trafik kazasını ben görmedim. Trafik kazası gerçekleştiği gün davacı …’a haber gelmesi üzerine birlikte hemen hastaneye gittik, oradaki hastane polisi bize babası olan …’ın kazada öldüğünü söyleyip eşyalarını gösterdiler. Daha sonra biz adli işlemlerin yapılması için savcının gelmesini bekledik, adli işlemler tamamlandıktan sonra da vefat eden …’ın cenaze işlemleri gerçekleştirildi. Ani bir ölüm olduğu için ailesi olan davacılar yıkıldılar, çok üzüldüler, ayrıca benim hastaneye gittiğim gün karşı taraftan herhangi biri hastaneye gelip davacı ve yakınlarını ölüm olayına ilişkin olarak görmemiş, maddi manevi yönden destek olmamıştır, ondan sonraki süreçte davalının maddi ve manevi yönden davacılara destek olma teklifinde bulunup bulunmadığını, gelip gelmediğini bilmiyorum, … emekli idi. Eşi … ile birlikte yaşıyordu, … ile babası olan … aynı binada altlı üstlü olarak yaşıyorlardı. Diğer çocukları olan davacılar ise farklı adreslerde kendi aileleri ve yuvalarını kurduklarından ikamet ediyorlardı. Benim bilgim bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuş, davacı vekilinin talebi üzerine tanıktan sorulduğunda;” kazanın gerçekleştiği yol üzerinde ikamet ediyorum, söz konusu yol üzerinde yaya geçidi bulunmamaktadır, yol üzerinde yalnızca 50 km hız sınırına ilişkin trafik levhası vardır. Yolda yeterli aydınlatma vardır. Söz konusu yol cadde üzeri olup, çift gidiş gelişlidir. Orta refüj üzerinde yeterli aydınlatma bulunmaktadır. Söz konusu yol düzdür, viraj ve eğimi yoktur ” şeklinde cevap vermiştir.
Davalı tanığı
…; ” Davalı … benim oğlum olur, ben kaza anını görmedim ancak oğlum kaza sonrasında hemen beni cep telefonumdan arayarak, ağlayarak ve hıçkırıklarla birine çarptığını söyleyip kaza yerini bana bildirdi ve hemen gelmemizi istedi. Ben büyük oğlumu uyandırarak bize 800-900 metre uzaklıktaki kaza yerine ticari taksi ile hemen oğlumla gittik. Biz olay yerine gittiğimizde kazanın gerçekleştiği yol , oraya gelen ambulans ışıkları ve çekici aracın farı ile aydınlanmıştı. Yol üzerindeki elektrik lambaları yanmıyordu, zifiri karanlıktı, ben ambulans ışığının sayesinde oğlumun çarptığı kişinin varlığını ancak farkedebildim. Oğlumun çarptığı kişinin üzeri simsiyahtı. Hatta başı da siyah kapşon ile kapalı idi. Oğlumu polisler karakola götürdü. Ambulanstaki sağlık görevlileri de çarptığı şahsa müdahale ediyorlardı. Oğlum karakola götürüldükten sonra nezarete alındı. Sabaha kadar kendisini duvardan duvarlara çarptı. Ağladı. Birkaç saat sonra çarptığı kişinin ölüm haberi geldi. Çok az bir kusuru olmasına rağmen 4 ay tutuklu kaldı. Tahliye edildikten sonra da söz konusu kazanın travmasını oğlumla birlikte bütün aile birlikte yaşadık. Zira oğlum kazanın etkisinden kurtulamadığından geceleri uyuyamamaktadır. Kaza öncesinde garson olarak çalışırken şu an bir işte dahi çalışabilecek durumda değildir ve işsizdir. Oğlum tutuklandıktan sonra çok korktum ölenin yakınlarına gitmeyi çok istedim ancak korkumdan gidemedim. Oğlum her telefonla görüşmemizde bana ölenin yakınları ile görüşmemi, onlardan helallik almamı istedi. Oğlum tutuklandıktan yaklaşık 1 ay sonra ölenin eşi, oğulları ve gelinleri ile onların evine giderek görüştüm. Kendilerinden af diledim, yalvardık, keşke bizim başımıza bu olay gelseydi biz ölseydik de onların yakınları ölmeseydi diyerek ağlayıp ölenin eşine sarılarak af diledim, benim kenarda bir birikmiş param yoktu. Eşimden dostumdan topladığım 20.000,00-TL. bir para vardı. En azından cenaze masrafları için bu parayı kendilerine vermeyi teklif ettim. Ancak kabul etmediler. Yaklaşık 10 gün sonra davacıların avukatı bizi arayarak 400.000,00-TL. para istedi. Emekli öğretmen olduğum ve köşede böyle bir param olmadığı için söz konusu miktarı karşılayabilmem mümkün değildir , çok üzgünüz , tekrar özür diliyoruz ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat davasıdır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; olay günü olan 15.03.2020 tarihinde davalı sürücü … yönetimindeki, davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigorta poliçesi ile sigortalanan … plaka sayılı otomobil ile
… caddesini takiben … istikametinden … istikametine doğru seyretmekte iken olay mahalline geldiğinde, aracının ön kesimi ile yolun sağından soluna geçmek amacı ile kaplamaya giriş yapan yaya … ‘a çarpması sonucunda, davacı …’ın eşi, diğer davacıların babası olan yaya …’ın vefat ettiği, meydana gelen kazada davalı sürücü … ‘ın %20 oranında, yaya …’ın %80 oranında kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından davacı …’a dava açılmadan evvel 14.09.2020 tarihinde 16.181,58 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiği, KTK m.111 ve yerleşik Yargıtay kararlarına uygun olarak öncelikle davacı …’a ödeme yapılan 2020 yılı verileri ile davacının gerçek zararının tespit edilerek yapılan ödemenin davacı zararını karşılayıp karşılamadığının tespiti gerektiği, buradan hareketle mahkememizce alınan aktüer bilirkişinin 15.11.2021 tarihli raporunun hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu, hesap raporuna ödeme tarihi itibariyle davacı …’ın destekten yoksun kalmaya ilişkin gerçek zararının 12.619,92 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından 16.181,58 TL ödeme yapıldığı dikkate alındığında davacının bakiye destek zaranının bulunmadığı anlaşılmakla, davacı …’ın bakiye destekten yoksun kalma isteğinin reddine karar verilmiştir.
Davalıların malik sürücüsü ve sigortacısı olduğu aracın, neden olduğu trafik kazasında, davacı …’ın desteğinin ölümü nedeniyle, maddi ve manevi tazminat talep edilen davada, davalıların zarar gören davacıya karşı müteselsilen sorumlu olduğu, müteselsil sorumlu davalılar arasında ise zorunlu dava arkadaşlığı değil, ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu, sigorta hükümleri TTK’da düzenlendiğinden, davalı sigorta hakkındaki dava mutlak ticari dava iken, haksız fiil sorumlusu olan malik sürücü hakkındaki davanın, mutlak ticari dava olmadığı gibi, bu davalının sıfatına ve davanın niteliğine göre nisbi ticari dava da olmadığı, davalı sigorta dışındaki davalı hakkında zorunlu arabuluculuk yasasının uygulanamayacağı nazara alındığında arabuluculuk ücretinden destekten yoksun kalma tazminat isteği reddedilen ve davada haksız çıkan davacı … sorumlu tutulmuştur.
TBK. nun 56/2 maddesindeki “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. ” şeklindeki yasal düzenleme gereğince davacıların manevi tazminat talep etme hakkı mevcuttur. Manevi tazminat, 22.06.1966 tarih ve 7/7.sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı’nda da etraflıca açıklandığı üzere, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Zarara uğrayanın manevi ızdırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır. Takdir edilecek manevi tazminat miktarı bir yandan manevi acıları gidermeli, kamuoyu ve sosyal vicdanda kabul görmeli, diğer yandan ise zarar gören açısından zenginleşme aracı olmamalıdır. Kusur oranı, her ne kadar matematiksel anlamda bir indirim yapılmasını gerektirmezse de manevi tazminatın miktarını tayinde önem arz eder. Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, destek …’ın ölümüyle sonuçlanan kazanın meydana geliş şekli, zarar görenlerin konumları, davaya konu trafik kazasında davalı sürücü …’in ve destek …’ın kusur oranları, davalının sorumluluğunun niteliği, olay tarihindeki paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacıların, yakınları olan …’ı kaybetmeleri nedeniyle çektikleri elem ve ızdırap nazara alınarak, davacıların manevi tazminat taleblerinin kısmen kabul, kısmen reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminatı isteğinin REDDİNE,
2-Davacı …’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 4.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15.03.2020 tarihinden itibaren tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davacı …’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15.03.2020 tarihinden itibaren tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Davacı …’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15.03.2020 tarihinden itibaren tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Davacı …’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15.03.2020 tarihinden itibaren tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
6-Davacı …’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15.03.2020 tarihinden itibaren tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
7-Davacı …’ün manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15.03.2020 tarihinden itibaren tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
8- Reddedilen maddi tazminat yönünden harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
9-Kabul edilen manevi tazminat miktarları üzerinden hesaplanmış olan 1.297,89 TL nispi harca, peşin alınan 354,66 TL harcın mahsubu ile bakiye 943,23 TL karar ve ilam harcının davalı …’den alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
10-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 8,50 TL vekalet suret harcı, 260,88 TL davetiye ve posta gideri, 700,00 TL ATK kusur raporu ücreti, 550,00 TL aktüer bilirkişi ücreti olmak üzere 1.519,38 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 238,54 TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 59,30 TL başvurma harcı, 354,66 TL peşin olmak üzere toplam 652,50 TL’nin davalı …’den alınarak davacılara verilmesine. Davacı tarafların fazladan yaptığı yargılama giderinin kendileri üzerinde bırakılmasına.
11- Destekten yoksun kalma tazminatı yönünden davalı sigorta şirketi hakkında açılan dava zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olduğundan, dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davacı …’dan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
12- Davacı …’ın maddi tazminat davası ret edildiğinden ret edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara eşit şekilde paylaştırılarak verilmesine.
13-Davacıların manevi tazminat davası kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile Tarifenin Tarifenin 10/2. Fıkrasındaki “Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” ve 10/4. Fıkrasındaki “Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” hükmüne göre takdir ve hesaplanmış olan;
Davacı … için 3.000,00 TL vekalet ücretinin,
Davacı … için 3.000,00 TL vekalet ücretinin,
Davacı … için 3.000,00 TL vekalet ücretinin,
Davacı … için 3.000,00 TL vekalet ücretinin,
Davacı … için 3.000,00 TL vekalet ücretinin,
Davacı … için 3.000,00 TL vekalet ücretinin,
davalı …’den ayrı ayrı alınarak ilgili davacıya verilmesine.
13-Manevi tazminat davaları kısmen ret edildiğinden ret edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile Tarifenin 10/2. Fıkrasındaki “Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” ve 10/4. Fıkrasındaki “Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” düzenlemelerine göre takdir ve hesaplanmış olan;
3.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan,
3.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan,
3.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan
3.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan
3.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan
3.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den
ayrı ayrı alınarak davalı …’e verilmesine.
14-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davacılar vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı sigorta vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/12/2021

Katip…
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır