Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/322 E. 2021/1018 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/322 ESAS
KARAR NO : 2021/1018 KARAR

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2018
KARAR TARİHİ : 07/12/2021

Mahkememizde görülen Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesine hitaben sunduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … Plaka sayılı “…l “….” tip ve Motor No:…. şasi no: ….olan aracı Bornova 3.Noterliğinin 15.07.2014 tarihli “Araç satış sözleşmesi” ile satın aldığını, 21/02/2018 günü aracı “…Sokak No:… /İzmir adresli evinin bulunduğu site içerisinde park ettiğini, 22/02/2018 günü saat 03.30 sıralarında kapıcılarının haber vermesi üzerine aracının yandığını öğrendiğini, aşağıya indiğinde evlerinin önünde park ettikleri aracın yanına gittiklerinde itfaiyenin gelmiş ve yanan aracını söndürmeye çalıştığını gördüğünü, kamera görüntülerinin incelendiğinde aracın sol ön tekerlek tarafından bir kıvılcım çıktığını ve ardından aracın yanmaya başladığının görüldüğünü ve tespit edildiğini, müvekkilinin aracı gizli ayıplı olması neticesinde park halinde iken yanmış ve müvekkilinin zararına sebebiyet verdiğini, aracın gizli ayıplı olması nedeni ile davalılara Bornova 2. Noterliğinin 06366 Yevmiye no’lu ihtarnamesi keşide edildiğini, müvekkilinin aracının misli ile değişiminin yapılması için gerekli işlemlerin yapılması ve müvekkilinin aracın yanında park halinde olan … plaka sayılı ….. Marka aracın da zarar görmüş olduğundan müvekkiline karşı bu nedenle rücuen istenecek her türlü tazminatın davalılardan talep edileceğinin bildirildiğini, ihtarname ve sonrasında yapılan görüşmelerin sonuç vermediğini, müvekkilinin aracının imalat hatalı olarak ithal edildiğini, olay sonrasında müvekkilinin bu marka ve model araçların yangın tehlikesi olduğunu ve bazı araçların toplatıldığını internet üzerinden yaptığı araştırmalarda öğrendiğini, müvekkilinin satın aldığı aracının imalat kaynaklı ve gizli ayıplı olması nedeni ile ayıpsız misli ile değiştirilmesi dava açma zarureti hasıl olduğunu, müvekkilinin dava konusu “… Plaka sayılı “Ford” Marka , 2011 Model, “…” tip ve Motor No: …, şasi no : …… aracının öncelikle aynı model ve nitelikte olan yeni (0 -sıfır KM) misli ile değiştirilmesi ile müvekkiline teslimine, mümkün olmadığı takdirde aynı model ve nitelikte olan sıfır KM mislinin değerinin tespiti ile tespit edilen değerin mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … Otomotiv Sanayi Ve Ticaret AŞ vekili İzmir 6. Tüketici Mahkemesine hitaben sunduğu cevap dilekçesinde özetle;Öncelikle müvekkili şirketin iş bu dava kapsamında pasif husumet ehliyeti bulunmadığından dolayısı ile müvekkili şirkete hiçbir surette sorumluluk tevcih edilemeyeceğinden, davacının haksız ve mesnetsiz iddialarına külliyen itiraz edildiğini ve davacı tarafından ikame edilen haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın müvekkili bakımından pasif husumet ehliyeti eksikliği nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için haklı bir ayıp bildirimi olduğu varsayımında dahi bu ayıbın ispatının davacı üzerinde olduğunu, ancak somut uyuşmazlıkta var olduğu iddia olunan ayıp neredeyse üç yıl sonra ileri sürüldüğünü, bu sebeple malın ayıplı olup olmadığına ilişkin ispat yükü davacının üzerinde olduğunu, müvekkili şirkete herhangi bir sorumluluk/kusur tevcih edilebileceğinin kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, söz konusu aracın davacı tarafça beş yıl boyunca kullanıldığı ve bu araçtan faydalanıldığı nazara alındığında, davacı tarafın söz konusu aracı adeta hiç kullanmamış gibi aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin talep edilmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, neticeten, davacı tarafından hukuki mesnetten yoksun ve kötüniyetli iddialarla ikame edilen iş bu davada, araçta var olduğu iddia olunan sorunun mevzuatta tanımlanan “ayıp” kavramına uymadığını, bu hususta davacı tarafın tek taraflı beyanlarının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla, hiçbir kabul anlamına gelmemek üzere zamanaşımı süresi dolduğu için iş bu davanın zamanaşımından reddine, müvekkilinin husumet yokluğundan davanın reddine, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın külliyen reddine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili İzmir 6. Tüketici Mahkemesine hitaben sunduğu cevap dilekçesinde özetle;Dava konusu araca ilişkin iki yıllık zamanaşımı ve garanti süresi süresi dolmuş olmakla birlikte, aracın davacı tarafından 15.7.2014 tarihinde ikinci el satın alındığını, dava dilekçesinde de bu hususun açıkça belirtildiğini, ikinci el olarak satış yapılan araca ilişkin iş bu davanın müvekkili şirkete karşı değil, araç satışını yapan önceki malike karşı açılması gerektiğini, zira, aracın önceki maliklerin kullanımda olduğu süre içerisindeki kullanımlarına bağlı meydana gelmiş sorunlardan müvekkili şirketin sorumlu olmayacağını, müvekkili şirket kayıtlarından alınan bilgiye göre de, aracın 17.01.2012 tarihinden beri müvekkili şirketin yetkili servisinden hizmet dahi almadığını, dava konusu aracın, ikinci el olarak satın alınmış olup, tüketici mahkemesinin görevli olmadığını, ikinci el araçların, 4077 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmediği gibi, davacının da tüketici sıfatını da haiz olmadığını, dava konusu araçta üretimden kaynaklı bir ayıptan söz edilemeyeceğini, her şeyden önce, bir malın “ayıplı” olduğunu kabul edebilmek için, ayıbın, satım anında (nefi ve hasarın geçişi anında) var olması gerektiğini, satımdan sonra ortaya çıkan herhangi bir eksikliğin “ayıp” sayılabilmesi için ise, bu eksikliğin, satımdan önceki bir nedene dayanması ve aynı zamanda satım esnasında mutad bir muayene ile fark edilemeyecek nitelikte -gizli- olmasının zorunlu olduğunu, ister açık, ister gizli ayıp olsun, satıcı, üretici veya ithalatçının “ayıp nedeniyle” sorumlu tutulabilmesi için, bu ayıbın üretimden-satımdan önceki bir nedenden kaynaklanmış olması gerektiğini, yukarıda açıklandığı üzere, araçta gizli bir ayıp bulunmayıp kullanıcının hatası yüzünden böyle bir durumun meydana geldiğini, bu yüzden de malın ayıplı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı olarak açılmış işbu davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava,Taraflar arası uyuşmazlık, ayıp nedenine dayalı olarak aracın misli ile değişimi, bunun mümkün olmaması halinde aynı model ve nitelikte olan sıfır km mislinin değerinin tespiti ile tespit edilen değerin mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine yöneliktir.
Görevsiz mahkemede; Davalıların ticaret şirketi ve böylece tacir olmaları, davacının kendisinden önceki ticaret şirketi ve tacirlerin halefi olması ile çekişmenin niteliği, tarafların sıfatı, dava dilekçesindeki iddia/olay ve deliller itibarı ile yargılamada Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan görevsizlik kararı verildiği.
İzmir BAM 21. Hukuk Dairesi ‘ nin görevsizlik kararına karşı istinaf başvurusunu esastan red kararı verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 07/09/2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini 120.000,00-TL olarak bildirmiş ve eksik harcı tamamlamıştır.
Davalı vekilleri yasal süre içinde verdiği cevap dilekçesinde zamanaşımı defini ileri sürmüştür.
Somut olayda, davaya konu aracın davalı … Otomotiv Firmasının 12/05/2011 tarihli faturasına istinaden 18/05/2011 tarihinde …. ve Otomotiv San.Tic.Ltd adına tescil edildiği, İzmir ….Noterliğinin 09/01/2014 tarihli online satış senedi ile ….Turizm Ticaret ve San.AŞ’ne satıldığı, Bornova …Noterliğinin 15/07/2014 tarihli online satış senedi ile davacı … tarafından satın alındığı anlaşılmıştır.
TTK 23/1 maddenin yollaması gereğince 6098 sayılı TBK 231/1 maddesi uyarınca ticari satımlarda ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra çıkmış olsa bile satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacaktır.
Yargıtay 19. H:D:’ nin 2018/3189 E. 2020/411 K. Sayılı 12.02.2020 tarihli Emsal kararında “… dava ayıplı mallar nedeniyle uğranılan zararın tahsiline yöneliktir. Uyuşmazlık konusu mallar ticari satımdan kaynaklı olması nedeniyle dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK.’nın 23/1 maddesinin yollaması gereğince 6098 sayılı TBK.’nun 231/1 maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Bu maddeye göre ticari satımlarda ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra çıkmış olsa bile satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Davaya konu makinalardan lapex marka cihazın ilk teslim tarihinin 18/02/2011 olduğu, 20/01/2012 tarihinde bu cihazın yenisi ile değiştirildiği, Anthelia IPL cihazının yine ilk teslim tarihinin 18/02/2011 olduğu ve bu cihazın da arıza vermesi nedeniyle 21/11/2012 tarihinde yenisi ile değiştirildiği, ezform marka zayıflama cihazının ise dosyadaki tutunaklardan 2012 yılının 6. ayında teslim edildiği ancak yenisi ile değiştirildiğine dair herhangi bir belge olmadığı anlaşılmıştır. Davanın açılış tarihi 12.05.2015 olup makinaların ikinci teslim tarihleri gözetildiğinde 6098 sayılı TBK.’nun 231/1 maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından davalı Meta Form Ltd. Şti.’ne yönelik davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerekirken yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
Davacının aracı satın alma tarihinin 15/07/2014 olduğu, tebliğ şerhi sunulmayan ihtarname fotokopisine göre de ihtar tarihinin 13/03/2018 olduğu, görevsiz mahkemede davanın 29/12/2018 tarihinde açılmış olduğu, davacının davaya konu taleplerinin dava tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Tüketici Mahkemesine dava açılırken alınmayan ancak mahkememizce tamamlama harcı olarak yatırtılan 2.000,00-TL harçtan, alınması gereken maktu ret harç tutarı olan 59,30-TL’nin mahsubu ile fazladan alınan 1.940,7‬0-TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa verilmesine,
3-Dava tamamen reddedildiğinden davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafların yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Dava tamamen reddedildiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 15.350,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı taraflara verilmesine,
6- Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır