Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/304 E. 2021/418 K. 30.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/304
KARAR NO : 2021/418

DAVA : Menfi Tespit (İİK 89. maddesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2021
KARAR TARİHİ : 30/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (İİK 89. maddesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalının; davalıya borcu bulunan Dava Dışı … San.Tic.Lmt.Şt ‘nin borcu nedeni ile davacı müvekkili … Hayvancılık Tekstil Gıda Madencilik Sanayi Ticaret Limited Şirketine 04.03.2020 tarihli … nolu haciz bildirgesi gönderildiğini, e tebligat yolu ile gönderilen bu bildirgenin 16.03.2020 tarih ve 12.04.32 saati itibari ile okundu sayıldığını, gönderilen bu haciz bildirgesinin müvekkilinin bilgisayarının gelen kutusuna düşmesi gerekirken güncellemeler kutusuna düştüğünü, bu nedenle müvekkili tarafından görülmediğini, 11.03.2020 tarihinde gönderilen tebligatın e tebligat yasası gereği 5 günlük süre sonunda 16.03.2020 tarih ve 12.04.32 saati itibariyle okundu sayıldığını, müvekkilinin gönderilen bu haciz bildirgesinden davalı tarafından 6183 Sayılı yasanın 79 maddesine göre gönderilen 23.09.2020 tarih ve …. Takip dosya numaralı ödeme emrini görmesi ile araştırması sırasında haberi olduğunu, bu ödeme emrinin 28.09.2020 tarihinde tebliğ edilerek aynı gün müvekkili tarafından okunduğunu, müvekkilinin gerek haciz bildirgesinin gerekse ödeme emrinin geldiği tarih ve saatte dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti’ne bir borcunun bulunmadığını, davalı tarafından … Dairesine verilen …, …, … BS formlarında tespit edilen alacakların halen var olduğu düşünülerek müvekkiline haciz bildirgesi gönderildiğini, bu tebligattan haberi olmayan müvekkilinin dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. ile yapmış olduğu ticaret nedeni ile bu firmaya olan borcunun son bakiyesi 37.215,72- TL sini de 16.03.2020 tarih ve 11.02.58 saati itibariyle firmaya banka kanalı ile gönderdiğini, gönderilen bu para sonucunda müvekkilinin 3.şahıs şirkete hiç borcu kalmadığı gibi 1.102,29-TL alacağının kaldığını, … dairesince haciz ihbarnamesinde açıklandığı üzere …, …, … BS formlarında tespit edilen alacaklara ait haciz ihbarnamesinin geçerli olmadığını, bir an için geçerli olduğu düşünülse bile haciz ihbarnamesinin tebliğinin aynı tarihte (16.03.2020) ancak saat 12.04.32 tebliğinden önce … San. Tic. Ltd. Şti’ne ödendiğini, müvekkili şirketin 16.03.2020 tarih ve 11.02 58 saati itibari ile dava dışı şirkete bir borcunun kalmadığını, borcun tamamının haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce ödendiğini, yasaya aykırı olarak gönderilen ödeme emrinin iptali için İzmir … Vergi Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, bu davada 03.03.2021 tarihinde Genel Mahkemelerde dava açılıp açılmadığı, açıldı ise sonucunun sorulduğunu, Vergi Mahkemesinde açılan davanın sonucuna etkili olacağı için davalıya borçlu olmadıklarının tespiti için iş bu davanın açılması zorunluluğunun olduğunu, dava açmak için şart olan arabulucuya başvuru yapıldığını ve uzlaşma sağlanamadığını, esas hakkında karar verilinceye kadar tedbir kararı verilmesine, … Müdürlüğünce tanzim ve tebliğ olunan 04.03.2020 tarihli …. nolu haciz bildirgesi ve 23.09.2020 tarih ve … Takip numaralı ödeme emrinin iptaline ve bu haciz bildirgesi ve ödeme emri ile istenen 302.697,00-TL borçlu olmadıklarının tespitine, masraf ve vekalet ücretinin de davalıya aidiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava:İİK 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davasıdır.
HMK.nun 114/c.maddesinde mahkemenin görevi dava şartı olarak sayılmıştır.
Yine HMK.nun 115/1. Maddesi uyarınca “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.”
Bu kapsamda dosya mahkememizin görevli olup olmadığı yönünden incelenmiş aşağıdaki hususlar tespit olunmuştur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari ava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
Dava İİK 89.maddesinden kaynaklanan menfi tespit davası, ticari dava olmayıp, bu davaya bakma görevi genel mahkemelere aittir. Yargıtay 4. HD’nin 2021/304 esas, 2021/1200 karar sayılı, 15.03.2021 tarihli, Yargıtay 19. HD’nin 2016/3568 esas, 2016/6425 karar sayılı, 12/04/2016 tarihli, Yargıtay 19. HD’nin 2015/7065 esas, 2015/17162 karar sayılı, 17.12.2015 tarihli, İstanbul BAM 16. HD’nin 2017/1812 Esas, 2017/1263 karar sayılı emsal kararlarında, İİK 89.maddesinden kaynaklanan menfi tespit davalarına bakma görevinin genel mahkemelere ait olduğu kabul edilmiştir. İş bu davaya bakma görevi genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğundan, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine ve davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.nun 331/2.maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İşbu kararın taraflara tebliğine,
İlişkin tarafların yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Mahkememize veya bulundukları mahal Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 30/04/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır