Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/277 E. 2021/394 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/277
KARAR NO : 2021/394

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2020
KARAR TARİHİ : 21/04/2021

Menderes … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında verilen görevsizlik kararı sonrasında mahkememize tevzi edilen davada, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili Menderes … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili banka ile davalı arasındaki ilişkinin davalı tarafın kullandığı Kredi Kartı nedeni ile imzaladığı Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklandığını, davalı tarafın kullandığı Kredi Kartı nedeni ile bankaya borçlu bulunduğunu, bu borcun ödenmesi için müvekkili banka tarafından İzmir … Noterliği’nin … Y.nolu 19.06.2019 tarihli ihtarnamesinin gönderildiğini, davalının alacaklı bulundukları meblağı ödememesi üzerine, müvekkili bankanın alacağının tahsilini teminen İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, Ödeme emrinin tebliği üzerine davalı tarafça takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına işlemiş faize, ferilerine itiraz edildiğini, davalının itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının müvekkili bankaya borcunun bulunduğunu, müvekkili bankanın defter ve kayıtları incelendiğinde alacaklarının varlığının anlaşılacağını, imzanın borçluya ait olup, talep edilen asıl alacak, işlemiş ve işleyecek temerrüt faizi, faiz oranı ve ferilerinin ve tüm taleplerinin banka kayıtlarına uygun olduğunu, tüm taleplerinin haklı, yasal ve yerinde olduğunu, davalı tarafından yapılan itirazın hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazının iptaline ve icra takibinin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Görevsizlik Kararı: Menderes … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … karar sayılı 03.02.2021 tarihli kararı ile 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu, 5/2. maddesinde bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin görevi dahilinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara, asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, kararın 01.04.2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Dava, ticari kredi kartında kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Bu durumda can sigortasının Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması, davacıların murisinin kullandığı kredinin niteliği dikkate alındığında tüketici sıfatını haiz olmaması nedeni ile dava mutlak ticari dava olmakla mahkememizin görev alanı içinde olduğu kabul edilmiştir.
6102 sy TTK’ya 7155sy yasanın 20 md. İle eklenen MADDE 5/A maddesi ile “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesi getirilmiştir.
6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa 7155 sy yasanın 23. Maddesi ile eklenen 18/A maddesi ile “(1)İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmüne yer verilmiştir.
6100 sy HMK’nun 115/1. Fırkası uyarınca “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.”
115/2. Fıkrası uyarınca ” Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” denilmektedir.
Somut olayda; eldeki davanın açılış tarihinin 29/07/2020 olduğu, davacının dava açmadan önce arabulucuya başvurmadan ve başvuruya ilişkin son tutanağı ibraz etmeden eldeki itirazın iptali davasını açtığı, 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa 7155 sy yasanın 23. Maddesi ile eklenen 18/A maddesindeki, zorunlu arabuluculuk başvuru şartının sonradan tamamlanabilir dava şartı şeklinde düzenlenmediği, her davada dava şartlarının davanın açıldığı tarihe göre değerlendirileceği, ticari davalar yönünden arabuluculuğun dava şartı haline getirilmesinin amacının, uyuşmazlıkların çok daha kısa süre içinde, daha az masrafla ve tarafların iradelerine uygun bir şekilde çözülmesi olduğu, 6325 sy yasanın 18/A-2. Bendi uyarınca dava tarihinden önce arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddileceği öngörüldüğünden davacının dava tarihinden önce arabuluculuğa bir başvurusu bulunmadan açtığı itirazın iptali davasının dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının, dava özel şartlarından olan arabuluculuğa başvuru yapılmadan açıldığı anlaşılmakla 6325 sy yasanın 18/A-2. fıkrası ve HMK’nun 115/2. Fıkrası uyarınca dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2- Peşin alınan 99,44 TL harçtan maktu red harç tutarı olan 59,30 TL’nin mahsubu ile fazladan alınan 40,14 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde DAVACI TARAFA İADESİNE.
3-Davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
4-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-İşbu kararın taraflara tebliğine,
ilişkin, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi. 21/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır