Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/266 E. 2022/889 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/266
KARAR NO : 2022/889

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 13/04/2021
KARAR TARİHİ : 01/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle;Müvekkili Bankanın Konak/İzmir Şubesi müşterisi … Tekstil İnşaat Nakliyat Turizm Gıda Ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi firması ile müvekkili Banka arasında akdedilen 11.03.2020 tarihli ve 25.01.2017 tarihli genel kredi sözleşmelerine istinaden adı geçen firmaya kredi kullandırıldığını, bu sözleşmelere …’nun müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imza atttığını, kredinin ödenmemesi/kredi koşullarına uyulmaması üzerine İzmir 11. Noterliğince keşide edilen 08.01.2021 tarih ve … yevmiye sayılı muacceliyet ihtarnamesinin borçlu ve kefillerine gönderildiğini, borçluların muacceliyet ihtarnamesinin gönderilmesine rağmen borçlarını ödemediğinden alacağın muaccel olduğunu, alacağın tahsilini teminen İzmir 17. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas ve …/… Esas sayılı dosyaları ile takip başlatıldığını, takiplerin kesinleştiğini, aynı zamanda haciz işlemleri yapılmak üzere 19.01.2021 şirket merkezi olan “… Mahallesi … Sk. … Apt. No: … -…/… …/İzmir” adresine hacze gidildiğini, yapılan hacizde maddi hacze kabil mal bulunamadığının zapta yazıldığını, davalı-borçlu … Tekstil İnşaat Nakliyat Turizm Gıda Ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin … Tekstil Limited Şirketi olarak tanınarak faaliyetlerini sürdürdüğünü, bankalarının borçlusu … Tekstil İnşaat Nakliyat Turizm Gıda Ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi ile aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettikleri … Tekstil Limited Şirketi arasında fiili ve organik bağ bulunduğunu, borçluların mal kaçırmak için muvazaalı olarak ve namı müstear kullanarak faaliyetlerini kanuna karşı hile yaparak bu firma üzerinden devam ettirdiklerini, … Tekstil Limited Şirketi müvekkili bankanın borçlusu… Tekstil İnşaat Nakliyat Turizm Gıda Ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin yetkilisi olan …’nun kardeşi … tarafından 17.08.2020 tarihinde kurulduğunu, …’nun borçlu firmanın firma yetkilisinin kardeşi olması sebebi ile borçlu firmanın içerisinde bulunduğu ekonomik durumu yakından bilen kişilerden olduğu, … Tekstil Limited Şirketi, 17.08.2020 tarihinde kurulduğu, borçlu … firmasının eylül ayı içerisinde faaliyetlerini sonlandırdığı, … tekstil şirketi üzerinden faaliyetlerine devam ettiği, belirtilen tarihin tam da borçlu firmanın ödemelerinde temerrüde düştüğü ve hakkında takiplerin başlatıldığı tarihe denk geldiğini, ayrıca … Tekstil İnşaat Nakliyat Turizm Gıda Ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin eski çalışanları olan …, …, …, …, …, … ve …, ekim ayından itibaren … Tekstil Limited Şirketi’nde çalışmaya başladıklarını, işçilerin toplu halde diğer davalı … tekstilde çalışmaya başlamasının hayatın olağan akışın aykırı olup davayı ispat ettiğini, görüldüğü üzere, borçlu firmanın tabiri caizse battığı dönemde “… Tekstil ” firmasının aynı alanda faaliyet göstermek üzere kurulması, her iki firmanın kurucuları arasında akrabalık bağı bulunması ve … tekstil firmasının çalışanlarının borçlu firma kapandıktan sonra … tekstil firmasında çalışmaya başladıkları hususları birlikte değerlendirildiğinde davalılar arasında fiili ve organik bağ bulunduğu, “… tekstil” firmasının “… tekstil inşaat nakliyat turizm gıda ve sanayi ticaret limited şirketi firmasının devamı niteliğinde olduğu , ayrıca 25.03.2021 tarihinde … Tekstil firmasının … Mah. … … İşhanı No:… de bulunan adresine hacze gidildiğinde … Tekstil şirketinin eski çalışanı …’ın hazır bulunduğu, aynı şekilde … Tekstil firmasının “ … Mah. … İşhanı no:…/… … da bulunana adresine hacze gidildiğinde ise adreste … Tekstil firmasının sahibi olan …’nun kardeşi …’nun bulunduğu, yine … tekstil’in eski çalışanları …’in ve …’in çalışmakta olduklarının görüldüğü, … tekstilin sosyal medya hesaplarından … tekstil, … wedding, … showroom olarak faaliyet gösterirken firma’nın kapanmasını müteakip … wedding, … olarak değiştirdikleri ve faaliyetlere tüm hızıyla devam ettiklerinin görüldüğü, firmanın açıkca … amblemi ve açıklamalarını paylaşmasının da firmalar arasındaki organik bağın açık ispatı olduğu, Yargıtay içtihadları ve doktrin görüşleri muvacehesinde esasen … Tekstil İnşaat Nakliyat Turizm Gıda Ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi firmaları kanuna karşı hile, muvazaalı işlemler, yolsuz tescille, namı müstearı davalı … Tekstil Limited Şirketi firmasına intikal ettirildiği ve hileli yollarla kişilik ayrımı kötüye kullanılarak perde altına gizlenmek suretiyle alacaklılarından mal kaçırıldığı, Kredi borçlusu firma, muvazaa, kanuna karşı hile ve Namı müstear ile diğer davalılar adı altında faaliyetlerine devam etmekte olduğundan ve ayrıca 5411 sayılı Bankacılık yasasının bankalarına vermiş olduğu yetkiler de göz önünde bulundurularak fazlaya ilişkin tüm alacak ve faiz hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile Kredi borçlularının bankalarına olan borçlarından şimdilik 100.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 26.08.2016 Tarih ve 29813 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6741 Sayılı Kanun’un 8/2 maddesi;“Şirket ve Türkiye Varlık Fonu ile Şirket tarafından kurulacak şirketler ve alt fonlar, elektrik ve havagazı tüketim vergisi ve yangın sigortası vergisi hariç olmak üzere 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu gereğince alınan vergi, harç, katılma payı ile tasdik ücretlerinden, sahip olduğu taşınmazlar dolayısıyla emlak vergisinden, satın alınan ve satılan taşınmazlar ile ilgili olarak tapu ve kadastro döner sermaye bedellerinden ve her türlü dava ve icra işlemlerinde teminat yatırma mükellefiyetlerinden muaftır.” hükmüne ihtiva ettiğini, müvekkili Bankanın Türkiye’nin kamu Bankası olduğu ve sermayesinin %100’ünün Varlık Fonuna ait olduğunu ve teminattan muaf olduğu hususları da dikkate alınarak teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini, öncelikle … Tekstil Limited Şirketi firmasının tüm malvarlığı üzerine ve şirketin tüm hisseleri ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine dava dilekçesi ve ekinde sunulu haklılıklarını gösterir belgeler ve nam-ı müstear / muvazaa davalarına aykırı düşmeyen tasarrufun iptaline ilişkin hükümlerin de uygulandığı hususu dikkate alınarak, teminat alınmaksızın ihtiyati haciz kararı verilmesine ve kararının hüküm kesinleşinceye kadar devamına, davalı … Tekstil Limited Şirketi firmasının merkezi ““… Mah. … … İş Hanı Apt. No:… …/İzmir ve belirtecekleri başkaca faaliyet adreslerinde bulunan menkuller üzerine alacak bedeli ile sınırlı olmak üzere ihtiyati haciz kararı verilmesine, kararının hüküm kesinleşinceye kadar devamına, davalı firma hakkında tazmin kararı da verilebileceğinden bu davalılar adına kayıtlı gayrimenkuller ile menkul ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına ve kararının hüküm kesinleşinceye kadar devamına karar verilmesini, davalı firma hakkında tazmin kararı da verilebileceğinden bu davalılar adına kayıtlı gayrimenkuller ile menkul ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına ve kararının hüküm kesinleşinceye kadar devamına, davalılar adına verilecek ihtiyati haczin ilgili yerlere müzekkere yolu ile bildirilmesine, davalı … Tekstil Limited Şirketi’nin tespit edilecek diğer tüm malları yönünden Marka Sicil Müdürlüğüne, Trafik Tescil Müdürlüklerine, Tapu Sicil Müdürlüklerine, Bankalara müzekkereler yazılarak sahiplerinin … Tekstil İnşaat Nakliyat Turizm Gıda Ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ne aidiyetini ve buna göre kayıtların düzeltilmesinin hüküm altına alınmasına, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde tapu ve/veya sicil kaydının tashihine gerek olmaksızın, Borçlar Kanunu ve İİK’nun ilgili maddeleri gereğince müvekkili Bankaya menkul ve gayrimenkuller üzerinde cebri icra yapabilme yetkisinin verilmesine, kredi borçlusu firma, muvazaa, kanuna karşı hile ve Namı müstear ile diğer davalılar adı altında faaliyetlerine devam etmekte olduğundan ve ayrıca 5411 sayılı Bankacılık yasanın bankalarına vermiş olduğu yetkiler de göz önünde bulundurularak fazlaya ilişkin tüm alacak ve faiz hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile Kredi borçlularının bankalarına olan borçlarından şimdilik 100.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Tekstil Ltd.Şti vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; Davacı tarafın, müvekkili şirketin davalı borçlu şirketin devamı olduğu, davalı- borçlu şirket ile müvekkili şirket arasında organik bağ olduğu iddiası ve gerekçesi ile tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi çerçevesinde davalı borçlu şirketin borcunun müvekkili şirketten tahsilini talep ettiğini, davacı tarafın 2 şirket arasında var olduğunu iddia ettiği namı-ı müstear ilişkisinde, iptalini talep ettiği, müvekkili şirket tarafından iktisap edilen bir hak bulunmadığının da açık olduğunu, müvekkili şirket ile borçlu şirketin ortak ve yetkililerinin farklı olup hiç bir zaman aynı adreste bulunmadıklarını, iki şirketin ortak ve yetkililerinin kardeş olmasından şirketler arasında organik bağ bulunduğu sonucunun çıkartılamayacağını, böylesi bir durumun, tüzel kişilerin ortaklarının tüzel kişinin borçlarından sorumlu tutulamayacağı kuralının ihlalinin de ötesine geçmek, tüzel kişinin borçlarından tüzel kişinin ortaklarının ailesini de sorumlu tutmak anlamına geleceğini, müvekkili şirketin pay sahibi ve yetkilisinin kardeşine ait şirketin borçları nedeni ile müvekkili şirketin pay sahibi ve yetkilisinin bütün ticari yaşamına ipotek konamayacağını, yine müvekkili şirketin faaliyet alanının tekstil sektörü olduğunu, diğer davalı borçlu şirketin ise , esas sözleşmesinde yer alan faaliyet konularına bakıldığında tekstil sektörü dışında gıda, nakliyat, inşaat alanlarının da faaliyet kapsamına alındığını, bu anlamda şirketler arasında faaliyet alanları ile ilgili aynılıktan da söz edilemeyeceğini, İzmir … … Mahallesi’nin, İzmir tekstil sektörünün yoğun olduğu bir bölge olduğunu, bu bölgede çalışan işçilerin iş yerleri arasında transferi sık rastlanan, hayatın olağan akışına uyan bir durum olduğunu, elbette ki işverenlerin deneyimsiz personel ile çalışmak yerine deneyimi olan, piyasaya hakim, müşteri profilini bilen personeli tercih edeceğini, özellikle tekstil imalatı yapan müvekkili şirket açısından imalatta çalışacak nitelikli eleman bulmanın güç olduğunu, müvekkili şirket yetkilisinin, diğer davalı borçlu şirketi tanıyıp biliyor olmasının da, burada çalışan personeli biliyor olmasının da doğal olduğunu, diğer davalı- borçlu şirketten farklı tarihlerde işten çıkartılan personelin bir kısmını istihdam etmesi, gerek deneyimli personelin müvekkili şirket açısından yaratacağı fayda, gerekse işini ve gelirini pandemi sürecinde kaybeden insanlara yeni iş vererek hayatlarını idame ettirebilmelerini sağlama yönünden değerlendirildiğinde son derece rasyonel ve insani bir tutum olduğunu, davacı tarafın, muvazaa/nam-ı müstear iddiasını bir kısım sosyal medya paylaşımlarına dayandırdığını, dava dilekçesinde yer verilen, asıl hesap sahibinin kim olduğunu bilmediklerini, paylaşımlarla müvekkili şirketin ilgisinin olmadığını, bu paylaşımların müvekkili şirketin bilgi ve onayı ile yapılmadığını, müvekkili şirketin kurumsal olarak sosyal medya hesabının olmadığını, diğer davalı- borçlu şirketten müvekkili şirkete geçen sermaye aktarımının da olmadığını, ayni veya nakdi hiç bir intikal olmadığını, davacı tarafın bu yönde bir iddiasının da olmadığını, müvekkili şirketin tamamen ayrı bir adreste, …’ na ait sermaye ile kurulduğunu, diğer davalı borçlu şirketten fatura veya tescile dayalı hiç bir mal alınmadığını, şirketler arasında ayni veya nakdi mal, hak ve alacak intikalinden söz edebilmek için fatura veya yasal bir kaydın bulunması gerektiğinin de izahtan vareste olduğunu, arz ve izah edilen ve sayın Mahkemece resen gözetilecek sair nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVABA CEVAP:Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevaba cevap dilekçesi ile özetle; … Tekstil İnşaat Nakliyat Turizm Gıda Ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi ve … Tekstil Limited Şirketi firması arasındaki fiili ve organik bağın çok açık bir şekilde görüldüğünü, … tekstil firmasının kuruluşundan yaklaşık bir ay sonra … tekstil firmasının faaliyetlerini sonlandırmış olması, davalıların … tekstilin borçlarını ödemekte temerrüte düştüğü, tabiri caizse battığı dönemde “… tekstil” firmasının aynı alanda faaliyet göstermek üzere kurulması ve … Tekstil firmasının …’nun kardeşi … tarafından kurulmasının her iki firma arasında illiyet bağı bulunduğunu açıkca ispatladığını, ayrıca … ve …’nun kardeşleri olan …’nun her iki firmanın da çalışanı olup, … Tekstil Firmasının adını …’ndan aldığının ve bu şirketletin aile şirketi niteliğinde olduğunun ve birbirlerinin devamı niteliğinde olduğunun açıkça ortada olduğunu, her ne kadar davalı vekilince davalı şirketlerin esas sözleşmelerinde amaç ve konularının aynı olmaması sebebiyle faaliyet alanlarının aynı olmadığı iddia edilse de; sermaye şirketlerinin esas sözleşmelerine birden çok faaliyet alanına yer verdiğini, ancak bu faaliyet alanlarından yalnızca bir ya da birkaçı üzerinde faaliyet gösterdiğinin bilindiğini, her iki şirket de gelinlik, kaftan bindalli vs. imalatı ve satımı yapmakta olup bu hususun sadece firmaların internet sitelerinden dahi açıkca görüldüğünü, ayrıca firmaların faaliyetleri, şirket defterleri incelendiğinde de davalı firmaların faaliyet konularının aynı olduğunun açıkca görüleceğini, davalı firmaların sırf esas sözleşmelerinde faaliyet konularının aynı yazılmamış olması sebebiyle faaliyet alanlarının aynı olmadığı iddiasının tamamen mahkemeyi yanıltmaya yönelik olup gerçekten uzak iddialar olduğunu, … Tekstil İnşaat Nakliyat Turizm Gıda Ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin eski çalışanları olan …, …, …, …, …, … Ve …’nun, … Tekstil İnşaat Nakliyat Turizm Gıda Ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin eylül ayında faaliyetlerini sonlandırması üzerine ekim ayından itibaren … Tekstil Limited Şirketi’nde çalışmaya başladıklarını, işçilerin toplu halde diğer davalı … tekstilde çalışmaya başlamasının hayatın olağan akışına aykırı olup davalarını ispat ettiğini, … Tekstil firmasının sosyal medya hesaplarından alınan fotoğraflarda … Tekstil firmasının sosyal medya hesaplarının … Tekstil, … Wedding, … Showroom olarak faaliyet gösterirken firma’ nın kapanmasını müteakip … Wedding, … olarak değiştirdiklerinin görüldüğünü, söz konusu paylaşımların 2017 yılında yapılmasının firmanın açıkca … amblemi ve açıklamalarını paylaşmasının firmalar arasındaki organik bağın açık ispatı olduğunu, davalı vekilince söz konusu hesapların sahibinin kim olduğunun bilinmediği, paylaşımların müvekkili şirketin bilgi ve onayı ile yapılmadığı öne sürülmüş olup herhangi bir üçüncü kişi tarafından bu fotoğraflara ulaşılmış olmasının ve davalı firmanın reklamını yapacak nitelikte paylaşımlar yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki iddialarının da reddinin gerektiğini, arz edilen ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Genel Kredi Sözleşmesi : Davacı Bankanın Konak Şubesi ile Davalı … Tek. İnş.Nak. Tur.Gıda San ve Tic. Ltd. Şti. arasında 25.01.2017 düzenleme tarihli 564.500.-TL Limitli ve 11.03.2020 düzenleme tarihli 5.500.000-TL Limitli Genel Kredi Sözleşmeleri imzalanmış, sözleşmeleri …’nun 6.700.000-TL Kefalet limitli olarak müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı anlaşılmıştır.
Kat ihtarı : Davacı Banka kredilerin ödeme aksaklıkları üzerine kredi hesaplarını 08.01.2021 tarihinde kat ederek davalı asıl borçlu … Tek. İnş.Nak. Tur.Gıda San ve Tic. Ltd. Şti.ve müteselsil kefil …’na İzmir 11. Noterliğinin 08.01.2021 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ederek 08.01.2021 tarihi itibariyle 3.115.673.66-TL Nakit alacağın faiz ve ferileri ile birlikte 1 gün içerisinde ödenmesini, 46.725-TL gayri nakdi riskin depo edilmesini, aksi takdirde %26 temerrüt faiz oranı ile yasal takibe başlanacağını ihtar etmiş, ihtarname davalı asıl borçlu şirketin adresinde bulunamaması nedeniyle 09.01.2021 tarihinde iade olmuş, aynı nedenle …’nun da 12.01.2021 tarihinde iade olmuş, ihtarname davalıların sözleşme adresine gönderildiğinden davalı asıl borçlu şirket 11.01.2021 tarihinde davalı kefil ise 14.01.2021 tarihinde temerrüde düştükleri anlaşılmıştır.
İcra Dosyası : İzmir 17. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davalı borçlu … Tekstil .. Ltd. Şti. ve dava dışı borçlu … aleyhine davacı alacaklı banka tarafından 3.111.525,56 TL asıl alacak, 169.704,13-TL. İşlemiş temerrüt faizi, 8.485,21-TL BSMV, 910,00-TL. İhtiyati haciz vekalet ücreti, 165,50-TL. İhtiyati haciz yargılama gideri olmak üzere toplam 3.290.790,40-TL. alacak için takip başlatılmış ve takip kesinleşmiştir.
İcra Dosyası : İzmir 17. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davalı borçlu … Tekstil .. Ltd. Şti. ve dava dışı borçlu … aleyhine davacı alacaklı banka tarafından 2.000.000,00-TL asıl alacak, 910,00-TL. İhtiyati haciz vekalet ücreti, 165,50-TL. İhtiyati haciz yargılama gideri, 6.000,00-TL olmak üzere toplam 2.013.500,16-TL. alacak için takip başlatılmış ve takip kesinleşmiştir.
Bilirkişi heyet raporu : S.M.M.M …, Nitelikli Hesaplamalar uzmanı …, Bankacı bilirkişi …’den alınan 18/08/2022 tarihli raporda; mali müşavir bilirkişi tarafından : Davalı şirketler arasında organik bağ bulunmadığı, faaliyet adreslerinin, faaliyet konularının, ortaklarının, yetkili temsilcilerinin, demirbaşlarının, aynı olmadığı, kanaatine varıldığı, şirketler arasında yönetsel özdeşlik olmadığı, dışa karşı davalı şirketler tarafından yaratılan bir algı nedeniyle tek bir ekonomik ünite olarak davalı şirketlerin değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı, bu şekilde bir algının davalı … Tekstil’in alacaklılarını zarara sokmak kastı ile yapıldığı yönünde herhangi bir tespitinin bulunmadığı kanaatine varıldığı, uzmanlık alanı dahilinde yapılan tetkikler neticesinde, nihayetinde davalıların tüzel kişilik perdesinin aralanması kapsamında davalı … Tekstil Ltd.Şti.’nin davacı bankanın alacağından sorumlu tutulamayacağı hususunda kanaate varılmış ise de, nihai kararın takdirinin tamamen Yüce Mahkeme’ye ait olacağı mütalaa edilmiş, bankacı bilirkişi tarafından; banka alacağının bulunduğu, iş bu alacaktan davalı … Tek. İnş.Nak. Tur.Gıda San ve Tic. Ltd. Şti nin asıl borçlu sıfatıyla dava dışı …’nun tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu oldukları değerlendirilmiş takdir sayın mahkemeye bırakılmıştır, nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi: davalı şirketler arasında organik bağ bulunmadığını, faaliyet adreslerinin, faaliyet konularının, ortaklarının, yetkili temsilcilerinin, demirbaşlarının, aynı olmadığı, şirketler arasında yönetsel özdeşlik olmadığını, dışa karşı davalı şirketler tarafından yaratılan bir algı nedeniyle tek bir ekonomik ünite olarak davalı şirketlerin değerlendirilmesinin mümkün olamayacağını, bu şekilde bir algının davalı … Tekstil’in alacaklılarını zarara sokmak kastı ile yapıldığı yönünde herhangi bir tespitinin olmadığını, davalı şirketler arasında tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasının şartlarının oluşmadığını, … Limited Şirketinin dava tarihi olan 13.04. 2021 tarihi itibariyle davacı bankaya borcunun 3.458.910.02-TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Dava, alacağın tüzel kişilik perdesinin kaldırılması suretiyle davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2020/19-94 Esas, 2020/358 Karar sayılı 06.09.2020 tarihli emsal kararında, tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanması konusunun “Yargıtay içtihatlarında benimsenerek öğretide de vurgulandığı gibi; malvarlığının bağımsızlığı ve sınırlı sorumluluk ilkelerinin istisnası olan tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi ancak istisnai ve sınırlı durumlarda titizlikle uygulanması gereken bir teoridir. Bu kurala ihtiyatlı bir biçimde yaklaşılmalı; istisnai bir kural olduğundan mümkün olduğunca dar yorumlanmalı ve bu teorinin uygulanmasına ancak tüzel kişilik kavramının arkasına saklanılarak dürüstlük kuralına aykırı davranıldığı, kendisine tanınan hakkın kötüye kullanılarak üçüncü kişilerin zarara uğratıldığı, zarara yol açan tüzel kişinin sorumluluğuna hükmedebilmek için ise başka bir yasal nedene dayanılmasının mümkün olmadığı durumlarda başvurulmalıdır. Aksi hâlde tüzel kişilere tanınmış olan mal ayrılığı güvencesinin zedelenmesi durumuyla karşı karşıya kalınılabilir.
Tüzel kişi ile ortaklarının faaliyet alanlarının ve malvarlıklarının iç içe geçmesi birbirine karışması, bir şirketin ticari defterlerinin ya da ticari sır kabul edilen belgelerinin diğer şirkete ait iş yerinde bulunması, ikisinde de aynı ticari defterlerin kullanılması ve ortak hesap yapılması (tek merkezden idare edilmesi), ortaklığın faaliyet konusunu sürdürebilmesi için yeterli sermayesi bulunmadığı hâlde alacaklıları ya da üçüncü kişileri zarara uğratmak niyetiyle bilinçli olarak faaliyet göstermeye devam edilmesi, şirket ortaklarının kendi kişisel malvarlıkları ile şirketin malvarlığı özdeş-tekmiş gibi hareket etmeleri, şirketlerin ya da ortağın üçüncü kişileri aldatacak şekilde kendi kişilikleri ile tüzel kişiliğin aynı olduğu izlenimini vermeleri, bu kapsamda birbirlerinin tanıtımlarını yapmaları, aynı tüzel kişilikmiş gibi anlaşılacak benzer isimleri ve logoları kullanmaları, yani dışarıya karşı tek bir tüzel kişilikmiş gibi intiba yaratmaları, şirketlerin aynı konuda faaliyet göstermeleri ve (tek başına bu hususa dayanılmamak koşuluyla) hâkim ortaklarının ya da yöneticilerinin aynı kişiler olması, tüzel kişilik kavramının arkasına sığınılacak şekilde art niyetli davranışlarla zararlandırıcı faaliyetlerde bulunulması, işlemlerin diğer tarafınca sözleşmelerin kiminle yapıldığı dahi anlaşılamayacak şekilde karışıklığa yol açılması, şirketin kendi çıkarları gözetilmeksizin yürütülmesi veya yalnızca ve bilinçli olarak açıkça hâkim ortak korunacak şekilde diğerleri zarara uğrayacak şekilde işlemler yapılması hâlleri gösterilebilir.
Öğretide tüzel kişilik perdesinin; düz perdeyi kaldırarak sorumlu kılma, ters yönden perdeyi kaldırarak sorumlu kılma, borçlunun perdenin kaldırılmasını talep etmesi, çapraz olarak perdeyi kaldırma olarak tabir edilen dört farklı biçimde ortaya çıkabileceği belirtilmiştir…Dördüncü hâlde sadece ana ve yavru ortaklık değil, aynı zamanda grup veya holding sistemi içinde yer alan kardeş ortaklıklar arasında perdenin çapraz olarak kaldırılması durumu söz konusu olmaktadır
Tüzel kişilik perdesinin çapraz olarak kaldırılması genellikle kardeş şirketler arasında söz konusu olduğundan, esas (ana) şirket ile bağlı şirket ve ortaklar arasındaki karmaşık ilişkiler zinciri net bir şekilde ortaya konulmalıdır. Bu noktada bu şirketlerin ekonomik anlamda bağımsız şirket vasfında olup olmadığının araştırılması büyük önem taşımaktadır. Çünkü kardeş şirketler arasında perdenin kaldırılması teorisine başvurabilmek için tek bir iktisadi işletmenin yürütüldüğü farklı faaliyetler için birbirinden bağımsız tüzel kişiliklerin kurulmuş olması gerekmektedir. Hukuken iki farklı tüzel kişilik gibi görünen şirketler aslında özdeştir, alacaklılardan mal kaçırmak ya da sorumluluktan kurtulmak amacıyla kötü niyetli olarak iki farklı tüzel kişilik gibi kurulmuş iseler de bunların üretim, pazarlama ve ihracat faaliyetleri birbirini tamamlayıcı nitelikte olup, şirketler aslında tek ve aynı iktisadi işletmeye vücut vermektedir. Organik bağ, iki tüzel kişi (veya bunların ortakları arasındaki ilişki) olarak nitelendirilebilir. Organik bağ, perdenin saklanmasına göre daha geniş bir anlamı ifade eder; bu bağın varlığı tanıkla bile ispat edilebilir. Organik bağ, tek başına tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını sağlayacak güçte değildir. Şirketlerin kuruluş tarihlerinin aynı olması, hissedarların aynı soyadını taşımaları organik bağın varlığını göstermez. Şirketlerin aynı kişi tarafından yönetilmesi, aynı ortaklara sahip olması ya da benzer iş kolunda faaliyet göstermeleri somut olayın niteliğine göre başka delillerle desteklendiğinde organik bağın varlığı için yeterli ise de; bu husus tek başına tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için yeterli değildir. Tüzel kişilik perdesinin kaldırılması ve alacağın perdenin arkasındakinden de istenebilmesi için sırf alacaklıdan mal kaçırmak ve onu zarara uğratmak amacıyla kötü niyetli işlemler yapıldığının da somut verilerle ispatlanması gerekmektedir. Organik bağ şirketlerin adreslerinin, faaliyet alanlarının, ortaklarının veya temsilcilerinin aynı olmasından ve aradaki hukuki ilişkiden tespit edilebilir. Tüzel kişiliğin kaldırılmasında her iki şirketin faaliyet alanı, ortaklık yapısı, ortakları gibi konularda öyle büyük ve derin bir kesişme vardır ki; bu şirketlerle iş yapan kişiler nezdinde tek bir şirketle iş yapılıyor algısı oluşmaktadır.” şeklinde izah edildiği görülmüştür.
Somut olayda, davacı bankanın, davalı … Tekstil İnşaat Nakliyat Turizm Gıda ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi ile aralarında imzalanan 25.01.2017 tarihli ve 11.03.2020 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri nedeniyle bu davalıdan alacaklı olduğu, davalı şirketlerin aralarında organik bağ bulunduğunu, davalı … Tekstil İnşaat Nakliyat Turizm Gıda ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin faaliyetlerinin tümünü kardeş şirketi olan diğer davalı … Tekstil Limited Şirketi üzerinden yürüttüğünü, her iki şirketin ortaklarının kardeş olduğunu, faaliyet konularının aynı olduğunu, davalı … Tekstil… Ltd.Şti çalışanlarının diğer davalı şirket nezdinde çalışmaya başladıklarını ifade ederek davalılar arasındaki tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak, alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Mahkememizce davalı şirketlerin ticaret sicil dosyaları ve ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi heyeti tarafından inceleme yapılmış olup, hüküm kurmaya elverişli ve yeterli görülen bilirkişi heyetinin 17.08.2022 tarihli raporunda tespit edildiği üzere; davalı … Tekstil İnşaat Nakliyat Turizm Gıda ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi”nin, tek ortağı … tarafından 2013 yılında İzmir’de kurulduğu, daha sonra …’nun tüm hissesini kardeşi olan …’na 2016 yılında devrettiği, diğer davalı … Tekstil Limited Şirketi.nin … tarafından tek ortaklı olarak 2020 yılında İzmir’de kurulduğu, davalı … Tekstil İnşaat Nakliyat Turizm Gıda ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi”nin halen “… Caddesi … Mühallesi No:… …/İzmir” adresinde, diğer davalı … Tekstil Limited Şirketi.nin “… Mahallesi, … Bulvarı … İşhanı …/İZMİR” adresinde faaliyette bulunduğu, her iki şirketin ortak faaliyet konusunun düğün, nişan, kına gecesi gibi toplantı ve törenlerde giyilen eşyalar kullanılan diğer aksesuarlara ilişkin her türlü eşyanın toptan ve perakende alımı, satımı, imalatı, ithalat ve ihracatı olduğu, bunun dışında davalı … Tekstil İnşaat Nakliyat Turizm Gıda ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi”nin tamamen farklı konularda da faaliyette bulunduğu, her iki şirket arasında hiçbir ticari ilişkinin bulunmadığı, davalı şirketlerin mal varlıklarının karıştığına ilişkin bir tespit bulunmadığı, davalı şirketler arasında organik bağ olmadığı, faaliyet adreslerinin, faaliyet konularının, ortaklarının, yetkili temsilcilerinin, demirbaşlarının, aynı olmadığı, şirketler arasında yönetsel özdeşlik olmadığı, dışa karşı davalı şirketler tarafından yaratılan bir algı nedeniyle tek bir ekonomik ünite olarak davalı şirketlerin değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı, davalı şirketlerin farklı tarihlerde, farklı adreslerde kurulmuş olup, halen farklı binalarda, farklı makine teçhizatları ile, farklı sektörlerde ve farklı ortaklık yapısına sahip olarak faaliyette bulundukları, tespiti yapılan davalı şirketlerin ortaklarının akraba oluşunun, davalı … Tekstil İnşaat Nakliyat Turizm Gıda ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi”nin üretim faaliyetine son vermesi nedeniyle iş akti sona eren bir kısım işçilerin diğer davalı şirkette çalışmaya başlamasının tek başına davalı şirketlerin, faaliyet alanlarının, organizasyonlarının, mal varlıklarının, birbirine karıştığına, üretim, pazarlama faaliyetlerinin birbirini tamamlayıcı nitelikte bulunduğuna, piyasada iktisadi bütünlük içerisinden tek bir şirketle iş yapıyor algısı oluşturmasına yeterli olmayıp, bu vakıaların gerçekleştiğine ilişkin somut bir tespit ve delil bulunamadığı, davalı şirketlerin TMK’nun 2. Maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olarak alacaklılarını zarara sokmak, piyasayı manipüle ederek alacaklılardan mal kaçırmak gibi kötü niyetli bir organizasyon içerisinde bulunduklarına dair mahkememizce yapılan mali inceleme ve dosya kapsamında toplanan delillerin içeriğinden açık ve net bir tespitin de bulunamadığı, istisnai olarak uygulanması gereken tüzel kişilik perdesinin kaldırılması müessesenin koşullarının oluşmadığı ve oluştuğunun ispatlanamadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin alınan 1.707,75 TL harçtan maktu red harç tutarı olan 80,70 TL’nin mahsubu ile fazladan alınan 1.627,05 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde DAVACI TARAFA İADESİNE.
3-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00 TL’nin davada haksız çıkan davacıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
4-Dava tamamen reddedildiğinden davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
5-Dava tamamen reddedildiğinden davalı … Tekstil Limited Şirketi’nin yaptığı 104,00 TL yargılama giderinin davacı taraftan alınarak bu davalıya verilmesine.
6-Dava tamamen reddedildiğinden ve davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 16.000,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı taraflara eşit şekilde paylaştırılarak verilmesine.
HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının, davalı tarafından yatırılan delil avansının sarf edilmeyen kısımlarının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine 01/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır