Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/261 E. 2023/628 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/261
KARAR NO : 2023/628
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/04/2021
KARAR TARİHİ : 18/07/2023
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından İzmir … İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyadan müvekkili aleyhine 27/10/2020 tarihinde icra takibi başlatıldığını, söz konusu takibin dayanağı 30/09/2020 tarih 25.920,00 TL bedelli 100.000 adet 3 katlı telli maskeye ilişkin fatura olduğunu, müvekkilince söz konusu takibe itiraz edilmeyerek takibin kesinleştiğini, müvekkilinin icre dosyasına 28/10/2020 tarihinde 5.000,00 TL (… Ltd. hesabına maske açıklamasıyla) 19/11/2020 tarihinde 5.000,00 TL (Alacaklı vekili hesabına), 20/11/2020 tarihinde 4.600,00 TL (… hesabına), 21/12/2020 tarihinde icra dosyasına 1.000,00 TL ödeme yapıldığını, davalı alacaklının yalnızca 19/11/2020 tarihinde 5.000,00 TL yapılan ödemeyi bildirdiğini, bunun üzerine müvekkilinin 29/12/2020 tarihli icra dosyasına sunduğu dilekçe ile makbuzları ibraz ederek haricen tahsilatları bildirmesi için karşı yana süre verilmesini talep ettiğini ve icra müdürlüğü tarafından sürenin verildiğini, alacaklı vekili bunun üzerine 20/11/2020 tarihli ödemeyi de bildirdiğini, 21/12/2020 tarihli 1.000,00 TL ödemenin de İicra dosyasında görüldüğünü, ancak davalı yan ısrarla 28/10/2020 tarihli 5.000,00 TL bedelli haricen tahsilatı dosyaya bildirmediği, davalı alacaklı … Teks. Ltd. Şti. müvekkilinin alacaklı olduğu … Group şirketine 89/1 haciz ihbarnamesi göndererek haksız olarak yüksek miktarlı haciz, bloke ve fazla tahsilatla dosyanın tamamen kapatıldığını, davalı haricen tahsil ettiği tutarı bildirmediği gibi fazla tutarlar üzerinden müvekkilinin alacaklı olduğu … Group şirketine (…) ve … Planet A.Ş. (N11) gelen 89/1 haciz müzekkeresi üzerine müvekkilinin mallarını satışa kapattığını, müvekkilinin gerek müşterilerine gerekse de söz konusu şirketler nezdinde itibarının sarsıldığını ve ticari olarak zarar uğradığını, anılan nedenlerle karşı yandan manevi tazminat taleplerinin bulunduğunu belirterek davanın kabulüne, 5.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile karşı yandan tahsiline, 2.500,00 TL manevi tazminatı arabuluculuk başvuru tarihinden (24.02.2021) itibaren işleyecek ticari faizi ile karşı yandan tahsiline, lehe hükmedilen miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere karşı yan aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı Şirket Vekilinin Cevap Dilekçesinde Özetle: Davacı tarafından istirdat talep edilen 5.000,00 TL’nin davacı şirketin müvekkili şirket ile olan daha eski ticaret ilişkilerinden mahsup edildiğini, TBK 100 maddesi doğrultusunda müvekkili şirket davalının ana borçlarından bu bedeli düştüğünü, davaya konu İzmir … İcra Müdürlüğü … e. Sayılı dosyasında müvekkili şirket ile davalı şirket icra dosya borcunun taksitler halinde ödenmesi hususunda anlaştıklarını, bu doğrultuda taraflarına yapılan ilk ödemeye müteakip icra dosyasındaki hacizlerin kaldırıldığını, müvekkili aldığı ödemeden tahsil harcı ve diğer harçları ödediğini, müvekkilinin 789,84 TL tahsil harcı, 309,85 TL Cezaevi harcını tahsil ettiği paradan ödediğini, özetle icra dosya borcunun 1.099,69 TL davacı tarafından eksik olarak ödendiğini, davacının hiçbir hak ve alacağının olmadığını, manevi tazminat talebinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddine, davacının açtığı haksız davadan dolayı kötü niyet tazminatı ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR: -07/12/2022 tarihli bilirkişi raporundan özetle; -Davacı şirkete ait 2020 ticari defterlerin noter açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, Usulüne uygun olarak tutulan yukarıda listelenen ticari defterlerin davacının lehine delil vasfına haiz olduğu, -Davalı tarafça ticari defterlerin bulunduğu yer bildirilmediğinden dolayı inceleme yapılamadığı, Davacı şirket ticari defterlerinde, takibe konu faturanın kayıtlı olduğu, 30/10/2020 tarihinde 120 yevmiye no ile 5.000,00 TL ödemenin, 20/11/2020 tarihinde 130 yevmiye no ile 4.600,00 TL ödemenin kayıt altına alındığı, Davacı şirket ticari defterlerinde 2020 yıl sonunda davalı şirketin 16.320,00 TL alacaklı olduğu, Ancak davacı şirket ticari defterlerinde icra dosyasına yapılan 19/11/2020 tarihli 5.000,00 TL ödemenin ve 28/12/2020 tarihinde yapılan 28/12/2020 tarihli 1.000,00 TL ödemenin kayıt altına alınmadığı, Kayıt altına alınmayan ödemelerin mahsubu halinde davacı şirketin davalı şirkete 16.320,00-5.000,00-1.000,00-10.320,00 TL) 10.320,00 TL borçlu olacağı, kanaatine varılmıştır.
-İzmir … İcra Dairesine yazılan yazıya cevap verilmiştir.
GEREKÇE :
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunun 72. Maddesi uyarınca açılan istirdat ve haksız haciz nedeniyle uğranılan manevi tazminat davasıdır.
Öncelikle istirdat davasına ilişkin kanuni düzenlemelere değinmekte fayda vardır.
İİK’nun 72/7. bendinde ”Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir.” hükmünü içermektedir. İstirdat davasının şartları; geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olması, borçlu-davacının ödemek zorunda olmadığı bir parayı ödemiş olması ve maddi hukuk açısından paranın istenebilir olmasıdır.
Geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olması; istirdat davasının davacısı aleyhine yapılan icra takibi sonucunda, para, borçlu veya onun adına üçüncü kişi tarafından icra dairesine ödenmiş ya da borçlunun malları haczedilip satılması suretiyle para tahsil edilmiş olabilir. İstirdat davası açılmış olması için paranın icra veznesine girmiş olması yeterlidir. Paranın alacaklıya ödenmiş olması gerekmez.
Borcun cebri icra altında ödenmiş olması; icra dairesine yapılmış olan ödemenin, borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi veya itirazının kesin kaldırılması nedeniyle kesinleşmiş olan icra takibi sonucunda, söz konusu parayı nakit olarak ya da mallarının haczedilip satılması suretiyle cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olması gerekir.
Borçlu hakkındaki takip; borçlu takibe hiç itiraz etmemişse, borçlunun yapmış olduğu itiraz icra mahkemesince kesin olarak kaldırılmış ise, borçlunun yapmış olduğu itiraz icra mahkemesince geçici olarak kaldırılmış ve borçlu tarafından süresi içinde borçtan kurtulma davası açılmamış ise kesinleşmiş olur. Borçlu itiraz süresi içinde itiraz hakkı varken borca ya da imzaya itiraz etmeyerek borcu öder ise cebri icra tehdidinden söz edilemeyeceğinden istirdat davası açamaz. Ancak sebepsiz zenginleşme davası açabilir. Yine süresinde borçtan kurtulma davası açmış ve bu davayı kaybetmiş olan borçlu istirdat davası açamayacağı gibi açtığı itirazın iptali davasını kaybeden borçlu da istirdat davası açamaz.
Borçlu ödemek zorunda olmadığı bir parayı ödemiş olması; hakkındaki icra takibi şu ya da bu nedenle kesinleştiği için takip konusu borcu ödemek zorunda kalan borçlu daha sonra ödediği paranın gerçek sorumlusu olmadığını yani maddi hukuk anlamında gerçekte sorumlu olmadığını ileri sürerek bu davayı açabilir.( Protesto olan senedini icra takibine konu yapılmaması için ödeyen borçlunun geri alma davası açamayacaktır. (Yargıtay … Hukuk Dairesi 07.03.1989 T. ….)
Keza süresi içinde icra dairesine yaptığı itirazla hakkındaki takibi durdurmuş olan borçlu, daha sonra itirazından vazgeçerek takip konusu borcu, mallarının haciz ve satışını önlemek için öderse geri alma davası açamaz. (KURU, B. Menfi Tespit Davası Sayfa 241)
Maddi hukuk açısından paranın istenebilir olması; zaman aşımına uğramış borçlar, kumar ve bahis borçları, piyango ve diğer şans oyunlarından doğan alacakların ödenmesi nedeniyle istirdat davası açılamaz.
Geri alma davası açılabilmesi için, takip konusu paranın icra dairesine veya haricen alacaklı ya da vekiline ödenmiş olması yeterlidir. Paranın muhakkak icra Dairesince alacaklıya ödenmiş olması gerekli değildir. (Kuru,Menfi Tespit Davası, sh;238)
Yargıtay ….Hukuk Dairesi’nin 29/03/2018 tarih …, 3940 Esas sayılı ilamında ” İİK’nun 72/7. bendinde ”Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir.” hükmünü içermektedir. Bu madde içeriğine göre borcun tamamını ödememiş olan borçlu için hak düşürücü sürenin henüz başlamadığı gözetilerek davanın esasına girilip taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.”
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 5/10/2016 tarih … esas ,… karar sayııl ilamında ” Bilindiği üzere 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72/7.maddesi uyarınca takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir. Kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere istirdat davası bir yıllık süre içerisinde açılabilir. Bu bir yıllık süre zamanaşımı süresi değil, hak düşürücü süredir. Bu nedenle, davanın süresinde açılıp açılmadığı, mahkemece doğrudan doğruya araştırılır (Uyar, Talih: İcra ve İflas Kanunu Şerhi 2.Baskı, İzmir 2004, s.6762-6763)” (aynı nitelikteki Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararı 15.01.2014,2013/13-397;15, )
Somut olayda yapılan değerlendirmede; HMK.’nın 222/1. fıkrası uyarınca taraf defterlerinin incelenmesinin kabul edildiği, kesin süre içinde ticari defter ve kayıtların ibraz edilmemesi veya bulunduğu yerin bildirilmemesi ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz edilmeme hakkında kabul edilebilir bir mazeret gösterilmediği takdirde, söz konusu ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayanılmaktan vazgeçmiş sayılacağının, karşı tarafın ticari defter ve kayıtlarını sunması halinde, 28/07/2020 tarihinde yürürlüğe giren … sy. yasanın 23. maddesi ile değişik HMK.’nın 222/3. fıkrası uyarınca karşı tarafın HMK.’nın 222/2. fıkrasına uygun olarak tutulmuş ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edileceğinin, defterinin sunulmasına yönelik usulüne uygun ihtar yapılmasına rağmen davalı defterlerinin dosyaya sunulmadığı, davacı şirket ticari defterlerinin incelemesinde “Usulüne uygun olarak tutulan yukarıda listelenen ticari defterlerin davacının lehine delil vasfına haiz olduğu, -Davalı tarafça ticari defterlerin bulunduğu yer bildirilmediğinden dolayı inceleme yapılamadığı, Davacı şirket ticari defterlerinde, takibe konu faturanın kayıtlı olduğu, 30/10/2020 tarihinde … yevmiye no ile 5.000,00 TL ödemenin, 20/11/2020 tarihinde … yevmiye no ile 4.600,00 TL ödemenin kayıt altına alındığı, Davacı şirket ticari defterlerinde 2020 yıl sonunda davalı şirketin 16.320,00 TL alacaklı olduğu, Ancak davacı şirket ticari defterlerinde icra dosyasına yapılan 19/11/2020 tarihli 5.000,00 TL ödemenin ve 28/12/2020 tarihinde yapılan 28/12/2020 tarihli 1.000,00 TL ödemenin kayıt altına alınmadığı, Kayıt altına alınmayan ödemelerin mahsubu halinde davacı şirketin davalı şirkete 16.320,00-5.000,00-1.000,00-10.320,00 TL) 10.320,00 TL borçlu olacağının” tespit edildiği, aldırılan ek raporda da kök raporda herhangi bir değişiklik olmadığının belirtildiği anlaşılmıştır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 222. Maddesinin 3. Fıkrasında ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
Yukarıda belirtilen kanun maddesine göre davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulan kayıtlar olması ve davalı tarafın ticari defterlerini dosyaya sunmaması nedeniyle davacının dayandığı ticari defterlerinin lehine delil olarak kabul edildiği, Davacının delil olarak dayandığı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun tespit edildiği, istirdat davasına konu yapılan ödemelerden icra dosyasına yapılan 19/11/2020 tarihli 5.000,00 TL ödemenin ve 28/12/2020 tarihinde yapılan 28/12/2020 tarihli 1.000,00 TL ödemenin kayıt altına alınmadığı, davacının kendi kayıtlarına göre de davalıya borçlu olduğunun tespit edildiği, HMK 222. Maddesi 3. Fıkranın 3. Cümlesine göre bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtların birbirinden ayrılamayacağına ilişkin hükmüne göre davacının usulüne uygun tutulmuş ve kendi aleyhine kayıtlar içeren kayıtlar bulunması bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının davasını ispat edemediği, davalı tarafa ödememesi gereken bir parayı ödediğini ve haksız haciz nedeniyle manevi tazminata ilişkin zararlarını ispat edemediği kanaatiyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,80 TL harcın peşin olarak alınan 128,09 TL harçtan düşülmesi ile kalan 141,70 TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/4 maddesine göre göre takdir ve tayin edilen 7.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.
18/07/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır