Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/219 E. 2021/870 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/219
KARAR NO : 2021/870

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 02/11/2021

Mahkememizce verilen 15/05/2018 tarih …esas …. karar sayılı karar İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. H.D.’nin 25/02/2021 tarih… E. … K. sayılı ilamı ile bozularak, mahkememizin yukarıdaki esas sayılı dosyasına tevzii edilmekle, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; davalı …’ün faturalı ala cak nedeniyle İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosya ile takip başlattığı takibin kesinleştiğini, borcun takip devam ederken …’e elden verilen nakit, bir adet 34.500,00 TL lik senet ve bir adet 25.000,00 TL lik bir adet de 17.500,00 TL lik çekle ödendiğini, çeklerden 25.000,00 TL olantnın …’ya, 17.500,00 TL lik çekin …’e ciro ediidiğini, çek bedellerinin bu kişilere ödendiğini, davalı …’ün tahsil ettiği paralan icra dosyasına bildirmediği gibi icra dosya alacağını …’e temlik ettiğini, davalı …’ın avukatını, çeklerin tahsil edilmediği gerekçesi ile azlettiğini, Av. …’mn İzmir … Asiiye Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasında açtığı ücret alacağı davasında, çeklerin bu dosya alacağı için alındığının ikrar edildiğini, davalılar hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, İzmir 5. İcra Müdürlüğü*nün 2012/8115 sayılı dosyası nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; tahsil edilen çeklerin araç satışıyla ilgisinin olmadığı, başka alacaklar nedeniyle tahsil ediidiğini. toplam borcun 116.500,00,-TL. olup, borcun tamamının faturaya dayalı olmayıp, fatura dışı borçlarında olduğu, toplam borç için davacıdan elden 10.000,00.-TL. alınıp daha sonra da 25.000.00.-TL. lik çek alındığım, kalan borcun 81.500.00.-tl. olduğunu, kalan 77.000.00.-TL borcun 34.500,00.-ti. lik kısmı için senet alındığını, senedin ödenmemiş olması nedeni ile İzmir … İcra Müdiirlüğü’nün ….. sayılı dosyasında takip başlatıldığını, 82.000.00.-TL. lik faturadan üst kısımda bahsedilen 35.000.00.-TL. lik ödemenin düşülerek kalan 47.000,00.-TL. lik kısmın İzmir…. İcra Müdiirlüğü’nün …. sayılı dosyasında takibe konulduğunu, azledilen avukat tarafından tahsil edilen 17.500,00.-TL. lik çek bedelinin, İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası için tahsil edildiğini belirterek, davanın reddini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Soruşturma Dosyası: İzmir Cumhuriyet savcılığının ….. soruşturma sayılı dosyasında, müşteki …’un şikayeti üzerine şüpheliler …, … ve … hakkında, dolandırıcılık, bedelsiz belgeyi tahsil etmek suçlamasıyla başlatılan soruşturmada, şikayeti dilekçesinin içeriğinin, eldeki davanın dava dilekçesi ile paralel olduğu, 20.02.2013 tarihinde uyuşmazlığın hukuki mahiyette olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına kararı verildiği, karara itiraz edildiği, itirazın Karşıyaka … Ağır Ceza Mahkemesi’nin ……D.iş sayılı kararı ile reddedildiği anlaşılmıştır.
İzmir ….Asliye Ceza Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası incelendiğinde; katılanlar … ve …’ün şikayeti üzerine, sanıklar …., … hakkında, resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik suçlarından cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında yapılan kovuşturma neticesinde; katılan …’nın avukat olarak görev yaptığı, katılanın bürosunda sanık Özge’nin sekreter, sanık …’ın icra iş takipçisi olarak çalıştığı, müşteki …’ün …’a sattığı otobüs nedeniyle aldığı vadesi gelen ve ödenmeyen 34.500,00 TL’lık çek ile vadesi gelmeyen 17.500,00 TL’lık çeki çeki tahsil için diğer müşteki Av. …’ya vekalet vererek teslim ettiği, vadesi gelen çek yönünden takip başlatıldığı, diğer 17.500,00 TL’lık çek yönünden ise vadesi geldiğinde sanık …’ın çeki tahsil için Ziraat Bankasına ibraz ettiği, …’ün veya Av….’nın cirosunun bulunması gerektiği bildirilerek işlem yapılmadığı, Av…’nın cep telefonundan “Serkan’ın imzasına benzet ciroyu” şeklinde mesaj gönderdiği, sanık …’ın çeki büroya götürdüğü, sanık Özge’in imzayı …’ün imzasına benzeterek çeki ciroladığı, daha sonra sanık …’ın çeki cirolayıp bankaya ibraz ederek çek bedelini tahsil ettiği, bu şekilde sanıkların resmi evrakta sahtecilik suçunu işledikleri sabit görülerek sanık … ‘ın 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık … ‘ın üzerine atılı özel belgede sahtecilik suçu sabit görülmekle, 1 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, sanığın 231/5 maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanık … ‘ın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçu sabit görülmekle, 1 yıl 11 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın 231/5 maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İcra Dosyası: İzmir… İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalı alacaklı … tarafından davacı borçlu aleyhine toplam 50.024,46 TL alacağın tahsili için ilamsız takip yoluyla takip yapıldığı, itiraz olmadığından takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
İcra Dosyası: İzmir…. İcra müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında davalı alacaklı … tarafından davacı borçlu aleyhine toplam 35.048,29 TL alacağın tahsili için ilamsız takip yoluyla takip yapıldığı, itiraz olmadığından takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Temlik Sözleşmesi: Karşıyaka ….Noterliği’ni .. yevmiye numaralı 12/10/2012 tarihli düzenleme şeklindeki devir temlik sözleşmesi ile davalı … tarafından yine davalı … Gürek ‘e İzmir … İcra müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasındaki 47.050,00 TL’lık alacağını ve İzmir ….İcra müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyasındaki 34.500,00 TL’lık alacağını aynı bedelle temlik etmiştir.
İzmir… Asliye Hukuk Mahkemesinin ….Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacısının … , davacılarının …, … olduğu, davasının tasarrufun iptali davası olduğu, dava tarihinin 21/11/2012 olduğu, davanın, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ile aynı alacaktan dolayı İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğu, 24/04/2016 tarihli gerekçeli kararı ile davacı tarafın itirazın iptali davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın 01/07/2016 tarihinde davacı vekilince temyiz edildiği, dosyanın Yargıtay ‘a gönderildiği görülmüştür.
Bilirkişi Raporu;12/12/2014 tarihli kök raporda; Davalının, 25.000.00.-TL lik çekin avukatta kaldığına ilişkin bir beyanının bulunmadığını, davalının kalan alacağının 46.550,00.-TL olduğunu, davalı tarafın 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verdiği yanıt dilekçesinde, …’in tahsil ettiği (17.500,00,-TL. lik çek) çekteki imzanın kendisine ait olmadığı, avukatın bu çekin parasını, çeki yanında çalışan Özge Buludurdular’a ciro ettirerek …’e verip bankadan çektirdiğini beyan ettiği, 17.500,00 TL lik çekin henüz tahsil edilmediği, 17.500,00.-tl. lik çekin tahsil tarihinin 10/08/2012 olduğu, davalı tarafın borç için 17.500,00.-TL. lik çek alınmadığının belirtilmediği, aksine 9. Asliye Hukuk Mahkemesi yanıt dilekçesinde, avukatla kalan ve kendi adına alman çekin arkasına sahte imza atılarak avukatın verdiği kişi tarafından tahsil edildiğini belirttiği, bu aşamada davalı takip başlatarak, lehdarı kendisinin olduğu çeki avukatının elinde olması nedeni ile, 17.500,00-TL. lik çekin bedelini de tahsil etmek istediği, senedin düzenlenme tarihine bakıldığında, düzenleme tarihinin 18/06/2012 olduğu, yani İzmir …… İcra Müdürlüğü’nün…..sayılı dosyasındaki takip tarihi olan 29/06/2012 tarihinden sonra olduğu, senetteki kayda bakıldığında malen yazdığı, taraflar arasındaki tek mal alışverişinin araç olduğu, davalı tarafın senedin metnini talil ediyorsa, nakit alacağı olduğunu belge ile kanıtlaması gerektiği, çünkü, senet üzerindeki kayıt, taraflar arasındaki ticari ilişkinin kanıtı olduğu, senet tanzim tarihinin İzmir ….. İcra Müdürlüğünün ……..sayılı dosyasındaki icra takip tarihinden sonraki bir tarihi taşıdığı için senedin icra takibindeki borç için verildiğinin kabulünün gerektiğini, sonuç olarak, davalının takibi başlattığı tarihte davacıdan 46.550.00.-TL. alacaklı olduğu, bu alacağın 17.500,00,-tl. sinin 10.08.2012 tarihinde tahsil edildiği ve kalan alacağa mahsuben takip aşamasında 18.06.2012 düzenleme 20.06.2012 ödeme tarihli senet verildiği, bu senedin de ödenmemesi üzerine senedin tahsili için İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …… sayılı takip başlatıldığının kabulünün gerektiği, feri alacakların 58.324,16.TL – 46.550.00.-TL = 11.774,16 TL, çek bedelinin 17.500,00.TL – 11.774,16 TL = 5.725,94 TL çek ödemesinden sonraki faiz için, asıldan düşülerek kalan asıl alacağa faiz işletilmesinin gerektiği, faiz işletilecek asıl 46.550,00 TL – 5.725.94.TL = 40.824,06.-TL satıştan sonra faiz işletilecek asıl para olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi …. Ek Raporu;Davalı vekilinin 13/01/2015 tarihli dilekçesi ile 12/12/2014 tarihli rapora itiraz etmiş olup, ek rapor alınması yoluna gidilmiş; 24/03/2015 tarihli 1.ek raporuna göre; davacının dava tarihi itibari ile davalıya 23.431,22 TL asıl para ile 810,30 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.241,52 TL borcu olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Bilirkişi 2. Ek Raporu;Mahkememizce 10/11/2015 tarihli celsenin 4 nolu ara kararı gereğince ek rapor alınmasına istenmiş olup; 23/12/2015 tarihli 2.ek raporuna göre; davacının dava tarihi itibari ile davalıya, İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2012/8115 sayılı dosyası nedeni ile 557,80 TL si asıl alacak, 45,26 TL si işlemiş faiz olmak üzere toplam 603,06 TL borcunun olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Bozma öncesi karar : Mahkememizce verilen 15/05/2018 tarih 2014/826 esas 2018/588 karar sayılı kararda ; davacının davalı … hakkıdaki davasının pasif husumet yokluğundan REDDİNE, davacının davalı … hakkındaki davasının KISMEN KABULÜ ile davacının İzmir ….İcra Müdürlüğünün …….. E sayılı takpi dosyasında takibe konulan asıl alacağın 46.492,20 TL lik kısmı ile 2.974,46 TL takip tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 49.466,66 TL lik kısmı için davalı … ‘a borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İstinaf İlamı : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. H.D.’nin 25/02/2021 tarih …….. E. ……. K. sayılı ilamında; Davalı … vekilinin istinaf isteği üzerine ” Dava, ödeme iddiasına dayalı menfi tespite ilişkindir. Davacı taraf, davalı … ile aralarında araç alım satım ilişkisi olduğunu,davalıdan bir adet aracı 81.550 TL bedelle satın aldığını, araç bedelini elden nakit,çek ve senet vererek ödediğini, davalının hakkında icra takibi başlattığını, takip devam ederken alacağını diğer davalı …’a temlik ettiğini, dava konusu takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile kötü niyet tazminatı istemiştir. Davalı taraf ise, aracın gerçek değerinin 116.500 TL olduğunu,bu bedelle satıldığını,satış esnasında 10.000 TL sinin peşin ödendiğini, ayrıca 25.000 TL bedelli çek verildiğini, geriye kalan 81.500 TL için 34.500 TL bedelli senet verildiği ve kalan 47.000 TL için dava konusu takibin yapıldığını, 34.500 TL bedelli senet ödenmeyince onun içinde ayrıca icra takibi yapıldığını, davacının verdiği 17.500 TL bedelli çekin bu senet için yapılan takip alacağından mahsup edildiğini, davanın reddi ile kötü niyet tazminatı istemiştir. İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2012/8115 Esas sayılı dosyasında; davalı alacaklı … tarafından, davacı borçlu aleyhine toplam 50.024,46 TL alacağın tahsili için ilamsız takip yoluyla takip yapıldığı, itiraz olmadığından takibin kesinleştiği anlaşılmıştır. İzmir….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında; davalı alacaklı … tarafından, davacı borçlu aleyhine toplam 35.048,29 TL alacağın tahsili için ilamsız takip yoluyla takip yapıldığı, itiraz olmadığından takibin kesinleştiği anlaşılmıştır. Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçelerle bilirkişi raporu doğrultusunda davalı … yönünden davanın kısmen kabulüne, davalı … yönünden ise pasif husumetten reddine karar verilmiştir. Davacı taraf, aracın 81 500 TL bedelle satın alındığını iddia etmekte, davalı taraf ise, aracın 116.500 TL bedelle satıldığını savunmaktadır. Mahkemece resmi satış senedinin aksinin yazılı delil ve belgelerle ispat edilmesi gerektiği, satış sözleşmesinde aracın değerinin 81.500 TL olduğunun tespiti ile, bu miktara itibar edilerek hüküm kurulmuşsa da, davalı taraf ödeme iddiasında bulunmuş olup, açıkça yemin deliline dayandığından; mahkemece davalı tarafa yemin delili hatırlatılmadan hüküm tesis edilmesi doğru olmamıştır. Oysa yemin delili kesin delillerdendir. Davalı tarafa yemin delili hatırlatılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle, davalı vekilinin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin, istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.” gerekçesi ile mahkememiz hükmü kesin olmak üzere ortadan kaldırılmıştır.
Yemin:İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. H.D.’nin 25/02/2021 tarih …….E. ……….K. sayılı ilam ı doğrultusunda davalı … vekiline yemin teklf hakkı hatırlatılmış, davalı vekilinin davacıya yemin teklifi üzerine davacı asil 07.10.2021 tarihli duruşmada gerçek satış bedeli ve satış bedelinin ödendiği konularında yemini eda etmiştir.
Dava; icra takibine konu fatura bedelinin ödendiği iddiasına dayalı İİK’nun 72.maddesine dayanılarak açılmış menfi tespit davasıdır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20.maddesinin (d) bendinde: “tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinin, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılacağı; noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirlerin geçersiz olacağı; satış ve devir işleminin, siciline işlenmek üzere üç işgünü içerisinde ilgili trafik tescil kuruluşu ile vergi dairesine bildirileceği, bu bildirimle birlikte alıcı adına trafik tescil işleminin gerçekleşmiş sayılacağı”belirtilmiştir.
Bu bedelin doğru gösterilmemesi, kati satış sözleşmesindeki satış bedelinin daha düşük veya daha yüksek gösterilmiş olması halinde hangi bedelin dikkate alınacağı önemlidir. Burada çıkacak uyuşmazlıkların çözümünde de muvazaa hükümlerinden faydalanılması gereklidir. Nispi (mevsuf) muvazaada, taraflar arasında gerçek iradelerine uygun bir hukuki işlem bulunmakla birlikte, bu işlem, kendi iradelerine uymayan, dışa karşı yapılmış bir başka hukuki işlemle gizlenir.Bu muvazaa türü; bir sözleşmenin; niteliğinde, taraflarının şahsında, konusunda ve koşullarında söz konusu olabilir. Bir sözleşmenin konusunda ve koşullarında muvazaa halinde, görünüşteki hukuki işlem tarafların gerçek iradelerine uygundur. Ancak, görünüşteki işlemin bazı şartları ve konusunun belli bir bölümü, aralarındaki gizli işlemden farklı düzenlenmiştir. Bu muvazaa da taraflar görünüşteki sözleşmenin bazı koşullarını değiştirirken sözleşmenin tamamı, yani, niteliği değil, bazı koşulları gizli sözleşmeye uymaz. Örneğin daha az miktarda vergi ödemek için, taşınmazın tapudaki satış değerinin düşük gösterilmesi, şufa hakkının kullanılmasını önlemek kullandığı takdirde fazla kazanç elde etmek maksadıyla görünüşteki (resmi) sözleşmede satış bedelinin fazla gösterilmesinde bu tür bir muvazaa vardır. Açıklandığı üzere taraflar görünüşteki sözleşmeyi yapmayı ciddi olarak istemekte ve niteliğinde (vasfında) de anlaşmaktadırlar. Ancak burada bedel, gerçek bedelden az veya fazla gösterilmektedir. Yani görünüşteki sözleşmenin sadece bedeli değiştirilmektedir.
Muvazaa sözleşmesinde şekil koşulu aranmaz. Yazılı veya sözlü yazılabilir. Görünüşteki sözleşme şekle bağlı olsa dahi muvazaa sözleşmesinin yazılı veya resmi şekilde yapılması gerekmez. Görünüşteki sözleşmenin şekle bağlı olması halinde muvazaanın yazılı delil ile ispat edilmesi kuralı muvazaa sözleşmesinin yazılı olmasının geçerliliği için değil ispat edilebilmesi için aranan bir kuraldır. (YİBK 5.2.1947 , 1945/20,1947/6) Görünüşteki yazılı bir sözleşmenin aksini iddia eden tarafın HMUK’nun 289 ve BK’nun 13. maddeleri uyarınca iddiasını yazılı delil ile ispat etmesi zorunludur. Muvazaa sözleşmesi görünüşteki sözleşmeyi değiştirdiğine veya hükümsüz kıldığına göre ispat gücü kazanabilmesi için yazılı olması değinilen kanunların açık hükümleri gereğidir. Örneğin; araç satışları şekle bağlıdır. Görünüşteki şekle bağlı devir sözleşmesi için düzenlenecek muvazaa sözleşmesinin geçerliliği şekle bağlı değilse de ispatı ancak yazılı delil ile mümkündür. (YİBK 5.2.1947, 1945/20-1947/6)
Davalı … yönünden açılan dava değerlendirildiğinde; davalı … hakkında mahkememizce verilen 15/05/2018 tarih ……..esas ………. karar sayılı, davanın pasif husumet yokluğundan reddine ilişkin olarak verilen kararın, bu davalı ve davacı tarafından istinaf edilmemesi, ortadan kaldırma gerekçesinin davalı … vekilinin istinaf isteği üzerine yapılması karşısında, davalı … hakkındaki ilk hüküm istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden, bu davalı hakkındaki davada yeniden karar verilmesine yer olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı … yönünden açılan dava, yukarıda yapılan açıklamalar ve toplanan delillere göre değerlendirildiğinde; Davalı ……….’ün sahibi bulunduğu otobüsü davacıya noter satış sözleşmesi ile 81.550 TL bedelle sattığı, davacıya satış senedindeki satım bedeline ilişkin aynı miktarlı 20.02.2012 tarihli …numaralı faturayı düzenleyerek verdiği, davalı …’ün, dava tarihinden önce dava konusu İzmir 7.İcra Müdürlüğünün 2012/8115 E sayılı takip dosyasındaki faturadan kaynaklanan bakiye alacağını Karşıyaka …….Noterliği’nin …… yevmiye numaralı 12/10/2012 tarihli düzenleme şeklindeki devir temlik sözleşmesi ile diğer davalı … …’e aynı bedelle temlik ettiği, davacının alacağı devreden davalı …’e karşı sahip olduğu tüm savunma ve defileri alacağı temlik alan davalı …’a karşı ileri sürme hakkına sahip olduğu, resmi satış senedindeki satım bedelinin gerçekte 116.500,00 TL olduğunu savunan davalıların, bu savunmalarının nisbi muvazaa niteliğinde olduğu, sicile kayıtlı taşınırın devri şekle bağlı ise de görünüşteki şekle bağlı devir sözleşmesi için düzenlenecek muvazaa sözleşmesinin geçerliliği şekle bağlı olmasa da ispatının ancak yazılı delil ile mümkün olacağı, davalıların 6100 sy HMK’nun 201. Maddesi uyarınca noter satış senedindeki satış bedelinin daha fazla olduğuna dair savunmalarını yazılı belgeyle ispat edemedikleri, bu nedenle satım bedelinin noter satış sözleşmesi ve faturada yazılı olan 81.550,00 TL olarak kabulünün gerektiği, taraflar arasında otobüs alım satım ilişkisi dışında başka bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığı, dolayısıyla davacı tarafından icra takibinden önce elden yapılan 10.000,00 TL nakit ödemenin, 476 numaralı lehtarı davalı …, keşidecisi davacı olan bir adet 25.000,00 TL bedelli çekin, yine lehtarı davalı …, keşidecisi davacı olan 17.500 TL bedelli bir adet çekin ve keşidecisi davacı, lehtarı davalı … olan 20.06.2012 vade tarihli 34.500,00 TL bedelli bir adet senedin satım bedeline mahsuben davalı …’e verildiği, fatura bedelinden 34.500,00 TL bedelli bir adet senet bedeli düşüldükten sonra kalan 47.050,00 TL asıl alacak ve 2.974,46 TL işlemiş faiz için davamıza konu İzmir ……..İcra Müdürlüğünün ……. E sayılı takip dosyasında 29.06.2012 tarihinde ilamsız icra takip başlatıldığı, takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiği, 34.500,00 TL’lık bononun ödenmemesi üzerine İzmir İcra Müdürlüğü’nün 2012/8336 esas sayılı dosyasında 06.07.2012 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus ayrı bir icra takibi başlatıldığı, davamıza konu faturaya dayanan ilamsız icra takibi başlatıldıktan sonra 25.000,00 TL’lık çekin 06/07/2012 tarihinde, 17.500,00 TL’lık çekin 10.08.2012 tarihide davacı tarafça ödendiği, ancak davacı tarafından davalıya yapılan icra takibinden önceki 10.000,00 TL’lık nakit ödeme ile takipten sonraki çeklere ilişkin ödemelerin davalılar tarafından icra dosyasına bildirilmediğinden takipteki alacaktan düşümünün yapılmadığı, bunun üzerine davacının ilamsız icra takibine yönelik olarak menfi tespit istemiyle eldeki davayı açtığı, takipten önce ödenen 10.000,00 TL nakit ödemenin asıl alacaktan düşülmesi, takipten sonra yapılan ödemelerin ise 6098 sy TBK’nun 100-102. Maddesindeki yasal düzenlemeler göz önünde bulundurularak mahsubunun yapılması gerektiği, davacı takip tarihinden önce temerrüde düşürülmediğinden davalı tarafından takip tarihine kadar işlemiş faiz talep edilmeyeceği, bu belirlemelere göre hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olan 17.12.2015 tarihli bilirkişi ikinci ek raporuna göre göre dava tarihi itibariyle dava konusu İzmir …..İcra Müdürlüğünün ………….. E sayılı takip dosyasında takibe konulan fatura nedeniyle davacının davalıya 557,80 TL asıl alacak, 45,26 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 603,06 TL borcu kaldığı, buradan hareketle davacının davalı temlik alan …’a İzmir….İcra Müdürlüğünün …… E sayılı takip dosyasında asıl alacağın (47.050,00 TL – 557,80 TL =)46.492,20 TL lik kısmı ile 2.974,46 TL takip tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 49.466,66 TL lik kısmı için borçlu olmadığı, davalı …’ın yemin deliline dayandığı, istinaf ortadan kaldırma kararındaki gerekçe dikkate alınarak ortadan kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sırasında davalı vekiline yemin teklif etme hakkının hatırlatıldığı, davalının yemin teklifi üzerine davacı asilin aracın gerçek satış bedelinin 81.500,00 TL olduğu ve 10.000,00 TL nakit, 25.000,00 TL bedelli çek, 17.500 TL çek ve 34.500,00 TL bedelli bir adet senet vererek davalıya borcunu ödediği konusunda yemini usulüne uygun şekilde eda ettiği anlaşılmakla davacının davalı temlik alan …’a karşı davasının kısmen kabulüne, davacı talebinde haklı olduğundan davalı tarafın tazminat talebinin reddine, alacağı temlik alan davalı …’ın kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davacının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalı … hakkında açmış olduğu menfi tespit davasına ilişkin mahkememizin … esas, ……. karar sayılı 15/05/2018 tarihli hükmü istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden davalı … hakkında açılan davada yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2-Davacının davalı … hakkındaki menfi tespit davasının KISMEN KABULÜ ile
Davacının İzmir ……İcra Müdürlüğünün …. E sayılı takip dosyasında takibe konulan asıl alacağın 46.492,20 TL lik kısmı ile 2.974,46 TL takip tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 49.466,66 TL lik kısmı için davalı … ‘a borçlu olmadığının tespitine,
3- Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Davacının kötü niyet tazminat talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine,
5-Davalı tarafın tazminat talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine,
6-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 3.379,06 TL nispi harca, peşin alınan 854,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.524,76 TL karar ve ilam harcının davalı …’tan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
7-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 0,60 TL dosya gideri, 3,75 TL vekalet suret harcı, 231,00 TL davetiye ve posta gideri, 350,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere 585,35 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 573,64 TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 24,30 TL başvurma harcı, 854,30 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.452,24 TL’nin davalı …’tan alınarak davacı tarafa verilmesine. Davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
8-Dava kısmen kabul edildiğinden davalı tarafın yaptığı 150,00 TL bilirkişi ücreti ile 34,35 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 184,35 TL’den davanın red oranı nazara alınarak 3,68 TL yargılama giderinin davacı taraftan alınarak davalı …’a verilmesine. Davalı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
9-Dava kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 7.230,67 TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacı tarafa verilmesine.
10-Davalı … hakkındaki dava kısmen reddedildiğinden, reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 557,80 TL vekalet ücretinin de davacı taraftan alınarak davalı …’a verilmesine.
11-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının, davalı … tarafından yatırılan delil avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine.
ilişkin, hazır olan taraflar vekillerinin yüzüne karşı, davalı … vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.
02/11/2021

Katip …
e-imza

Hakim…
e-imza