Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/215 E. 2021/302 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/215
KARAR NO : 2021/302

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/01/2021
KARAR TARİHİ : 26/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi olan dosyada, dava dilekçesi ile özetle; davaya konu değer kaybı tahsili talepleri için arabuluculuk görüşmeleri yapılmış ise de netice alınamadığını, gerek tarafların tacir olması gerek aracın ticari olması sebebiyle işbu davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde ikame edildiğini, müvekkiline ait ve … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca, davalı adına kayıtlı … plaka sayılı … sevk idaresindeki aracın tam kusurlu olarak arkadan çarptığını, kazanın 20.02.2019 tarihinde İzmir Bornova çevre yolunda meydana geldiğini, sigorta şirketine karşı açılan İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı dosyasındaki evraklardan aracın davalı adına kayıtlı olduğunun anlaşıldığını, bu sebeple yasal süre içerisinde davalı yana karşı işbu davanın ikame edildiğini, işbu davanın tahsilde tekerrür olmamak üzere ikame edildiğini, aynı konuda açıldığından İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin aracının … Oto. Tur. San. ve Tic. A.Ş. yetkili servisinde yaptırıldığını, araçta pek çok parçanın değiştirilmiş olduğunu, 43.576,87 TL fatura çıkarıldığını, aracın değişen parçalarının değer kaybına etkisinin, ikinci el araç piyasasının değişkenliğinin, varsa önceki kazaların etkisinin taraflarınca belirlenmediğinden davanın belirsiz alacak olarak açıldığını, sigorta şirketine karşı açılan davada … Sigorta’nın teminat limitinin dolduğu savunmasını yaptığını, bu nedenle de değer kaybı taleplerini davalıya yöneltme zorunluluğunun hasıl olduğunu, aracın ağır hasar aldığını, araca arkadan çarpıldığını, araçta yüklü miktarda onarım yaptırıldığını, bir kısım parçalarının değiştirildiğini, kazaya karışmasından dolayı ciddi manada değer kaybına uğradığını, dolayısıyla davalının haksız eylemiyle doğan bu zararın da tazmininin gerektiğini, bu nedenlerle davanın kabulüne, tahkikat sonucu belirlenecek zararın (şimdilik Harca Esas Değer 1.000,00 TL’nin) kaza Tarihi 20.02.2019’dan itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan alınarak müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle davacı aracında oluşan değer kaybı bedelinin karşı araç malikinden tahsiline ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
TTK’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
Açıklanan yasal mevzuat çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde, davalının gerçek kişi olduğu, davalıya ait … plakalı aracın trafik tescil kaydındaki kullanım amacının hususi olduğu, davalı vekilinin dava konusu aracın davalının hususi aracı olduğunu ifade ettiği, dolayısıyla davalının tacir olmadığı ve haksız fiilin ticari işletmesiyle ilgili olmadığı, bu haliyle davanın nispi ticari dava olarak da kabul edilemeyeceği, ayrıca davanın TTK’ nun 4. maddesinde düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı, TTK’nın 4. maddesindeki yasal düzenlenme karşısında uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine ve davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.nun 331/2.maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İşbu kararın taraflara tebliğine,
İlişkin tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Mahkememize veya bulundukları mahal Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça olmak üzere karar verildi. 26/03/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır