Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/191 E. 2021/1034 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/191
KARAR NO : 2021/1034

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2021
KARAR TARİHİ : 07/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; müvekkili banka ile davalı borçlu şirket … Malzemeleri Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi arasında Genel Nakdi Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzaladığını ve firmaya bazı ticari krediler kullandırıldığını, diğer davalı …’in de anılan sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçlu firmayla imzalanan sözleşmeler uyarınca borçlu şirkete verilen krediye ilişkin taksitlerin borçlu şirketçe ödenmemesi üzerine, Ayvalık ….Noterliğinin …. yevmiyeli ihtarnamesinin keşide edildiğini, keşide edilen bu ihtarnameye rağmen de borcun ödenmemesi üzerine borçlu ve kefiller hakkında İzmir….İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı dosyasından yasal takip işlemlerine geçildiğini, davalı/borçlunun, hakkında yapılan icra takibinde borca, faiz oran miktarına ve diğer feri’lerine itiraz ettiğini, itiraz üzerine dava şartı olan Arabuluculuk başvurusu yapıldığını, anlaşma sağlanamadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 13 ve devamı maddelerinde ihtilaf halinde bankanın defter ve kayıtlarının delil olacağı hususunda anlaşmaya varıldığını, yapılan anlaşmanın HMUK anlamında bir delil sözleşmesi olduğunu, nitekim müvekkili banka kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda borçlunun itirazlarında haksız olduklarının ortaya çıkacağını, müvekkili bankanın sözleşmenin kendisine tanıdığı yetkiler dahilinde, tamamen yasal olarak alacağını tahsil etmek için icra takibi yürüttüğünü, İzmir… İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı dosyasında başlatılan yasal takibe, borçlular tarafından yapılan itirazların fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 380.000.00-TL üzerinden iptaline ve takibin devamına, hakkında yapılan yasal takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz eden davalı hakkında %20 den aşağı olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafın alacak talebi ve miktarı haksız olmakla birlikte, muaccel bir alacağın varlığının da söz konusu olmadığını, davacının davasının ve alacak talebinin haksız olduğunu, davacı tarafından gönderildiği iddia edilen hesap kat ihtarnamesinin davalılara usulüne uygun tebliğ edilmediğini, hesap kat ihtarnamesinde borcun ayrıntılı dökümü, yapılan ödemeler, varsa gecikme faizleri, yapılandırma kesintileri ve sair ayrıntıların gösterilmediğini, hesap kat ihtarnamesi davalılara tebliğ edilmediğinden davalılar açısından temerrüdün gerçekleşmediğini, temerrüt gerçekleşmeden davaya ve takibe konu alacağa faiz talep edilmesinin ve faiz işletilmesinin yasaya uygun olmadığını, bu nedenle davacı tarafın faiz talebinin, işlemiş ve işleyecek faiz isteminin haksız olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte takipte/davada uygulanan ve talep edilen faiz oranlarının ve tutarlarının yasal olmadığını, sözleşmesel akdi faiz oranlarının ve temerrüt faiz oranlarının aşırı yüksek olup, hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde ve takipte kredi kefillerinin taraf gösterilmesinin de hukuka uygun olmadığını, kefiller yönünden sorumluluk şartlarının gerçeklemediğini, kefaletin yasal şartları oluşmadığı gibi kefalet sözleşmesinin de geçersiz olduğunu, ayrıca davaya konu alacak likit ve belirlenebilir olmadığından, alacağın varlığı ve miktarı yargılama ve inceleme gerektirdiğinden davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin de haksız olduğunu, arz ve izah olunan nedenler ile Mahkemece re’sen nazara alınacak nedenlerle; haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddine, dava konusu alacak likit ve belirlenebilir olmadığından % 20 icra inkar tazminatının reddine ve yargılama gideri ile ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İcra dosyası : İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı takip dosyasında; alacaklı davacı tarafından borçlu davalılar aleyhine cari hesap borcu için; 376.821,00-TL. asıl alacak, 12.972,69-TL. işlemiş temerrüt faizi, 648,63-TL. BSMV, 464,74-TL masraf, 485,00-TL. ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere 391.412,06-TL toplam alacak, ticari kredili mevduat borcu için; 10.040,58-TL asıl alacak, 210,92-TL. işlemiş temerrüt faizi, 10,55-TL. BSMV olmak üzere toplam 10.262,05-TL için ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu şirkete 15/02/2019 tarihinde, borçlu …’e ise 23/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlular vekilinin 19/02/2019 tarihli dilekçesi ile borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği, 22/02/2019 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Genel Nakdi, Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi: Takibe konu kredilerin ….Bankası A.Ş Ayvalık Şubesi tarafından verildiği, davacı banka ile davalı …. Yapı Malz. Tic ve San. Ltd. Şti arasında 01.01.2015 düzenleme tarihli 500.000.-TL limitli Genel Nakdi, Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi akdedildiği, Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesini 500.000.-TL kefalet limitli olarak …’in müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı anlaşılmıştır.
Kat ihtarnamesi; Davacı Bankanın, kredi hesaplarını 29.03.2018 tarihinde kat ederek, davalı asıl borçlu ve müteselsil kefile Ayvalık ….Noterliğinin 30.03.2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ederek 388.912.36-TL borcun 7 gün içerisinde ödenmesini, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağını ihtar ettiği, ihtarnamenin davalılara tebliği dosyaya sunulmadığından davalıların 24.04.2018 takip tarihi itibariyle temerrdüde düştükleri anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu: Bankacı bilirkişi … 19/08/2021 tarihli raporunda; açılan itirazın iptali davası çerçevesinde yapılan hesaplamalar sonucunda 386.861.58-TL Asıl alacak 4.889,95-TL İşlemiş akdi faiz 244,50-TL Faizin % 5 gider vergisi 484,74-TL Masraf 485,00-TL İht. Haciz Vek. Ücreti 392.965,77-TL Toplam Banka alacağı tespit edildiğini, davacı bankanın takipte 386.861,58-TL Asıl alacak, 13.183,61-TL Faiz, 659,18-TL BSMV ve 969,74-TL Masraf olmak üzere toplam 401.674,11-TL alacağını dava dilekçesinde 380.000,00-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren faiz ve ferilerini talep ettiğinden talebi ile bağlı kalındığında; 380.000,00-TL banka asıl alacağından davalı …. Yapı Malz. Tic. Ltd. Şti nin asıl borçlu sıfatıyla, davalı …’in tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduklarının değerlendirildiğini, nihai takdirin sayın mahkemeye bırakıldığını, davacı bankanın takip tarihinden itibaren 376.821,00-TL asıl alacağa sözleşme hükümleri gereği yıllık % 46 oranında, 3.179,00-TL Asıl alacağına 5464 sayılı yasanın 26.3 madde hükmü gereği TCMB tebliğleri ile belirlenen yıllık % 28.08 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisini uygulama ve talep yetkisinin bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığını mütalaa etmiştir.
Dava; Davacı banka tarafından genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla asıl borçlu ve kefil aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi ile açılan İİK.nun 67.maddesi kapsamındaki davadır.
Dava 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Dava konusu kredi sözleşmesinin 6098 sy TBK’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra imzalandığı, TBK’nun 583/1. fıkrasında “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” ve TBK’nun 584. maddesine 6455 sy yasanın 77. maddesi ile 11/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren 584/3. fıkrasında “Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler … için eşin rızası aranmaz.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 7. maddesinin birinci fıkrası; ” İki veya daha fazla kişi, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari niteliği haciz bir iş dolayısıyla, diğer bir kimseye karşı birlikte borç altına girerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmemişse müteselsilen sorumlu olurlar.” İkinci fıkrası ”Ticari borçlara kefalet halinde hem asıl borçlu ile kefil, hem de kefiller arasındaki ilişkilerde de birinci fıkra hükmü geçerli olur” hükmünü içermektedir.
01.01.2015 tarihli kredi sözleşmesi ve ekinde yer alan davalı kefile ait 01.01.2015 tarihli kefalet beyanları incelendiğinde, davalı …’in kefalet limiti, kefalet tarihi ve müteselsil ifadelerini elyazılarıyla yazdığı, ticaret sicil kayıtlarına göre davalı şirketin ortağı ve hissedarı olduğu, TBK’nun 583/1. fıkrası uyarınca kefalet beyanının geçerli olduğu, TBK’nun 584/3. fıkrası uyarınca davalı şirketin ortağı ve hissedarı olduğundan eş rızasının aranmayacağı, bu haliyle sözleşmedeki müşterek borçlu ve müteselsil kefaletin geçerli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı taraflar vekili TBK’nun 120. Maddesi uyarınca talep edilen temerrüt ve akdi faiz oranının uygulanmayacağını savunmuş ise de; davacı banka ile imzalanan kredi sözleşmesi bankacılık işi olup, TTK’nun 4. maddesi gereği ticari iş niteliğindedir. Aynı Yasa’nın 8. maddesine göre, ticari işlerde temerrüt faiz oranı serbestçe belirlenecektir. Bu durumda TBK’ndaki 88 ve 120. maddelerindeki hükümlerin ticari işler bakımından uygulanabilirliği bulunmamaktadır. Bu nedenle taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmesinde kararlaştırılan akdi ve temerrüt faizi oranlarına göre değerlendirme yapılması gerekir.
TBK.nun 589.maddesi uyarınca kefil, asıl borcun yanı sıra asıl borçlunun kusur veya temerrüdünün yasal sonuçlarından ancak kefalet limiti ile sorumludur. Davalı kefil kredi sözleşmesine 500.000,00 TL için kefil olmuştur. Genel Kredi Sözleşmesinde tarafların adres bildiriminde bulunmadıkları, kat ihtarnamesinin, ihtarname tarihinde davalı asıl borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı merkez adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatların adreste tanınmama gerekçesi ile iade olunduğu, sözleşmenin 12. Madesi uyarınca geçerli olduğu, dolayısıyla davalıların takipten önce kat ihtarnamesinin tebliğ edilmediği yönündeki savunmalarında haklı olmadıkları tespit edilmiştir.
Bu belirlemeler doğrultusunda düzenlenen 19.08.2021 tarihli bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu, davacı ile davalı …. Yapı Malz. Tic ve San. Ltd. Şti.arasında 01.01.2015 tarihli Genel Nakdi ve Gayrınakdi Kredi sözleşmesi imzalandığı ve bu sözleşme kapsamında krediler kullandırıldığı, davalı …’in sözleşmeyi 500.000.-TL kefalet limit ile müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, davacı bankanın kredilerin ödenmemesi üzerine kredi hesaplarını 29.03.2018 tarihinde kat ederek davalılara kat ihtarnamesi gönderdiği, davalı kefilin 500.000,00 TL kefalet limiti ile ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile borçtan sorumlu olacağı, alacak miktarının kefalet limiti içerisinde kaldığı, bilirkişi raporu ile belirlendiği şekilde davalıların kredilerinden kaynaklanan 386.861.58-TL Asıl alacak, 4.889.95-TL İşlemiş akdi faiz, 244.50-TL Faizin % 5 gider vergisi, 484.74-TL Masraf ve 485.00-TL İhtiyati Haciz Vekalet Ücreti olmak üzere toplam 392.965.77-TL alacak için davacıya borçlu oldukları, davacı bankanın dava dilekçesinde yalnızca 380.000,00 TL asıl alacak için itirazın iptalini talep ettiği, talepten fazlasına hükmedilemeyeceği anlaşılmakla bu şekilde davalıların itirazlarının iptali takibin belirlenen 380.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, 376.821.-TL BCH’den kaynaklanan asıl alacağa sözleşme hükümleri gereği yıllık % 46 oranında, 3.179-TL KMH’den kaynaklanan asıl alacağa 5464 sayılı yasanın 26.3 madde hükmü gereği TCMB tebliğleri ile belirlenen yıllık % 28.08 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisi uygulanmasına davacı alacağı likit olup davalılar itirazlarında haksız olduklarından İİK.nun 67/2.maddesi uyarınca itiraza uğrayan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Davalıların İzmir ….. İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazlarının iptali ile; 380.000,00 TL asıl alacağın, 376.821,00-TL’lik borçlu cari hesap kredisinden kaynaklanan kısmına sözleşme hükümleri gereği yıllık % 46 oranında, 3.179,00-TL KMH’den kaynaklanan asıl alacağına 5464 sayılı yasanın 26.3 madde hükmü gereği TCMB tebliğleri ile belirlenen yıllık % 28.08 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisi uygulanmasına,
2-Hüküm altına alınan 380.000,00 TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 25.957,80 TL nispi harca, peşin alınan 4.481,08 TL harcın mahsubu ile bakiye 21.476,72 TL karar ve ilam harcının davalı taraflardan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4-Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 8,50 TL vekalet suret harcı, 59,30 TL başvuru harcı, 4.481,08 TL peşin harç, 138,00 TL davetiye ve posta gideri, 650,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.336,88 TL yargılama giderinin davalı taraflardan alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalılardan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 35.050,00 TL vekalet ücretinin davalı taraflardan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/12/2021

Katip …
e-imza

Hakim…
e-imza