Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/169 E. 2022/1035 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/169 Esas
KARAR NO : 2022/1035

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/03/2021
KARAR TARİHİ : 09/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/12/2022

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 09/03/2018 tarihinde gerçekleşen çift taraflı maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası sonucunda, … Sigorta A.Ş. nezdinde ZMMS poliçeli … plakalı araç sürücüsü olan davalı …’in 2918 sayılı KTK.’nın 52/1-a, 53/1-a maddesini ihlal ettiğinden asli ve tam kusurlu bulunduğunu, ağır şekilde yaralanan davacı …’nun kaza sonrası tedavisini yaptırdığını, tedaviden sonra davacının geçici iş göremezlik süresi ve kalıcı maluliyet oranı üzerinden … Sigorta A.Ş.’den 07/12/2018 tarihinde yapılan başvuru neticesinde 09/01/2019 tarihinde 59.738,00 TL ödeme yapıldığını, davacı kazadaki kusur durumu ve ortaya çıkmış olan maluliyet durumu göz önüne alındığında yapılan ödemenin eksik olduğunu, ödemenin yeniden hesaplama yapılarak eksiksiz bir şekilde ödenmesi amacı ile davalı … Sigorta A.Ş.’ye 14/01/2019 tarihinde ikinci başvurularını yapmış olduklarını, haklı olduklarını düşündükleri başvurularının şirket tarafından reddedildiğini, bunun üzerine alternatif uyuşmazlık çözüm yolu olan Sigorta Tahkim Komisyonuna giderek 2019.E…. sayılı başvuruyu yapmaları sonucunda, aktüerya bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmesiyle rapor aldırıldığını, ilgili raporda da davalı poliçelisinin kazada %100 kusurlu bulunması üzerine, 04/10/2019 Tarih ve … Karar sayılı ilamı ile 67.268,13 TL maluliyet tazminatının, 09/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verildiğini, ancak davalı sigorta şirketinin ilama itiraz ederek, dosyayı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Kuruluna taşıması sebebiyle, açılan 2019.İ…. sayılı İtiraz Hakem Kurulu’nun kararı ile davacı tarafın Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına sevki konusunda ara karar verilmiş, ama davacı tarafın o zaman diliminde İstanbul’a gidemeyecek durumda olması ve pandemi sürecinin devam etmesi üzerine hastaneye gidememiş, bu süreçte Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin de dosyadan el çekme kararı vermesi üzerine yeniden Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurma imkanı bulamamış, davacı tarafın da bu sebeple 09/07/2020 tarihinde arabuluculuk bürosuna başvuru yaparak 21/08/2020 tarihli görüşmelerde de … no’lu arabuluculuk dosyası üzerinde uzlaşma sağlayamamaları üzerine mahkememizde dava açarak, davacı vekili kazadan kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyetinin tespiti ile bu maluliyete tekabül eden maddi zararlarının davalılardan tazminini talep ve beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, 09/03/2018 tarihinde gerçekleşen çift taraflı maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası sonucunda, KTK.’nın 97 ve 99/1. Maddesi gereğince davacı tarafın usulü yükümlülüğü olan başvuru şartını eksik olarak yerine getirdiğini ve bu haliyle dava açmış olduğunu, davacı tarafın usulüne uygun düzenlenmiş maluliyet raporu sunmadığını, aleyhlerine açılan 2019.E…. sayılı başvuruda usulüne uygun düzenlenmiş rapor sunulmaması nedeniyle Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’ne başvurduklarını ve eksik hususlar sebebiyle de dosyadan el çekme kararı verildiğini, bu nedenle konu kararın maluliyet tespitinde esas alınacak yönetmelik bakımdan hiçbir etkisi bulunmadığını, dava konusu kaza anında trafik kazası tespit tutanağı ve ifade tutanaklarına göre davacı tarafın motosiklet kullanırken kask vesaire herhangi bir koruyucu ekipman kullanmadığını, bu nedenle davacı tarafın tam kusurlu olup, sigortalı araç sürücüsünün herhangi bir kusuru bulanmadığını, TBK.’nın 52. maddesinde hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda davacı tarafın zararın artmasında ya da ortaya çıkmasında kusuru bulunması nedeniyle, gerçek zararın belirlenebilmesi için elde edilen kazanımlar tazminat tutarından indirilmesi gerektiğini, davanın kabul olmasında dahi tazminattan taraflarına ayrı ayrı indirim yapılarak, gelirin Asgari Ücret üzerinden hesaplanarak faizin de ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz üzerinden hesaplanarak değerlendirilmesi gerektiğini, bu nedenle taraflarına haksız ve mesnetsiz açılan davanın esastan ve usulden reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
KANITLAR: İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından 18/12/2022 tarihli rapor alınmıştır.
Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan 03/02/2022 tarihli rapor alınmıştır ATK Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı tarafından tanzim edilen 03.02.2022 tarihli rapora göre dava konusu olayda; Davacı sürücü …’nun kusursuz olduğuna, Sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğuna dair kanaat bildirilmiştir.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Adli Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan 05/05/2022 tarihli rapor alınmıştır. Anabilim Dalı tarafından tanzim edilen 05.05.2022 tarihli raporda; …’nun, trafik kazası olayına bağlı meydana gelen yaralanması ile ilgili Olarak “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik”e göre kişinin özürlülük oranının 11,65 olduğuna, İyileşme süresinin (geçici iş göremezlik süresi) 6 aya kadar uzayabileceğine ilişkin olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi …’tan 04/10/2022 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
GEREKÇE :
Dava; trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatının karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacıların uğradığı sürekli iş göremezlik zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak, Yargıtay tarafından uzun yıllardır benimsenen progresif rant (%10 artırım ve iskonto) yöntemi ve Yargıtay 17. HD’nin 2019/4517 esas, 2021/341Karar sayılı 21/01/2021 tarihli , 2020/2598 esas, 2021/34 karar sayılı 14/01/2021 tarihli emsal kararlarında “Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca da ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağı” yönündeki gerekçesi dikkate alınarak TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” esas alınarak yapılan hesaplama esas alınmıştır.
Maluliyet oranının kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, kaza tarihi olan 9/03/2018 tarihinde yürürlükte olan ve trafik kazalarından kaynaklanan iş gücü kayıplarınının tespitini de kapsamına alan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenen iş gücü kaybı oranı hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 09/03/2018 tarihinde gerçekleşen çift taraflı maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası sonucunda, … Sigorta A.Ş. nezdinde ZMMS poliçeli … plakalı araç sürücüsü olan davalı …’in 2918 sayılı KTK.’nın 52/1-a, 53/1-a maddesini ihlal ettiğinden asli ve tam kusurlu bulunduğunu, ağır şekilde yaralanan davacı …’nun kaza sonrası tedavisini yaptırdığını, tedaviden sonra davacının geçici iş göremezlik süresi ve kalıcı maluliyet oranı üzerinden … Sigorta A.Ş.’den 07/12/2018 tarihinde yapılan başvuru neticesinde 09/01/2019 tarihinde 59.738,00 TL ödeme yapıldığını, davacı kazadaki kusur durumu ve ortaya çıkmış olan maluliyet durumu göz önüne alındığında yapılan ödemenin eksik olduğunu, ödemenin yeniden hesaplama yapılarak eksiksiz bir şekilde ödenmesi amacı ile davalı … Sigorta A.Ş.’ye 14/01/2019 tarihinde ikinci başvurularını yapmış olduklarını, haklı olduklarını düşündükleri başvurularının şirket tarafından reddedildiğini, bunun üzerine alternatif uyuşmazlık çözüm yolu olan Sigorta Tahkim Komisyonuna giderek 2019.E…. sayılı başvuruyu yapmaları sonucunda, aktüerya bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmesiyle rapor aldırıldığını, ilgili raporda da davalı poliçelisinin kazada %100 kusurlu bulunması üzerine, 04/10/2019 Tarih ve … Karar sayılı ilamı ile 67.268,13 TL maluliyet tazminatının, 09/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verildiğini, ancak davalı sigorta şirketinin ilama itiraz ederek, dosyayı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Kuruluna taşıması sebebiyle, açılan 2019.İ…. sayılı İtiraz Hakem Kurulu’nun kararı ile davacı tarafın Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına sevki konusunda ara karar verilmiş, ama davacı tarafın o zaman diliminde İstanbul’a gidemeyecek durumda olması ve pandemi sürecinin devam etmesi üzerine hastaneye gidememiş, bu süreçte Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin de dosyadan el çekme kararı vermesi üzerine yeniden Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurma imkanı bulamamış, davacı tarafın da bu sebeple 09/07/2020 tarihinde arabuluculuk bürosuna başvuru yaparak 21/08/2020 tarihli görüşmelerde de … no’lu arabuluculuk dosyası üzerinde uzlaşma sağlayamamaları üzerine mahkememizde dava açtığı, ATK Ankara Adli lıp Urup Başkanlığı tarafından tanzim edilen rapora göre dava konusu olayda; Davacı sürücü …’nun kusursuz olduğuna, Sürücü …’in % 100 oranında kusurlu olduğuna dair kanaat bildirildiği, davacının maluliyet hesabında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından tanzim edilen 05.05.2022 tarihli raporda; …’nun, trafik kazası olayına bağlı meydana gelen yaralanması ile ilgili olarak “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik”e göre kişinin özürlülük oranının %11,65 olduğuna, İyileşme süresinin (geçici iş göremezlik süresi) 6 aya kadar uzayabileceğine, olay tarihinden itibaren 6 ay süre ile bakıcıya muhtaç olduğuna dair kanaat bildirildiği, davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının Yargıtay’ın yerleşen uygulamaları ile benimsenen progresif rant (%10 artırım ve iskonto, TRH 2010 tablosu esasına dayalı) yöntemi ile yapılan bilirkişi raporundaki hesaplamalara göre 9.618,72 Geçici iş göremezlik tazminatı, 289.805,56 TL Bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı olduğu, davacıya SGK tarafından sürekli iş göremezlik geliri bağlanmadığı, davalı sigorta şirketinin KTK.nın 85 ve 91. Maddeleri uyarınca meydana gelen zarardan sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği ve zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, geçici iş göremezlik tazminatından davalı sigorta şirketinin sağlık giderleri teminatı kapsamında sorumluğunun devam ettiği, bilirkişi hesap raporunun Yargıtay yerleşik uygulamalarına uygun olarak düzenlendiği ve hüküm kurmaya yeterli olduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat davasının KABULÜ ile,
289.805,56 TL sürekli iş göremezlik tazminatı,
9.618,72 TL geçici iş göremezlik tazminatı,
olmak üzere toplam 299.424,28 TL maddi tazminatın, 6.500,00 TL’lik kısmına dava tarihi olan 09/03/2021 tarihinden, bakiye 292.924,28 TL’lik kısmına ıslah tarihi olan 02/11/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 20.453,67 TL nispi harçtan, peşin alınan ve ıslah ile tamamlanan 5.061,72‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 15.391,95 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA,
3-Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 08,50 TL vekalet suret harcı, 59,30 TL başvuru harcı, 5.061,72 TL peşin alınan ve ıslahla tamamlanan harç, 695,1‬0 TL davetiye ve posta gideri, 736,80 TL ATK rapor ücreti, 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.311,42 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
4-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 44.919,40 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
6-Taraflarca yatırılan kullanılmayan gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/12/2022

Katip …
¸E-imza

Hakim …
¸E-imza