Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/161 E. 2021/734 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/161
KARAR NO : 2021/734

DAVA : Tazminat (Trafik Sigortasından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/03/2021
KARAR TARİHİ : 30/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; müvekkiline ait araç ile davalının sigortacısı olduğu aracın hasarlandığını, kaza tespit tutanağı ve sigorta şirketlerince de onaylanan sigorta bilgi gözetim merkezi kayıtlarından görüleceği üzere davalının sigortalısı olduğu aracın %100 kusurlu olup, kusura ilişkin uyuşmazlık bulunmadığını, iş bu kaza nedeniyle müvekkilinin aracında ciddi bir hasar meydana geldiğini, değişim, onarım ve boya yapılmış parçalar olduğunu, tüm bu hususların aracın değerini düşürdüğünü, müvekkilinin aracında meydana gelen kaza nedeniyle derhal hasar ihbarı yapıldığını, müvekkiline gerçek hasar bedelinin çok çok altında olacak şekilde ödeme yapıldığını, sigorta şirketi tarafından 17.02.2021 tarihinde hasar ödemesi olarak 11.500,00-TL ödeme yapıldığını, iş bu ödeme ile hasar dosyasının kapatıldığını, müvekkiline değer kaybı bedeli olarak 21.01.2021 tarihinde 2.862,00-TL ödeme yapılmış olup, başkaca ödeme yapılmadığını, müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybının sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiğini, ayrıca eksper raporu alındığını, faturalandırıldığını, iş bu bedelin sigortacıdan tahsilinin gerektiğini, arabuluculuk yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin yargılama giderine eklenmesini talep ettiklerini, davalıdan talep edilen asıl alacak dikkate alındığında yargılama sırasında hükmedilecek alacak ne kadar olursa olsun 1080,00-TL vekalet ücretinin de arabuluculuk taraf vekalet ücreti olarak davalıdan tahsilinin gerektiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL hasar tazminatı, 50,00-TL değer kaybı bedeli alacaklarının tahsiline, sigorta şirketi için temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesine, 832,21-TL ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline, 1080,00-TL arabuluculuk taraf vekalet ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; huzurda açılan davada görevli olan mahkemenin ”Tüketici Mahkemeleri” olduğunu, huzurdaki davanın ”Tüketici Mahkemeleri’nde” görülmesi gerektiğini, işbu sebeple görevsiz mahkemede açılan davanın usulden reddinin gerektiğini, sayın Mahkemenin; huzurda açılan davaya bakmaya yetkili de olmadığını, bilindiği üzere 6100 Sayılı HMK’nun 6.maddesinde ”Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” düzenlenmesinin yer aldığını, müvekkili şirketin genel müdürlüğünün adresinin ”…. Ümraniye/İstanbul” olduğunu, bu doğrultuda; yetkili mahkemenin müvekkili şirketin genel müdürlüğü adresinin bağlı olduğu yer mahkemesi olan ”İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemeleri” olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının taleplerinin belirlenebilir talepler olduğunu, işbu nedenle başvurunun belirsiz alacak üzerinden yapılmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirketçe; davaya konu mezkur kazaya ilişkin olarak davalı yana; 11.500,01 TL hasar bedeli ve 2.862,00 TL değer kaybı bedeli ödendiğini, bu durumda davacı yanın başkaca bir hak ve alacağının kalmadığını, davacı yanın dava dilekçesinde bahsettiği zararların fahiş ve afaki olduğunu, davanın hukuki yarar yokluğundan reddinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili şirketin, poliçe teminatı ve limitiyle sınırlı olmak üzere, ancak gerçek zarardan sorumlu olduğunu, araçtaki zararın belirlenebilmesi için birden çok kriterin incelenmesi gerektiğini ve bu incelemenin de konusunda uzman bilirkişiler kanalı ile yapılması gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin ekspertiz ücretine ilişkin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte; müvekkili şirketin sorumluluğunun ancak ve ancak poliçe teminatı kapsamı ile sınırlı olduğunu, bu bağlamda; ZMMS sigorta poliçesi kapsamına hukuksal koruma dahil edilmediğinden; müvekkili şirketin teminat dışı olan davacı tarafından vekiline ödendiği iddia olunan arabuluculuk vekalet ücretinden hiçbir surette sorumlu olmadığını, davacı yanın temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi yönündeki talebinin de yerinde olmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle zamanaşımı ve sair hususlar gözetilerek; usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza tespit tutanağı : Kaza sonrası araç sürücülerinin kendi aralarında tanzim ettikleri 20/11/2020 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tutanağında; … plaka sayılı araç sürücüsü olayı, “… plakalı aracım ile anayol üzerinden … Restoranına dönüş yaparken arkadan gelen …plakalı araç duramadı, arkadan çarptı ” şeklinde, …plakalı araç sürücüsü ise olayı ” … plakalı araç sinyalsiz ve ani fren yaptığı için aniden durması halinde duramayıp …plakalı aracımla çarptım ” şeklinde kazayı tanımladıkları görülmüştür.
Hasar dosyası: Davacı vekilinin dava tarihinden önce sigortaya hasar/değer kaybı için başvurduğu, davalı sigorta şirketince davacı … adına 17/12/2020 tarihinde 11.500,01-TL tazminat ödemesi açıklaması ile hasar ödemesi, 21/01/2021 tarihinde ise davacı vekili adına 2.862,00-TL değer kaybı ödemesi açıklaması ile değer kaybı ödemesi yapıldığı anlaşılmıştır.
Trafik kayıtları: Kuşadası İlçe Emniyet Müdürlüğünün cevabi yazısından kazaya karışan …plaka sayılı aracın dava dışı sigortalı … adına, … plakalı aracın davacı adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Sigorta Poliçesi : Davalı Bereket Sigorta AŞ ile kazaya karışan …plaka sayılı araç maliki olan dava dışı … arasında, 14/07/2020 – 14/07/2021 tarihlerini kapsayan Trafik Sigorta Poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti araç başına 41.000,00 TL dir.
Bilirkişi raporu : Mahkememizce makine mühendisi / trafik uzmanı bilirkişi Danyal Şentürk’ten alınan 29/06/2021 tarihli raporda; ” Davalı Bereket Sigorta A.Ş.’ ne 24864223 poliçe numaralı ZMMS Trafik sigortalı …plakalı araç sürücüsü … idaresindeki …plakalı otomobil ile karıştığı trafik kazasında Dikkatsizliği, Tedbirsizliği Ve Kurallara Aykırı Hatalı Etken Davranış Sergilemiş Olduğu, Davacıya ait … plakalı aracın sürücüsü …’ ın meydana gelen trafik kazasında Hatalı Tutum ve Davranışının Görülmemiş olduğu, Meydana gelen trafik kazasında oluşa etken üçüncü kişi ya da kurum bulunmadığı, Davacıya ait … plakalı araçta davaya konu trafik kazası sonucunda arka kısımlarında meydana gelen hasarların işbu dava konusu kaza ile ilintili olduğu, Davacıya ait … plakalı Honda Jazz marka otomobilde meydana gelen hasar miktarı Yedek Parça + İşçilik + KDV olarak 23.226,40 TL olarak hesaplanmış olduğu, Dosyada mevcut … A.Ş. 17.12.2020 İşlem Tarihli ödeme dekontundan Davalı Sigorta şirketince 501557 no.lu hasar dosyasına istinaden davacıya 11.501,01 TL Kısmi Hasar ödemesi yapılmış olduğu tarafların kabulünde olduğundan; Davacının Bakiye Hasar alacağının 11.725,39 TL. olduğu, Davacıya ait … plakalı araçta bahse konu trafik kazası sebebiyle yukarıda belirtilen Serbest Piyasa Şartlarına göre; Aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2.el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2. El rayiç değeri arasındaki fark nedeniyle 7.500,00 TL değer kaybı meydana gelmiş olacağı, Davalı Sigorta Şirketi tarafından … A.Ş. 21.01.2020 İşlem tarihli dekontu ile 2.862,00 TL Değer Kaybı ödemesi yapılmış olduğundan Serbest Piyasa Şartlarına Göre ödenmesi gereken Bakiye Değer Kaybı Miktarının 4.638,00 TL olduğu ” mütalaa edilmiştir.
Islah dilekçesi : Davacı vekili 28/07/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesinde 100,00-TL olarak talep edilen hasar bedelini 11.625,39-TL arttırarak, toplam bakiye hasar bedelinin 11.725,39 TL olarak, 50,00-TL olarak talep edilen değer kaybı bedelini 4.588,00-TL arttırarak, toplam bakiye değer kaybı bedelinin 4.638,00 TL olarak kabulü ile, davanın kabulüne, alacak taleplerine temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesine, ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline, 1080,00-TL arabuluculuk taraf vekalet ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ve ıslah harcını aynı tarihte yatırmıştır.
Dava; davacı aracında meydana gelen bakiye hasar zararı, değer kaybı bedeli ve ekspertiz ücretinini karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
Davalı vekili görev itirazında bulunmuş, Tüketici Mahkemeleri’nin görevli olduğunu savunmuştur. Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir. Davacı ile davalı sigorta arasında sigorta sözleşmesi mevcut olmayıp, davacı trafik kazasına karışan karşı araç ZMMS poliçesini tanzim eden davalı sigorta şirketinden maddi zararının giderlimesini talep etmiştir.. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle dava ticari dava olup Asliye Ticaret Mahkemesi görev alanı içinde bulunduğundan, davalının görev itirazı reddedilmiştir.
Davalı vekili yetki itirazında bulunmuş ise de; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’nın C.7. maddesinde de yetkili mahkemeler belirlenmiş olup, genel şartlarda “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabilceği gibi veya kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde ya da zarar görenin ikametgahının bulunduğu mahkemede de açılabilir” şeklinde düzenleme getirildiği, zarar gören davacının ikametgahının ve kaza yerinin yargı sınırlarımız içerisinde bulunduğu tespit edilmekle davalının yetki itirazı reddedilerek, yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı vekili zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. 2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. 6098 sayılı TBK’nun 154. Maddesinde ise zamanaşımı kesen nedenler düzenlenmiş olup, borçlunun borcu ikrarı, kısmen ifa, icra takibi başlatılması bu nedenler arasında sayılmıştır. Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 15. Maddesinde “Arabuluculuk Bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur…”hükmüne yer verilmiştir. Tüm bu düzenlemeler dikkate alındığında, kazanın 20.11.2020 tarihinde gerçekleştiği, davalının 17.12.2020 ve 21.01.2021 tarihlerinde kısmi ödemede bulunduğu, bakiye zarar bedeli için eldeki davanın 07.03.2021 tarihinde açıldığı, kısmi ödeme zamanaşımını kesen neden olup, en son kesme işlemi olan icra takip tarihinedn itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin 21.01.2023 tarihinde dolacağı, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı savunması reddedilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.

Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde ….K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesi’nin… esas, … karar sayılı, …esas, …karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı hasar zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, işçilik maliyetleri, KDV dikkate alınması gerektiği, değer kaybı yönünden de 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
19.06.2021 tarihinde RG’de yayınlanan 7327 sy İcra ve İflas Kanunun ile Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanunun 18. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90 ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kanun” ibareleri “Kanunda” şeklinde değiştirilerek, fıkraya birinci cümlesinden sonra gelmek üzere“Bu tazminatlardan;a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,b) Destekten yoksun kalma tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak,c) Sürekli sakatlık tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak,hesaplanır.”“Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir.” Şeklinde yasal düzenleme eklenmişve 19. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. Maddesinde de trafik poliçesi teminatı dışında kalan hallere ekleme yapılmıştır. Bu değişikliklerin, 7327 sy yasanın 23. Maddesine göre RG’de yayımlandığı tarihte yürürlüğe gireceği öngörülmüştür. Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davalarında davalı sigortanın sorumluluğu belirlenirken poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile bu tarihte yürürlükte olan 2918 sy Karayolları Trafik Kanunu hükümleri dikkate alınacaktır. 7327 sy yasa ile yapılan değişikliklerin geçmişe etkili olacağına dair yasal bir düzenleme bulunmadığından, kaza tarihi ve poliçe tanzim tarihinde yürürlükte olmayan bu değişikliklerin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmadığından, söz konusu yasal değişiklikler maddi zararın kapsamının belirlenmesinde dikkate alınmamıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; davalı sigorta şirketi tarafından trafik poliçesi ile sigortalanan, 20.11.2020 olay tarihinde dava dışı sürücü …’in idaresindeki …plakalı kamyonet ile Çiçekliköy – Yakaköy karayolunu takiben seyredip, olay mahalli olan … Restoran önlerine geldiğinde, aynı yön ve istikamette seyretmekte olan, davacıya ait ve sürücü … idaresindeki … plakalı otomobilin arkasına tehlikeli bir şekilde yaklaşarak, ön kısımları ile … plakalı otomobilin arka kısımlarına çarptığı, bu şekilde gerçekleşen kazada, bilirkişi raporunda açıklanan gerekçelerle davalı sigortasına ait aracı kullanan sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait araçta kaza nedeniyle yedek parça, işçilik ve KDV dahil 23.226,40 TL hasar meydana geldiği, davalı sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce 17.12.2020 tarihinde yapılan 11.501,01 TL hasar zararı ödemesi mahsup edildiğinde davacının bakiye hasar zararının 11.725,39 TL olduğu, değer kaybının, aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç bedeli arasındaki fark olduğu, davacıya ait aracın alınan bilirkişi raporu uyarınca kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değerinin 105.000,00 TL, kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç bedelinin 97.500,00 TL olduğu, buna göre dava konusu araçta (105.000,00 TL -97.500,00 TL) = 7.500,00 TL lik değer kaybı meydana geldiği, davalı sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce 21.01.2021 tarihinde yapılan 2.862,00 TL değer kaybı ödemesi mahsup edildiğinde davacının bakiye değer kaybı zararının 4.638,00 TL olduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan bakiye hasar zararından ve bakiye değer kaybından sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B 2/2.1. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte kendisine ihbar edildiği 04.01.2021 tarihinden itibaren 8 iş günü içinde ödeme yükümlülüğü bulunmakla davalı sigorta şirketinin 15.01.2021 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, davacı tarafından yapılan ekspertiz ücretinin yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
11.725,39 TL bakiye hasar bedeli,
4.638,00 TL bakiye değer kaybı bedeli,
olmak üzere toplam 16.363,39 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 15.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- 832,21 TL ekspertiz ücretinin yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
3-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 1.117,78 TL nispi harca, peşin alınan 336,19 TL harcın mahsubu ile bakiye 781,59 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4-Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 8,50 TL vekalet suret harcı, 59,30 TL başvuru harcı, 336,19 TL peşin alınan ve ıslahla tamamlanan harç, 62,60 TL davetiye ve posta gideri, 550,00 TL bilirkişi ücreti toplam 1.016,59 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/09/2021

Katip…
e-imza

Hakim …
¸e-imza