Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/146 E. 2022/461 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/146 ESAS
KARAR NO : 2022/461 KARAR

DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 01/03/2021
KARAR TARİHİ : 18/05/2022

Mahkememizde görülen Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait … plakalı araç ile … Sigortaya sigortalı … plakalı araç ve … Sigortaya sigortalı … plakalı araçların 30.09.2020 tarihinde kaza geçirdiklerini, kazanın oluşumunda … Sigortaya sigortalı … plakalı aracın sürücüsü … kazanın oluşumunda %100 kusurlu iken, … plakalı araç sürücüsü … ve … plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşumda bir kusuru olmadığını, müvekkiline ait ait … plakalı araçta kazadan dolayı değer kaybı oluştuğunu, değer kaybının kazada kusurlu olan … plakalı aracın sigortacısı … Sigorta tarafından ödenmesi gerektiğini, Anayasa Mahkemesi kararlarına göre değer kaybı tespiti için genel şartlara göre tespitini içeren hükümler iptal edildiğinden değer kaybının Yargıtay gerçek zarar içtihatlarına göre belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin aracının Mercedes Benz C 200D AMG model 2016 model araç olduğunu, kaza tarihinde 50.000 km civarında olduğunu, belirterek yukarıda arz olunduğu gibi fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalma kaydıyla ve ileride artırılmak suretiyle şimdilik müvekkili araçta oluşan değer kaybı bedeline mahsuben asgari 1000 TL tazminatın tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Arabulucuya başvurulmadığını ve Dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, … plakalı aracın kaza tarihinde … Sigorta A.Ş.’ye ZMMS poliçesi ile 41.000 TL limitle sigortalı olduğunu, sorumluluklarının kusur oranı ve poliçe limiti dahilinde olduğunu, hasar dosyası kapsamında dava öncesinde karşı tarafa 10.11.2020 tarihinde 5.900 TL ve 23.11.2020 tarihinde tedarikçi firmalara toplam 9.498,78 TL ödeme yapıldığını, miktarın bu ödeme ve poliçe limiti dikkate alınarak yapılması gerektiğini, yapılan ödemeler ile müvekkilinin borcu kalmadığını, mevcut kazada değer kaybına konu olan bagaj kapağı’nın değiştiği ve arka panel, havuz sacı ve sağ arka çamurluk’un onarıldığı, aracın hasar kayıtları incelendiğinde aracın mevcut taleplerindeki aynı bölgelerde hasar olduğunun gözlemlediğini, buna istinaden sol arka çamurluğun hesap edilmediğini, talep edilen miktarın genel şartlar ek.1 formülasyonu ile örtüşmediğini, hesaplamada bu formülasyonun kullanılması gerektiğini, kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, gerçek zararın tespit gerektiğini, genel şartların hesaplamada göz önünde bulundurulmasını, orjinal parça ve yüksek işçilikten sorumluluklarının olmadığını, faizin dava tarihinden yasal faiz olması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza Tespit Tutanağı : Kaza sonrası resmi ekiplerin tanzim ettikleri 30.09.2020 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tutanağı;
Sürücü … idaresindeki … plakalı aracı ile İnönü Caddesinde kuzeyden güney istikametine seyir halinde iken kavşağa geldiği esnada aracının ön kısımları ile, Mustafa Yazıcı Caddesi doğudan batı istikametine seyir halinde olan İzmir BB. ‘ne ait sürücü … idaresindeki … plakalı resmi kamyonetin sağ yan kısımlarına çarpmasıyla savrulması sonucunda, yine aynı cadde üzerinde batıdan doğu istikametine seyir halinde olan sürücü … idaresindeki … plakalı aracın sol ön kısımlarına, çarpması neticesinde 3 araçlı maddi trafik kazası meydana gelmiştir. Bu kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’ün 2918 s. KTK ‘nun 52/1a (hızını kavşaklara girerken azaltmama) kuralını ihlal ettiği, diğer … plakalı ve … plakalı araçların sürücülerinin bir kusuru olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklindedir.
Hasar dosyası: Davacının dava tarihinden önce davalı sigortaya hasar / değer kaybı talepleri için başvuruda bulunduğu, hasar Dosyasına istinaden 01.10.202 tarihinde …’ e, 5.900,00 -TL, 09.11.2020 tarihinde Seyidoğlu Otomotiv’e 4.548,45-TL … Otomotiv’ e 4.950,33- TL ödeme yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Trafik ve Tramer kayıtları: Kazaya karışan … dava dışı ……… adına, … plaka sayılı aracın davcı adına kayıtlı olduğu, araca 11.01.2021 tarihinde kayıp- çalıntı plaka nedeniyle …plaka tescilini yapıldığı, Davacı aracına ait ağı hasar -pert bilgisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sigorta Poliçesi: Davalıya ZMMS Sigorta Poliçesi Sigortası ile … ‘ e ait … plakalı araçla ilgili olarak 06.12.2019-06.12.2020 tarihleri arasında geçerli ve Karayolları Mali Sorumluluk Trafik Sigorta poliçesi ile … Sigorta A.Ş. tarafından sigorta teminat örüntüsüne alındığı, kaza 30.09.2020 tarihinde meydana gelmiş olup teminatları süresi içinde meydana gelmiş olduğu, teminat limitinin araç başına maddi 39.000,00TL olduğu anlaşılmaktadır.
Bilirkişi Raporu : Bilirkişi … tarafından düzenlenen 04/11/2020 tarihli raporda özetle ; ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü … idaresindeki … plakalı aracı ile, kavşağa yaklaşırken, kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamaması, kavşaklarda geçiş önceliğine uymaması” neticesinde kazanın oluşumunda temel etken olduğu, dava dışı araç sürücüsü dışı sürücü … idaresindeki … plakalı resmi kamyoneti ile, kavşakta kurallara uygun şekilde kavşak içinde geçişini tamamlarken, kavşağa kontrolsüz ve kurallara aykırı giren davalı sigortalı araç tarafından sağ yan kısmından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediği, davacı aracı sürücüsü …, idaresindeki … plakalı aracı ile, kavşakta kurallara uygun şekilde kavşak içinde geçişini tamamlarken, kavşağa kontrolsüz ve kurallara aykırı giren davalı sigortalı aracın, … plakalı resmi araç çarpması ve bu aracında savrularak davacı aracının sol ön kısmına çarpması ile sonuçlanan kazada, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediği, aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 411.500 TL ile 413.500 TL olduğu, ortalama değerinin 412.500 TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (435.000 TL) onarım sonrası rayici (412.500 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 22.500,00 TL olduğu görüşü ile raporunu düzenlemiştir.
Bilirkişi Ek Raporu : Bilirkişi … tarafından düzenlenen 14/03/2022 tarihli ek raporda özetle ; Davacı vekilinin sunduğu rayiç değerlerin kaza tarihinde yaklaşık 13 ay sonraki değerler olduğu, kaza tarihine ilişkin olmadığı, yeniden yapılan inceleme, değerlendirme ve yeniden piyasa araştırması neticesinde, kök rapordaki görüş, kanaat ve tespitlerinde bir değişiklik olmadığı, kök rapordaki görüş kanaat ve tespitlerimizin aynen geçerli olduğu görüşü ile ek raporunu düzenlemiştir.
Islah : Davacı vekili 22/03/2022 tarihli dilekçesi ile dava değerini artırmış ve bu hususa ilişkin harcı 23/03/2022 tarihinde yatırmıştır.

Dava; davacı aracında meydana gelen hasar zararı, değer kaybı bedelinin karşı araç ZMMS sigortacısı, işleteni ve sürücüsünden, ikame araç bedelinin karşı araç işleteni ve sürücüsünden tahsili davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin … esas, ….. karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sy TBK’na göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sy TBK’nun gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sy Kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin öngörülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı… ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı değer kaybı zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde;
ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü … idaresindeki … plakalı aracı ile, İnönü Caddesinde kuzeyden güney istikametine seyir halinde iken kavşağa geldiği esnada aracının ön kısımları ile, Mustafa Yazıcı Caddesi doğudan batı istikametine seyir halinde olan İzmir BB. ‘ne ait sürücü … idaresindeki … plakalı resmi kamyonetin sağ yan kısımlarına çarpmasıyla savrulması sonucunda, yine aynı cadde üzerinde batıdan doğu istikametine seyir halinde olan sürücü … idaresindeki … plakalı aracın sol ön kısımlarına, çarpması neticesinde 3 araçlı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği
ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü … idaresindeki … plakalı aracı ile, kavşağa yaklaşırken, kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamaması, kavşaklarda geçiş önceliğine uymaması” neticesinde kazanın oluşumunda temel etken olduğundan %100 (Yüzdeyüz) oranında Asli ve Tam Kusurlu Olduğu, dava dışı araç sürücüsü dışı sürücü … idaresindeki … plakalı resmi kamyoneti ile, kavşakta kurallara uygun şekilde kavşak içinde geçişini tamamlarken, kavşağa kontrolsüz ve kurallara aykırı giren davalı sigortalı araç tarafından sağ yan kısmından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığından kusursuz olduğu, davacı aracı sürücüsü …, idaresindeki … plakalı aracı ile, kavşakta kurallara uygun şekilde kavşak içinde geçişini tamamlarken, kavşağa kontrolsüz ve kurallara aykırı giren davalı sigortalı aracın, … plakalı resmi araç çarpması ve bu aracında savrularak davacı aracının sol ön kısmına çarpması ile sonuçlanan kazada, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğinde kusursuz olduğu,
Aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 411.500 TL ile 413.500 TL olduğu, ortalama değerinin 412.500 TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (435.000 TL) onarım sonrası rayici (412.500 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 22.500,00 TL olduğu,
Davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile araçta oluşan değer kaybının poliçe limitinden dolayı 15.424.85TL değer kaybı bedeli isteğinde bulunduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan değer kaybı zararından sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin 04.12.2020 tarihinde temerrüde düştüğü, anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KABULÜNE,
1-15.424,85-TL değer kaybı bedelinin temerrüt tarihi 04.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.053,67-TL harçtan peşin alınan ve ıslahla tamamlanan 309,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 744,37‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR OLARAK KAYDINA,
3- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacının yapmış olduğu 59,30-TL dava açma ilk gideri, 650,00-TL bilirkişi ücreti, 156,20-TL tebligat ve posta gideri, olmak üzere toplam 865,5‬0-TL Yargılama giderinin peşin yatırılan ve ıslahla tamamlanan 309,30-TL harç ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, karşı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır