Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/131 E. 2022/145 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/131
KARAR NO : 2022/145

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 02/10/2006
KARAR TARİHİ : 22/02/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; İtalya firmasından ithal edilen 10.419,39 Euro bedelli malın taşınması işinin davalıya verildiğini ve teslim yeri “İzmir” olarak davalı tarafından yükün teslim alındığını, ancak varış yeri Gümrük Müdürlüğü tarafından yapılan incelemeler sonucunda müvekkilinden kaynaklanmayan nedenlerden ötürü yüke el konulduğunu, bunun üzerine aynı malın ikinci kez ithal edilmesi yoluna gidildiğini, müvekkilinin uğradığı zararlarının davalı tarafından karşılanmadığını belirterek, 10.419,26 Euro’nun dava tarihindeki değeri olan 20.026,00 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Gümrük Müdürlüğü tarafından el konulan davacıya ait malların bu yersiz el koyma sebebi ile davacıya teslim edilemediğini, “kaçak eşya” muamelesi yapılan bu malların “sürücünün unutması” nedeniyle tır karnesine işlenmediğini, yoksa gerçekte faturalı olduğunu, sürücü hakkında ceza davası açıldığını ve beraat ettiğini, malların zayi olmadığını, bu nedenle tazminat istenemeyeceğini, sürücünün alt taşıyıcının sürücüsü olduğunu, davanın ona ihbarının gerektiğini belirtmiştir.
GEREKÇE ;
Dava; taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasıdır.
Her ne kadar davanın başlangıcında taşıma işini yapan araç sürücüsü hakkında Çeşme 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasında Kaçakçılık Kanunu’na muhalefet suçu nedeniyle açılan ceza davasında “beraat” kararı verilen dava sonucunun beklenmesine karar verilmiş ise de; yapılan incelemede cevap dilekçesi içeriğine göre “taraflar arasındaki taşıma işinin tartışmasız olduğu, araç sürücüsünün unutması şeklinde tabir edilen ihmali sonucu davacının süresinde malları teslim alamadığı, dolayısıyla yerine mal ikame etmek durumunda kalmış olduğu” gerekçesiyle “ceza davasının sonucunun beklenmesinin sonuca etkili olmayacağı” kanaati ile mahkememizce bu yöndeki ara kararından dönülmüştür.
Dava dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
….’dan oluşan bilirkişi heyeti raporlarında özetle; davalı asıl taşıyıcının sorumluluğunun CMR’nin 3. maddesi hükmüne dayandığını ve alt taşıyıcının yol açtığı zararlardan sorumlu olduğunu, dosya kapsamına göre taşıyıcının CMR’nin 17/2 maddesi gereğince sorumluluktan kurtulabileceği def’iyi ileri süremediğini ve malın teslim edilmemesinden kaynaklanan zararın transfer edilen ithalat bedeli olan 10.419,36 Euro değerinde olduğunu bildirmişlerdir.
Mahkememizce; “davacının iddia ettiği zararın bilirkişi raporu ve ithalat bedelinden anlaşıldığı, ayrıca malın teslim edilmemiş olduğunun da taraf beyanlarından anlaşıldığı, taşıyıcının şoförünün ihmali sebebi ile idari işleme konu edilen mallar ile ilgili davacı zararlarının davalı tarafından karşılanması gerektiği yönündeki CMR hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafın haklı olduğu” gerekçesiyle “Davacının davasının kabulü ile; fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 20.026,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ilişkin 17/01/2013 tarihli, ….Esas ve … Karar sayılı karar verilmiştir.
Verilen bu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/12/2013 tarihli, 2013/8416 Esas ve 2013/22914 Karar sayılı kararı ile; “mahkemece, davaya konu malların davacıya teslim edilmediğinin kabulü ile karar verildiği, ancak, Çeşme Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. Esas, …. Karar sayılı ceza davasında ise ‘.. suça konu emtianın yurt dışı edilmek şartıyla sahibine iadesi’ şeklinde karar verildiği fakat bu kararın henüz kesinleşmediğinin anlaşılmakta olduğu, dava konusu malların akıbeti, iade edilip edilmediği yahut davacıya teslim edilip edilmediği hususlarının belirlenememekte olduğu, bu malların akıbeti, davacının tazminat hakkını ve miktarını etkileyeceğinden ceza dosyası getirtilmeden veya sonucu beklenilmeden karar verilmesinin doğru olmadığı, bununla birlikte, 08/01/2008 havale tarihli bilirkişi heyeti raporunda ‘… davacının, bahse konu eksik beyan edilen malın CIF değerinin tamamını teminat mektubu ibraz etmek kaydıyla savcılığa başvurarak malını gümrükten çekmesi, sonradan teminat mektubunun iadesi için girişimde bulunması mümkünken, bu yola başvurmayarak aynı emtiayı yeniden ithal etme cihetine gittiği anlaşılmıştır’ denilmek suretiyle, davacının ceza dosyası ile bağlantılı olarak yapabileceklerinin de belirtildiği, açıklanan hususlar dikkate alınarak, BK’nın 44. maddesinin de değerlendirilmesi gerekirken bundan sarfınazar edilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı” gerekçeleriyle davalı yararına bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir.
Çeşme Asliye Ceza Mahkemesi’nin….Esas ve…karar sayılı dava dosyası incelendiğinde; bozmadan önceki esas ve karar numarasının “…Esas ve… Karar” olduğu, Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesi ile “…. plakalı tır aracında yapılan kontrolde gümrük işlemine tabi tutulmayan ticari nitelikli eşyaların yakalandığı” gerekçesiyle 4926 sayılı kanunun 4. maddesi ve 3/1-2 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesinin istendiği, yapılan yargılamada bilirkişi raporunun aldırıldığı ve “söz konusu eşyanın 4926 sayılı kanuna aykırılık oluşturmadığı, söz konusu bildirimsiz eşyanın 4458 sayılı Gümrük Kanunu çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı” gerekçesiyle “bu suçtan dolayı beraatına, söz konusu eşyanın 4458 sayılı Gümrük Kanunu’na aykırılık oluşturması nedeniyle yurt dışı edilmek üzere (şartı ile) kendisine (sahibine) verilmesine” ilişkin 20/09/2006 tarihli kararın verildiği, verilen bu kararın Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 20/10/2011 tarihli, …..Esas ve……. Karar sayılı kararı ile; “sanığın beyan harici eşyaları gümrük işlemlerine tabi tutmaksızın yurda ithal etmeye teşebbüs ettiği ve mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulduğu, bozma kararından sonra davanın … Esas sayısını aldığı, mahkemece bilirkişi raporu aldırıldığı; benimsenen bilirkişi raporunda; “Çeşme Gümrük Müdürlüğünce yapılan işlemlerin yerinde olmadığı, Tır Uygulama Yönetmeliği’nin amir hükümleri doğrultusunda işlem yapılması ve tır karnesinde kayıtlı olmayan suça konu eşyalarla ilgili dosyaya sunulan fatura ve İtalya Gümrük İdaresi’nde işlem gören çıkış beyannamesi doğrultusunda 4458 sayılı Gümrük Kanununun amir hükümleri çerçevesinde ithalatların gerçekleştirilmesi gerektiğinin” bildirildiği, mahkemece “sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı” gerekçesiyle “sanığın beraatine” karar verildiği, kararın temyiz edildiği ve Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 28/09/2017 tarihli, …..Esas ve …… Karar sayılı kararı ile 8 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle kararın bozulduğu ve davanın zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiği görülmüştür.
Davacı, davalıya Menemen 2. Noterliği’nden gönderdiği 14/08/2006 tarihli, ……. yevmiye numaralı ihtarname ile 10.419,35 Euro zararın tazminini istemiştir. Davalı ise Beyoğlu Noterliği’nin 22/08/2006 tarihli ……. yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile “kusurunun olmadığını” ileri sürerek tazminat isteğini kabul etmediklerini bildirmiştir.
Davacı vekili; dava konusu eşyaların kimde ve nerede olduğu konusunda herhangi bir bilgilerinin bulunmadığını, ancak bu eşyaların müvekkili tarafından teslim alınmadığını ve müvekkili tarafından ikinci kez ithal edilmesi yoluna gidildiği için zarar oluştuğunu belirtmiştir. Davalı vekili; kamu otoritelerinin hatalı işlemi nedeniyle müvekkiline herhangi bir kusur yüklenemeyeceğini, taşımaya konu eşyaların zayi olması durumunun söz konusu olmadığını, dolayısıyla davacı zararının doğmadığını, Yargıtay bozma kararında davacı tarafın malın CIF değerinin tamamı kadar teminat mektubu sunulmak kaydıyla malı gümrükten çekmesinin mümkün olduğunun belirtildiğini, davacı tarafça bu yola gidilmediğini belirtmiştir.
İhbar olunan vekili; ceza dosyasında tüm raporlarda söz konusu olayın Gümrük Müdürlüğü’nün hatalı işlemlerinden kaynaklandığının belirtildiğini, müvekkilinin çalışanının herhangi bir kaçakçılık kastı olmadığının da belirtildiğini, davacının mallarının İzmir Tasiş İşletme Bölge Müdürlüğü Gaziemir /Oto Sundurma Ambarı’nda bulunduğunu, defter sıra numarasının 2005/61 olduğunu, taşıma konusu eşyaların kimyevi maddeler olduğunu, kimse almadığı için ve müvekkilinin de alma imkanı ve hakkı bulunmadığı için bu malların ambarda durduğunu, davacı tarafın zarar isteğini kabul etmediklerini belirtmiştir.
Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü İzmir Tasfiye İşletme Müdürlüğü’ne yazılan yazıya verilen cevapta; kimyevi maddelerin açık artırmalı satışı sonucunda 2.250,00 TL bedelle satışının yapılarak alıcısına teslim edildiği, vergiler hariç 1.787,05 TL satış bedelinin Zekeriya Seçiç hesabına alındığı bildirilmiştir.
Bilirkişiler……….ek raporlarında özetle; Çeşme Gümrük Müdürlüğü’nün ve Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yazılarına göre eşyalardan sürüngen derisi ve işlenmiş derilerin, sahibi olan ve teminat mektubu sunan dava dışı……. Ltd. Şti. yetkilisine 02/12/2005 tarihinde teslim edildiğini, kalan eşyalardan kumaş cinsinde olanlarının kurum olarak işletme müdürlüğü nezdinde 01/12/2005 tarihinde yapılan ihaleli satışta ve kimyevi maddelerin tamamının da 29/12/2005 tarihinde yapılan ihaleli satışta satılarak eşyaların alıcılarına teslim edildiğini, eşyaların tamamının ambardan çıkışının yapıldığını, İzmir Tasfiye İşletme Müdürlüğü’nün 18/09/2018 tarihli yazısına göre de kimyevi maddelerin açık artırmalı satışı sonucunda 2.250,00 TL bedelle satışının yapılarak alıcısına teslim edildiğini, vergiler hariç 1.787,05 TL satış bedelinin Zekeriya Seçiç hesabına alındığını, Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ……soruşturma sayılı dosyası kapsamında müsadere edilen yükün CIF değerinin kıymet takdirine göre 97.966,00 TL olarak belirlendiğini, Çeşme Gümrük Müdürlüğü tarafından muhafaza altına alınan bu malların içerisinde sadece 2 top 88,9 metre kumaş ile 3.439 kg olmak üzere toplam 5 palet kimyevi maddenin, 60 kg kumaşın davacıya ait olduğunu, davacının 97.966,00 TL teminat bedeli yerine yeniden bu malları ithal etmesi için 16.938,34 TL (10.611 Euro x 1,5963) ödemesinin yerinde bir davranış olacağını, zararın oluşmasında davacının herhangi bir dahilinin bulunmadığını bildirmişlerdir.
Mahkememizce; “Uluslararası kara yolu taşımacılığına ilişkin dava konusu olayda CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanmasının gerekeceği, CMR’nin 3. maddesinde, taşıyıcının, yol açtığı zarardan sorumlu olacağının düzenlendiği, davalının, aldığı taşıma işini 10/11/2005 tarihli sözleşme ile dava dışı ……Uluslararası Nak. ve Tic. Ltd. Şti.’ye alt taşıyıcı olarak devrettiği, CMR’nin 34. maddesi çerçevesinde de davalı asıl taşıyıcı ile davalı asıl taşıyıcıdan dava konusu yükü ve sevk mektubunu alan dava dışı alt taşıyıcı …. Uluslararası Nak. ve Tic. Ltd. Şti.’nin taraflar arasındaki taşıma sözleşmesindeki “taşıyıcı” tarafına katıldığı yani davalı ile birlikte taşıma işinde müteselsil sorumlu hale geldiği, dava konusu yükün boşaltma yerinin İzmir olduğu, yükün beyanının İtalya Gümrüğü’ne yapıldığı ancak Çeşme Gümrüğü’ne yapılmadığından Çeşme Gümrüğü tarafından yüke el konduğu, yani ……….plakalı araçlarda tır karnesinde kayıtlı olmayan ve tartı sırasında karnedeki ağırlığından fazla çıkan yani eksik beyan edilen yükün 25/11/2005 tarihinde İzmir Tasiş İşletme Bölge Müdürlüğü Gaziemir/Oto Sundurma Ambarı’na teslim edildiği, 2005/61 defter sıra numarasını aldığı, Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …… soruşturma sayılı dosyası kapsamında müsadere edilen yükün CIF değerinin 97.966,00 TL olduğu, Çeşme Gümrük Müdürlüğü tarafından muhafaza altına alınan bu malların içerisinde sadece 2 top 88,9 metre kumaş ile 3.439 kg olmak üzere toplam 5 palet kimyevi maddenin, 60 kg kumaşın davacıya ait olduğu, davacının kendine teslim edilmeyen mallar nedeniyle 97.966,00 TL teminat bedeli yerine yeniden bu malları ithal etmesi için 16.938,34 TL ödemesinin daha yerinde bir davranış olacağı, davacının bu şekilde zararının oluştuğu ve zararın oluşmasında herhangi bir katkısının bulunmadığı, CMR hükümleri gereğince davacı zararının davalı tarafça tazmin edilmesi gerektiği” gerekçesiyle; “1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 19.166,41 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 2-Davacı vekilinin fazlaya ilişkin isteğinin reddine” ilişkin 02/07/2019 tarihli, 2014/570 Esas ve 2019/809 Karar sayılı karar verilmiştir. 19/10/2006 tarihinde efektif satış kuru 1.8395 olduğundan, bu miktar üzerinden değerlendirme yapıldığında 10.419,36 Euro’nun karşılığı 19.166,41 TL olarak hesaplanmış ve bu miktara hükmedilmiştir.
Verilen karara karşı taraf vekillerince temyiz yoluna gidilmiştir.
Mahkememiz kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18/11/2020 tarihli, ……Esas ve……Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Bozma kararında;
“1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddine, davalı vekilinin ise aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığı’nca müsadere edilen yükün CIF değerinin 97.966,00 TL olduğu, davacının kendisine teslim edilmeyen malları yeniden ithal yoluna giderek 16.938,34 TL ödediği, dolayısıyla davacının 97.966,00 TL teminat ödemek yerine malları tekrar ithal etmesinin daha uygun bir davranış olduğu ve zararın oluşmasında davacının bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davacı dava dilekçesinde İtalya’dan ithal edilen yükün 5 palet 3.580 kg kimyevi madde olduğunu belirtmiş, ceza dosyasından alınan bilirkişi raporunda davacının haricinde başka firmalarca da çeşitli emtialar taşındığı belirtilerek davacının emtiasının CIF kıymetinin 18.750,00-TL olduğu, ancak başka firmalara ait yükler de olması nedeniyle toplam CIF bedelinin 97.966,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Dairemizin…….Esas – …….. Karar ve 16/12/2013 tarihli bozma ilamında davacının teminat mektubu ibraz ederek savcılığa başvurup malını gümrükten çekebileceği ve sonradan teminat mektubunun iadesi için girişimde bulunabileceği bu suretle davacının ceza dosyası ile bağlantılı olarak yapabilecekleri belirtilmiş olup, bu durumda, mahkemece gümrükte el konulan davacıya ait emtianın CIF değerinin 18.750,00 TL, tekrar ithal yoluna gittiği emtianın bedelinin ise 16.938,34 TL olduğu ve davacının tekrar ithal nedeniyle ithalat giderlerine katlanmak zorunda olduğu da gözetilerek mülga 818 sayılı TBK’nın 44. maddesine göre değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açılanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 18.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi” denmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir.
Olayda uygulanması gereken mülga 818 sayılı BK’nın 44. maddesinde; “(1) Mutazarrır olan taraf zarara razı olduğu yahut kendisinin fiili zararın ihdasına veya zararın tezayüdüne yardım ettiği ve zararı yapan şahsın hal ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hâkim, zarar ve ziyan miktarını tenkis yahut zarar ve ziyan hükmünden sarfınazar edebilir. (2) Eğer zarar kasten veya ağır bir ihmal veya tedbirsizlikle yapılmamış olduğu ve tazmini de borçluyu müzayakaya maruz bıraktığı takdirde hâkim, hakkaniyete tevfikan zarar ve ziyanı tenkis edebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bilirkişiler 22/06/2021 tarihli ek raporlarında özetle; olayın gerçekleştiği esnada en az 97.966,00 TL’lik teminat yatırmak yahut banka teminat mektubu temin etmek yerine; davacı şirketin, işletmesinin acil ihtiyacını da gözönüne alarak 02/12/2005 tarihinde yeniden yurt dışına siparişte bulunup, 06/12/2005 tarihinde 10.611,60 EUR ödeme transferi yaparak bu malları yeniden ithal ettiğini; İTALYA’da mukim BİOKIMICA firmasından ithal ettiği 10.419,36 EUR bedelli mallara İzmir/Çeşme Gümrük Müdürlüğünce el konulması nedeniyle uğranılan zarara ilişkin olarak; dava tarihindeki 1 EUR=1,929TL’lik kur üzerinden hesaplanan memleket parası karşılığı 20.026,61 TL’nin istendiği bu davada; dosyadaki mevcut belgelere göre davacının tekrar ithal yoluna gittiği emtia nedeniyle katlandığı ithalat giderinin; ithalat bedelinin transfer/havale tarihindeki (06/12/2005) döviz kuruna göre Türk parası karşılığı (10.611,60 EUR x 1,5963=16.939,29 TL olduğunu; havale/transfer bedelinin dava tarihindeki (19/10/2006) döviz kuruna göre Türk parası karşılığının (10.611,60 EUR x 1,8367= 19.490,32 TL olduğunu bildirmişlerdir.
Toplanan ve sunulan deliller, aldırılan bilirkişi raporu, ceza dosyası içeriği ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; uluslararası kara yolu taşımacılığına ilişkin dava konusu olayda CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanmasının gerekeceği, CMR’nin 3. maddesinde, “taşıyıcının, yol açtığı zarardan sorumlu olacağının” düzenlendiği, davalının, aldığı taşıma işini 10/11/2005 tarihli sözleşme ile dava dışı Eknak Uluslararası Nak. ve Tic. Ltd. Şti.’ye alt taşıyıcı olarak devrettiği, CMR’nin 34. maddesi çerçevesinde de davalı asıl taşıyıcı ile davalı asıl taşıyıcıdan dava konusu yükü ve sevk mektubunu alan dava dışı alt taşıyıcı Eknak Uluslararası Nak. ve Tic. Ltd. Şti.’nin taraflar arasındaki taşıma sözleşmesindeki “taşıyıcı” tarafına katıldığı yani davalı ile birlikte taşıma işinde müteselsil sorumlu hale geldiği, dava konusu yükün boşaltma yerinin İzmir olduğu, yükün beyanının İtalya Gümrüğü’ne yapıldığı ancak Çeşme Gümrüğü’ne yapılmadığından Çeşme Gümrüğü tarafından yüke el konduğu, yani …. plakalı araçlarda tır karnesinde kayıtlı olmayan ve tartı sırasında karnedeki ağırlığından fazla çıkan yani eksik beyan edilen yükün 25/11/2005 tarihinde İzmir Tasiş İşletme Bölge Müdürlüğü Gaziemir/Oto Sundurma Ambarı’na teslim edildiği, 2005/61 defter sıra numarasını aldığı, Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2005/2696 soruşturma sayılı dosyası kapsamında müsadere edilen yükün CIF değerinin 97.966,00 TL olduğu, başka firmalara ait yüklerin de olması nedeniyle ceza dosyasında toplam CIF değerinin 97.966,00 TL olarak belirtildiği; dava dilekçesi içeriğine göre İtalya’dan ithal edilen yükün 5 palet 3.580 kg kimyevi madde olduğu, dolayısıyla davacının emtiasının CIF değerinin 18.750,00-TL olduğu, davacının teminat mektubu sunarak Çeşme Cumhuriyet Savcılığı’na başvurup malını gümrükten çekme ve sonradan teminat mektubunun iadesi için girişimde bulunma imkanının bulunduğu, mahkemece gümrükte el konulan davacıya ait emtianın CIF değerinin 18.750,00 TL olduğu, davacının tekrar ithal yoluna gittiği emtianın bedelinin ise 16.938,34 TL olduğu ve yeniden ithal nedeniyle davacının ayrıca ithalat giderlerine de katlanmak zorunda olduğu dikkate alındığında; davacının teminat mektubu sunarak Çeşme Cumhuriyet Savcılığı’na başvurup malını gümrükten çekmesinin ve sonrasında teminat mektubunun iadesi için girişimde bulunmasının daha uygun bir çözüm olacağı ancak böyle davranmayarak malı yeniden ithal etme yoluna gittiği, böylece 818 sayılı BK’nın 44/1 maddesi gereğince zararın doğmasına kendi davranışının etkisinin olduğu, “Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinden yola çıkıldığında zarar gören kendi davranışlarıyla zarara neden olmuş ise bu zararın başkasına yüklenemeyeceği, aksinin hakkaniyetle bağdaşmayacağı; zarar görenin kendi kusurunun, akıllıca iş gören, mantıklı bir kişinin/tacirin, kendi yararı gereği zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçması gereken bir eylem olarak nitelendirilmesi gerektiği; davacının bu davranışının zarar ziyan hükmünden “tamamen sarfınazar edilebilecek bir sebep” olduğu kanaatine ulaşıldığından, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın peşin olarak alınan ‭270,35 TL harçtan düşülmesi ile kalan ‭189,65‬ TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
4-Davalının yapmış olduğu posta ücreti olan 47,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/02/2022

Katip …
¸E-imza

Hakim …
¸E-imza