Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/122 E. 2021/629 K. 09.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/122
KARAR NO : 2021/629

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/02/2021
KARAR TARİHİ : 09/07/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İTİRAZ;
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında; davacı alacaklı tarafından, aralarında davalının da bulunduğu borçlular hakkında 848.410,63 asıl alacak, 4.697,81 TL’si işlemiş temerrüt faizi, 234,89 TL’si BSMV ve 1.406,50 TL’si ihtarname gideri olmak üzere toplam 854.749,83 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmıştır.
Kendisine 17/03/2020 tarihinde usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilen davalı borçlu yasal süre içerisinde vekili aracılığıyla verdiği 18/03/2020 havale tarihli dilekçesi ile; … ve Tarım San. Ltd. Şti. tarafından davacı bankadan kullanılan krediye … ile birlikte kefil olduğunu, kredinin teminatı olarak ayrıca … ve …’ün ½’şer hisseli taşınmazları üzerinde ipotek tesis edildiğini, muhataplardan …’ın ipotekli taşınmazı satın almak suretiyle sorumluluk altına girdiğini, borçlu şirketin bankadan 21/12/2015 tarihinde 352.640 USD işletme ihtiyaç kredisi kullandığını, geri ödeme planında aylık faiz oranının 0,50000, temerrüt faiz oranının %13 olarak belirlendiğini, İİK’nın 45. maddesine göre alacaklının asıl borçluya başvurmadan önce asıl borç için verilmiş rehinleri değerlendirmek zorunda olduğunu, ihtarnamede ödeme için verilen 1 günlük sürenin medeni kanunun 2. maddesi çerçevesinde münasip bir süre olmadığını, sözleşmede temerrüt faizi % 13 olarak belirlendiği halde takip talebinde % 15,6 oranında faiz yürütüldüğünü, kefil sıfatıyla ödeme yaptığında alacaklıya halef olacağını, bankaya borcu ödeyip ipoteklerin fekkinin kendisine verilmesini (ipoteğin devri için gerekli işlemleri yapmasını) istediği halde bankanın hukuka aykırı olarak bu isteği kabul etmediğini, bankanın amacının alacağını elde etmek değil, kendisini mağdur etmek olduğunu ileri sürerek, borca ve tüm ferilerine itiraz etmiştir.
İDDİA;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili bankanın Uşak şubesi ile dava dışı … ve Tarım San. Ltd. Şti. arasında imzalanan 12/11/2011 tarihli kredi genel sözleşmelerinin davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, şirkete kredi kullandırıldığını ancak ödeme taahhüdünün yerine getirilmediğini, bunun üzerine Beşiktaş … Noterliği’nin 27/01/2020 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderilerek muaccel hale gelen borcun ödenmesinin istendiğini, ödeme yapılmaması üzerine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında icra takibine başlandığını, borca itirazın haksız olduğunu, arabuluculuk sürecinde anlaşmaya varılamadığını, davalının sözleşme gereği asıl borcu ve tüm ferilerini kefil olduğu miktarla sınırlı olmak üzere üstlendiğini, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla dava dışı kişiler üzerine kayıtlı olan taşınmazların İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına kayden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılmasını, taşınmazların tamamının satılarak paraya çevrilmesi halinde dahi bankanın borçlu şirketten olan alacaklarının tamamının ipotek kapsamında tahsil ve tasfiye edilemeyeceğini, ipoteğin varlığının kefalet borcunu geçersiz kılmayacağını, müvekkilinin alacağının tüm banka ve yasal mevzuata, sözleşme hükümlerine göre hesaplandığını belirterek, davalının itirazının iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkilinin yerleşim yerinin Uşak olduğunu, sözleşmenin de davacı bankanın Uşak şubesinde düzenlendiğini, Uşak Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı bankanın TMK’nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini, ihtarnamede 844.312,63 TL borcun tamamının tebliğden itibaren 1 gün içinde ödenmesinin istendiğini, ayrıca İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine ihtiyati haciz istendiğini, mahkemece kabul edildiğini, taşkın hacizle ilgili olarak İzmir … İcra Hukuk Mahkemesi’nde … Esas sayılı dosyada memur muamelesini şikâyet yoluna gittiklerini, müvekkilinin icra aşamasından önce davacı bankaya başvurduğunu ve ipoteklerin kendisine devrinin yapılması karşılığında bankaya borcu ödeyeceğini taahhüt ettiğini, ancak bankanın bu isteği kabul etmediğini, müvekkilinin dava konusu borcu ödeme gücünün olduğunu, müvekkilinin borçlu şirket tarafından kullanılan krediye … ile birlikte kefil olduğunu, ayrıca kredinin teminatı olarak … ve …’ün ½’şer hisseli taşınmazları üzerinde ipotek kurulduğunu, …’ın ipotekli taşınmazı satın alarak sorumluluk altına girdiğini, şirketin 21/12/2015 tarihinde 352.640 USD işletme ihtiyaç kredisi kullandığını, geri ödeme planında aylık faiz oranının 0,5 ve temerrüt faiz oranının %13 olarak belirlendiğini, İİK’nın 45. maddesine göre alacaklının asıl borçluya başvurmadan önce asıl borç için verilmiş rehinleri değerlendirmek zorunda olduğunu, sözleşmede temerrüt faizi %13 olarak belirlendiği halde takip talebinde %15,6 oranında faiz yürütüldüğünü, kefil sıfatıyla ödeme yaptığında alacaklıya halef olacağını, bankaya borcu ödeyip ipoteklerin fekkinin kendisine verilmesini (ipoteğin devri için gerekli işlemleri yapmasını) istediği halde bankanın hukuka aykırı olarak bu isteği kabul etmediğini, belirterek, davanın öncelikle yetkisizlikle reddine, aksi kanaatte olunması durumunda esastan reddine, müvekkili yararına alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE;
Dava; hakkında genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılan davalının borca itirazının iptali istemine ilişkindir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile birlikte mahkememizin yetkisine itiraz etmiş olduğundan ve yetki itirazı HMK’nın 116/1-a maddesine ilk itirazlardan olup, dava şartlarından sonra incelenmesi gerektiğinden, dava şartlarının olduğu belirlenen bu davada mahkememizce yetki itirazı incelenmiştir.
İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmemesi o yerdeki mahkemeyi itirazın iptali davası yönünden yetkili hale getirmeyecektir. İcra ve İflas Kanunu’nda itirazın iptali davası ile ilgili olarak yetkili mahkemeye ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiş olduğundan, itirazın iptali davasında yetkili mahkeme genel hükümlere göre belirlenecektir. Bu çerçevede itirazın iptali davasında genel yetkili mahkeme 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi gereğince, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilecektir.
Somut olayda; davacı tarafın da kabulünde olduğu üzere davaya konu kredinin dayanağı olan genel kredi sözleşmesi davacı bankanın Uşak şubesi ile dava dışı … ve Tarım San. Ltd. Şti. arasında imzalanmış olup, sözleşmenin yetkiye ilişkin 41. maddesinde “yetkili mahkeme ve icra daireleri” kısmı boş bırakılmış, herhangi bir yer gösterilmemiştir. Sözleşmenin imzalandığı, ifa yeri ve aynı zamanda davalının yerleşim yeri Uşak’tır. Bu durumda davanın çözümünde Uşak Mahkemeleri yetkili olduğundan, dava yetkisiz mahkemede açıldığından, davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın yetkisiz mahkemede açılması nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren yasal 2 haftalık süre içerisinde mahkememize başvurulması durumunda dava dosyasının yetkili Uşak Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine, taraflardan birinin iki hafta içerisinde gönderme isteğinde bulunmaması halinde, taraflardan birisinin isteği üzerine mahkememizce “davanın açılmamış sayılmasına” karar verilerek, aynı karar ile yargılama giderlerinin 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesinin 2. fıkrasının 2. cümlesi uyarınca karara bağlanmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/07/2021

Başkan …
E-imza

Üye …
E-imza

Üye …
E-imza

Katip …
E-imza