Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/103 E. 2021/1035 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/103
KARAR NO : 2021/1035

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 11/02/2021
KARAR TARİHİ : 07/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle;01.02.2020 tarihinde … plakalı maliki ve kaza anındaki sürücüsü … idaresindeki araca, maliki ve kaza anındaki sürücüsü … olan … plakalı aracın arkadan çarptığını, müvekkili aracında hasar oluştuğunu, kazaya sebebiyet veren … plakalı arkadan çarpan aracın kazada asli ve tam kusurlu olduğunu, bu aracın kaza tarihi itibarıyla … Sigorta A.Ş. ce … poliçe no ile ZMMS sigortalısı olduğunu, müvekkili aracında meydana gelen gerçek zararın karşılanması için müvekkili tarafından … Sigorta A.Ş. ye başvuru yapıldığını, hasar dosyası kapsamında orijinal olmayan çıkma ve yan sanayi parçalarla onarım yapılması için zarar hesaplandığını, ve hasar ödemesi yapıldığını, bu ödemenin gerçek zararı karşılamadığını, bu nedenle kalan bakiyenin orijinal parçalarla hesaplanıp müvekkiline ödenmesi gerektiğini, aracın değer kaybına uğradığını, aracın 2. el piyasa değerinin azaldığını bunun için başvuru yapıldığını, sigorta şirketince bir ödeme yapılmadığını, rizikonun teminat dışı kaldığının tespitinin karşı tarafa ait olduğunu, sigorta şirketinin gerçek zararı karşılamakla yükümlü olduğunu, sunulu ve resen gözetilecek nedenlerle ; 10TL bakiye hasar bedelinin sigorta şirketinin temerrüt tarihi olan eksik ödemenin yapıldığı 18.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, 10TL değer kaybının sigorta şirketinin temerrüt tarihi olan 18.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, 2020 yılı AAÜT m.16/2-c hükmü uyarınca 900,00TL maktu arabuluculuk vekalet ücretinin yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili cevap dilekçesi ile özetle; Yetki ve zamanaşımı itirazları olduğunu, şirketinin anlaşmalı olduğu tamirhane onarım merkezinde onarılsaydı uygulanacak tedarik, işçilik ve diğer hususlara göre belirlenecek hususlara göre ödeme yapabilme hakkı söz konusu olduğunu, müvekkili şirketin genel şartlar uyarınca düzenlenen ekspertiz raporu ile tedarikçi firma … A.Ş. ye 954,41 TL, … Otomotive 264,92 TL’nin 27.02.2020 tarihinde ödendiğini, 3.610,00 TL tazminat ve 649,80 TL KDV ödemesi ile tazminatın başvuran hesabına ödendiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun kalmadığını, kusur tespiti gerektiğini, herhangi bir fazla tazminatı kabul etmediklerini karar verilmesi durumunda ödenen miktarın faizi ile tenzili gerektiğini, davaya konu aracın kaza tarihinde km’sinin 192.709 km olduğunu, genel şartlar ekinde nasıl hesaplanması gerektiğinin formüle edildiğini, bu km’deki araçta değer kaybının söz konusu olmadığını, bu bakımdan talebin reddi gerektiğini, Anayasa Mahkemesi kararının geriye işlemeyeceğini, kısaca açıklanan nedenlerle davanın öncelikle usul, aksi takdirde esas yönünden reddine karar verilmesini, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza tespit tutanağı : Tarafların kendi aralarında tanzim ettikleri 02/01/2020 tarihli kaza tespit tutanağında; sürücü …’nın olayı ” Ankara Caddesinden Alsancak istikametine doğru giderken arkadan gelen … plakalı araç aracımın arka tarafından hızla vurarak maddi hasar vermiştir” şeklinde, sürücü …’ın olayı ” Ankara caddesinde ilerlerken … plakalı aracımla hızlı olduğum için aracımı durduramadım ve önümdeki … plakalı araca arkadan çarpıp maddi hasar verdim” şeklinde tanımladığı anlaşılmıştır.
Hasar dosyası: Davacının dava tarihinde önce 03.12.2020 tarihinde davalı sigortaya hasar / değer kaybı talepleri için başvuruda bulunduğu, 11.02.2020 Tarihli kesin ekspertiz raporuna göre “hasar bedelinin 5.489,12 TL olarak” tespit edildiği, 06.12.2020 tarihli ekspertiz raponura göre değer kaybı oluşmadığı, davalı sigortanın davalı sigortanın davacı hesabına 14.02.2020 tarihinde 3.610,00 TL hasar bedeli ödemesi, 18.02.2020 tarihinde 649,80 TL KDV ödemesi, parça tedarik eden firmalara 274,92 TL ve 954,41 TL tedarik ödemesinde bulunduğu görülmüştür.
Sigorta Poliçesi: … Sigorta AŞ ile kazaya karışan … plaka sayılı araç maliki olan dava dışı … arasında, 08/10/2019- 08/10/2020 tarihlerini kapsayan ZMMS poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti maddi araç başına 39.000,00-TL’dir.
Trafik Tescil : İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 23/02/2021 tarihli cevabi yazısı içeriğinden … plaka sayılı aracın kaza tarihi, dava tarihi ve cevabi yazı tarihinde davacı … adına, Kütahya İl Emniyet Müdürlüğünün 25/02/2021 tarihli cevabi yazısı içeriğinden … plaka sayılı aracın kaza tarihi, dava tarihi ve cevabi yazı tarihinde dava dışı sürücü … adına tescilli olduğu bildirilmiştir.
Tramer : Davacıya ait … plaka sayılı aracın kaza tarihinden önce 2 adet hasar dosyasının bulunduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi kök raporu : Otomotiv uzmanı bilirkişi … 30/07/2021 tarihli raporunda; ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …, idaresindeki … plaka sayılı aracı ile, önünde seyreden davacı aracına yeterli ve güvenli takip mesafesini korumaması ve dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullanımı neticesinde arkadan çarparak kazanın oluşumunda neden ve etkisi olduğunu, Davacı araç sürücüsü …, idaresindeki … plakalı aracı ile, yolda kurallara uygun şekilde şeridinde seyri esnasında, arkasından gelen davalıya sigortalı araç tarafından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğini, Kazanın oluşumunda başka bir faktörün görülmediğini, Tazminata konu … plakalı Ford Fiesta 1.4 TDCI Comfort marka aracın hasar onarım bedeli ile ilgili olarak; Eksper … tarafından hazırlanan 11.02.2020 tarihli Oto MM Ekspertiz Raporunda; onarım bedelinin 7.481,40 TL yedek parça, bu bedele 5.939,60 TL iskonto ile 1.541,80 TL yedek parça, 3.110,00 TL işçilik olmak üzere toplam 4.651,80 TL+kdv, kdv dahil 5.489,12 TL olduğunu, Yedek parçaya %54 ile %92 arasında iskonto uygulanmış olduğunu, yedek parçaya iskonto uygulanmaması durumunda hasar bedelinin 5.939,60 TL yedek parça, 3.110,00 TL işçilik olmak üzere toplam 9.049,60 TL+kdv, kdv dahil 10.678,52 TL olduğunu, Yargıtay 17 HD’nin ZMMS sigortası tazminatlarında, gerçek zarar, iskonto, parça türü ve kdv ile ilgili emsal kararları değerlendirildiğinde, tarafınca teknik bakımdan görüşünün 10.678,52 TL yönünde olduğunu, Kaza, hasar ve tutanağın birbiriyle uyumlu olduğunu, onarımının uygun olduğunu Pert’e gerek olmadığını, Davaya cevap dilekçesinde, davalı vekilinin 27.02.2020 tarihinde ödendiğini beyan ettiği 3.610,00 TL tazminat ve 649,80 TL kdv ödemesi toplamı (4.259,80 TL) tenzil edildiğinde; Sayın Mahkemenin hasar bedeli hususundaki görüş ve kanaati iskontolu bedel “5.489,12 TL olduğu” yönünde olursa, bakiye hasar bedelinin (5.489,12 TL-4.259,80 TL) 1.229,32 TL olacağını, Sayın Mahkemenin hasar bedeli hususundaki görüş ve kanaati iskontosuz bedel “10.678,52 TL olduğu” yönünde olursa, bakiye hasar bedelinin (10.678,52 TL-4.259,80 TL) 6.418,72 TL olacağını, Aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 45.500 TL ile 46.500 TL olduğunu, ortalama değerinin 46.000 TL olduğunu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (50.000 TL) onarım sonrası rayici (46.000 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 4.000,00 TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Bilirkişi ek raporu : 04/11/2021 tarihli ek raporda ; Tazminata konu … plakalı Ford Fiesta 1.4 TDCI Comfort marka aracın hasar onarım bedeli ile ilgili olarak; Yedek parçaya iskonto uygulanmaması durumunda, hasar bedeli iskontosuz olarak hesaplandığında; iskontosuz hasar bedelinin 7.481,40 TL yedek parça, 3.110,00 TL işçilik olmak üzere toplam 10.591,40 TL+kdv, kdv dahil 12.497,85 TL olduğunu, Yargıtay 17 HD’nin ZMMS sigortası tazminatlarında, gerçek zarar, iskonto, parça türü ve kdv ile ilgili emsal kararları değerlendirildiğinde, tarafınca teknik bakımdan görüşünün ve gerçek zarar miktarının 10.591,40 TL+kdv, kdv dahil 12.497,85 TL yönünde olduğunu, Davalı vekilinin 27.02.2020 tarihinde ödendiği beyan edilen 3.610,00 TL tazminat ve 649,80 TL kdv ödemesi toplamı (4.259,80 TL) tenzil edildiğinde; Sayın Mahkemenin hasar bedeli hususundaki görüş ve kanaati iskontolu bedel kdv dahil 5.489,12 TL yönünde olursa, bakiye hasar bedelinin (5.489,12 TL-4.259,80 TL) 1.229,32 TL olacağını, Sayın Mahkemenin hasar bedeli hususundaki görüş ve kanaati iskontosuz bedel kdv dahil 12.497,85 TL yönünde olursa, bakiye hasar bedelinin (12.497,85 TL-4.259,80 TL) 8.238,05 TL olacağını, “Onarımda iskonto uygulanıp uygulanmayacağı, eşdeğer parça kullanımı gerekip gerekmediği, eşdeğer parça bedelinin zarar olarak kabul edilmesi gerektiği” hususları hukuki değerlendirme gerektiğinden, bu husustaki taleplerin değerlendirilmesinin sayın Mahkemeye bırakıldığını, Değer kaybı bedeli ile ilgili tespitlerinin kök raporda gayet ayrıntılı ve denetlenebilir şekilde yapıldığını, yeniden yaptığı değerlendirme neticesinde değer kaybı bakımından kök rapordaki görüş ve kanaatinde bir değişiklik olmadığını, davaya konu kazada sigortalı aracın davacı aracına arkadan çarptığını, sigortalı araç sürücüsünün arkadan çarpıp zarar verdiğini düzenlenen tutanakta ikrar ve beyan ettiğini, kazanın oluş biçimine bakıldığında davacı aracının herhangi bir ihlalinin ve kazayı önleyebilmek için yapabileceği bir şeyin olmadığını, bu nedenlerle, kazanın oluş şekli ve tarafların kazadaki etkileri bakımından, kök rapordaki görüş ve kanaatinde bir değişiklik olmadığını mütalaa etmiştir.
Bedel Artırım Dilekçesi: Davacı vekili 05/11/2021 tarihli bedel artırım dilekçesi ile; dava dilekçesindeki 10-TL’lik bakiye hasar bedeli talebini 6.998,72-TL daha arttırıp bakiye hasar bedeli talebini 7.008,72-TL’ye çıkartarak, dava dilekçesindeki 10-TL’lik değer kaybı talebini 3.990-TL daha arttırıp ve değer kaybı talebini 4.000-TL’ye çıkartarak, 7.008,72-TL bakiye hasar bedelinin sigorta şirketinin temerrüt tarihi olan eksik ödemenin yapıldığı 18.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, 4.000-TL değer kaybının sigorta şirketinin temerrüt tarihi olan 18.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, 2020 yılı AAÜT m.16/2-c hükmü uyarınca 900,00TL maktu arabuluculuk vekalet ücretinin yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, tamamlama harcını aynı tarihte yatırmıştır.
Dava; davacı aracında meydana gelen bakiye hasar bedeli ile değer kaybı zararının karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
Davalı sigorta vekili görevi itirazında bulunmuştur. Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle dava ticari dava olup Asliye Ticaret Mahkemesi görev alanı içinde bulunduğundan, davalının görev itirazı reddedilmiştir.
Davalı sigorta şirketinin yetki itirazında bulunmuş ise de; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’nın C.7. maddesinde de yetkili mahkemeler belirlenmiş olup, genel şartlarda “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabilceği gibi veya kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde ya da zarar görenin ikametgahının bulunduğu mahkemede de açılabilir” şeklinde düzenleme getirildiği, zarar gören davacının ikametgahının ve kaza yerinin yargı sınırlarımız içerisinde bulunduğu tespit edilmekle davalının yetki itirazı reddedilerek, yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı sigorta şirketi vekili zamanaşımı savunmasında bulunmuş ise de; 2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne, Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 15. Maddesinde “Arabuluculuk Bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur…”hükmüne yer verildiği, tüm bu düzenlemeler dikkate alındığında, kazanın 02.01.2020 tarihinde gerçekleştiği, eylemin suç teşkil etmediği, bakiye hasar bedeli ve değer kaybı talebi için 07.12.2020 tarihinde arabuluculuğa başvuruda bulunduğu, anlaşamama son tutanağının 25.01.2021 tarihinde düzenlendiği, 2 yıllık zamanaşımı süresinin arabuluculuğa başvuru nedeniyle durma süresi dikkate alındığında 20.02.2022 tarihinde dolduğu, davanın 11.02.2021 tarihinde zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı savunması reddedilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; davalıya trafik poliçesi ile sigortalı olup, olay tarihi olan 02.01.2020 günü dava dışı sürücü …, idaresindeki … plaka sayılı aracı ile, Ankara caddesinde Alsancak istikametine doğru seyir halinde iken, kendi aracının ön kısmı ile, aynı istikamette önünde seyir halinde olan davacı malik sürücü … idaresindeki … plakalı aracın arka kısımlarına çarpması neticesinde gerçekleşen maddi hasarlı trafik kazasında, davalı sigortalısına ait aracı kullanan sürücü …’ın bilirkişi raporunda açıklanan gerekçelerle kazanın oluşumunda % 100 oranında asli kusurlu olduğu, davacıya ait araçta gerek mahkememizce alınan bilirkişi raporu gerekse ekspertiz raporu ile meydana gelen hasar tutarının yedek parça, işçilik ve KDV dahil 12.497,85 TL olduğunun tespit edildiği, değer kaybının, aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç bedeli arasındaki fark olduğu, davacıya ait aracın alınan bilirkişi raporu uyarınca kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değerinin 50.000,00 TL, kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç bedelinin 46.000,00 TL olduğu, buna göre dava konusu araçta (50.000,00 TL -46.000,00 TL) = 4.000,00 TL lik değer kaybı meydana geldiği, davalı sigorta şirketi tarafından, dava tarihinden önce 14.02.2020, 27.02.2020 ve 18.02.2020 tarihlerinde hasar bedeline mahsuben toplam 5.489,13 TL kısmi ödeme yapılmış olduğundan davacının bakiye hasar zararının 7.008,72 TL olduğu, davacının dava dilekçesinde 10,00 TL hasar bedeli ile 10,00 TL değer kaybı talebinde bulunduğu, bedel artırım dilekçesi ile bakiye hasar zararına ilişkin isteğini 7.008,72 TL’ye, değer kaybı bedeline ilişkin isteğini 4.000,00 TL’yi yükselttiği, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan zarardan sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B 2/2.1. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte kendisine ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde ödeme yükümlülüğü bulunduğu, davacının hasar bedeli yönünden başvuru tarihi hasar dosyasından tam olarak tespit edilememekle birlikte davalı sigorta şirketinin en geç kısmi ödeme tarihi olan 18.02.2020 tarihinde temerrüde düştüğü, değer kaybı yönünden başvurunun davalı sigorta şirketine 03.12.2020 tarihinde ulaştığı tespit edilmekle ihbar tarihinden itibaren 8 iş günü sonra 16.12.2020 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmakla davacının davasının kabulü ile 7.008,72 TL bakiye hasar bedelinin temerrüt tarihi olan 18.02.2020, 4.000,00 TL değer kaybı bedelinin temerrüt tarihi olan 16.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının, bakiye hasar bedeline ilişkin isteğinin KABULÜ ile 7.008,72 TL bakiye hasar bedelinin 18.02.2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Davacının, değer kaybı bedeline ilişkin isteğinin KABULÜ ile 4.000,00 TL değer kaybı bedelinin, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüde düştüğü 16.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 752,00 TL nispi harca, peşin alınan ve bedel artırımı ile tamamlanan 246,96 TL harcın mahsubu ile bakiye 505,04 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4-Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 8,50 TL vekalet suret harcı, 59,30 TL başvuru harcı, 246,96 TL peşin alınan ve bedel artırımı ile tamamlanan harç, 124,90 TL davetiye ve posta gideri, 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.139,66 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/12/2021

Katip …
e-imza

Hakim..
e-imza