Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/799 E. 2022/235 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/799
KARAR NO : 2022/235

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 15/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirketin, davalı borçlu şirket aleyhine cari hesap ve fatura alacağına dayalı olarak, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün ….. takip sayılı dosyası ile 7 örnek icra takibi yaptığını, borçlunun borca yersiz itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borçlunun itirazının tamamen haksız, yersiz ve ödemeyi geciktirmeye yönelik olduğunu, bu durumun ekteki faturalardan, dış servis formlarından ve sevk irsaliyelerinden de açıkça anlaşıldığını, müvekkili şirketin davalıya ait makinenin bakım, tamir ve parça değişim işlemlerini yaptığını ve makineyi çalışır vaziyette davalıya teslim ettiğini, bakım, tamir, parça değişim hizmetlerinin davalının bildirdiği adreslerinde verildiğini, bu nedenle makinenin geç teslimi iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, kaldı ki; -davalının iddiasını kabul anlamında olmamak kaydıyla- davalının bu konuda herhangi bir ihbarının da bulunmadığını, faturaların davalıya tebliğ edildiğini, davalının faturaların bir kısmını ödediğini, bir kısmını ise ödemediğini, bu nedenle icra takibi açılmasının zorunlu olduğunu, arabuluculuk yoluna başvurulmuşsa da sonuç alınamadığını, haksız ve yersiz itirazının asıl alacak miktarı olan 27.264,89-TL yönünden iptali ile takibin devamına,% 20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; Davacı tarafın, taraflarına göndermiş olduğu faturaların borç doğurduğunu iddia ettiğini ancak faturaların dayandırıldığı bir sözleşmenin bulunmadığını, müvekkilinin faturayı kabul ettiğinin karine olarak kabulünün mümkün olmadığını, kaldı ki kabul anlamına gelmemek kaydıyla birlikte müvekkilinin dava konusu borca konu teşkil eden iş makinesinin teslimini müvekkili firmaya 67 gün geç teslim ettiğini, işbu nedenle işin kabul edilebilir yeterlikte iş sahibine teslim edildiğinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı şirket tarafından düzenlenen faturaların süresi içerisinde düzenlenmediğini, bu hususun bilirkişi incelemesi neticesinde de açıkça ortaya konacağını, fatura konusu hizmet incelendiğinde dış servis raporunda hizmetin 15.10.2019 tarihinde verildiği belirtilmiş ise de faturanın 16.12.2019 tarihinde kesildiğini, yine bir diğer hizmetin 18.12.2019 tarihinde verildiğini ancak faturanın 27.01.2020 tarihinde kesildiğinin görüldüğünü, işbu nedenle anılan faturaların hiçbir geçerliliğinin bulunmadığını, taraflar arasında mevcut bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, arz ve izah ettikleri sebeplerle ve mahkemece re’sen gözetilecek hususlar neticesinde; huzurdaki davanın reddi ile haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli başlatılan İzmir … icra müdürlüğü ….. e. sayılı dosyasında takibin iptaline, davacı tarafın kötü niyetli takibi dolayısıyla %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dış Servis Formları : davacı tarafından sunulan 15/10/2019, 18/12/2019 ve 05/02/2020 tarihlerine ait dış servis formları incelendiğinde; 15/10/2019 tarihli dış servis formunda revizyonun yapılması için motorun komple sökülerek atölye ortamına alındığı, 18/12/2019 tarihli formda revizyonu yapılan motorun montaj edildiği, motor yağı ve hidrolik yağının tamamlandığı, fakat elektrik arızası ve genleşme kabı delik olduğu için makinanın çalıştırılamadığı, makinanın mazot elciği, genelşme kabı ve su hortumlarının değişmesi gerektiğinin tespit edildiği, 05/02/2020 tarihli formda ise revizyon edilen motorun montaj edildiği, genel kontrolünün ve olması gereken ayarlarının yapıldığı, denenip müşteriye teslim edildiği anlaşılmaktadır.
Takibin dayanağı belge / Cari Hesap Ekstresi : Dosyada mevcut, davalı …ne ait cari hesap ekstresinde 27/01/2020 tarihi itibariyle borç miktarının 27.264,89-TL. olduğu anlaşılmaktadır.
BA/BS Formları : İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı Konak Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 20/01/2021 tarihli cevabi yazısı içeriğinden; takibe dayanak faturalara ilişkin tutarların davalı … İnş. .. AŞ ‘nin 2019/12 dönemine ait BA formlarında bildirilmediği anlaşılmıştır.
İcra Dosyası : İzmir ….. İcra Müdürlüğünün …….. Esas sayılı dosyasına ait UYAP çıktıları incelendiğinde; davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine 27.264,89-TL. cari hesap ve fatura alacağı, 2.440,77-TL. diğer faiz alacağı olmak üzere toplam 29.705,66-TL. alacak için icra takibi başlattığı, davalı borçluya ödeme emrinin 13/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 18/11/2020 tarihinde borca ,asıl alacağa, takibe kadar işlemiş faize, faizin tamamına, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünce 18/11/2020 tarihinde mazbata dönmemiş olduğundan döndüğünde itirazın incelenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Tanık Beyanları :
Davacı tanığı … 26/10/2021 tarihli celsedeki beyanında; “Ben davacı şirkette 10 yıldır teknisyen olarak çalışıyorum. Davalı … İnş. AŞ ye ait iş makinesinin motorunu makinenin bulunduğu Çine ilçesine bizzat giderek ben söktüm. Motoru atölyemize getirdik, motor komple dağıtılarak revize edildi. Motora ilişkin bütün malzemeler değişti, toplandı yeniden monte edildi. Birleştirildi ve şirketimizde çalışan diğer teknisyenler tarafından iş makinesinin bulunduğu Çine ilçesine götürülerek motor iş makinesine takıldı. Giden teknisyen arkadaşlar motoru iş makinesine taktıktan sonra çalışıp çalışmadığını kontrol etmişler ve çalıştığını, problem çıkarmadan faal şekilde teslimini gerçekleştirdiklerini işyerine döndüklerinde söylediler ” şeklinde beyanda bulunmuş, Tanığa dosya içerisinde mevcut olan 15/10/2019 tarihli 2550 numaralı dış servis formu gösterilerek formun içeriğinin doğru olup olmadığı ve altındaki servis yetkilisi imzasının kendisine ait olup olmadığı sorulduğunda, tanık; “formun içeriği doğrudur, ismin karşısındaki imza bana aittir” şeklinde, davacı vekilinin talebi üzerine tanıktan sorulduğunda, tanık ; “biz motoru söküp atölyeye getirdikten sonra motorun bakım ve tamiratı için gerekli olan bütün parçaların listesini çıkardık. Yedek parça müdürümüz tarafından bu parçaların listesi fiyatları ile birlikte e mail yoluyla müşteriye gönderilmekte, müşteri tarafından onay alındıktan sonra yurt dışından Almanya ülkesinden ithal edilmektedir. Söz konusu parçalar geldikten sonra motorun tamir ve tadilatını gerçekleştirdik. Parçaların yurt dışından gelmesi, müşteri onay süreci ve araya yılbaşı tatilinin girmesi nedeniyle tahminen 2 ay sürmüştür. Parçalar geldikten sonra motor 3 günde parça değişikliği yapılarak toparlandı. 1 günde de yerine gidilerek montajı yapıldı, motor iş makinesine takıldıktan ve çalışır vaziyette teslim edildikten sonra davalı tarafın motora ilişkin herhangi bir şikayeti olmamıştır, benim bilgim bundan ibarettir ” şeklinde cevap vermiştir.
Davacı tanığı … 26/10/2021 tarihli celsedeki beyanında; ” Ben davacı şirkette servis teknisyeni olarak yaklaşık 5 yıldır çalışıyorum. Askerlik öncesinde de davacı şirkette çalışmıştım. Toplam çalışma sürem 9 yıldır, halen de servis teknisyeni olarak çalışmaya devam ediyorum, 2019 yılında Davalı … İnş. AŞ ye ait iş makinesi motorunun çalışmadığının şirketimize bildirilerek servis isteğinde bulunulması üzerine hatırladığım kadarıyla 10. ayda servis görevlisi olarak makinenin bulunduğu Aydın ili Çine ilçesine gittim. Yapmış olduğum kontrolde motorun sökülerek revize edilmesi gerektiğini müşteriye bildirdim. Davalı şirketin talebi üzerine o gün hava şartları uygun olmadığı için motoru sökemedim. Ondan sonra motoru sökmek için tekrar ertesi günü gittik. motorun bir kısmını söktük, söktüğümüz parçalara bakarak arızanın büyük olduğunu, motorun komple sökülmesi ve motorda komple bir revize gerektiğini müşteriye bildirdik. Daha sonra müşteri olan davalının isteği üzerine motoru komple söktük atölyemize getirdik. Atölyede yapmış olduğumuz incelemede motordaki parçaların komple değişmesi gerektiğini tespit ettik. Teknik parça müdürümüz değişmesi gereken parçaların listesini ve fiyatlarını hazırlayarak ve teklif alarak davalı şirkete e mail yoluyla gönderdi. Davalı şirketin onayı alındıktan sonra söz konusu parçalar yurt dışından ithal edildiğinden Almanya’dan istendi. Almanya’dan parçaların ne kadar sürede geldiğini hatırlayamıyorum ayrıca müşterinin teklif onaylama süresini de bilmiyorum ancak davalı şirketin onayı üzerine biz motoru parçalar geldikten sonra komple değiştirip montajını yapıp toparladık. Daha sonra da Çine’ye giderek motorun iş makinesine montajını yapıp faal durumda olduğunu tespit ettikten sonra davalıya bu şekilde çalışır vaziyette teslim ettik. Sonrasında davalı tarafından motorun çalışmadığına ya da arıza verdiğine ilişkin hiçbir şikayet gelmedi. Ancak söz konusu tadilat süreci yıl sonuna denk geldiğinden ve yabancı ülkeler yıl başında bir ay noel tatili yaptıklarından parçaların yurt dışından gelişi uzamıştır ” şeklinde beyanda bulunmuş, Davacı vekilinin talebi üzerine tanıktan sorulduğunda; tanık : “biz motoru iş makinesine monte edip çalıştırdıktan sonra davalının işin ayıplı ya da eksik yapıldığına ilişkin herhangi bir itirazı bulunmamıştır, biz makineyi çalıştırıp deneyerek faal durumda müşteriye teslim ettik ” şeklinde, tanığa dosya içerisinde mevcut olan 18/12/2019 tarihli dış servis raporu okunarak, rapor içeriğinin ve altındaki imzanın kendisine ait olup olmadığı sorulduğunda ise tanık : “servis raporu içeriği doğrudur, servise Fatih Toklu ile birlikte gittik. İkimiz de ismimizi yazdık ancak sadece ……. raporu düzenleyen kısmına imza attı. Ben imza atmadım, motoru makineye tutanakta belirtildiği gibi monte ettikten sonra makineye mazot el otomatiği genleşme kabı ve su hortumlarının değişmesi gerektiğini tespit ettik, daha sonra bu parçaları temin edip tekrar giderek yerinde değiştirdik ve söz konusu parçalar değiştikten sonra motor sorunsuz çalıştı, benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir ” şeklinde cevap vermiştir.
Davalı Tanığı … Manisa Asliye Ticaret Mahkemesinde talimatla vermiş olduğu ifadesinde; ” Ben davalı firmada makine formeni olarak çalışıyorum. Uyuşmazlık konusu iş makinesi 2019 yılının ağustos ayında davacı tarafa teslim edildi. Bize ilk teslim ettiğimizde davacı firmada çalışan ….. 35 gün içerisinde iş makinesinin geriye bize teslim edileceğini söyledi. iş makinesinin motorunda sorun vardı, o sorun giderilip bize teslim edilecekti. Ancak iş makinesi davacı firma tarafından teslim ettiğimiz tarihten 86 gün sonra tarafımıza geriye teslim edilmiştir. Biz bu nedenle zarar gördük. Davacı firma tarafından iş makinesi geç teslim edildiğinden başka bir iş makinesi kiralamak zorunda kaldık. Bu geç teslimat nedeniyle ödediğimiz kira miktarları 35-40 bin TL civarındadır” şeklinde beyanda bulunmuş, Davalı vekilinin talebi ile makinenin ilk teslimattan sonra davacı firma tarafından onarılıp getirilmesinden sonra yeniden bozulup bozulmadığı tanığa sorulduğunda; ” makinenin ilk teslimatından 40 gün sonra davacı firma makine yapıldı diyerek getirdi, makineyi kurdular ancak çalıştıramadılar. Daha sonra makineyi söküp tekrar götürdüler.” şeklinde cevap vermiştir.
Davalı Tanığı … Manisa Asliye Ticaret Mahkemesinde talimatla vermiş olduğu ifadesinde; ” Ben davalı firmada makine formeni olarak çalışıyorum. Uyuşmazlık konusu iş makinesi yanlış hatırlamıyorsam 2019 yılının ağustos ayında davacı firmaya teslim edildi. Bize verdikleri taahhüt makinenin ekim ayında teslim edilmesiydi. Aralık aylarının sonlarına doğru makineyi bize ancak teslim edebildiler. Arada bir de makineyi teslim ettiler ancak makine çalışmadı sonra tekrar alıp götürdüler. Tekrar 15 günlük bir süre daha geçti. Yaklaşık 2,5 aylık bir gecikme yaşandı. Biz firma olarak süreli iş yapıyoruz. Davacı firma makineyi geç teslim ettiğinden biz o makinenin yerine başka yerlerden makine bulmak zorunda kaldık. Ancak ben gecikme nedeniyle ne kadar zarar oluştuğunu muhasebeci olmamam nedeniyle bilemiyorum ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava; iş makinası tamir, parça değişikliği ve işçilik faturalarından kaynaklanan bakiye eser bedeli alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Dava, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Taraflar vekillerinin ön inceleme duruşmasındaki yazılı ve imzalı beyanlarından; davacının, davalıya ait iş makinasının onarım ve parça değişikliği işlerini yaptığı, takip ve dava konusu faturaların da davacı tarafından yapılan onarım, parça değişikliği ve işçilik masraflarına ilişkin olarak düzenlendiği, faturalara konu işin yapıldığı ve iş makinasının çalışır vaziyette teslim edildiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı uyuşmazlığın, işin yapımı için taraflar arasında bir süre kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı, teslimde gecikme yaşanıp yaşanmadığı, geç teslim nedeniyle davalının maddi bir zarara uğrayıp uğramadığı ve gecikmeden kaynaklanan maddi tazminatın bakiye eser bedeli alacağından takas mahsubunun yapılıp yapılmayacağı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, yazılı bir eser sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Sözlü olarak yapılan sözleşmede işin tamamlanıp teslim edilmesi gereken tarih belirlenmemiş, belirleme yetkisi davalı iş sahibine de tanınmamıştır. Yanlar arasındaki ilişki eser sözleşmesi olduğundan yüklenicinin borcu eseri sözleşme ve eklerine göre tamamlayıp iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin borcu bedelini ödemektir. Bu haliyle de karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerdendir. 6098 sayılı TBK’nın 117/I. maddesinde muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceği belirtildikten sonra ikinci fıkrasında borcun ifa edileceği gün birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse bu günün geçmesiyle; …borçlu temerrüde düşmüş olur şeklinde düzenleme yapılmıştır. Aynı Kanun’un 123. maddesinde de karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, taraflardan biri temürrede düştüğü takdirde diğeri, borcun ifa edilmesi için uygun bir süre verebilir veya uygun bir süre verilmesini hakimden isteyebilir hükmü konulmuştur. 124. madedde süre verilmesini gerektirmeyen durumlar, 125. maddede de temerrüt halinde alacaklıya tanınan seçimlik haklar gösterilmiştir. Eserin teslimini bekleyip gecikme tazminatı talep hakkı da bu seçimlik haklardandır. TTK’nun 18/3. Fıkrasında tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye… ilişkin ihbar veya ihtarların noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılacağı norm altına alınmıştır.
Somut olayda, taraflar arasında işin teslimine ilişkin kesin vade olmadığı gibi, davalı iş sahibine vadeyi belirleme konusunda yetki de verilmediği ve davalı tarafça TBK’nın 117/I. Maddesi ve TTK’nun 18/3. fıkrası gereğince ihtarname gönderilerek davacı yüklenicinin de temerrüde düşürülmediği, davalı iş sahibinin iş makinasının geç teslim edildiğini savunmasına karşın servis iş emirlerinde aksi yönde bir ihtirazi kaydın da bulunmadığı, işin teslim süresinin ve davacı yüklenicinin temerrüde düşürüldüğünün tanıkla ispatı mümkün olmadığı gibi davalı tanıklarının davacı yüklenicinin temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir bilgi ve bayanlarının da bulunmadığı, bu durumda davacı yüklenicinin temerrüdünden söz edilmeyeceği ve usulüne uygun şekilde davacı yükleniciyi temerrüde düşürmeyen davalı iş sahibinin TBK’nun 125. Maddesi uyarınca gecikme tazminatını isteme hakkının bulunmadığı, davalı iş sahibinin bakiye eser bedeli alacağından davacıya karşı sorumlu olduğu, davacının yalnızca takip talebindeki asıl alacak için itirazın iptali talep ettiği anlaşılmakla davacının davasının kabulü ile davalının takibe itirazının iptaline, 27.264,89-TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin takibin devamına, İİK’nun 67/2.maddesi uyarınca alacağın likit olması ve davalının itirazında haksız olması nedeniyle %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının davasının KABULÜ ile;
Davalının İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2020/9062 Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile 27.264,89-TL. Asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin takibin devamına,
2- Hüküm altına alınan 27.264,89-TL. Alacak üzerinden hesaplanacak olan %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 1.862,46 TL nispi harca, peşin alınan 317,09 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.645,37 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4-Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 7,80 TL vekalet suret harcı, 54,40 TL başvuru harcı, 317,09 TL peşin harç, 412,50 TL davetiye ve posta gideri, 80,00 TL tanık ücret olmak üzere toplam 871,79 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
6-Dava tamamen kabul edildiğinden davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
8-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/03/2022

Katip …
e-imza

Hakim…
e-imza