Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/798 E. 2022/361 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/798 ESAS
KARAR NO : 2022/361 KARAR

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

Mahkememizde görülen Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Sanayi Ticaret Limited Şirketinin … plaka sayılı aracın maliki olduğunu, davalı sigorta şirketinin ise, müvekkil aracın hasarlanmasına neden olan …. plakalı aracın ….. poliçe numarası ile ZMM sigortacısı olduğunu, 15.08.2020 tarihinde davalıya sigortalı aracın sürücüsü …. Caddesi istikametinden Devlet Hastanesi istikametine doğru yolun sağ şeridinde seyir halinde iken hatalı bir şekilde sola dönmek istemesi esnasında yine aynı istikamette yolun sol şeridinde seyir eden müvekkil aracının sağ ön tampon köşe sağ yan kısımlarına çarpmak suretiyle hasarlanmasına neden olan yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, Olay yerine gelen trafik ekipleri tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağı ile olay yerinde yapılan incelemeler neticesinde davalıya sigortalı olan aracın sürücüsüne KTK m.53/l-b gereği asli ve tam kusur verildiğini, müvekkili şirket araç sürücüsünün meydana gelen kazada hiç bir kusur bulunmadığını, hasar dosyası açıldığını, SBM tarafından görevlendirilen eksper tarafından çekici ücreti de dahil olmak üzere KDV dahil 37.609,79-TL tespit edildiğini, Müvekkil aracında hurdaya ayrılan parçalar sigorta şirketine iade edilmiş olmakla 07.10.2020 tarihli iade parça alım föyü ekli olarak sunulduğunu, ancak davalı tarafça 24.09.2020 tarihinde 17.962,00-TL kısmi hasar ödemesi yapıldığını, Sigorta şirketinin neden kısmi hasar ödemesi yaptığının, hasarın tamamını neden ödemediğinin tarafımızca bilinmemekle cevap dilekçesinde bildirilecek ” iskonto ,yan sanayi ve eş değer parça, genel şartlar vb. ” hususlarla ilgili cevap ve delil gösterme hakkımızı saklı tuttuklarını, Müvekkil aracında meydana gelen hasara bağlı olarak hareket kabiliyetini yitirmiş olup güvenli bir yere çekilmesi için olay yerine kurtarıcı araç da çağrıldığını, Müvekkilce aracın kurtarılması ve çekilmesi için ödenmiş olan çekici ücreti de gerçek zarar kalemleri içinde yer aldığını, sigortanın zararı tam karşılamadığını, Yerleşik Yargıtay kararından da görüleceği üzere tam ödemesi gerekirken hasarı eksik ödemesi nedeniyle bakiye hasar bedeli yönünden kısmi ödeme tarihi olan 24.09.2020 tarihi sigortacıya karşı açılan davada faiz başlangıcı yani temerrüt tarihi olacağını, Sigorta şirketinin meydana gelen hasardan 41.000,00-TL sigorta limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, belirterek açıkladığı nedenlerle bilirkişi raporuna göre bakiye hasar bedeli, reel değer kaybı ve çekici ücreti alacağının tam ve kesin olarak belirlenmesi sonrasında talebi arttırmak üzere fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak üzere şimdilik bakiye hasar bedeli için 1.000,00-TL’nin 24.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile hüküm altına alınmasına, Çekici ücreti için 50,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile hüküm altına alınmasına, reel değer kaybı için 100,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile hüküm altına alınmasına, 294,00-TL ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak değerlendirilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; 15/08/2020 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın … A.Ş. nezdinde … numaralı ve 31/03/2020 2021 vadeli ZMMS poliçesi (trafik poliçesi) ile sigortalı olduğunu, kaza tarihi itibariyle teminat limiti araç başına 41.000,00-TL olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğu sigortalısının sorumluluğu ve nihayetinde poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, müvekkil şirketi tarafından hakkaniyete uygun hesaplama raporu doğrultusunda 17.962,71-TL hasar ödemesi yapıldığını, genel şartlar gereğince müvekkil şirketin yalnızca eşdeğer parça bedelleri ile anlaşmalı servislerde uygulanacak tedarik, onarım ve işçilik bedelleri ile sorumlu olması sebebinle zararın tespitinde bu hususun da göz önünde bulundurulması gerektiğini, karayolları trafik kanunu 90. maddesinde açıkça belirtildiği gibi işbu sigortadan kaynaklanan tazminatlar için genel şartlarda belirlenen usul esasların geçerli olacağını, yukarıdaki mevzuat hükmü ve şirketimiz tedarik parça uygulamaları gereği, başvuru sahibine ilgili hususa ilişkin bilgilendirme yapıldığını, dolayısıyla yedek parça tedarik ve işçilik bedellerinin yüksek oluşundan ve orijinal parça kullanımından kaynaklanan fahiş hasar bedelinden sorumlu olmadıklarını, davacının fahiş taleplerinin reddi gerektiğini, davacı tarafın aracında meydana gelen değer kaybı talebi ile ilgili müvekkil sigorta şirketine başvurusu üzerine açılan hasar dosyasından yapılan değerlendirmede, değer kaybı talebine başvurusu öncesinde 165.000 km. üzerinde (180.000 km) olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle değer kaybı talebinin reddi gerektiğini, değer kaybı için genel şartlar eki formülasyonunun kullanılması gerektiğini, ekspertiz ücretini kabul etmediklerini, faizin yasal faiz olması gerektiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza Tespit Tutanağı: Kaza sonrası resmi ekiplerin tanzim ettikleri 15.08.2020 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tutanağı;
“Sürücü …. idaresindeki …. plakalı aracı ile … Caddesini takiben Devlet Hastanesi istikametine seyir halinde iken, no 8/1 önüne geldiğinde, solun sağ şeridinden sola dönüş yaptığı sırada aracın sol ön tampon, sol ön ve arka kapı ve sol kısmı ile; yine aynı istikamette yolun sol şeridinde düz seyreden sürücü … idaresindeki … plakalı aracın sağ ön tampon köşesi, sağ yan kısımları ile çarpışması neticesinde iki taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, bu kazanın oluşumunda Sürücü …. idaresindeki … plakalı aracı ile kazada 2918 s. KTK’nun 53/1-b maddesini ihlal ettiğinden …. olduğu, diğer sürücünün kazada kusuru olmadığı …..” şeklinde düzenlenmiştir.
Hasar dosyası: Davacının dava tarihinden önce davalı sigortaya hasar bedeli talebi için başvuruda bulunduğu, hasar Dosyasına istinaden … A.Ş. 24.09.2020 tarihinde, 17.962,71 TL, ödeme yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Trafik ve Tramer kayıtları: Kazaya karışan …. plaka sayılı aracın kaza tarihinde davacı şirkete ait olduğu, ….. plaka sayılı aracın kaza tarihinde …. adına kayıtlı olduğu, davaya konu davacı aracın SBM kaydına göre, davaya konu 15.08.2020 tarihli kazası dışında, 25.04.2018 tarihinde, 18.02.2019 tarihinde, sağ arka kapı ve sağ arka çamurluk hasarı, 1.275,66 TL+kdv, ve 26.06.2017 tarihinde hasar kayıtları olduğu anlaşılmıştır.
Sigorta Poliçesi: Davalıya ZMMS Sigorta Poliçesi Sigortası ile sigortalı …’ e ait … plakalı araçla ilgili olarak 31.03.2020-31.03.2021 tarihleri arasında geçerli Karayolları Mali Sorumluluk Trafik Sigorta poliçesi ile … A.Ş. tarafından sigorta teminat örüntüsüne alındığı, kaza 15.08.2020 tarihinde meydana gelmiş olup teminatları süresi içinde meydana gelmiş olduğu, teminat limitinin 41.000TL olduğu anlaşılmaktadır.
Bilirkişi Raporu : Bilirkişi …. tarafından düzenlenen 15/12/2021 tarihli raporda özetle ; ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …, idaresindeki … plaka sayılı aracı ile, hatalı şerit ve doğrultu değiştirme ile hatalı sola dönüş manevrası yaparak şerit ihlali yaptığı ve kazanın oluşumuna neden/etken olduğu, davacı araç sürücüsü …. idaresindeki …. plakalı aracı ile, bölünmüş yolun sol şeridinde kurallara uygun şekilde şeridinde seyri esnasında, sağındaki şeritten kurallara aykırı biçimde sola dönüş yapan sigortalı araç tarafından sağ yan kısımlarından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediği, hasar onarım bedeli ile ilgili olarak;
A-Eksper …Ekspertiz Raporunda; (9.572,64 TL yedek parça, 5.650,00 TL işçilik olmak üzere toplam 15.222,64 TL+kdv, kdv dahil 17.962,71 TL olduğu, davalının, dava öncesi bu bedeli ödemiş olduğu, (24.09.2020 tarihinde 17.962,71 TL),
B-Eksper … Ekspertiz Raporunda; onarım bedelinin 24.447,70 TL yedek parça, 7.175,00 TL işçilik olmak üzere toplam 31.622,70 TL+kdv, kdv dahil 37.314,78 TL olduğu, (davacının dava dilekçesinde, zararın bu rapordaki miktar olduğu şeklinde beyan edilmiş olduğu),
C-İki Yansıtma faturası bedeli toplandığında, yansıtılan toplam bedelin (8.736,50 TL+28.848,26 TL) 37.584,76 TL olduğu, bu bedelden 250 TL+kdv ÇEKİCİ Ücreti düşüldüğünde iki faturaya göre onarım bedelinin toplam (24,447,68 TL yedek parça +7.175,00 TL işçilik) 31.622,68 TL+kdv, kdv dahil 37.314,76 TL olduğu, bu bedelin (fatura bedelinin), Eksper … Raporu ile uyumlu olduğu,
D-Tüm bu yukarı kısımlarda açıklanan hususların değerlendirilmesi neticesinde; hasar onarım bedeli bakımından kanaatlerinin eksper … raporu ile uyumlu olan iki Fatura değeri miktarı, 24.447,68 TL yedek parça, 7.175,00 TL işçilik olmak üzere toplam 31.622,68 TL+kdv, kdv dahil 37.314,76 TL yönünde olduğu, Mahkememizin nihai kararının bu yönde olması durumunda, davalı sigortanın dava öncesi 24.09.2020 tarihinde 17.962,71 TL mahsup edildiğinde kalan bakiye hasar onarım bedelinin (37.314,76 TL-17.962,71 TL) 19.352,05 TL olacağı, (Poliçe limiti 41.000 TL)
Değer Kaybı ile ilgili olarak Aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 76.000 TL ile 77.000 TL olduğu, ortalama değerinin 76.500 TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (80.000 TL) onarım sonrası rayici (76.500 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 3.500,00 TL olduğu, 294,00 TL Ekspertiz bedelinin makul olduğu, bu bedelin yargılama gideri sayılıp sayılmayacağı veya gerçek zarar olup olmadığı hususunun Mahkememizin takdirinde olduğu, dosya içeriğinde aracın çekici ücretine ilişkin olarak; kdv dahil toplam 250 TL+kdv TL’lik fatura sunulmuş olduğu, Davaya konu kazanın Gaziemir mevkiinde meydana geldiği (Kaza Tutanağına göre), aracın kazada sonrası aharlı hali ile yürüyüp gitmesinin mümkün olmadığı, çekici ile gitmesinin gerektiği, Onarım yapılan servisinde Gaziemir’de olması ve kaza yârine çok yakın olması nedeniyle kaza tarihi itibarıyla talep edilen 294 TL bedelin rayiç üzerinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığı, buna göre yapılan araştırma neticesinde 175,00 TL+kdv, kdv dahil 206,50 TL çekici ücretinin makul olacağı görüşü ile raporunu düzenlemiştir.
Bedel Artırım Dilekçesi : Davacı vekili 08.02.20221 tarihli dilekçesi ile, Hasar bedeline ilişkin olarak; toplam 19.352,05-TL, değer kaybı için 3.500 TL, çekici ücreti olarak 185,24 TL nin tahsilini talep etmiştir.
Dava; davacı aracında meydana gelen bakiye hasar zararı, değer kaybı bedelinin çekici ücretinin tahsili davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sy TBK’na göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sy TBK’nun gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sy Kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin öngörülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı… ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı değer kaybı zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde;
ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …., idaresindeki …. plaka sayılı aracı ile, …. Caddesini takiben Devlet Hastanesi istikametine seyir halinde iken, no 8/1 önüne geldiğinde, solun sağ şeridinden sola dönüş yaptığı sırada aracın sol ön tampon, sol ön ve arka kapı ve sol kısmı ile; yine aynı istikamette yolun sol şeridinde düz seyreden sürücü ….. idaresindeki …. plakalı aracın sağ ön tampon köşesi, sağ yan kısımları ile çarpışması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …., idaresindeki …. plaka sayılı aracı ile, hatalı şerit ve doğrultu değiştirme ile hatalı sola dönüş manevrası yaparak şerit ihlali yaptığı ve kazanın oluşumuna neden/etken olduğundan %100 (Yüzdeyüz) oranında Asli ve Tam Kusurlu olduğu, davacı araç sürücüsü …. idaresindeki … plakalı aracı ile, bölünmüş yolun sol şeridinde kurallara uygun şekilde şeridinde seyri esnasında, sağındaki şeritten kurallara aykırı biçimde sola dönüş yapan sigortalı araç tarafından sağ yan kısımlarından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğinden herhangi bir Kusurunun olmadığı
Tüm dosya kapsamı ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; Hasar onarım bedelinin 24.447,70 TL yedek parça, 7.175,00 TL işçilik olmak üzere toplam 31.622,70 TL+kdv, kdv dahil 37.314,78 TL olduğu, İki Yansıtma faturası bedeli toplandığında, yansıtılan toplam bedelin (8.736,50 TL+28.848,26 TL) 37.584,76 TL olduğu, bu bedelden 250 TL+kdv çekici Ücreti düşüldüğünde iki faturaya göre onarım bedelinin toplam (24,447,68 TL yedek parça +7.175,00 TL işçilik) 31.622,68 TL+kdv, kdv dahil 37.314,76 TL olduğu, bu bedelin (fatura bedelinin), Eksper …. Raporu ile uyumlu olduğu, davalı sigortanın dava öncesi 24.09.2020 tarihinde 17.962,71 TL mahsup edildiğinde kalan bakiye hasar onarım bedelinin (37.314,76 TL-17.962,71 TL) 19.352,05 TL olacağı,
Aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 76.000 TL ile 77.000 TL olduğu, ortalama değerinin 76.500 TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (80.000 TL) onarım sonrası rayici (76.500 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 3.500,00 TL olduğu,
Dosyaya çekici ücretine ilişkin olarak; kdv dahil toplam 250 TL+kdv TL’lik fatura sunulmuş olduğu, Davaya konu kazanın Gaziemir mevkiinde meydana geldiği (Kaza Tutanağına göre), aracın kazada sonrası aharlı hali ile yürüyüp gitmesinin mümkün olmadığı, çekici ile gitmesinin gerektiği, Onarım yapılan servisinde Gaziemir’de olması ve kaza yârine çok yakın olması nedeniyle kaza tarihi itibarıyla talep edilen 294 TL bedelin rayicin üzerinde olduğunun değerlendirildiği, Yapılan araştırma neticesinde 175,00 TL+kdv, kdv dahil 206,50 TL çekici ücretinin makul olacağının değerlendirildiği,
Davacı velinin bedel artırım dilekçesi ile davacının talep miktarını artırarak, 19.352,05-TL bakiye hasar bedeli, 3.500 TL değer kaybı bedeli, 185,24 TL çekici ücreti isteğinde bulunduğu, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan hasar ve değer kaybı bedeli ve çekici ücretinden sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin hasar bedeli yönünden 24.09.2020 tarihinde temerrüde düştüğü, davcının değere kaybı ve çekici ücreti yönünden dava tarihinden itibaren faiz talebinde bulunduğundan taleple bağlılık kuralı gereği değer kaybı ve çekici ücreti yönünden temerrüdün dava tarihinde gerçekleştiği kabul edilerek davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KABULÜNE
1-19.352,05-TL hasar bedelinin 24.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine
2-3.500,00- TL değer kaybı bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine
3-185,24-TL çekici bedelini dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.573,68-TL harçtan peşin alınan ve talep artırım yoluyla tamamlanan 447,82‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.125,86‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR OLARAK KAYDINA,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Davacının yapmış olduğu 54,40-TL dava açma ilk gideri, 650,00-TL bilirkişi ücreti, 116,50-TL tebligat ve posta gideri, 294,00-TL ekspertiz gideri olmak üzere toplam 1.114,90-TL Yargılama giderinin peşin yatırılan ve talep artırım yoluyla tamamlanan 447,82-TL harç ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/04/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır