Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/785 E. 2021/887 K. 08.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/574
KARAR NO : 2021/886

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2019
KARAR TARİHİ : 05/11/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İTİRAZ ;
İzmir ….. İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosyasında; davacı alacaklı tarafından, davalı borçlular hakkında ticari kredi kartı borcu nedeniyle 28.441,54 TL’si asıl alacak, 428,52 TL’si işlemiş temerrüt faizi, 21,43 TL’si BSMV olmak üzere toplam 28.891,49 TL alacağın; borçlu cari hesap borcu nedeniyle 365.543,19 TL’si asıl alacak, 10.033,92 TL’si işlemiş temerrüt faizi, 501,70 TL’si BSMV, 920,95 TL’si masraf olmak üzere toplam 376.999,76 TL alacağın TOPLAMDA 405.891,25 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmıştır.
Kendilerine ayrı ayrı 04/10/2019 ve 12/10/2019 tarihlerinde usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilen davalı borçlular yasal süre içerisinde vekilleri aracılığıyla ayrı ayrı verdikleri 14/10/2019 tarihli dilekçeleri ile; yerleşim yeri adreslerinin Karşıyaka olduğunu, Karşıyaka İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, alacaklıya herhangi bir borçlarının bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere temerrüt oluşmadığı halde istenen işlemiş faiz miktarını, hukuka uygun olmayan faiz oranını, BSMV ve masraf isteğini kabul etmediklerini, alacağın soyut ve dayanaksız olduğunu ileri sürerek, yetkiye, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmişlerdir.
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili bankanın Şemikler/İZMİR şubesi ile dava dışı……. San. ve Tic. A.Ş. arasında genel nakdi gayri nakdi kredi sözleşmelerinin imzalandığını ve davalı şirkete kredi tahsis edildiğini, diğer davalıların sözleşmeyi müşterek borçlu- müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, borçlu şirkete kullandırılan kredilerin geri ödemelerinin yapılmaması üzerine davalılara Karşıyaka …….. Noterliği’nin 25/09/2019 tarihli ve ……….. yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, ihtarnameye rağmen ödeme yapılmaması üzerine davalılar hakkında İzmir ……… İcra Müdürlüğü’nün ……… D.İş sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazlarının haksız ve kötü niyetli olduğunu, arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamadığını, sözleşmenin 13 ve devamı maddelerinde uyuşmazlık halinde bankanın defter ve kayıtlarının delil olacağının kararlaştırıldığını belirterek, davalıların itirazlarının iptaline, takibin toplam 365.543,19 TL üzerinden devamına, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkillerinin uzun yıllar önce dava dışı …Kereste San. ve Tic. A.Ş.’de hissedar oldukları dönemlerde bir kısım sözleşmelerde kefil olarak yer aldıklarını ancak çok uzun yıllar önce kredi borçlusu şirket ile tüm bağlarını kestiklerini, takip konusu kredi ve kredi sözleşmesi hakkında bilgilerinin bulunmadığını, müvekkillerinin İzmir….. Noterliği’nin 30/09/2019 tarihli ……… yevmiye numaralı ihtarname ile kat ihtarnamesine itiraz ettiklerini, kat ihtarnamesi asıl kredi borçlusu şirkete gönderilmiş ise de usulüne uygun tebliğ edilmediğini, muacceliyet koşulunun gerçekleşmediğini, asıl borçlu yönünden borç muaccel olmadığından müvekkillerine yönelik kefil sıfatıyla ileri sürülen alacak iddiasının da hukuka uygun olmadığını, zira; ihtarın kredi borçlusu şirketin adreste daimi çalışan imzasına tebliğ edildiğini, tüzel kişilere tebligatın yetkili temsilcilerine yapılması gerektiğini, bu yönüyle tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkillerine tebliğ edilen genel kredi sözleşmesinin bulunmadığını, 20/05/2010 tarihinde imzalanmış bir sözleşmeden bazı sayfaların bulunduğunu, bu sayfalarda geçerli ve hukuka uygun bir kefalet sözleşmesinin kurulmadığını, eş imzasının bulunmadığını, 11/12/2012 tarihi yazılı genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi şeklinde yeni bir sözleşmenin daha imzalandığının anlaşıldığını, bu sözleşme üzerinde ise sadece banka müşterisi ……….. Kereste San. ve Tic. A.Ş.’nin kaşesinin bulunduğunu, aynı tarihte 11/12/2012 tarihli 2. kefil yazılı bir belgede müvekkili …’in adı geçmekte ise de 11/12/2012 tarihi yazılı genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi ile ilgisi anlaşılamayan belgeye dayalı geçerli bir kefalet sözleşmesinin söz konusu olmadığını, müvekkili ……….’in ise 11/12/2012 tarihi yazılı genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi ile hiçbir ilgi ve imzasının bulunmadığını, ortada kesinleşmiş bir alacak bulunmadığı halde bankaca müvekkillerinin hesabından kredi borçlusu şirketin borcu sebebiyle tahsilat yapıldığını, hukuka aykırı tahsilat sebebiyle tüm haklarını saklı tuttuklarını, belirterek davanın reddine, % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; haklarında genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılan davalıların borca ve yetkiye yönelik itirazlarını iptali istemine ilişkindir.
İİK’nın 67. maddesi gereğince davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Davacı banka ile dava dışı ……… San. ve Tic. A.Ş. arasında gerçek kişi olan diğer davalıların müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla yer aldıkları 11/12/2012 tarihli 1.500.000,00 TL limitli genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi ve 20/05/2010 tarihli 350.000,00 TL limitli genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin düzenlenmesine ilişkin esaslar imzalanmıştır.
Takibe konu genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin 13.4 maddesinde “bu sözleşme nedeniyle doğacak her türlü anlaşmazlıklarda İzmir Mahkeme ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olacağı” kararlaştırıldığından, genel kredi sözleşmeleri tacirler arasında düzenlenmiş ticari nitelikte sözleşmeler olup, 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesi uyarınca bu sözleşmelerdeki yetki şartı geçerli olduğundan, kefaletin fer’iliği ilkesi ve 6102 sayılı TTK’nın 7. maddesindeki ticari teselsül karinesi uyarınca genel kredi sözleşmelerindeki yetki şartı sözleşmenin müteselsil kefili olan davalıları da bağlayacağından, bu çerçevede de İzmir İcra Müdürlükleri yetkili olduğundan, davalılar vekilinin İcra Müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “davacı bankanın Şemikler/İZMİR şubesi ile dava dışı … Kereste San. ve Tic. A.Ş. arasında imzalanan genel nakdi gayri nakdi kredi sözleşmeleri kapsamında dava dışı şirkete kullandırılan takibe konu kredi nedeniyle davalıların kefil sıfatıyla borçlarının ve sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, davalıların kefaletlerinin geçerli bir kefalet olup olmadığı, alacağın muaccel olup olmadığı, tazminat istenebilme koşullarının bulunup bulunmadığı, davacı banka tarafından dava konusu kredi borcu kapsamında tahsilat yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise miktarının ne olduğu, yapılmış ise tahsilat ile birlikte davalıların borcunun sona erip ermediği, İzmir ………… İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosyası çerçevesinde davalıların davacı bankaya icra takip tarihi itibariyle faiz ve fer’ileri ile birlikte ne miktar borçlarının bulunduğu” konularındadır.
Davacı banka davalılara ve dava dışı asıl borçluya Karşıyaka…..Noterliği’nden gönderdiği 25/09/2019 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 23/09/2019 tarihi itibariyle kredi hesabını kat etmiş ve toplam 393.984,73-TL borcun 7 gün içerisinde ödenmesini, 3.630,00-TL çek yasal tutarının depo edilmesini ihtar etmiştir. İhtarname davalı ………’e 12/10/2019 tarihinde, davalı …’e 04/11/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili 16/01/2021 geliş tarihli dilekçesi ile; yargılama süreci devam ederken davaya konu müvekkili alacakları 27/10/2020 tarihinde tahsil edilmiş olduğundan huzurdaki davanın konusuz kaldığını belirtmiştir.
Davalılar vekili 22/01/2021 tarihli dilekçesi ile; davacı banka tarafından kredi müşterisi ve borçlusu olan … Şirketi ve …’e ait kredi borçlarının İzmir ………İcra Müdürlüğü’nün …………. sayılı dosyasında 1.000.000,00 TL miktarlı ipoteğin paraya çevrilmesi sureti ile 1.000.000,00-TL olarak bankaya ödendiğini, dava konusu İzmir …..İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosyasının mükerrer olduğunu, müvekkillerinin kredi borçlusu şirketin kredi borçlarından hiçbir sorumluluklarının olmadığını, öncelikle İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün …… sayılı dosyası ile takip yapıldığından ve banka alacağı tahsil edildiğinden müvekkillerine yönelik mükerrer takibin hukuka uygun olmadığını, takip talebinde kredi borçlusunun KGF kredilerinden kaynaklı borcu bulunduğundan bahsedildiğinin anlaşıldığını, müvekkillerinin KGF kredileri ile hiçbir ilgilerinin ve sorumluluklarının bulunmadığını, banka tarafından takip konusu borcun çok daha üzerinde 1.000.000,00-TL tahsil edildiğini, banka tarafından ayrıca müvekkillerinin banka nezdinde bulunan mevduat hesaplarına tek yanlı el konularak toplam 27.278,32-TL’nin de hukuka aykırı şekilde tahsil edildiğini, bu tahsilatların icra dairesine bildirilmediğini, kesinleşen bir alacak bulunmadığı halde müvekkillerinin hesaplarından banka tarafından yapılan tek yanlı tahsilatlar fazladan ödeme olup müvekkillerine iadesi gerektiğini belirterek, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davanın açılmasına müvekkilleri sebebiyet vermediğinden ve kötü niyetli takip sebebi ile karşı yan aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
KGF’ye yazılan yazıya verilen cevapta; davacı banka tarafından KGF teminatlı olarak dava dışı …. Kereste San ve Tic. A.Ş.’ye 31/03/2017 tarihinde 1.400.000,00-TL kredi kullandırıldığı, bu tutarın 1.260.000,00-TL’sine kefil olunduğu, kredinin 22/01/2019 tarihinde yeniden yapılandırıldığı, kredinin ödenmemesi nedeniyle kuruluş tarafından bankaya 17/03/2021 tarihinde 189.601,67-TL tanzim tutarının ödendiği; 25/06/2018 tarihinde 750.000,00-TL olarak kullandırılan kredinin 637.500,00-TL kadarına kefil olunduğu, 22/10/2019 tarihinde kredinin yapılandırıldığı ve tazmin istemi nedeniyle 31/12/2020 tarihinde bankaya 324.549,37-TL tanzim tutarının ödendiği bildirilmiştir.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan yazıya verilen cevapta; dava dışı … Kereste San. ve Tic. A.Ş.’nin tek ortaklı anonim şirket halini aldığı 05/10/2018 tarihine kadarki ortaklarının bilinmediği, şirketin bu tarihten itibaren tek ortağının … olduğu bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin “icra takibine konu borcun ödenmiş olması nedeniyle davanın konusuz kaldığını” bildirmiş olmaları karşısında “davanın açılmasına kimin sebebiyet verdiği” hususunun belirlenmesi amacıyla mahkememizce davacı banka kayıtları ile dava ve icra dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bankacı bilirkişi 18/02/2021 tarihli raporunda özetle; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu …. Kereste San ve Tic. A.Ş. arasında 20/05/2010 düzenleme tarihli 350.000,00-TL limitli, 26/11/2010 tarihinde 250.000,00-TL, 31/12/2011 tarihinde 600.000,00-TL limit artışları ile toplam 1.200.00000-TL limitli ve 11/12/2012 düzenleme tarihli 1.500.000,00-TL limitli, 21/05/2013 tarihinde 500.000,00-TL, 07/03/2017 tarihinde 100.000,00-TL, 27/03/2017 tarihinde 1.400.000,00-TL limit artışları ile toplam 3.500.000,00-TL limitli iki adet Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesinin imzalandığını, 20/05/2010 tarihli ve 11/12/2012 tarihli sözleşmeleri davalı …’in 600.000,00-TL kefalet limitli olarak müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, toplam kefalet limitinin 1.200.000,00-TL olarak belirlendiğini, davalı …’in 20/05/2010 tarihli sözleşmeyi 600.000,00-TL kefalet limitli olarak müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, 11/12/2012 tarihli sözleşmede kefalet imzasının bulunmadığını, bu tarihte düzenlenen genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesinde davalı …’in kefalet limiti, kefalet tarihi, kefalet türünün el yazısı ile yazıldığını ve eş muvafakatinin alındığını, davalıların geçerli bir kefaletlerinin olduğunu, Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmelerine istinaden dava dışı asıl borçlu şirkete BCH tan kredi kullandırıldığını, şirket kredi kartı tahsis edilerek kullanıma açıldığını, kredilerin teminatına dava dışı asıl borçlunun borçlarını teminen taşınmaz ipoteği alındığını, kredi ödemelerindeki aksamalar üzerine kredi hesabının kat edilerek davalılara ihtarname keşide edildiğini, davalıların takip sonrası temerrüde düştüklerini, ihtar sonrası, riskin devam etmesi nedeniyle dava dışı asıl borçlu şirket aleyhine ipotekli taşınmazla ilgili olarak İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün 2019/13566 sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile, İzmir …..İcra Müdürlüğünün ………. sayılı dosyasında davalılar aleyhine ilamsız icra takibine başlandığını, itirazın iptali davası çerçevesinde yapılan hesaplamalar sonucunda: 11/10/2019 takip tarihi itibariyle 365.543,19-TL’si asıl alacak, 5.074,95-TL’si işlemiş akdi faiz, 253,74-TL’si faizin % 5 gider vergisi, 920,95-TL’si masraf olmak üzere 371.792,83-TL nakdi toplam banka alacağının belirlendiğini, davacı bankanın takipte bu kredi yönünden 376.999,76-TL isteğine karşılık dava dilekçesinde 365.543,19-TL asıl alacak yönünden itirazın iptali ile takibin devamını istediğinden istekle bağlı kalındığında; 365.543,19-TL toplam banka alacağından davalılar … ve …’in tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını, 11/10/2019 takip sonrası 17/12/2019 tarihinde …’den 11.721,06-TL tahsilat sağlandığını ve krediye mahsup edildiğini, 23/12/2019 dava tarih sonrası dava sürecinde kredilerin teminatındaki taşınmazın satışı nedeniyle 28/10/2020 tarihinde takibe konu kredi hesabına 547.692,36-TL sağlanan tahsilatla kredi hesabının ve 18.860,52-TL masrafın tahsil edildiğini bildirmiştir.
Bilirkişi, davalılar vekilinin itirazı üzerine hazırladığı 28/09/2021 tarihli ek raporunda özetle; takibe konu kredinin KGF teminatlı olarak kullandırılan kredi olmadığını, kök raporda da belirtildiği üzere davacı banka ile dava dışı asıl borçlu …. Kereste San. ve Tic. A.Ş arasında iki adet genel kredi sözleşmesinin imzalandığını, diğer tarih ve tutarların sözleşmelerin limit artışları ile ilgili olduğunu, davalı …’in 20/05/2010 tarihli sözleşmeyi 20/05/2010 tarihinde 350.000,00-TL asıl ve 24/11/2010 tarihli 250.000-TL limit artışını, 11/12/2012 tarihli sözleşmeyi aynı tarihte 600.000,00-TL kefalet limitli olarak ve aynı tarihlerde; “…. Keres. San Tic. A.Ş’nin T.İş Bankası A.Ş’den kullandığı/kullanacağı kredilerden doğmuş ve doğacak borçlarına, mevcut ve gelecekteki diğer kefillerden bağımsız olarak aşağıdaki tutar ile sınırlı olmak üzere anılan borçlu ile beraber müteselsil kefil olduğumuzu kabul, beyan ve taahhüt ederiz.” beyanını kefalet tarihi, kefalet limiti ve kefalet türü yazılmak suretiyle imzaladığını, toplam kefalet limitinin 1.200.000,00-TL olarak belirlendiğini; davalı …’in 20/05/2010 tarihli sözleşmeyi 600.000,00-TL kefalet limitli olarak ve “ …. Keres. San Tic. A.Ş’nin T.İş Bankası A.Ş’den kullandığı/kullanacağı kredilerden doğmuş ve doğacak borçlarına, mevcut ve gelecekteki diğer kefillerden bağımsız olarak aşağıdaki tutar ile sınırlı olmak üzere anılan borçlu ile beraber müteselsil kefil olduğumuzu kabul, beyan ve taahhüt ederiz.” beyanını müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, davalı …’in 11/12/2012 tarihli sözleşmede kefalet imzasının bulunmadığını, takibe konu 3437-1000047BCH nolu lredinin 04/02/2019 tarihinde açıldığını, açılış tarihi dikkate alındığında dayanağının 11/12/2012 tarihli Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi sözleşmesi olduğunu; davalı … yönünden; davalının takibe konu kredinin dayanağının 11/12/2012 tarihli Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi olması ve doğmuş ve doğacak borçlara ait kefalet beyanı dikkate alındığında 11/10/2019 takip tarihi itibariyle 365.543,19-TL toplam banka alacağından tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu; davalı … yönünden; takibe konu kredinin dayanağının 11/12/2012 tarihli sözleşme olması ve davalının bu sözleşmede imzasının bulunmamasının dikkate alınması halinde 11/10/2019 takip tarihi itibariyle 365.543,19-TL banka alacağından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olmadığını ancak 20/05/2010 tarihli sözleşmedeki doğmuş ve doğacak borçlara ait kefalet beyanının dikkate alınması halinde 365.543,19-TL toplam banka alacağından tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu; tahsilatların eksik hesaplandığı itirazı ile ilgili olarak; kök raporda 11/10/2019 takip tarihi sonrası 23/12/2019 dava tarihi öncesi 17/12/2019 tarihinde …’den 11.721,06-TL tahsilat sağlandığının ve krediye mahsup edildiğinin belirtildiğini, davalılar vekilinin 07/08/2020 tarihinde 7.294,61-TL, 07/09/2020 tarihinde 8.262.65-TL olarak belirttiği tahsilatların 23/12/2019 dava tarihi sonrasına ait olduğunu, takdir ve değerlendirmesi sayın mahkemeye ait olduğunu bildirmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 583. maddesi gereğince kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için; kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır. Bu hususlar zorunlu şekil şartlarıdır.
Somut olayda; davacı banka ile dava dışı …. Kereste San. ve Tic. A.Ş. arasında 20/05/2010 tarihli ve 11/12/2012 tarihli iki adet genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu-müteselsil kefil olarak ve ayrı ayrı 600.000,00-TL kefalet limitli olarak imzalayan davalı …’in kendi el yazısıyla kefalet türünü, limitini ve tarihini yazmış olması ve ayrıca eşinin de muvafakatinin alınmış olması sebebiyle kefaletinin 6098 sayılı TBK’nın 583. maddesine uygun ve geçerli olduğu kabul edilmiştir. Bu durumda müşterek borçlu-müteselsil kefil durumundaki davalı kefalet limiti doğrultusunda kendi temerrütünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacaktır.
Genel kredi sözleşmeleri, nitelikleri itibariyle kredi işleminin temelini oluşturan ve kredi vereni öngörülen tutara kadar nakdi, ayni veya sorumluluk kredisi açmak, kullandırmak ve vadeye kadar geri ödeme isteğinde bulunmamak yükümlülüğü altına sokan sözleşmelerdir. Bu sözleşmeler nedeniyle doğacak olan uyuşmazlıklarda alacaklı bankanın, kredi alacağı için hesabın işlediği süreçte hesabın kat edilerek hesap kat ihtarnamenin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği tarihe kadar olan dönem için 6102 sayılı TTK’nın 8. maddesi ve sözleşme hükümleri gereğince belirlenecek faizin fer’ileri ile birlikte tahsilini istemesi mümkündür. Burada istenebilecek faiz “akdi faiz” olarak nitelendirilen faizdir. Hesap kat edildikten ve bu durum usulüne uygun olarak borçluya bildirildikten sonra ise temerrüt faizi işlemeye başlayacaktır. Bu durumda yapılacak iş; hesap kat tarihi ile banka alacağının belirlenmesi, kat tarihi ile temerrüt tarihi arasında bu alacağa akdi faiz uygulanması, bulunan akdi faizin ana paraya eklenmesiyle bulunan toplam alacağa da temerrüt tarihinden takip tarihine kadar olan dönemde temerrüt faizi işletilerek takip tarihi itibariyle bankanın toplam alacağının belirlenmesidir.
Bilirkişinin, davacı banka alacağının belirlenmesi için yaptığı hesaplama yasaya ve sözleşme hükümlerine uygun olduğundan ve düzenlediği kök ve ek bilirkişi raporu açıklayıcı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur.
Toplanan ve sunulan deliller, genel kredi sözleşmesi, benimsenen bilirkişi kök ve ek raporu ve tüm dosya içeriğine göre; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu …. Kereste San. ve Tic. A.Ş. arasında 20/05/2010 tarihli ve limit artışları ile 1.200.000,00 TL bedelli; 11/12/2012 tarihli ve limit artışları ile 3.500.000,00 TL bedelli iki adet genel kredi sözleşmesinin imzalandığı, 20/05/2010 ve 11/12/2012 tarihli sözleşmeleri davalı …’in ayrı ayrı 600.000,00-TL kefalet limitli olarak müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, bu davalının toplam kefalet limitinin 1.200.000,00-TL olduğu; davalı …’in ise sadece 20/05/2010 tarihli sözleşmeyi 600.000,00-TL kefalet limitli olarak müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, bu davalının 11/12/2012 tarihli sözleşmede kefalet imzasının bulunmadığı; davanın ve takibin konusu kredinin ise 11/12/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırıldığı, dolayısıyla 11/12/2012 tarihli genel kredi sözleşmesine dayalı olarak davalı …’in kefil sıfatıyla sorumlu tutulamayacağı, zira; davalı …’in bu kredi sözleşmesinde kefaletinin ve imzasının bulunmadığı, bu kredi sözleşmesinde taraflar arasında imzalanan “20/05/2010 tarihli ilk kredi sözleşmesinin devamı niteliğinde olduğuna veya ilk kredi sözleşmesi ile bağlantı olduğuna” ilişkin bir ibarenin de bulunmadığı, dolayısıyla davalı …’in davanın ve takibin konusu borçtan dolayı sorumlu tutulamayacağı, bu davalı hakkında açılan davanın haksız olduğu; diğer davalı …’in ise genel kredi sözleşmesinde davalıların el yazısı ile kefaletin türünün, tarihinin ve limitinin yazılı olması nedeniyle kefaletinin 6098 sayılı TBK’nın 583. maddesine uygun ve geçerli bir kefalet olduğu ve bu davalının sorumluluğunu doğurduğu, kefaletin sona erdiğine ilişkin bir savunma olmadığı gibi bir bildirimin de bulunmadığı, tarafların özgür iradeleri ile düzenlenen sözleşmenin 71. maddesine göre temerrüde düşmesi halinde alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren bankanın borçlu cari hesap şeklinde çalıştırılan kredilere uygulanan en yüksek cari faiz oranının 2 katı oranında gecikme faizi ve ekleri ile her türlü masrafların ödenmesini kabul ve taahhüt ettiği, takibe konu kredinin yıllık 29.40 akdi faiz oranı ile kullandırıldığı, temerrüt faizi akdi faizin iki katına karşılık gelen % 58.80 olarak belirlenmiş ise de davacı banka tarafından takipte daha düşük yıllık % 48 temerrüt faiz oranının istendiği, dolayısıyla davacı bankanın faiz isteğinin ve uyguladığı temerrüt faizinin genel kredi sözleşmesinin 71. maddesine ve akdi ve temerrüt faizi oranlarının TCMB tebliğlerine uygun olduğu, BSMV yönünden ise gider vergisi mükellefi olan davacı bankanın bu vergiyi vasıtalı bir vergi olması nedeniyle ve sözleşme hükmü gereği yansıtma yetkisinin olduğu, dava konusu kredi hesabının davacı banka tarafından 23/09/2019 tarihinde kat edildiği, hesap kat ihtarnamesinin davalı …’e 12/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ihtara rağmen ödeme yapılmaması nedeniyle ihtarname ile verilen 7 günlük süre ve tatil günleri eklendiğinde davalı …’in takip sonrası 21/10/2019 tarihinde temerrüte düştüğü, davalı …’in davacı bankaya icra takip tarihi itibariyle 365.543,19-TL’si asıl alacak, 5.074,95-TL’si işlemiş akdi faiz, 253,74-TL’si faizin % 5 gider vergisi, 920,95-TL’si masraf olmak üzere toplam 371.792,83-TL borcunun bulunduğu, davacı vekilinin dava dilekçesindeki isteği ile bağlı kalındığında davalı …’in toplam 365.543,19-TL banka alacağından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu, davacı bankanın bu davalı hakkında açtığı davasında haklı olduğu, takipten sonra 17/12/2019 tarihinde davacı bankanın davalı …’den 11.721,06-TL tahsilat yaptığı ve krediye mahsup ettiği, dava tarihi sonrasında ise dava sürecinde kredilerin teminatındaki taşınmazın satışı nedeniyle 28/10/2020 tarihinde takibe konu kredi hesabına 547.692,36-TL sağlanan tahsilatla kredi hesabının ve 18.860,52-TL masrafın tahsil edildiği, davalı … yönünden takip dosya borcunun ödenmiş olması nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, davalı … hakkındaki davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davanın açılmasına sebebiyet veren bu davalı aleyhine % 20 icra inkar tazminatına, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesine; diğer davalı … hakkındaki davanın ise haklı görülmediğinden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İmzası bulunmayan sözleşmeye dayalı olarak kullandırılan krediden dolayı davalı … hakkında takip başlatılmasında davacı banka kötü niyetli bulunduğundan, davalı … lehine % 20 kötü niyet tazminatına karar verilmiştir. Davalı …’in davanın açılmasına sebebiyet vermesi ve alacağın da likit olması nedeniyle ise davacı banka yararına % 20 icra inkar tazminatının davalı …’den tahsiline karar verilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davalı … hakkında açılan davanın REDDİNE,
2-365.543,19 TL’nin % 20’si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak, davalı …’e verilmesine,
3-Davalı … hakkında açılan davanın ödeme nedeniyle konusu kalmadığından bu davalı yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-365.543,19 TL’nin % 20’si oranında icra inkar tazminatının davanın açılmasına sebebiyet veren davalı …’den alınarak, davacıya verilmesine,
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın peşin olarak alınan 4.213.11 TL harçtan düşülmesi ile kalan 4.153,81 TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
6-Davacının yatırmış olduğu 41,40 TL başvurma harcı ve 59,30 TL peşin harç toplamı olan ‭100,7‬0 TL’nin davalı …’den alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davacının yapmış olduğu 142,20 TL’si tebligat-posta gideri ve 750,00 TL’si bilirkişi ücreti gideri olmak üzere toplam 892,20 TL yargılama giderinin davalı …’den alınarak, davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 34.038,02 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak, davacıya verilmesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 34.038,02 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı …’e verilmesine,
10-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 05/11/2021

Başkan….
¸E-imza
Üye ….
¸E-imza
Üye …..
¸E-imza
Katip …
¸E-imza