Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/772 E. 2022/320 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/772 ESAS
KARAR NO : 2022/320 KARAR

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 23/12/2020
KARAR TARİHİ : 07/04/2022

Mahkememizde görülen Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait ……. plakalı aracın 08.05.2020 tarihinde sürücüsü kaza mahallinden firar eden … plakalı araç ile kazaya karıştığını, aracında maddi hasar oluştuğunu, kazada müvekkilinin kusur bulunmadığını, davalı sigorta şirketince sigortalanmış … plakalı aracın müvekkili araca çarparak değer kaybına neden olduğunu, aracın piyasa değerinin düştüğünü, değer kaybı zararının sigortalı ve ya sigorta tarafınca karşılanmadığını, sigortanın sorumluluğu olduğunu, zarar için sigorta şirketine başvuru yapıldığını, dönüş yapılmadığını, belirterek yukarıda arz olunduğu gibi ve diğer sebeplerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalma kaydıyla müvekkili … plakalı araçta oluşan değer kaybı bedeline mahsuben şimdilik 5.000 TL tazminatın 08.05.2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazları olduğunu, davaya konu kazanın Trafik Sigortası yeni Genel Şartları kapsamında olduğunu, yeni Genel Şartlara göre hesap yapılması gerektiğini, davacı tarafa aracın kasko sigortasından hasar için 17.001,88 TL ödenmiş olduğunu, sorumluluklarının kusur oranı ve poliçe limiti dahilinde olduğunu, kusur ve zararın tespit gerektiğini, yasal faiz ile sorumluluklarının olduğunu, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza Tespit Tutanağı: Kaza sonrası resmi ekiplerin tanzim ettikleri 08.05.2020 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tutanağı; Sürücü … yönetimindeki ………. plakalı aracı ile Halid Zya Bulvarında seyir halinde iken Gazi Bulvarı kesişimine geldiği esnada kendi beyanına göre kırmızı ışıkta durduğu, daha sonra yeşil ışık yanması üzerine harekete geçtiği sırada kendi aracının sağ arka teker ve tampon kısımlarına, sürücüsü firar eden … plakalı araç, Gazi Bulvarı sağ kısmında sahil istikametine seyrettiği esnada ………… Blv. kesişiminde aracının ön tampon kısımları ile ………. plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir, bu kazanın oluşumunda, 2918 s. KTK’nun 47/1b maddesinin ihlaliyle sürücüsü firar eden … plakalı aracın ASLİ KUSURLU olduğu, diğer araç sürücüsü …’nın kusur olmadığı, kaza yeri incelemesi ve sürücü beyanından anlaşıldığı kanaatine varılmıştır” şeklindedir.
Hasar dosyası: Davacının dava tarihinden önce davalı sigortaya hasar / değer kaybı talepleri için başvuruda bulunduğu, hasar Dosyasına istinaden herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Trafik ve Tramer kayıtları: Kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihinde dava dışı …’ a ait olduğu, … plaka sayılı aracı davacı … adına kayıtlı olduğu davaya konu aracın SBM kaydında davaya konu 08.05.2020 tarihli kazası dışında kazası bulunmadığı görülmüştür:
Sigorta Poliçesi: Davalıya ZMMS Sigorta Poliçesi Sigortası ile sigortalı …’ a ait………..plakalı araçla ilgili olarak 16.10.2019-16.09.20202 tarihleri arasında geçerli Karayolları Mali Sorumluluk Trafik Sigorta poliçesi ile … Japan Sigorta A.Ş. tarafından sigorta teminat örüntüsüne alındığı, kaza 08.05.2020 tarihinde meydana gelmiş olup teminatları süresi içinde meydana gelmiş olduğu , poliçe teminat limitinin 39.000,00TL olduğu anlaşılmaktadır.
Bilirkişi Raporu : Bilirkişi … tarafından düzenlenen 04/12/2021 tarihli raporda özetle ; ZMMS ile sigortalı aracın, olay yerini kazanın hemen ardından terk eden sürücüsü idaresindeki … plakalı aracı ile, kırmızı ışık ihlali yaparak davacı aracına çarptığından, kazanın oluşumuna etken olduğu, davacı araç sürücüsü … yönetimindeki … plakalı KIA marka aracı ile, trafik ışıklı kavşakta kurallara uygun şekilde kendi yönüne yanan yeşil ışıkta geçişini tamamlarken kırmızı ışık ihlali yapan davalıya sigortalı araç tarafından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğinden kazanın oluşumunda hatası bulunmadığı, kaza ile hasarın uyumlu olduğu, değer kaybı bakımından; aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 102.000 TL ile 103.000 TL olduğu, ortalama değerinin 102.500 TL olduğunun tespit edildiği, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (115.000 TL) onarım sonrası rayici (102.500 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 12.500,00-TL olduğu görüşü ile raporunu düzenlemiştir.
Islah : Davacı vekili 07/01/2022 tarihli dilekçesi ile dava değerini ıslah etmiş ve eksik harcı aynı tarihte yatırmıştır.
Dava; davacı aracında değer kaybı bedelinin karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin …….. esas, ………….. karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sy TBK’na göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sy TBK’nun gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sy Kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin öngörülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı… ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı değer kaybı zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde;
ZMMS ile sigortalı aracın olay yerini terk eden sürücüsü, idaresindeki … plaka sayılı aracı ile, Gazi Bulvarı üzerinde sağ şeritte sahil istikametine seyrettiği esnada, bu Caddenin Halid Ziya Bulvarı ile kesiştiği trafik lambası ile kontrol edilen kavşağa geldiğinde, kırmızı ışık ihlali yaparak, aracının ön kısımları ile; Halid Ziya Bulvarına takiben bu bulvarın Gazi Bulvarı ile kesiştiği kavşakta, yeşil ışıkta kavşakta geçiş yapmakta olan sürücü … yönetimindeki … plakalı KIA marka aracın sağ arka teker ve çamurluk kısımlarına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, ZMMS ile sigortalı aracın, olay yerini kazanın hemen ardından terk eden sürücüsü, idaresindeki … plakalı aracı ile, kırmızı ışık ihlali yaparak davacı aracına çarptığından, kazanın oluşumuna etken olduğundan %100 (Yüzdeyüz) oranında Asli ve Tam Kusurlu Olduğu, Davacı araç sürücüsü … yönetimindeki … plakalı KIA marka aracı ile, trafik ışıklı kavşakta kurallara uygun şekilde kendi yönüne yanan YEŞİL ışıkta geçişini tamamlarken kırmızı ışık ihlali yapan davalıya sigortalı araç tarafından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğinden bu kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olmadığı,
Davacıya ait davaya konu trafik kazası sebebiyle, Davacı aracının modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi ve sair gibi hususlar göz önünde bulundurularak Aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 102.000 TL ile 103.000 TL olduğu, ortalama değerinin 102.500 TL olduğu, tespit edildiği, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (115.000 TL) onarım sonrası rayici (102.500 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 12.500,00 TL olduğu, davacı vekilin bedel artırım dilekçesi ile davacının talep miktarını artırarak, 12.500,00 -TL değer kaybı bedeli isteğinde bulunduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan değer kaybı zararından sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin 12.09.2020 tarihinde temerrüde düştüğü, anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KABULÜNE,
1-12.500,00-TL değer kaybı bedelinin temerrüt tarihi 12.09.2020 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 853,88-TL harçtan peşin alınan ve ıslah yoluyla tamamlanan 216,64-TL harcın mahsubu ile bakiye 637,24-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR OLARAK KAYDINA,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
5-Davacının yapmış olduğu 54,40-TL dava açma ilk gideri, 650,00-TL bilirkişi ücreti, 51,00-TL tebligat ve posta gideri, olmak üzere toplam 755,4‬0-TL Yargılama giderinin peşin yatırılan ve ıslahla tamamlanan 216,64-TL harç ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/04/2022

Katip…..
¸e-imzalıdır

Hakim….
¸e-imzalıdır