Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/77 E. 2021/736 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/77 ESAS
KARAR NO : 2021/736 KARAR

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 28/01/2020
KARAR TARİHİ : 30/09/2021

Mahkememizde görülen Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait ve onun idaresindeki…….plakalı 2012 model Ford marka binek otomobilin 26.11.2019 tarihinde Bornova’da gerçekleşen kazada hasarlandığını, hasara tespiti için İzmir 7. SHM …. D.İş dosyası ile tespit taptırıldığını, yapılan tespitte toplam 34.031,20-TL zarar tespit edildiğini, araçta değer kaybı meydana geldiğini, araçta oluşan hasarın ve değer kaybının gelmesinde kusurlu olan …. plakalı aracın … Sigorta tarfaından…. nolu poliçe ile ZMMS sigortalısı olduğunu, sigorta şirketine başvuru yapıldığını, ödeme yapılmadığını, belirterek yukarıda arz olunduğu gibi fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalma kaydıyla, davanın belirsiz dava olması nedeniyle, hasar ve değer kaybına mahsuben şimdilik hasar bedeline mahsuben 1.000,00-TL, değer kaybına mahsuben 50,00-TL olmak üzere toplam 1.050,00-TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; 26.11.2019 tarihinde kazaya karıştığı belirtilen …. plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 26.11.2019-2020 tarihli ZMMS sigortası ile 39.000 limitle sigortalı olduğunu, aracın ekspere gösterilmediğini, TTK yükümlülüklerinin yerine getirilmediğini, bilgi haklarının engellendiğini, ihbar sonrası dosya açıldığını, eksper atandığını, aracın fiziki olarak taraflarınca görülmesinin engellendiğini, bu nedenle red kararı verildiğini, aracın bilirkişi tarafından görülüp hasarın birbiriyle uyumlu olup olmadığının tespiti gerektiğini, kazanın belirtildiği gibi gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin tespiti gerektiğini, sorumluluklarının kusur oranı ve poliçe limiti dahilinde olduğunu, kusur oranlarının saptanmasının gerektiğini, gerçek zararın kdv hariç belirlenmesi gerektiğini, genel şartlar gereğince eşdeğer parça kullanımı, tedarik onarım ve işçilikleri göz önünde bulundurularak zarar tespiti gerektiğini, yüksek yedek parça ve işçilik ile orijinal parça farklarından sorumlu olmayacaklarını, değer kaybının genel şartlara göre hesaplanması gerektiğini, D.İş bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, yasal faizden sorumlu olmaları gerektiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza Tespit Tutanağı : Kaza sonrası tarafların kendi aralarında tanzim ettikleri 26.11.2019 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tutanağı;
• Sigortalı… plaka sayılı aracın sürücü …….. İmal beyanı “Kullanmış olduğum ………..plaka sayılı aracımla Ankara asfaltı yan yolda ilerlerken önümde duran ..plaka sayılı araca duramayıp arkadan çarptım” şeklindedir.
• … plaka sayılı (davacıya ait) aracın sürücüsü …beyanı “……… plaka sayılı aracımla konvoyda beklerken arkadan gelen… plakalı araç, aracımın arkasından çarptı” şeklindedir.
Değişik İş Dosyası: İzmir … SHM………. D.İş dosyasında Tarihsiz bilirkişi raporunda, aracın sadece arka kısmından hasarlı olduğu yazıldığı, hasarlı parçalar açısından ayrıntı ve açıklama verilmediği araçta 24.340,00 TL yedek parça, 4.500,00 TL işçilik olmak üzere 28.840,00 TL +kdv, kdv dahil 34.031,20 TL olduğu, tespiti yapılmıştır.
Hasar dosyası: Davacının dava tarihinden önce davalı sigortaya hasar / değer kaybı talepleri için başvuruda bulunduğu, hasar Dosyasına istinaden her hangi bir ödeme yapılmamış olduğu anlaşılmaktadır.
Trafik ve Tramer kayıtları: Kazaya karışan….. plaka sayılı aracın kaza tarihinde davacıya ait olduğu, ………… plakalı aracın ise dava dışı …’ a ait olduğu, davacıya ait ……… Plakalı aracın, dava konusu kazadan önce hasar kaydı olmadığı anlaşılmıştır.
Sigorta Poliçesi: Davalı sigortaya ZMMS Sigorta Poliçesi Sigortası ile sigortalı …. ‘a ……….. plakalı araçla ilgili olarak 26/11/2019-26/11/2020 tarihleri arasında geçerli Karayolları Mali Sorumluluk Trafik Sigorta poliçesi ile Sompo Sigorta A.Ş. tarafından sigorta teminat örüntüsüne alındığı, kazanın 26.11.2019 tarihinde meydana gelmiş olup teminatları süresi içinde meydana gelmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Bilirkişi Raporu : Bilirkişi … tarafından düzenlenen 28.01.2021 tarihli raporda özetle; ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü … İmal, idaresindeki… plaka sayılı aracı ile, önünde trafik zorunluluğu nedeniyle yavaşlayan davacı aracına arkadan çarpmak suretiyle kazanın oluşumunda etken ve neden olduğu, davacı aracın sürücüsü …idaresindeki … plaka sayılı (davacıya ait) Ford marka aracı ile, seyri esnasında arkasından çarpılması esnasında, kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğinden kazanın oluşumunda atfedilecek herhangi bir hatası ve etkisi olmadığı, kaza ile hasarın uyumlu olduğu, tazminata konu … plakalı, 2012 model, FORD FOCUS III TREND 1.6 TDCI 95 4K marka aracın hasar onarım bedelinin;
A- Eksper … tarafından, iskontolu, bazı parçalar eşdeğer bedelli Alternatif Onarım Teklifine göre hazırlanan Oto MM Ekspertiz Raporuna göre, hasar onarım bedelinin 12.534,68 TL yedek parça, bu bedele 5.081,81 TL iskonto ile 7.452,87 TL yedek parça, 2.547,14 TL işçilik olmak üzere toplam 10.000,00 TL+kdv, kdv dahil 11.800,00 TL olduğu,
B- D.İş Bilirkişi tarafından hazırlanan ve iskontosuz orijinal yedek parça bedellerini içeren Bilirkişi Rapora göre; hasar onarım bedelinin, 24.340,00 TL yedek parça, 4.500,00 TL işçilik olmak üzere 28.840,00 TL +kdv, kdv dahil 34.031,20 TL olduğu,
C- Piyasa araştırması, Yargıtay 17 HD.’nin gerçek zarar, iskonto, KDV, Eşdeğer Parça/Orijinal parça ile ilgili yerleşik kararları da göz önünde bulundurularak Tarafımızın teknik görüşünün; (24.340,00 TL-311,68 TL) 24.028,32 TL yedek parça, 2.800,00 TL işçilik olmak üzere toplam 26.828,32 TL+kdv, kdv dahil 31.657,41 TL olduğu,
Aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 70.000 TL ile 71.000 TL olduğu, ortalama değerinin 70.500 TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (75.000 TL) onarım sonrası rayici (70.500 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 4.500,00 TL olduğu görüşü ile raporunu düzenlemiştir.
Değer Artırım : Davacı vekili 08.02.2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini artırmış ve buna ilişkin harcı aynı tarihte yatırmıştır.
Dava; Davacı aracında meydana gelen hasar zararı, değer kaybı bedelinin karşı araç ZMMS sigortacısı, işleteni ve sürücüsünden tahsili davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sy TBK’na göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sy TBK’nun gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sy Kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin öngörülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı… ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin…. esas, ….karar sayılı, . esas, … karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı değer kaybı zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde;
26.11.2019 günü, ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü … İmal, idaresindeki… plaka sayılı aracı ile, Bornova Ankara asfaltı yan yolda ilerlerken, kendi aracının ön kısmı ile, arkasından takip ettiği ve aynı yönde önünde seyir halinde bulunan sürücü …idaresindeki … plaka sayılı (davacıya ait) Ford marka aracın sol arka kısmına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü … İmal, idaresindeki… plaka sayılı aracı ile, önünde trafik zorunluluğu nedeniyle yavaşlayan davacı aracına arkadan çarpmak suretiyle kazanın oluşumunda etken ve neden olduğu bu nedenle %100 (Yüzdeyüz) oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı aracın sürücüsü …idaresindeki … plaka sayılı (davacıya ait) Ford marka aracı ile, seyri esnasında arkasından çarpılması esnasında, kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğinden kazanın oluşumunda atfedilecek herhangi bir hatası ve etkisi olmadığından kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olmadığı,
Hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; … plakalı 2012 model Ford marka binek otomobilin, Yargıtay 17 HD.’nin gerçek zarar, iskonto, KDV, Eşdeğer Parça/Orijinal parça ile ilgili yerleşik kararları da göz önünde bulundurularak Tarafımızın görüşünün (24.340,00 TL-311,68 TL) 24.028,32 TL yedek parça, 2.800,00 TL işçilik olmak üzere toplam 26.828,32 TL+kdv, kdv dahil 31.657,41 TL olduğu, Aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 70.000 TL ile 71.000 TL olduğu, ortalama değerinin 70.500 TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (75.000 TL) onarım sonrası rayici (70.500 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 4.500,00 TL olduğunun belirlendiği,
Davacının bedel artırım dilekçesi ile davacının talep miktarını artırarak, hasar bedelinin 31.657,41 TL, değer kaybının ise 4.500,00 TL olarak toplam 36.157,41 TL’ ye artırmış olduğu kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan hasar ve değer kaybı zararından sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin dava tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KABULÜYLE ;
1-31.657,41-TL hasar bedeli, 4.500,00-TL değer kaybı bedeli olmak üzere toplam 36.157,41-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.469,91-TL harçtan peşin alınan ve değer artırım yoluyla tamamlanan 654,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.815,51‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR OLARAK KAYDINA,
3- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 5.423,61-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
5-Davacının yapmış olduğu 54,40-TL dava açma ilk gideri, 600,00-TL bilirkişi ücreti, 156,20-TL tebligat ve posta gideri, İzmir … Sulh hukuk Mahkemesinin …. D.İş sayılı dosyasında yapılan 772,50-TL delil tespit gideri ve 606,00-TL delil tespit vekalet ücreti, davacı, dava şartı arabuluculuk görüşmelerinde kendisini vekille temsil ettirdiğinden, arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte olan AAÜT’ne göre tayin olunan 750,00-TL maktu vekalet ücreti olmak üzere toplam 2.939,10-TL Yargılama giderinin peşin yatırılan ve değer artırım yoluyla tamamlanan 654,40-TL harç ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/09/2021

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır