Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/74 E. 2021/917 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/74
KARAR NO : 2021/917

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 17/02/2011
KARAR TARİHİ : 16/11/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesi ile, aralarında 11/06/2003 tarihli acentelik sözleşmesi bulunan tarafların her yıl şubat ayında hesaplaşarak mart ayında hesap mütabakatı yaptıktan sonra bir sonraki yıla geçerek çalışmalarını sürdürdüklerini, en son davalının 31/12/2009 itibariyle davacıya 354.652,00-TL çıkardığını ileri sürerek davacının borcun çıkarıldığı tarih itibariyle sadece 143.168,80-TL borçlu olduğundan davalı tarafından tahakkuk ettirdiği 354,652,00-TL’nin 211.000,00-TL kısmından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş; bu dava ile birleşen İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dava dosyasında da taraflar arasındaki acentecilik sözleşmesinin davalı tarafından hukuka aykırı olarak haksız bir şekilde fesh edildiğinden 10.000,00-TL denkleştirme tazminatının ticari faizi ile davalıdan tahsilini dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davalı vekili 02/05/2011 tarihli cevap dilekçesi ile taraflar arasındaki acentecilik sözleşmesinin 20. Maddesi ile bu sözleşmeden doğan ihtilaflarda davalı tarafın defter ve kayıtlarının delil olacağının kabul edildiğini belirterek, davacı tarafın ileri sürdüğü gibi kendilerine borcunun 08/04/2011 günü itibariyle 266.682,86-TL olduğundan davanın reddini savunmuştur.
Dava; Acentalık sözleşmesinden kaynaklanın borcun bir kısmına ilişkin borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup Yargıtay … HD’nin …/… esas, …/… karar sayılı usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak bozma ilamında asıl davaya konu olayda var ise borcun tutarının belirlenebilmesi için davalının kayıt ve defterlerine göre hesaplama yapılması gerektiğinden öncelikle davalı yanın kayıt ve defterlerinin incelenmesi ayrıca davacı yanın 31/12/2009 tarihi itibariyle 143.168,80 TL borcu olduğunu, kalan kısmı yönünden ise borçlu olmadığını ileri sürmesine göre mahkememizce 31/12/2009 tarihi itibariyle davacı acentanın davalı sigorta şirketine 354.552,79 TL borçlu olup olmadığının, borçlu ise ne kadar borçlu olduğunun belirlenmesinin ardından, belirlenen miktardan davacının kabulünde olan kısmı düşüldükten sonra kalan kısım yönünden talebin 31/12/2009 tarihi itibariyle değerlendirilmesi gerekeceği belirtilmekle mahkememizce bozma ilamı doğrultusunda önceki bilirkişi heyetinden Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda rapor alınmıştır.
Tüm dosya içeriği, alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, bilirkişi heyetinin 20/05/2013 tarihli kök raporunda davacı Acentanın 31/12/2010 tarihi itibariyle davalı sigorta şirketine muaccel borcunun olmadığı fakat vadesi gelmemiş muaccel borç bakiyesinin 355,344,53 TL olduğu,
31/12/2012 tarihi itibariyle 255826,75 TL borçlu olduğu belirtilmiş, ancak ilerleyen zamanlarda acenta hesap özelliğinden dolayı bu tutarın sürekli değişkenlik gösterdiği 21/12/2015 tarihli ek bilirkişi raporunda cari hesap borcunun 355,344,53 TL olduğu ancak sonuç bölümüne 31/12/2012 tarihi itibariyle borç miktarının tespit edilen 31/12/2010 olarak yazıldığı, 25/07/2017 tarihli ikinci ek raporda vadesi gelmemiş acenta borç bakiyesinin 12/10/2017 tarihi itibariyle tümüyle muaccel borç haline geldiği, acentanın 2010 yılında faaliyetini durdurmuş olması nedeniyle borç bakiyesinde önemli bir değişiklik olmadığı, poliçe miktarları borç bakiyesinin 31/10/2012 tarihinde 355.344,53 TL olduğu, 12/07/2017 tarihi itibariyle 266,07 TL olduğu belirtilmiş son alınan ve karar vermemize teşkil eden bilirkişi raporu doğrultusunda;
T.C.Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 24.06.2019 tarihli Yargıtay Kararının (2) numaralı bendinde “Asıl Dava Acentelik Sözleşmesinden kaynaklanan borcun bir kısınına ilişkin borçlu olunmadığının tespit istemine ilişkin olup, Mahkemece Davanın reddine karar verilmiştir. Ancak asıl Davaya konu olayda var ise borcun tamamının belirlenebilmesi için, Davalının kayıt ve defterlerine göre hesaplama yapılması gerektiğinden, öncelikle Davalı yanın kayıt ve defterlerinin incelenmesi, ayrıca Davacı yanın 31.12.2009 tarihi itibarı ile 143.168,80 TL borcu olduğunu, kalan kısmı yönünden ise borçlu olmadığını ileri sürmesine göre, Mahkemece 31.12.2009 tarihi itibarı ile Davacı Acentenin Davalı Sigorta Şirketine 354.552,79 TL borçlu olup olmadığının, borçlu ise ne kadar borçlu olduğunun belirlenmesinin ardından, belirlenen miktardan Davacının kabulünde olan kısım düşüldükten sonra, kalan kısmı yönünden talebin 31.12.2009 tarihi itibarı ile değerlendirilmesi gerekirken ” ve Beykoz … Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.03.2013 tarihli tensip zaptında “Davalı … Japan Sigorta A.Ş nin defter ve kayıtları üzerinde keşif ve inceleme yapılmak sureti ile 31.12.2010 günü itibarıyla Davacının Dayalı Sigorta Şirketine aralarında cari hesap gereğince muaccel hazırlanmasının istenmesine ” kararı sonucu, Dosyada bulunan defter ve belgeler, Kök Rapor, 1.EK Rapor, 2.EK Rapor ve ekleri, Pandemi dolayısı ve Heyetin 65 yaş üzeri olması, ayrıca Şirketin evden çalışma yapması sonucu Davalı … ŞİRKETİNDEN defter ve belgeleriri bir suretleri e-posta üzerinden tekrar talep edilmiş ve gerekli inceleme yapılarak alınan rapor doğrultusunda KÖK Rapor, EK 1. Rapor ve EK 2. Raporda belirtildiği gibi 31.12.2010 tarihi itibarı ile Davalı … ŞİRKETİ’NİN defter kayıtlarında … SİGORTA ARACILIK LİMİTED ŞİRKETİNİN 355.344,53 TL borçlu olduğu belirtilmekle davanın reddine dair mahkememizdeki vicdani kanıyı yansıtan aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/1’e göre takdir ve hesaplanmış olan; 23.220,00 -TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının ve davacı tarafça yatırılan teminatın, karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza