Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/732 E. 2021/358 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/732
KARAR NO : 2021/358

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 10/12/2020
KARAR TARİHİ : 09/04/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin, terkin edilen Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden alacaklı olduğunu, bu şirketin … “….” sicil numarası ile 06/09/2007 tarihinde tescil edildiğini, en son adresinin “… Mahallesi …. No:… ….” olduğunu, müvekkilinin bu şirketten olan alacağının tahsili amacıyla İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, takibe itiraz edildiğini, ardından 23/11/2018 tarihinde İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, davanın derdest olduğunu, müvekkilinin ayrıca aynı şirketten olan alacakları ile ilgili olarak İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün …, …, … ve … sayılı dosyalarında başlatılan kambiyo takiplerinin devam ettiğini, müvekkilinin alacağının tahsili için icra dosyalarında ve itirazın iptali davasında işlemler devam etmekte iken borçlu şirketin genel kurul kararı ile terkinine karar verildiğini, 27/12/2019 tarihinde terkin edildiğini, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında müvekkiline bu davanın açılması için süre ve yetki verildiğini, davalı tasfiye memurunun aynı zamanda şirketin tek ortağı olması nedeniyle sözü edilen dava ve icra takiplerinden haberinin bulunmamasının mümkün olmadığını, kötü niyetli olduğunun ortada olduğunu belirterek, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı itirazın iptali davası ve bu dava ile bağlantılı İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …, …, …, …. ve …. sayılı dosyalarının sonuçlandırılması açısından dava dışı tasfiye halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin yeniden ihyasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı … … Müdürlüğü cevap dilekçesi ile özetle; müdürlüklerinin “…” … numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin 06/09/2007 tarihinde kuruluş ile tescil edildiğini, 28/02/2019 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiğini, tasfiye memuru olarak …’ın seçildiğini, 03/12/2019 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeniyle unvan ve işletme kaydının sicilden silinmesine karar verildiğini ve 27/12/2019 tarihinde şirketin kapanışının sicile tescilinin yapılarak unvan ve işletme kaydının sicilden silindiğini, tasfiyenin yasaya uygun olarak gerçekleştirilmesinden ve sona erdirilmesinden tasfiye memurunun sorumlu olduğunu, müdürlüklerinin herhangi bir inceleme yükümlülüğünün bulunmadığını, müdürlüklerinin davanın türü itibariyle yasal hasım konumunda olduğunu ve davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini belirterek, müdürlükleri aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafın dava açarken hukuki yararının bulunmadığını, dava dilekçesinin HMK’nın 119. maddesinde belirtilen nitelikleri taşımadığını, davacı şirkete vekaleten dava açan Av. …’in vekillik görevinin sona erdiğini, şirket yetkilisinin temsil yetkisinin 01/09/2019 tarihinde sona erdiğini, davanın açılmamış sayılması gerektiğini, şirketin 02/01/2020 tarihli ilan ile tasfiye olduğunu, müvekkilinin tasfiye memuru olduğu şirket hakkında herhangi bir alacak kaydı yapılmadığını, … kayıtları aleni olduğundan kayıtlardan davacının haberinin olmadığını ileri süremeyeceğini, bu noktada davacı tarafın dava açma yoluna gitmesinin hukuka aykırı olduğunu, basiretli bir tacir olarak ilanları takip etmesi ve bilmesi gerektiğini, davacı tarafın bir ilam elde etmeksizin bu davayı açtığını, ek tasfiye için zorunlu bir halin söz konusu olmadığını, davacıların isteğinin TTK’nın 547. maddesi kapsamında ek tasfiye olduğunu, dava açıldığı sırada şirketin tasfiyeye girdiğini, davacı tarafın bu durumdan haberdar olduğunu belirterek davanın önce usulden bu olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER ;
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası, … Müdürlüğü kayıtları.
GEREKÇE ;
Dava; sicil kaydı tasfiye nedeniyle silinen dava dışı şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Davalı … Sicil Müdürlüğü’nden gönderilen belgeler incelendiğinde; dava dışı … San ve Tic. Ltd. Şti.’nin “… Mahallesi, … Sokak, No:…, Kat:…, D:… …/İZMİR” adresinde “…” sicil numarasında kayıtlı olduğu, 28/02/2019 tarihli … sayılı kararı ile; “28/02/2019 tarihinden itibaren tasfiyesine, tasfiye memuru olarak …’nin atanmasına, şirket unvanının Tasfiye Halinde … San ve Tic. Ltd. Şti. olmasına” karar verildiği, 03/12/2019 tarihinde tasfiye işlemlerinin tamamlandığı ve şirketin sicil kaydının silindiği görülmüştür.

İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası incelendiğinde; davacısının …. Sanayi ve Ticaret A.Ş. davalısının … San ve Tic. Ltd. Şti. olduğu, davanın itirazın iptali davası olduğu, dayanağının İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası olduğu, dava açılış tarihinin 23/11/2018 olduğu, 24/09/2020 tarihli duruşmada davacı vekiline davalı şirketin ihyası için süre ve yetki verildiği, davanın derdest olduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “sicildeki kaydı tasfiye nedeniyle silinen dava dışı Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin yeniden ihyası koşullarının bulunup bulunmadığı” konusundadır.
6102 sayılı TTK’ nun 547. maddesinde; “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya bir kaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bir şirket hakkında açılmış davanın bulunması, karar nedeni ile icra takibi yapılacak olması veya tasfiye edilmemiş mal varlığının bulunması şirketin tasfiye işlemlerinin eksik sonuçlandırıldığını gösterir.
Tüzel kişiliğin sona ermesi için tüm alacakların tahsil edilmiş, borçların da ödenmiş olması, bu şekilde tüzel kişiliğin tüm hak ve yükümlülüklerinin tasfiye edilmiş olması gerekir. Şirket tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinme ( terkin ) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için de, tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, şirket tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır.
Somut olayda; ihyası istenen şirketin 28/02/2019 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru olarak davalı …’nin seçildiği, şirketin 27/12/2019 tarihinde kapanışının sicile tescilinin yapıldığı, 23/11/2018 tarihinde şirket aleyhinde İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde … Esas sayılı davanın açılmış olması ve 24/09/2020 tarihli duruşmasında davacı vekiline davalı şirketin ihyası için süre ve yetki verilmiş bulunması nedeniyle davacı tarafın 6102 sayılı TTK’nın 547. maddesi gereğince ihyayı istemekte hukuki yararının bulunduğu ve şirketin söz konusu dava ile sınırlı olarak ihyasına karar verilebilme koşullarının oluştuğu anlaşıldığından, haklı görülen davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Şirket alacaklıları ihya davası açmış ise alacaklıların bu davaya açmaktaki amaçları, alacak davasında husumet yöneltilecek bir hasım bulunması olup, alacak davası sonuçlandıktan sonra şirketin sicilde kaydının bulunmasında veya faaliyetine devam etmesinde gerek alacaklı gerekse şirket için herhangi bir yarar bulunmadığından, bu tür davalarda TTK’nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanması gerekeceğinden, ihyasına karar verilen şirkete, şirketin daha önce görevlendirilen tasfiye memuru olan davalı …’nin görevlendirilmesine karar verilmiştir.
Davanın niteliği gereği davalı … Sicil Müdürlüğü “yasal hasım” konumunda olduğundan, aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine karar verilmemiştir. Yargılama giderlerinden, tasfiye işlemini eksik yapan tasfiye memuru sorumlu olduğundan, vekalet ücreti ve yargılama giderleri davalı …’ye yükletilmiştir.

HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın KABULÜ ile;
… Müdürlüğü’nde “…” sicil numarasında kayıtlı olan dava dışı Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı davası ve bu dava ile bağlantılı İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …, …, …, … ve … sayılı dosyalarının sonuçlandırılması açısından taraf teşkili işlemlerinin, izleyen diğer işlemlerin ve sonrasında ek tasfiye işlemlerinin yapılması amacıyla sınırlı olmak üzere” ihyasına,
2-Ek tasfiye işlemlerini yapması için şirkete davalı …’nin tasfiye memuru atanmasına,
3-Davalı tasfiye memuru için ücret takdirine yer olmadığına,
4-Şirketin ihya edildiği ve tasfiye memuru atandığı hususunun … Müdürlüğü’ne bildirilmesine,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın düşülmesi ile kalan 4,9‬ TL karar ve ilam harcı, Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun’un 106. maddesi ve Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun 27. Maddesine göre 20,00 TL’nin altında olduğundan, eksik 4,90 TL harç için harç tahsil yazısı yazılmasına yer olmadığına,
6-Davacının yatırmış olduğu 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç toplamı olan 108,8‬0 TL’nin davalı …’den alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davacının yapmış olduğu posta ve tebligat gideri olan 63,00 TL’lik yargılama giderinin davalı …’den alınarak, davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak, davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, davalı … Müdürlüğü’nün yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/04/2021

Başkan …
E-imza

Üye …
E-imza

Üye …
E-imza

Katip …
E-imza