Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/713 E. 2021/718 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/713
KARAR NO : 2021/718

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2020
KARAR TARİHİ : 24/09/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İTİRAZ ;
İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında; davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu hakkında 414.997,99 TL’si asıl alacak ve 171.706,84 TL’si işlemiş olmak üzere toplam 586.704,83-TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmıştır.
Davalı borçlu vekili aracılığıyla verdiği … tarihli dilekçesi ile; ödeme emrindeki borç rakamında, cari hesap alacağı konusunda alacaklı taraf ile mutabık olmadıklarını, kendilerine bu miktar borcun bulunmadığını, cari hesap alacağı konusunda mutabık olunmadığı için işlemiş faiz olmasının da mümkün olmadığını ileri sürerek, faize, faiz oranına, takibe ve tüm borca itiraz etmiştir.
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında sık sık gerçekleşen bir ticari ilişki ve buna bağlı olarak da cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davalının, müvekkiline borcunun bulunduğunu, davalı hakkında 414.997,99 TL asıl alacak ve 171.706,84 TL işlemiş faiz toplamı olan 586.704,83-TL cari hesap alacağının tahsili amacıyla İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının … tarihli itiraz dilekçesi ile borca, işlemiş faize ve faiz oranına haksız ve dayanaksız olarak itiraz ettiğini, takibin durduğunu, müvekkilinin alacağının defterler incelendiğinde ortaya çıkacağını, zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmaya varılamadığını belirterek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, müvekkili yararına % 20’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Dava 586.704,83 TL harca esas değer üzerinden açılmıştır.
CEVAP ;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; icra takibine yapılan itirazda ödeme emrindeki borç rakamında, cari hesap alacağı konusunda alacaklı taraf ile mutabık olunmamasından dolayı itiraz edildiğinin belirtildiğini, müvekkilinin kötü niyetli, borcu ödememe çabası ile hareket etmediğini, müvekkilinin, “davacı ile ticari ilişki yapmadığı, hiç borcu olmadığı” yönünde bir iddiasının bulunmadığını, davacının istediği kadar borcun bulunmadığını, müvekkili şirketin 2015 yılında İzmir .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile iflasın ertelenmesi sürecine girdiğini ve… Karar sayılı kararı ile … tarihinde bu süreçten çıkmayı başardığını, dolayısıyla, müvekkilinin, davacı hariç bütün alacaklıları ile mutabakatlarını yaptığını, kayyım denetiminde anlaşmaları gerçekleştirdiğini ve zorlu süreçten geçerek faaliyetini yürütmeyi başardığını ancak davacı ile 5 yıl boyunca çok kereler anlaşmaya varmaya, borcunu belirlemeye ve ödeme planı yapmaya çalışmışsa da sonuç alamadığını, takipte istenen işlemiş faizin yasaya aykırı olduğunu, davacının, kendince alacak miktarı ve faiz işlettiğini, alacağa ancak takip tarihinden itibaren faiz işleyebileceğini, bunun da takipte belirlenecek ana para üzerinden olabileceğini, mahkemece yapılacak incelemelerin ardından tarafların alacak-borç rakamlarının belirlenebileceğini belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine % 20’indan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER ;
İcra dosyası, BA-BS formları, mutabakat formu, bilirkişi incelemesi
GEREKÇE ;
Dava; hakkında cari hesap alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılan davalının borca itirazının iptali istemine ilişkindir.
Dava, İİK’nın 67. maddesi gereğince yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Taraflar arasında; “cari hesap şeklinde yürüyen bir ticari ilişkini bulunduğu, davalının, bu ilişki çerçevesinde davacıya borcunun olduğu” konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “davalının, davacıya İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası kapsamında ve icra takip tarihi itibariyle ne miktar asıl alacak ve işlemiş faiz borcunun bulunduğu, davalının borca ve faiz itirazında haklı olup olmadığı, itirazının iptali koşullarının bulunup bulunmadığı” konularındadır.
Davalı şirket tarafından, davacıya gönderilen cari mutabakat formunda; “… tarihi itibariyle firmamızdaki cari hesabınız 415.000,00 TL alacak bakiye göstermektedir” dendiği görülmüştür.
Mahkememizce, tarafların bağlı oldukları Vergi Dairesi Müdürlüklerinden BA-BS formları getirtilmiş, taraflara ait ticari defterler ile dayanağı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi … .. tarihli raporunda özetle; davacının 2014, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, onaylarının yapıldığını, 2014 yılı defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresinde yaptırıldığını, diğer yıllarda ise e-defter uygulamasına tabi olduğunu, ticari defterlerin delil niteliğinin bulunduğunu, defter kayıtlarının ve bu kayıtlara dayanak belgelerin birbirini doğruladığını, davacının defterlerinde davalı ile ilgili hesap işlemlerinin 120 alıcılar hesabı altında izlendiğini, taraflar arasındaki ilişkinin 28/10/2012 tarihinde başladığını, rapor düzenleme tarihi itibariyle kayıtlarda davalının 414.997,99 TL borçlu olarak göründüğünü, davacı tarafça sunulan davalı ile karşılıklı olarak yapılmış mutabakat metninde davalı şirket tarafından 6 adet çekin davacıya sunulduğunun,.. tarihi itibariyle hesap bakiyesinin kalmadığının yazılı olduğunu; davalı şirketin 2014, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, açılış onaylarının ve yevmiye defteri yılsonu kapanış onaylarının yasal süresinde yaptırıldığını, ticari defterlerin delil niteliğinin bulunduğunu, tarafların defter kayıtlarının birbirini doğruladığını, defterler arasında herhangi bir uyumsuzluğun bulunmadığını, davalının defter kayıtlarında davacı ile ilgili hesap işlemlerinin 320 satıcılar ana hesabı altında izlendiğini, 2013 yılı açılış bakiyesi tutarında tarafların mutabık olduklarını, davalı şirketin defter kayıtlarında rapor düzenleme tarihi itibariyle davacının 415.000,00 TL alacaklı gözüktüğünü, davalı şirketin muhasebe yetkilisi tarafından sunulan davacı ile karşılıklı olarak sunulan mutabakat yazısına ve mail yazışmalarına göre davacının … itibariyle 415.000,00 TL alacaklı olduğunun görüldüğünü, icra takip tarihi olan 07/08/2020 tarihi itibariyle tarafların hesap bakiyesinde karşılıklı mutabık olduklarını, bu mutabakat sonucunda davacının takipte istediği 414.997,99 TL asıl alacak tutarı kadar davalıdan alacaklı olarak hesaplarda göründüğünü, 6102 sayılı TTK’nın 1530/4-a, b, c, d bentlerindeki yasal düzenlemeden hareket edilerek, taraflar arasında yazılı halde düzenlenmiş tarafına ve/veya dosyaya sunulan sözleşme bulunmadığından, davacı vekilinin yıllık % 9 yasal faiz türüne ilişkin isteği doğrultusunda, istekle bağlılık ilkesi göz önüne alınarak yapılan hesaplama yapıldığını, davacı vekilinin takipte 171.706,84 TL asıl alacağın işlemiş faizini istediğini, davalı şirket tarafından ödenmeyen çeklerin olduğunu, dikkate alındığında hesaplanan faiz tutarının 209.158,99 TL olduğunu ancak takipte 171.706,84 TL istendiğini, icra takip tarihi olan 07/08/2020 tarihinden itibaren % 10 oranından başlayacak ve değişen oranlarda hesaplanacak avans faizi istenebileceğini bildirmiştir.
Bilirkişi raporu davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili rapora karşı herhangi bir beyan ya da itiraz dilekçesi vermemiştir.
Bilirkişi raporu açıklayıcı, somut olaya uygun ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur.

Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak 6100 sayılı HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gereklidir.
Aldırılan ve benimsenen bilirkişi raporu ile tüm dosya içeriğine göre; taraflar arasında cari hesap şeklinde yürüyen bir ticari ilişkinin olduğu, her iki tarafın da ticari defterlerinin usulüne uygun düzenlendiği ve noter tasdiklerinin bulunduğu, defterlerin tarafların lehine delil niteliği taşıdığı, defterlerin kendi içlerinde ve birbirleriyle uyumlu olduğu, davalı defterlerinde davalı borcunun 415.000,00 TL olarak gözüktüğü, davacı defterinde bu tutarın 414.997,99 TL olduğu, defterlerde davalı ödemesinin gözükmediği, davalının davacıya gönderdiği mutabakat formunda da … tarihi itibariyle davacı alacağının 415.000,00 TL olduğuna işaret edildiği, davalı tarafın, kendisine gönderilen bilirkişi raporuna karşı 6100 sayılı HMK’nın 281. maddesi gereğince 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde herhangi bir itiraz ileri sürmediği, bilirkişi raporunun davalı açısından kesinleştiği, davalının davacıya 414.979,99 TL asıl alacak borcunun ve yıllık % 9 yasal faiz oranı üzerinden yapılan hesaplamaya göre 209.158,99 TL işlemiş faiz borcunun bulunduğu ancak takipte 171.706,84 TL istendiği, takipte istenen miktarlarla bağlı kalındığında davalının 414.979,99 TL asıl alacak ve 171.706,84 TL işlemiş faiz miktarına yönelik itirazında haksız olduğu anlaşıldığından, haklı görülen davanın kabulü ile davalının itirazının bu miktarlar üzerinden iptaline, alacak likit olduğundan, davacı yararına icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın KABULÜ ile;
İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında davalının 414.997,99 TL’si asıl alacak ve 171.706,84 TL’si işlemiş olmak üzere toplam 586.704,83 TL borca itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden ve takip talebinde belirtilen koşullarda devamına,
2-586.704,83-TL’nin % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken ‭40.077,81 TL nispi ilam harcından, peşin alınan 7.085,94 TL harcın düşülmesi ile kalan ‭32.991,87‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
4-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacının yatırmış olduğu 54,40 TL başvurma harcı, 7.085,94 TL peşin harç toplamı olan ‭7.140,34‬ TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu 63,00 TL’si tebligat-posta gideri, 1.500,00 TL’si bilirkişi ücreti ve 900,00 TL arabuluculuk vekalet ücreti olmak üzere toplam ‭2.463,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 46.385,24 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/09/2021

Başkan …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Katip …
¸E-imza