Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/709 E. 2023/682 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/709
KARAR NO : 2023/682
DAVA : Limited Şirket Ortaklığından Çıkma ve Çıkma Payı Alacağı
DAVA TARİHİ : 27/05/2020
KARAR TARİHİ : 19/09/2023
Mahkememizde görülmekte olan Limited Şirket Ortaklığından Çıkma ve Çıkma Payı Alacağı davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle;müvekkilinin, 50.000 TL kuruluş sermayeli davalı şirkete 31.07.2017 tarihinde 25.000 TL taahhüt ederek % 50 ortak olduğunu, müvekkilinin Almanya’da çalışıp yaşadığı için, şirketin idaresi hususunda …’ın yetkili olacağı hususunda anlaşmış olduğunu, nitekim şirketin müdürü …’ın tek başına imzaya yetkili olduğunu, müvekkilinin yurt dışında olması ve yurt dışında çalışıyor olmasının yurt içine gelmesini engellediğini ve şirketin işyerinde bulunamadığını, şirketin kuruluş tarihinden itibaren …’ın şirketi idare ettiğini, müvekkilinin ortağının ve eşinin şirketin finansman sıkışıklıklarından bahis ederek müvekkilinin borç para göndermesini talep ettiklerini, müvekkilinin bu talepler üzerine şirketin banka hesabına 31.07.2017 tarihinden itibaren borç para gönderdiğini, gönderilen paraların şirkete sermaye ödemesi niteliğinde değil, borç verildiğini, ödemelerin bir kısmının müvekkilinin talimatı ile müvekkili adına müvekkilinin kız kardeşi … tarafından şirket hesabına yatırıldığını, şirketin muhasebe kayıtlarında da sermayenin arttırıldığına dair hiçbir karar verilmediğini, ortaklar kurulu yapılmadığını, kanuni kayıtlar ve şirket defterinde sermaye artırımına ilişkin TTK’nun maddelerine uygun alınmış kararların mevcut olmadığını, yapılan ödemenin, şirkete sermaye payı olarak ödeneceğine dair ortaklar karar ve genel kurul karar defterinde oy birliğiyle alındığını gösterir bir ortaklar kurulu kararının bulunmadığını, müvekkilinin şirkete gönderdiği havaleler ve borç paralar ile ne yapıldığını sorduğunda kendisine şirkete demirbaş ve mutfak eşyaları alındığının belirtildiğini, müvekkilinin yurt dışından Türkiye’ye geldiğinde, işyerini ziyaret ettiğinde alındığı iddia edilen demirbaş ve mutfak eşyalarının şirket ortağı …’a ait Karşıyaka da bulunan … Gıda Yemek İnşaat Sanayi İç ve Dış Ticaret Limited Şirketinin Girne caddesinde kapanan işyerinden getirilen kullanılmış eski demirbaş ve eşyalar olduğunun gördüğünü, bu demirbaşlara müvekkilinin gönderdiği paraların verilmiş gibi yansıtıldığını, oysaki kullanılmış eski demirbaş ve eşyaların getirilmesi hususunda müvekkiline görüşünün sorulmadığını, müvekkilinin bu durumu kabul etmemekle beraber bunlar dışında da herhangi bir şey alındıysa harcamalara ait faturaların gösterilmesini talep ettiğini, ancak ortak …’ın müvekkiline herhangi bir açıklama yapmadığını, esasında …’ın iflas aşamasına geldiği dava dışı … şirketinin borçlarını müvekkilinden gelen ödemeler ile kapattığını, müvekkilinin ortaklık payı ve şirkete verdiği borç paralarla, iyi niyetinin yurtdışında olması sebebiyle suiistimal edildiğini, yine Aydın’da bir AVM de bulunan … şirketinin işlettiği işyerinin de işlerinin iyi gitmediğinden, …’ın müvekkilinin gönderdiği borç paraları Aydın’ daki AVM de ki şubeye ödemelerinde kullandığını, gönderilen borç paraların yerinde kullanılmadığını, …’ın müvekkilinin ortak olduğu… şirketinin vergi dairesine, sosyal sigortalara ve üçüncü şahıslar ile tedarikçilere olan borçlarını ödemeyerek şirketin borçlarını çoğalttığını, müvekkilinin şirketten 31.07.2017 tarihinden 31.07.2019 tarihine kadar ki 2 sene içerisinde hiçbir gelir (kâr payı) almadığını, müvekkili şirketin kurulduğu tarihten Ocak 2019 tarihine kadar devamlı şirketin hesabına nakit ve bankadan havale yoluyla para gönderdiğini, ancak müvekkilinin gönderdiği havalelerin şirketin muhasebe kayıtlarında gösterilmediğini, müvekkilinin,… şirketinden 422.958 TL nakit alacağının bulunduğunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 638 maddesinin 2. Fıkrasında limited şirkette ortakların haklı sebebin varlığı halinde şirketten ayrılabileceklerinin düzenlendiğini, …’ın müdür/ortak olarak; Kanuni muhasebe kayıtlarını düzgün tutturmaması, tutulması için belge ve evrakları muhasebeye intikal ettirmeyerek eksik kayıt tanzim edilmesine sebebiyet vermesi, Müdür ortağın kendisine düşen asli görevleri ve borçları yerine getirmemesi, Vergi ve SGK borçlarını ödememesi, üçüncü şahıslara olan borçları, kiraları, ücretleri ödememesi, Müdür ortağın kişisel menfaatleri uğruna şirketin ticaret unvanını/mallarını/paralarını/şirketin mamelekini kötüye kullanması, Şirketin yönetim işlerinde veya hesaplarının çıkarılmasında şirketin aleyhine davranarak, kanuna, örf adete ve özellikle TTK’na aykırı hareket etmesi nedeniyle müvekkilinin şirketten çıkarılmasını istediğini ve karar verilinceye kadar şirketin işyerindeki menkul eşyalar ve üçüncü şahıslar üzerindeki haklarına, müvekkilinin haklarının korunması için ihtiyati tedbiri kararı verilmesini arz ve izah edilen nedenlerle müvekkilinin hissesi oranında ortaklıktan çıkma payının tespiti ve ödenmesi ile ortaklıktan çıkarılmasını talep etmek için işbu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, işbu dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne, müvekkilinin hissesi oranında ortaklıktan çıkma payının tespitine ve ödenmesi ile ortaklıktan çıkarılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 15.06.2020 tarihli dilekçesi ile; dava dilekçesinde talep ettiği çıkma payı alacağının 25.000,00 TL olduğu bildirilmiş ve bu miktar üzerinden peşin harç yatırılmıştır.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle;
Müvekkili şirketin, aynı anda 100 kişiden fazla misafiri ağırlayacak şekilde sulu yemek, pide ve döner servisi veren gıda sektörü üzerine kurulduğunu, söz konusu işletmenin, Bayraklı İlçesi’nde yer alan … AVM’de kurulmuş olup işletmenin hemen yanında İzmir Şehir Hastanesi inşaatının devam etmekte olduğunu, davacı ile dava dışı ortak …’ın müvekkili şirkette %50 – %50 ortak konumunda olduğunu, müdür olan diğer ortak …’ın, 40 seneyi aşkın süredir müvekkili şirket ile aynı hizmet kolunda girişimci ve işletmeci olarak faaliyet sürdürdüğünü, müvekkili şirketin, ülke ekonomisinin bir işletmenin faaliyet sürdürebilmesi yönünden en zor dönemde kurulduğunu, 2016 yılı ülkedeki darbe girişimi sonrası ülkede meydana gelen ekonomik sıkıntılar, yabancı ve yerli yatırımcıların ülkemizde yaptıkları yatırımlarda azalma meydana gelmesi, hammadde ve kullanıma bağlı elektrik, su gibi giderlerin birim fiyatının artması, asgari ücret ve buna bağlı olarak sigorta primlerindeki artış, İzmir Şehir Hastanesi’nin planlanan sürede açılmaması, tüm Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisi sonrası şirketin gelir durumunda da azalma meydana geldiğini, limited şirket ortaklığından çıkmak isteyen davacı ortağın, işbu davayı açmadan önce, diğer ortaktan, şirketten çıkmasına sebep olan olayların ortadan kaldırılmasını ve sözleşmenin kurulduğu andaki şartlara dönülmesini istemesi gerektiğini, somut olayda ise, bunun tam tersi bir şekilde davacının, planlanan getirinin sağlanamaması neticesinde, müdür olan diğer ortak ile iletişimi kestiğini, muhasebeci olarak çalışmakta olan kardeşi …’e şirkete gitmemesi yönünde talimat verdiğini ve şirketi ile ilgilenmeyi kestiğini, şirketin istisnamını bozmayacak ve karşılıklı menfaat çatışmalarını asgari düzeyde tutacak ve giderecek, iyiniyetli bir düşünce ile girdikleri bu yolda, ortakları ile aralarında olan kırgınlık ve anlaşmazlıkları giderecek, hukuka aykırı uygulamalara son verecek hiçbir adım atmadığını, aksine, şirket borçlarından sorumlu olmamak adına mesnetsiz ve gerçeğe aykırı iddialar ile işbu davayı açarak ortaklıktan çıkma yoluna başvurduğunu, 6102 sayılı TTK’nın 638. maddesi gereğince, ortaklıktan çıkma davasını ortağın, haklı sebeplerin varlığı halinde açabileceğini, somut olayda, davacı tarafça ileri sürülen haklı bir sebep bulunmadığını, her küçük uyuşmazlığın haklı neden sayılmayacağı gibi en ufak bir anlaşmazlıkta dava yoluna gitmenin de başta ahde vefaya, şirketlerin kuruluş amaçlarına ve ruhuna aykırı olduğunu, şirket ortaklarının, şirketin sürdürülebilirliliği ve devamlılığı için her türlü yolu denemesi gerektiğini, davacının haklı sebep olarak, dava dışı diğer ortağın şirketi kötü yönettiğini ileri sürdüğünü, şirketin kötü yönetilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, şirketin kurulduğu zamandan beri ülke ekonomisinin kötü ilerlemesi, davacının şirkete herhangi bir emek ve maddi destek sunmaması, şirket müdürü olan dava dışı …’ın yapabileceklerini sınırladığını, davacının, şirketin borç yükümlülüklerini ve yönetilmesini, diğer davalı üzerine bırakıp kendi çıkarları doğrultusunda Almanya’ya gittiğini ve şirketle hiç ilgilenmediğini, davacı tarafın, dava dışı … Gıda Yemek İnşaat Sanayi İç ve Dış Tic Ltd Şti’ye ilişkin beyanlarının işbu dava ile ilgisinin bulunmadığını, şirket defter ve kayıtlarının incelenmesi ile görüleceği üzere, esas davalı müvekkilinin … Gıda Yemek İnşaat Sanayi İç ve Dış Tic Ltd Şti’ye borcunun bulunduğunu, değil … şirketine usulsüz para aktarmak, tam aksine şirketin faaliyetine devam edebilmesi için … Gıda Yemek İnşaat Sanayi İç ve Dış Tic Ltd Şti, diğer ortak hatta diğer ortağın eşi …’ın müvekkili şirkete borç verdiğini, bunun yanında, müvekkili şirketin kullandığı işyerinin tadilatı ve dekorasyonu için yapılan tüm mimari projelerin bedelini dahi … şirketinin ödediğini, ancak hali hazırda müvekkili şirketin ödeme gücü olmadığından bu mimari proje bedellerinin müvekkili şirkete fatura edilemediğini, … Gıda şirketinin uhdesinde bırakıldığını, davacının gönderdiğini iddia ettiği tüm paraların şirket banka hesabına havale edildiğini ve yine şirket için harcandığını, bu nedenle, muhasebeleştirilmemesinin mümkün olmadığını, yapılacak bilirkişi incelemesi ile tüm bu gerçeklerin ortaya çıkacağını, davacının, gerçek dışı iddialar ile mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, şirketin ön muhasebe işlemlerini yürüten, her türlü harcama ve gelirleri mali müşavire bildiren kişinin bizzat davacının kardeşi … olduğunu, tüm ön muhasebe işlerini kardeşi yürütürken davacının mali verilerden haberdar olmamasının hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, davacının huzur hakkı ve kar payı alamadığını ileri sürdüğünü, zararda olan bir şirketin huzur hakkı ve kar payı dağıtamayacağının açık olduğunu, dava dışı diğer ortağın da anılan payları alamadığını, dava dışı diğer ortağın, müvekkili şirketin büyümesine engel olan, karlılığı azaltan, imajı bozan, güvenirliği zedeleyen ve şirkete zarar veren hiçbir davranışının bulunmadığını, davanın tümüyle reddini talep ettiklerini, davacının ortaklıktan çıkma payının reddinin gerektiğini, davacının şirketin mal varlığına yönelik tedbir taleplerinin, hukuki dayanaktan yoksun olup faaliyetine devam eden bir şirketin mal kaçırma gibi bir durumunun söz konusu olmadığını, tedbir kararı verilmesi durumunda ise şirket faaliyetinin ve devamlılığının sekteye uğrayacağını, henüz muaccel hale gelmemiş bir alacak için tedbir kararı verilmesinin şirketi iflasa sürükleyeceğini, müvekkili şirketin, ortağının tüm ortaklık haklarına saygılı davrandığını, her türlü bilgi ve belgeyi bilgisine sunduğunu, oy hakkı, çağrı hakkı vs gibi TTK da düzenlenen tüm görevlerini yerine getirdiğini, ayrılmak isteyen davacının tüm iddialarının haksız olup işbu mesnetsiz ve somut gerçeklikten uzak davanın reddini talep etme zaruretinin hasıl olduğunu, açıklanan ve res’en belirlenecek sebeplerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Yetkisizlik Kararı : Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/06/2020 tarih … E. … K. sayılı kararında; “davacının ortağı olduğu davalı şirketin ikametgahının “… Bayraklı/İZMİR “olduğu ve İzmir Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresi içerisinde kaldığı, dolayısıyla işbu davaya bakma yetkisinin de İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu ” gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Ceza Dosyası : İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde; şüpheliler … ve … hakkında müşteki …’e karşı Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma suçundan soruşturma yürütüldüğü görülmüştür.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda : Mali Müşavir- Hesap Bilirkişisi… düzenlemiş olduğu raporda; “Şüphelilerden …’ın, müştekinin muhtelif tarihlerde paraları yatırdığı… şirketinin müdürü ve tek imza yetkilisi olduğu, bankalarda bu kişinin imza sirküleri mevcut olup banka hesaplarından her zaman para çeken kişi olduğu, diğer şüpheli …’ın müştekinin arkadaşı olduğu için müştekinin onun konuşmalarına ve şirket için yaptığı ek sermaye ödeme taleplerini yönelten ve sermaye payının 96 25 ödemesi aşamasında, yukarıda de değinildiği üzere, …’ın bankadaki hesabına 7.000,00 TL’yi gönderdiği ve bu miktarı … hesabından çıkartarak 6.750,00 TL sermaye payı olarak müşteki adına … ödeyen kişi olup kalan 250,00 TL ise şüpheli … uhdesinde kalmıştır. Müştekinin göndermiş olduğu gerek Euro ve gerekse TL cinsinden paraların sermaye artışı için gönderildiği gibi kurulacak şirketin her türlü finansmanı olarak müşteki … ile birlikte ortaklaşa ve eşit şartlarda ödemelerde bulunulması hedeflenmiştir. Sermaye miktarı arttırılmadığı halde Euro olarak gönderilen havalelerle şüphelinin kendi aktiflerini arttırmaya ve … Şirketi ile Aydın’da bulunan şubesinin finansal ihtiyaçları için kullandığı,… Şirketinin muhasebesini tutan … vergi kimlik numaralı ve İzmir SMMM odasına kayıtlı …’ın da yukarıda açıklandığı ve belirtildiği üzere hileli ve kasıtlı muhasebe kayıtları ile şüphelilerin menfaat kazanımlarına katkıda bulunduğu ve 3568 sayılı Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler, Serbest Muhasebeciler Yasasına aykırı hareket ederek meslek suçu işlediği, bu durumun sayın savcılıkça Ankara’da merkezi bulunan TÜRMOB Odalar Birliğine raporun bir sureti ile birlikte ihbarda bulunması gerekeceği, zira adı geçen meslek sahibinin yasaya aykırı hareket ettiğinden Disiplin Suçu gerçekleştiği gibi bu suçu işleyen meslek mensuplarının Devlet Memuru gibi yargılanacağı da yasa gereğidir. Zira hileli muhasebe kayıtları ve sahte belgelerle müştekiyi zarara uğratmış oldukları, müştekinin irade fesatına uğratılarak hakkının gaspı söz konusu olmaktadır. İlk bölümlerde açıklandığı ve belirtildiği üzere müştekinin yeni kurulan şirketin hesabına TL ve Euro cinsinden göndermiş olduğu toplam 419.369,00 TL’nin şüpheli … tarafından paraların yatırıldığı tarihte aynı gün aynı tarihte çektiği ve kendi adına açılmış bulunan … şirketinin hesabına veya adına açılan şahsi hesaplara aktarıldığı, dosyada bulunan banka hesap ekstresinden anlaşılmaktadır. Yine dosyaya ibraz edilen yılsonu ayrıntılı mizanlar ve vergi dairesine tevdi edilen Kurumlar Vergisi beyannamelerindeki anormal kayıtlar sebebiyle, gerek… gerekse … Ltd. Şirketleri hakkında daha derin bir vergi incelemesinin yapılabilmesi için İzmir Defterdarlığı Gelirler Daire Başkanlığına bilirkişi raporunun bir sureti ile ihbarda bulunulması takdiri sayın C. Başsavcılığına bırakılmıştır” şeklinde mütalaada bulunmuştur.
SGK Cevabı : Bayraklı Sosyal Güvenlik Merkezinin cevabi yazısı içeriğinden; Merkezlerinde … sicil numarası ile “… Gıda Yemek Hayvancılık İnşaat Sanayi İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti.” adına kayıtlı şirketin 20/01/2021 tarih itibariyle borç durumunu gösteren sistem çıktısı yazısının gönderildiği anlaşılmış ve gönderilen borç görüntüleme ekranı dosyamız arasına alınmıştır.
Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabı : İzmir Ticaret Sicili Müdürlüğünün 21/12/2020 havale tarihli cevabi yazısı ekinde; Davalı şirkete ait sicil kayıt fotokopileri gönderilmiş olup, dosyamız arasına alınmıştır.
Vergi Dairesi Müdürlüğü cevabı : Karşıyaka Vergi Dairesi Müdürlüğünün 21/12/2020 tarihli cevabi yazısında; davalı şirketin yazıları tarihi itibariyle dairelerine 2.033,07 TL vergi…, 566,13 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 2.089,20 TL vadesi geçmiş vergi borcu bulunduğu, ayrıca adı geçen şirketin, 7256 sayılı yasadan faydalandığı ve bu kapsamda 30.604,16 TL vadesi gelmemiş borcunun bulunduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan Bilirkişi heyet raporu: Mali Müşavir …, Mobilya Teknikeri … ve Nitelikli Hesaplamalar Uzmanı… 31/10/2022 tarihli raporunda; Limited Şirket ortaklığından haklı nedenle çıkma koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda; TTK 638 gereğince, limited ortaklıkta her ortağın haklı sebebe dayanarak şirketten çıkma talebinde bulunabileceği, haklı sebebin tespitinin TMK 4 gereğince, kural içi boşluğun doldurulması faaliyeti niteliğinde olduğu, davalı şirketin ortakları arasında derin uyuşmazlıklar bulunduğu, her bir ortağın % 50 paya sahip olması nedeniyle ortaklığın faaliyetlerini devam ettirmesinin ortaklar arasında uyumla mümkün olabileceği, şirketin genel kurullarını Kanun’da öngörülen şekil ve zamanda yapmaması, şirketin kar dağıtmaması, şirketin ödenmeyen ve icra takibinde olan SGK borçlarının bulunması, dava dışı ortak hakkında ceza yargılamasının bulunması halleri bir arada değerlendirildiğinde, TTK 638 çerçevesinde haklı sebebin mevcut olduğu kanaatine ulaşılabileceğini, raporda teknik bilirkişi tarafından yapılan hesaplamalar neticesinde “Yapılan piyasa araştırması sonucu kullanım ve yıpranma durumları da göz önüne alınarak yaklaşık olarak 22.608.00 TL olmak üzere toplam 482.908.00 TL olabileceği kanaatine varılmıştır.” Şeklinde kanaate varılmıştır. Sayın Mahkeme’nin davacının çıkma payı alacağının hesaplanması yönünde karar vermesi durumunda güncel tarih itibariyle çıkma payı hesabının reel özvarlık hesaplamaları ile yapılabileceği, dolayısıyla Sayın Mahkeme’nin görevlendirmesi durumunda davalı şirketin son mali verilerinin incelenmek ve hesap yapılmak üzere tarafımıza teslim edilmesi gerekeceği kanaatine varıldığı, davalı şirketin muhasebe kayıtlarında düzenli ve ayrıntılı olarak Ortaklar Hesabı kayıtları ortak isimleri de belirtilerek ayrı alt hesaplarda kaydedilerek yapılmamış olduğu önceki sayfalarda belirtilmiş olup, 2017 ve 2019 yıllarında şirketin herhangi bir Sermaye arttırımına gidilmediğinin tespit edildiği, şirketin ortaklarından borç alacağına ilişkin şirket yönetim kurulu tarafından alınmış bir karar tarafımıza sunulmamış olduğu gibi bu hususta herhangi bir tespitimiz de olmamıştır. Ortaklar cari hesabına kaydedilen para girişleri ile maliyet ve gider ödeme hesapları incelendiğinde usulsüz harcandığı yönünde herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, davalı vekilinin dilekçesinde ifade edildiği üzere, teknik bilirkişi tarafından yapılan inceleme ve tespitler sonucunda davalı şirket ile dava dışı şirket arasında davalı şirkete temin elden kullanılmış mobilya, dekorasyon ve mutfak ekipmanları bulunduğu bu doğrultuda ticari ilişkilerinin mevcut olduğunun anlaşıldığı, davalı şirketin ticari defterlerinde: 2019 yılı yevmiye defteri Kapanış fiş kaydında şirketin 31.12.2019 tarihi itibariyle 320 Satıcılar ana hesap kodu altında 320 02 … Gıda Yemek hesabının 61.603,78 TL Alacaklı olarak 2020 yılına devrettirildiği 1187 nolu fiş kayıtlarında görülmekte olduğu, dava dışı şirkete ait Yevmiye defteri 591.sayfasında kaydedilen 31.12.2019 tarihli, 2399 madde nolu kapanış fiş kaydında davalı… Gıda Yemek Hayv. İnş. San. İç ve Dış Tic. Ltd.Şti. nin 120.007 kolu hesabının 61.404,55 TL tutarındaki borç bakiyesinin kapatılarak 2020 yılına devrettirildiğinin görüldüğü mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi heyeti ek raporu : 31/05/2023 tarihli ek raporda; Davacı vekilinin 31/10/2022 tarihli rapora yönelik itirazlarının incelendiği belirtilmiş olup, şirketin sermaye şirketi olduğu, tüzel kişiliğe sahip olduğu, sermaye yapısı ve sermaye hesabı ile ilgili ticari defter kayıtları, kök raporda taraflarınca değerlendirildiği ve rapor edildiği, kaldı ki şirket ortağının farklı zamanlarda şirket sermayesine katılım için havaleler göndermesi şeklinde sermaye katılımı söz konusu olamayacağı, Sermaye arttırımı için ortaklar kurulu kararı alınması gerektiği, gönderilen havale işlemlerinde açık net “Ortaklar Kurulunun …tarihli kararı gereği sermaye artırımına katılım bedeli” şeklinde belirtilmesi gerekeceğinin ilgili yasa hükümleri ile de sabit olduğu, kök raporun 5-6-7. sayfalarında davacı tarafından davalı şirkete gönderilen transfer edilen ödemelerin ve belgelerdeki açıklamaların tümünün tek tek belirtilmiş ve değerlendirilmiş olduğunu, kaldı ki defter kayıtlarına dahil edilmeyen tutarlar da raporda tespit edilmiş olup, takdirin Yüce Mahkeme’ye ait olacağını, davacının gönderdiği para havalelerinin şirketten ne zaman ne ne tutarda çıkış yapıldığı, … Gıda Yemek şirketine borç kapatma amaçlı yapılan para transferleri tutarlarının raporun 9. sayfasında cari hesap bakiye kalan tutar defter kayıtlarından tamamının tespit edildiğini, davacı vekilinin belirttiği şekilde raporda yorum katmak, niyet okumak, hukuki değerlendirmede bulunmak gibi bir durumun bilirkişi raporlarında olamayacağını, Tekraren ifade edileceği üzere; Şirketin 2017-2018-2019 ve 2021 yıllarında sürekli olarak zarar beyan ettiğini, toplam – 575.996,66 TL zarar beyanlarına karşılık sadece 2020 yılında 86.015,36 TL tutarında kar elde ettiği tespitine varılmış olduğunu, davacının bu durumu bilmemesinin mümkün olamayacağını, sürekli zarar eden bir şirkete 31/07/2017 tarihinden 31/07/2019 tarihine kadar kar payı dağıtılmadığı ancak davacı tarafından sürekli para transferi yapıldığının belirtildiği, şirket kasasından yapılan ödemelerin aynı gün para transferlerinin önceki raporda belirtilmiş olduğunu, aynı gün çıkış yapılmayan tutarlar için kasa/banka hesaplarına gelen para ile eşleştirilerek bir tespite varılmasının mümkün olmadığını, nitekim gerek satış cirosu tutarları ve cari hesap tahsilâtları, diğer ortağın şirkete yaptığı teslimatlar vb. kasa girişleri içerisinde böyle net bir nakit çıkışları hareketinin tespitine varmanın muhasebe sisteminde söz konusu olamayacağını, davacı vekilinin itiraz dilekçesinde 5.4 de belirtilen itiraz konularının kök raporda sonuç bölümü 5. maddesinde taraflarınca değerlendirildiğini, keşif mahallinde tespit edilen eşyaların belirlenen değerleri konusunda kök rapora bağlı kalınması gerektiği kanaatine varıldığını mütalaa etmişlerdir.
Tanık beyanları :
Davacı Tanığı … 30/03/2021 tarihli celsede; ” Ben … Gıda Yemek İnş. San. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin Karşıyaka yeni girne caddesindeki restoranında 2015 yılından 2017 yılına kadar 2 sene aşçı olarak çalıştım. Bu şirketin sahibi … idi. …, … beyin eşi olup, restoranın sorumlusu olarak sürekli başımızda duruyordu. …, … ile çok yakın arkadaştı. Biz çalışırken … avm ‘nin inşaatı başlamıştı. Davacı ile … ve eşi …ta ortak bir restoran açacaklarını söylemişlerdi. Davalı… gıda yemek ltd. Şti. … avm de davacı ve … tarafından birlikte açılan şirket olup, bu avm deki restoranın adı da … idi. … avm ‘deki restoran açılınca ben aşçı olarak ya 2017 yılı 8. ayında ya da 2018 yılı 8. ayında tam olarak hatırlayamıyorum …taki restorana geçiş yaptım. Burada da 1,5 yıl boyunca çalıştım. Davalı şirket kurulurken … ve eşi … Hanım , … hanıma …ın bulunduğu mahalde şehir hastanesi açılacağını, hastane açıldığında restoranın iyi iş yapacağını söylediler. Bu şekilde davacıyı ikna ederek, davalı şirkete ortak yaptılar, … bey ve eşi …taki restorana yeni endüstriyel mutfak malzemeleri ve tamamen yeni masa sandalyeler alınacağını söyleyerek davacıdan, davalı şirkete yatırım bedeli olarak paralar aldıkları halde bu yeni restoranta yeni hiçbir eşya almadılar, Yeni Girnedeki kapattıkları restorandan mutfak eşyalarını, masa ve sandalyeleri getirerek eski eşyaları koydular. …’ın … isimli şirketinin aynı zamanda Aydın’da bulunan avm de de bir şubesi vardı. Yeni Girne’deki ve Aydın’daki şubelere alım yapılırken birlikte malzeme alımları yapılır, malzemelerin hangi şube için alındığı ayırt edilmezdi. …taki avm ye geçiş yapıldıktan sonra bu kez buradaki restoran ile Aydın’daki … isimli restoran için malzemeler ortak alınmaya devam edildi. Hangi malzemenin hangi şube için alındığını tespit edebilmek mümkün değildir. Malzeme alımlarına ilişkin faturalar davalı şirket adına kesiliyordu ancak söylediğim gibi alınan malzemeler hem davalı şirketin …taki şubesinde hem de dava dışı … şirketinin Aydın avm ‘deki şubesinde kullanılıyordu. Davacı Almanya’da yaşadığından ve orada da döner üzerine işletmeleri bulunduğundan bir süre sonra Almanya’ya geri döndü. Davalı şirketin restoranına kardeşi … vekil olarak bıraktı. … hanım …taki restoranda genellikle kasada duruyordu. Aynı zamanda gelen evrakları da kontrol ediyordu, evraklarla ilgili olarak birkaç kez …’a soru sorduğunda … tarafından aşağılanarak kendisine kötü davranılmıştır, bunun üzerine … hanım restorana gelmemeye başladı. Restoranda işler bundan sonra daha da kötüye gitmeye başladı. Daha sonra …’ın eşi … hepimizi toplayarak işin istediği gibi gitmediğini, kirayı ödeyemez duruma geldiklerini , çalışanların maaşlarını yatıramaz durumda olduklarını, bu nedenle davacıdan para istediklerini söyledi. Bu konuşmadan sonra davacı baya bir miktar para göndermiş olup, söz konusu paranın nereye kullanıldığını bilmiyorum ancak Nazife Hanım kira borcunu kapatmak için kullandığını söylemişti. Benim ve diğer çalışanların ücretleri düzenli olarak yatmıyordu. Daha sonra SGK primlerimizin de ödenmediğini öğrendik. Bunun üzerine ben 2019 yılı mart ayında davalı şirketten ayrıldım, covid 19 salgınının, …taki restoranın ekonomik açıdan kötüye gitmesinde bir etkisi olmamıştır. Zira bu anlattığım olayların tamamı 2018-2019 yıllarında gerçekleşmiştir, restoran açıldığı günden itibaren istediği ciroya ve satışa kavuşamamıştır, bunun nedeni restoranın … ve eşi tarafından kötü yönetilmesidir, şehir hastanesinin açılmamasının bu duruma bir katkısı olduğunu düşünmüyorum zira … avm açıldığı günden bu yana oldukça yoğun ziyaretçisi bulunan bir avm dir . Genellikle haftasonları restoranda gün boyu dolu çalışıyorduk. Hafta içi daha sakindi, benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı Tanığı … 29/06/2021 tarihli celsede;” Ben davalı şirketin kuruluşundan bu yana mali müşaviri olarak görev yapıyorum. Söz konusu şirketin kuruluşunu davacı, ben ve … hep birlikte yaptık. Şirket 50.000,00-TL sermaye ile kuruldu. Davacı ve dava dışı … %50- 50 ortak idiler. Sermayenin 1/4 ü eşit şekilde her iki ortak tarafından yatırıldı. Davacı Almanya’da ikamet ediyordu. Kardeşi … hanım Manisa’da oturuyordu. Şirket ile ilgili olarak işleri … Hanım davacı adına ön muhasebeci olarak takip ediyordu. Dava dışı …’ın ortağı ve sahibi olduğu … gıda ltd. Şti. İle davalı şirket arasında franchising sözleşmesi imzalanmıştır. … lokantaları İzmir ve Aydın’da şubeleri bulunan ve davalı şirket kurulmadan önce faaliyette olan bir şirkettir. Aydın’daki şubesi sonradan kapatılmıştır. Davalı şirket yeni kurulmuş bir şirket olduğundan ve henüz adına çek hesabı açılmadığından davalı şirkette, şirketin işleteceği lokantada kullanılacak ürünlere ilişkin alımlar, dava dışı … gıda Ltd. Şti. Tarafından yapılmış ve davalı şirkete fatura edilmiştir. Bu şekilde yapılmasının nedeni henüz davalı şirketin çek hesaplarının açılmamış olmasıdır. Davacı tarafından davalı şirkete dönem dönem gönderilen paralar hesaplarda kayıtlı olup, söz konusu bu paralarda davalı şirkette kullanılmak üzere dava dışı … ltd. Şti. tarafından yapılan alımlara mahsuben dava dışı bu şirkete ödeme yapılmıştı. Ancak söz konusu ürünler davalı şirket adına alınıp bu şirket tarafından kullanılmıştır. Yoksa davalı şirkete alınan ürünlerin … gıda ltd. Şti. ‘nde kullanılması, davacı … tarafından davalı…’a gönderilen paraların dava dışı … gıda ltd. Şti. ‘nin borçlarının ödenmesi için kullanılması söz konusu olmamıştır. Bildiğim kadarıyla dava dışı … gıda ltd. Şti. ‘nin borçları bulunmaktadır. Bu şirketin muhasebesini başka bir mali müşavir tuttuğu için detayları bilmiyorum, davalı şirketin işletmek üzere … Avm de açılan … Lokantası isimli işletmedeki demirbaşlar dava dışı … Gıda Ltd. Şti. ‘nden gelen demirbaşlardır. Sıfır demirbaş alınmamıştır. Davalı şirket kurulurken lokantasına sıfır demirbaş ürün alınacağına ilişkin taraflar arasında bir anlaşma olup olmadığını bilmiyorum. Araya pandemi sürecinin girmesi, şehir hastanesinin açılışının ve faaliyete geçmesinin gecikmesi gibi dış nedenlerle …ta davalı tarafından işletilen lokantanın cirosu beklenilen düzeyde olmamıştır. Bununla davalı şirketin kötü yönetilmesi ya da diğer hususların bir etkisi ve ilgisi yoktur. Kaldı ki … Bey de davalı şirketin ortağı olup, o da bu şirketi kurarken aynı şekilde yüksek ciro yapacağını düşünerek ve umut ederek hareket etmiştir. Davalı şirketin ön muhasebesini SGK lı çalışan olan davacının kardeşi … hanım tutuyordu. Biz her an … Hanımdan belgeleri , faturaları almak için gidip onunla şirketin gidişatı hakkında görüşüyorduk. Bunun dışında … Hanım ve davacı yaklaşık 2 yıl önce ofisimize geldi. Yatırdığı paralar ve davalı şirketin durumu ile ilgili yaşadığı kaygılar hakkında bilgi aldılar. Biz şirketle ilgili tüm muhasebe dökümanlarını kendilerine verdik. Daha sonra bir başka mali müşavire bu bilgileri e posta ile göndermemizi istediler. Biz de söz konusu bilgileri bildirdikleri mali müşavire , diğer ortağın onayını alarak gönderdik. Davacı , davadan önce hissesini …’a devretmek istedi. Notere gittik, karar alındı. Tam onaylanma aşamasında taraflar arasında farklı bir protokol ortaya çıktı ve davacı ek bir talepte bulundu. Davacı yatırdığı tüm paraların iadesini talep etti. Daha önce hisse devri kararı alınırken, davacının böyle bir talebi söz konusu değildi. Bu kabul edilmeyince hisse devri gerçekleşmedi” şeklinde beyanda bulunmuş, davalı vekilinin talebi üzerine tanıktan sorulduğunda; “şirket kurulduktan kısa bir süre sonra Covid 19 salgınının ortaya çıkması nedeniyle yaşanan kapanma sürecinde davalı şirketten bir kısım işçiler istifa etti. Kalanlar da genelde ücretsiz izine ayrıldı. Ya da kısa çalışma ödeneğinden faydalandı. Şu an lokantada fiilen şirket sahibi … ve eşi … koşmaktadır. Kasa , temizlik, yemek … ve eşi tarafından yapılmaktadır ” şeklinde cevap vermiştir.
Davalı Tanığı … 29/06/2021 tarihli celsede; “ben davalı şirkette 3 yıldır garsonluk yapıyorum. … avm deki … isimli davalı şirket tarafından işletilen lokantada çalışıyorum, …taki davalı şirket tarafından işletilen bu lokanta açılalı 3 yıl olmuştur. …taki bu lokantanın açılma nedeni Şehir Hastanesinin faaliyete geçecek olması nedeniyle ve Avmnin şehir hastanesine yakınlığı gözetilerek yüksek ciro yapacağı inancıyla açıldı. Ancak şehir hastanesi planlanan tarihte bitirilmediği ve faaliyete geçmediği için umulan ciroya ve satışa ulaşılamadı. Dava konusu, davalı şirketin işlettiği … avm deki lokantaya demirbaşlar dava dışı … gıda ltd. Şti. ‘nin yeni girnedeki lokantasından gelmiştir. Lokantada kullanılacak ürünlerin alımlarının davalı şirket üzerinden yapıldı diye biliyorum. Ben davacı tarafından davalı şirkete borç para verilip verilmediğini bilmiyorum ayrıca davalı şirket tarafından dava dışı … Gıda Ltd. Şti.’nin borçlarının ödenip ödenmediğini bilmiyorum. Avm nin ilk açıldığı 2 haftalık dönemde yeni bir avm olması nedeniyle ilgi yoğun olduğundan lokantanın cirosu da yüksek olmuştu. Ancak daha sonra müşteri sayısının giderek azalması, şehir hastanesinin faaliyete geçmemesi ve covid 19 salgını nedeniyle kapanma sürecine girilmesi nedeniyle cirosu oldukça düşmüş, personelinin ücretlerini dahi ödeyemez duruma gelmiştir. Davalı şirketin diğer ortağı … Beyin’in davacıdan personel ücretlerini ödemek için para istediğini ancak davacı tarafından para gönderilmediğini … beyden ve eşi … Hanımdan duydum. İlk dönemde davalı şirketin işlettiği lokantada 15 kişi çalışırken şu anda ortak … bey ve eşi dahil 4 kişi çalışıyoruz. Lokantadaki bütün yemek ve alışverişi şu an patronlarımız … bey ve eşi yapmaktadır. Personel ücretlerinin ödenemez hale gelmesi nedeniyle bir kısım personel kendisi ayrılmıştır. Bir kısmı ise salgın hastalık nedeniyle ücretsiz izine çıkmıştır. Dava konusu lokantada kullanılan demirbaşların ücretinin kimin tarafından ödendiğini bilmiyorum. Davacı yurt dışında yaşamaktadır. Ben davalı şirkette çalıştığımdan bu yana şirket açılışı dışında 2 ya da 3 sefer lokantaya gelmiştir. Lokantanın ve şirketin işletilmesi ile hep dava dışı ortak … bey ilgilenmiştir. Davacı lokantaya geldiğinde personelin yüzünün neden gülmediğini sorduğunda bana sordu. Ben de işlerin düşük olduğunu , ücretlerimizin ödenmesinin aksatıldığını, bu nedenle yüzümüzün gülmediğini söyledim ” şeklinde beyanda bulunmuş, davalı vekilinin talebi üzerine tanıktan sorulduğunda; “… isimli personel davalı şirketin …taki lokantasında aşçı olarak çalışmıştır. Davacı … Hanım ile araları çok iyiydi. …’i … bey ve … Hanım işten çıkarmıştır. … beye neden …ı işten çıkardıklarını sorduğumda …’ın uyuşturucu madde kullandığını, bu nedenle işten çıkartılmıştır. İşten çıkartıldığında davacı Türkiyede değildi, işten çıkartılmasına yönelik olarak da bir itirazı olduğunu duymadım, ben …’in uyuşturucu madde kullandığını hiç görmedim , yine işyerinde …’ın kendini bilmez bir halde hareket ettiğini hiç görmedim. Normal çalışıyordu” şeklinde cevap vermiştir.
Davalı Tanığı … 15/03/2022 tarihli celsede ; “davacı benim çocukluktan bu yana arkadaşım olur. Almanya’da yaşamaktadır. Özellikle son 8 yıldır Almanya’dan her yıl geldiğinde kendisi ile çok zaman geçirdik. Boşanmış olduğum eşim … ile bizim … Gıda Ltd. Şti. isimli şirketimiz vardı. Bu şirketimizin Aydın’da ve İzmir Yeni girne’de … Lokantası isimli işletmeleri mevcuttu. Davacı yaz tatillerinde her gelişinde bizimle birlikte yeni girne’deki … Lokantasına sık sık gelip giderdi. Türkiye’de yatırım yapmak istediğini bana ve eski eşime sürekli iletiyordu. … alışveriş merkezi bize 2017 yılı Mart ayında bir teklifte bulundu. Bu teklifi biz…nda çok da değerlendirmek istemiyorduk zira iki tane şubemiz vardı. Yatırım yapmak istemiyorduk ancak yapmış olduğumuz araştırmada alışveriş merkezine yakın mesafede kurulacak olan şehir hastanesi ve alışveriş merkezinin etrafındaki yerleşim alanına ilişkin projeler bizi bu avm de 3. şubemizi açma konusunda düşünmeye itti . Bu aşamada davacı da bu durumdan haberdar olduğu için … avm de ortak bir yer açmamız konusunda teklifte bulundu. Bu teklif aşamasında biz AVM ye görüşmeye gittik. Bu görüşmeye bizim aydın forum şubemizdeki eski müdürümüz …, eski eşim … bey ve davacı ile birlikte gittik. Ancak AVM yönetimi eski eşim … bey ile davacının birlikte yeni kurdukları davalı şirketin yeni olması nedeniyle AVM ye kabul edemeyeceklerini ancak… gıda ltd. Şti.’ni muhatap alabileceklerini, onunla kira sözleşmesi yapabileceklerini söylemesi üzerine… Gıda Ltd. Şti. … avm yönetimi ile yönetimin… markasına duyduğu güven nedeniyle kira sözleşmesi yaptı. Davalı şirkete de … AVM ‘deki bu işletmenin yani şubenin işletilmesi hakkı franchise sözleşmesi ile verildi. 2017 mart ayında görüşmeler başlayıp 2017 temmuz ayında avm ile sözleşme imzalanmasına rağmen avm nin açılışı sürekli gecikti ve açılış ancak 2018 yılı ağustos ayında gerçekleşebildi. Söz konusu gecikme avm nin zemininde yaşanan problemlerden kaynaklı olarak ruhsat verilmemesi nedeniyle yaşandı. Avm yönetimi, kira sözleşmesi için bizden 3 aylık kira bedeli kadar teminat istedi. Bu bedeli karşılayan davacı idi. Davacı bu bedeli… Ltd.Şti.’ne gönderdi. Bu şirketten de kira sözleşmesini imzalayan dava dışı … ltd. Şti. ‘ne aktarım yapılarak teminat bu şekilde karşılandı. 3 aylık kira bedeli 75.000,00-TL. İdi. …taki yatırımın büyük bir yatırım olacağı, hem insan gücü hem de maddi anlamda 3 ayrı şubenin bizi zorlayacağı düşünülerek davacı, eski eşim ve ben ortaklaşa bir karar alarak yeni girne şubesinin kapatılmasına karar verdik. Yeni girne şubesi açılalı zaten 1 yıl olmuştu. İçindeki mobilyalar ve mutfak malzemeleri yeniydi. En fazla 1 yıllıktı. Dolayısıyla yeni girne şubesindeki mobilyalar ve mutfak ekipmanları …’taki davalının işleteceği şubeye taşındı. Bu süreçte ben muhasebeci olmama rağmen, davacının yakın arkadaşım olması ve ortağı olan kişinin eski eşim olması nedeniyle yeni kurulan bu şirketin muhasebesini kesinlikle tutmayacağımı, bu işi davacının kardeşi olan …’ün yapmasına karar verildi. Yeni girne şubesinden aktarılan eşyaların sayımını, piyasa fiyat araştırmalarını … yaptı. …’ün belirlediği listedeki ürünlerin piyasa fiyatları üzerinden söz konusu Yeni Girne Şubesinin… Gıda Ltd. Şti.’ne ait olması nedeniyle bu şirket tarafından davalı şirkete fatura kesildi. Söylediğim gibi bu fatura bedelleri tamamen davacının kız kardeşi …’ün yapmış olduğu araştırma neticesinde belirlediği piyasa fiyatlarına göre düzenlenmiştir. Ben ve davacının kardeşi … davalı şirkette sigortalı çalışan olarak işe başladık. Davacı yurt dışında yaşadığı için, davacı adına kız kardeşi …. Ltd. Şti.’nin muhasebesini tutan … beyin yanında 5 ay boyunca sürekli çalıştı. Bu süreçte muhasebe hakkında her şeyi öğrendi. … hamile olduğundan bir dönem doğum yapması nedeniyle 2-3 ay çalışamadı ancak davalı şirkete ait muhasebe kayıtlarının tutulduğu bilgisayar yine onun elindeydi. Gelmediği bu dönemde de her türlü muhasebe kayıtlarını … tuttu. Ben davalı şirketin muhasebesi ile ilgili tek bir kayıt bile tutmadım. Her ay sonunda …’ün tutmuş olduğu muhasebe kayıtları… Gıda ‘nın genel muhasebesini tutan … bey ve… Hanıma toplantı yapılarak teslim ediliyordu. Dolayısıyla şirketin durumunun davacı tarafından bilinmemesi mümkün değildir. Ayrıca bu süreç boyunda … ile aramızda gerek arkadaşlık gerekse iş konusunda en ufak bir problem yaşanmadı ayrıca …’ün şirkete alınmaması, şirket hakkında kendisine bilgi verilmemesi gibi bir olay da yaşanmamıştır. Söylediğim gibi şirketin muhasebe kayıtlarını başından sonuna kadar … kendisi tutuyordu, …taki kiralanan alan 430 m2 olup 2 katlıdır. Biz bu alanı kiraladığımızda 4 duvar olarak aldık. Kara beton ve duvar şeklinde olup, 2. Kata çıkacak merdiven dahi yoktu. Dolayısıyla kiralanan alanın restoran haline getirilmesi için hem inşaat çalışmaları hem de mimari çalışmalar yapıldı. Bu süreçte paraya ihtiyaç duyulduğundan şubenin açılışa ve işletmeye hazır hale getirilebilmesi için davacıdan daha önce konuşularak üzerinde anlaşılan miktarları göndermesi istendi. Davacı da bu paraların bir kısmını gönderdi, gönderilen paralar …taki şubenin inşaat masrafları ve dekorasyon masraflarında kullanıldı. Davacı ile yatırım konusunda anlaşılan tutar 850.000,00-900.000,00-TL. civarında idi. Davacı da bu kadar miktarda bir yatırım yapmayı kabul etmişti. Biz bu anlaşmayı yaptığımızda 2017 yılında euro ve Dolar düşüktü ancak açılış AVM den kaynaklanan nedenlerle geciktiğinden 2018 yılında Dolar ve Euronun yükselişe geçmesi ile planlanan miktarın üzerinde masraflar doğdu. Davacı tarafından gerek mimarla anlaşma yapılırken hazır olması, gerekse süreci kardeşinin yönetmesi nedeniyle söz konusu yeni şubenin faaliyete geçirilme yatırım bedelinin ne kadar olacağı biliniyordu. Davacı taraf vadettiği yatırım bedelinin yaklaşık 90.000,00-TL.sini de göndermemiştir. Avm yönetimi tarafından 2019 ocak ayında şehir hastanesinin açılacağı ve bu yoğunluğun AVM ye yansıyacağından … lokantası olarak kiralanan işyerinin kira ücretinin güncellenmesi istendi.2019 yılı ocak ayında kira bedelinin artışına ilk kira sözleşmesinde yani 2017 yılında kira sözleşmesi yapılırken 2019 yılında şehir hastanesinin açılacağı gözetilerek kira bedeli 2019 yılı için yüksek tutulmuştur. Ancak halen şehir hastanesi açılmamıştır. Araya covid 19 salgını girmiştir. Bu nedenle davalı şirket tarafından işletilen restoran beklediği müşteri potansiyelini yakalayamamıştır. Ayrıca salgın hastalık döneminde tüm personelimizi ücretsiz izine ayırdık. Şubede yalnızca ben ve … bey çalıştı. Ayrıca salgın nedeniyle AVM yönetimi kiranın ödenemeyeceğini düşünerek bize 140 avm personeline 1 yıl boyunca yemek verme durumunda kira ücretini yarı yarıya düşüreceğini ve personel yemek ücretini de karşılayacağını söyleyerek teklifte bulundu. Biz de kabul ettik. Bu şekilde kira bedelinin düşmesi, AVM personeline düzenli yemek vermemiz ve personel çalıştırmamamız nedeniyle kara geçtik. Ancak bu yatırıma atıldığımız 2017 yılında hedeflediğimiz kar marjına hiçbir zaman ulaşamadık, bunun nedeni de şehir hastanesinin açılmaması ve pandemidir. Davacı da bu gerekçeler nedeniyle davalı şirketin beklenen kara ulaşamayacağını öngörüyordu ve bu nedenle şirketten ayrılmak istediğini söyledi. Davacı ayrılmadan önce ilk teklifi, eski eşim … beyin de hisselerini alarak davalı şirketi tamamen devralmaktı. Ancak daha sonra kendi ailevi nedenlerini gerekçe göstererek şirketi tamamen devralmaktan vazgeçip ayrılmak istedi. Daha sonra davacı çocukluk arkadaşı olmam nedeniyle bana duyduğu güvenle davalı şirketteki hisselerini bana devredebileceğini ancak diğer ortak olan eski eşim … beyin de hisselerini bana devrederse bunu kabul edebileceğini, daha sonra benim tarafımdan davalı şirketin sürecin rayına girmesi ve devredilmesi durumunda kazanılacak paradan ödeme yapabileceğimi söyledi. Ben ve eski eşim … bey bunu kabul ettik. Hatta şirketin karar defterinde bu yönde karar alındı. Birlikte notere gittik. Notere gittiğimizde ben eski eşim … beyin hisse devrine ilişkin noter evrakını okuyup avukat olan oğluma gönderip teyit aldım. Ancak davacının hisse devrine ilişkin noter evrakını okumak istediğimde davacının danışmanı olan … belgeyi okutmak istemedi. Ben de tek başıma okumadan karar veremeyeceğimi, belgeyi avukat oğluma gönderip ondan sonra imzalayabileceğimi söyledim. Daha sonra bu belgede davacıya 460.000,00-TL. borcum olduğu ve karşılığında senet vereceğim yönünde bir borç ikrarı olduğunu görünce bu şekilde anlaşmadığımızı ve belgeyi imzalamayacağımı söyledim. Bu nedenle noterde işlemler tamamlanamadı. Davacı yurt dışına döneceği için görüşme taleplerimizi karşılayamadı. Daha sonra defalarca davacının danışmanı olan …i davet edip görüşmek istememize rağmen, sorunun çözümü için gelmedi ve bu dava sürecin sonunda açılmış oldu. Davacı şirket kuruluşunda yatırması gereken 7000,00-TL. ‘yi Türkiye’de hesabının olmaması nedeniyle eski eşim olan … beyin hesabına yatırttı. Bu para … tarafından gönderildi. Eşim de bu parayı çekip direkt davacının eline verdi. Söz konusu para şirketin kuruluş aşamasında ilk yatırılan sermaye payı olmasına rağmen daha sonra davacı sanki eski eşim … beye kişisel borç vermiş gibi bu parayı icra takibine koyup evimize haciz gönderdi. Aynı dekont bu davada da kişisel borç gibi gösterilmiştir. Halbuki bu miktar şirket sermaye borcuna verilen paradır. Davalı şirketin üzerine menkul ya da gayrimenkul bir mal bulunmamaktadır. Ayrıca davalı şirketin hiçbir borcu bulunmamaktadır ” şeklinde beyanda bulunmuş, davalı vekilinin talebi üzerine tanıktan sorulduğunda; “davacı, yemek sektörünü bilen bir kişidir. Zira Almanya’da uzun yıllardır bu sektörde çalışmış, kendi adına Polonya’da ve Almanya ‘da lokantaları bulunmaktadır, davalı şirket ile dava dışı … Ltd. Şti.’nin muhasebe kayıtları tamamen ayrı tutulmuş olup, hiçbir zaman birbirine karıştırılmamıştır. Her iki şirketin muhasebesini tutan mali müşavirler de tamamen farklıdır ” şeklinde cevap vermiştir.
Dava, limited şirket ortaklığından haklı nedenle çıkma ve çıkma payına ilişkin alacak davasıdır.
Somut olayda; Davalı… Gıda Yemek Hayvancılık İnşaat Sanayi İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin 03.08.2017 tarihinde, 50.000,00 TL sermaye ile kurulduğu, kurucu ortakların, 1000 adet hisseye karşılık 25.000,00 TL sermayeye sahip … ile 1000 adet hisseye karşılık 25.000,00 TL sermayeye sahip davacı …’in olduğu, mahkememizce getirtilen ticaret sicil kayıtları, şirketin Genel Kurul kararları, dinlenen tanık beyanları, ceza dosyası, şirketin bilançoları, vergi ve Sgk kayıtları, ticari defter ve kayıtları, yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde, davacı ile davalı şirketin diğer ortağı arasında arasında zamanla fikir ayrılıkları yaşandığı, davacı ortak tarafından muhtelif tarihlerde şirkete gönderilen paraların şirket için kullanılmadığı, bu paraların davalı şirketin diğer ortağı olan …’ın sahibi olduğu dava dışı … Gıda Yemek İnşaat Sanayi İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin borçlarının ödenmesi için kullanıldığı iddia olunarak dava dışı ortak … hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na güveni kötüye kullanma suçundan suç duyurusunda bulunulduğu, yapılan soruşturma neticesinde İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi’ne dava dışı ortağın cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, davalı şirketin olağan genel kurullarının TTK’nun 617. Maddesinde öngörülen zaman ve yerde yapılmadığı, limited ortaklıklarda da ortaklığın kazanç elde edip, bunu ortaklara dağıtmasının gerektiği halde davalı şirkette kar elde edememe durumunun süreklilik kazandığı, davalı şirketin SGK’ya olan borcundan ötürü icralık olduğu, şirketin öz kaynaklarının 2017 yılından bu yana menfi olduğu, şirketin sermayesini tamamen yitirdiğinin tespit edildiği, davacı tarafça muhtelif tarihlerde davalı şirkete borç para gönderildiği belirtilmiş ise de davalı yirket Genel Kurulu tarafından ortaklardan borçlanılmasına ilişkin bir karar alınmadığı gibi söz konusu gönderilen paranın şirkete borç olarak verildiğine ilişkin bir kaydın da bulunmadığı, davalı şirket tarafından kurulduğundan bu yana sermaye artırımına gidilmediği, limited şirketlerde ortağın haklı sebebe dayanarak mahkemeden çıkmasına olanak tanıyan TTK’nun 638/2. Fıkrasında haklı sebebin tanımını yapmadığı gibi, nelerin haklı sebep teşkil edeceğini örnekseme suretiyle dahi sayma yoluna gidilmediği, haklı sebebin somut olayın özellikleri dikkate alınarak tespit edileceği, buna göre davalı şirketin özvarlıklarının uzun süredir menfi olması ve sermayesini yitirmesinin, şirketin genel kurullarını Kanun’da öngörülen şekil ve zamanda yapmamasının, dava dışı ortak hakkında ceza yargılamasının bulunmasının, iki ortaklı limited şirket ortakları arasında derin anlaşmazlık bulunmasının ortaklıktan çıkma için haklı neden oluşturacağı, davalı şirketteki ortaklar arasındaki kişisel husumetlerin ortaklığın devamını davacı yönünden çekilmez hale getirdiği, buradan hareketle davacının ortaklıktan çıkma isteğinde haklı olduğu, şirketin öz kaynak değerinin negatif olması nedeniyle davalı lehine çıkma payına hükmedilmesinin ise mümkün olmadığı anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulü ile davacının davalı şirketten haklı nedenle çıkma isteğinin kabulüne, çıkma payı alacağı isteğinin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, davacı …’in (T.C.No:…) İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı… Gıda Yemek Hayvancılık İnşaat Sanayi İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi ortaklığından çıkmasına izin verilmesine,
2-Davacının çıkma payı alacağına ilişkin isteğinin REDDİNE,
3-Peşin alınan 426,94 TL harçtan maktu red harç tutarı olan 269,85 TL’nin mahsubu ile fazladan alınan 157,09 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde DAVACI TARAFA İADESİNE.
4-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 7,80 TL vekalet suret harcı, 686,50 TL davetiye ve posta gideri, 6.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere 6.694,30 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 3.347,15 TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 54,40 TL başvurma harcı, 269,85 TL peşin harç olmak üzere toplam 3.671,00 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine. Davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
5-Dava kısmen ret edildiğinden davalı tarafın yaptığı 266,00 TL tanık ücreti, posta ve davetiye giderinden davanın ret oranı nazara alınarak 133,00 TL yargılama giderinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine. Davalı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
6-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin, davanın kabul ve ret oranına göre 660,00 TL’lik kısmının davalıdan, bakiye 660,00 TL’lik kısmının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Dava kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
8-Dava kısmen reddedildiğinden, reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
9-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının, davalı tarafından yatırılan delil avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine.
ilişkin, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.
19/09/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır