Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/659 E. 2022/1106 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/659
KARAR NO : 2022/1106

DAVA : Tazminat (Trafik Sigortası ve Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/11/2020
KARAR TARİHİ : 23/12/2022
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 24/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat ( Trafik Sigortası ve Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Kazanın, 25.06.2017 tarihinde, …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile müvekkili …’nun yolcu olarak bulunduğu … plakalı motorsiklete çarpması sonucu İzmir’de meydana geldiğini, kazanın oluşumunda, motorsiklet sürücüsü ile motorsiklette yolcu konumunda olan müvekkili …’nun kusursuz olup 2918 sayılı yasaya göre … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, karşı yana başvuru yapıldığı esnada kusura ilişkin herhangi bir ihtirazi kayıt belirtilmediğinden, heyet aksi kanaatte değil ise, kusura ilişkin bilirkişi incelemesi taleplerinin bulunmadığını, kaza sebebiyle müvekkilinde meydana gelen arazların tespiti maksadıyla Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na, müracaata istinaden yetkili hekimlerce müvekkiline yapılan fiziki muayene ile eldeki trafik kazasının meydana gelmesinin ardından tanzim edilen tıbbi kayıtlar incelenerek müvekkilinde meydana gelen fonksiyon kaybı oranının % 4 olduğunun görüldüğünü, Sigorta tahkim Komisyonuna başvurulduğunu taleplerinin reddolunduğunu, arabulucuya başvuru neticesinde de anlaşma sağlanamadığını, davacının yaşına, aktif ve pasif dönem yaşam süresine, beden gücü kayıp oranına, davalı sürücünün asli kusuruna ve yargılama sırasında toplanacak delillere göre, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın hüküm altına alınmasının istendiğini, kalıcı sakatlığın yarattığı ruhsal ve yaşamsal olumsuzluklar ile davacının genç oluşu ve davalının kusur durumu da gözetilerek, yargılamanın son aşamasında sorumluluğun derecesi ve zararın kapsamı kesin belli olduktan sonra miktarı açıklanacak manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek faiziyle birlikte işleten ve sürücüden tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin kazada yolcu konumunda olduğundan, bu kazada … Sigortanın sorumluluğunun yasal %100 olduğunu, müvekkilinin maluliyet oranının % 4 olduğunu, arz ve izah edilen nedenlerle; trafik kazasında bedensel zarar nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesine göre belirlenecek bin TL maddi tazminat ile zarar ve sorumluluk kapsamı belli olduktan sonra açıklanacak şimdilik kaydıyla 5 bin TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte işleten ve sürücüden tahsiline; sigorta şirketi yönünden, maddi tazminatın temerrüt tarihinden işletilecek faiziyle, sorumluluk sınırlarına göre yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle;
Müvekkili şirket tarafından maluliyet incelemesi yapılmış olup davacının maluliyeti bulunmaması sebebiyle başvurunun redddine karar verildiğini, öncelikle davacının kusur durumunu tespit edebilmek adına ve ceza dosyasında uzlaşma mevcutsa müvekkili şirketin sorumluluğunun olmayacağını, ceza dosyasının celbini talep ettiklerini, davacının kullanmış olduğu motosikletin 50 cc üzeri olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davacının maluliyeti ile ilgili tazminat talebinde bulunabilmesi için olay tarihine ait hastane belgeleri ile illiyet bağı kurularak, maluliyet oranını ve malül kaldığını tam teşekküllü hastane raporları ile belgelendirmesi gerektiğini, kusur durumunun şüpheye mahal vermemesi adına İstanbul Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi tarafından kusur raporu düzenlenmesini talep ettiklerini, davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün; alkol durumunun, uyuşturucu madde ve yeterli sürücü belgesinin mevcut olup olmadığının araştırılması gerektiğini, ilgili hususların incelenerek müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, kask ve koruyucu tertibat durumu, istiap haddi aşımı ve diğer müterafik kusur halleri araştırılarak mevcut olması halinde davacının kendi kusurundan kaynaklanan davranışları sebebiyle maluliyet oluşması sebebiyle %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, hatır taşıması hallerinin oluşması halinde %20 hatır taşımacılığı indirimi yapılması gerektiğini, davacının öncelikle kamu emekliler birliği’ne iş kazasına ilişkin başvurusunun olup olmadığının mahkemece araştırılması gerektiğini, sebepsiz zenginleşmeye mahal verilmemesi adına peşin sermaye değerinin hesaplanan tazminattan indirilmesi gerektiğini, zararın tespit edilmesini, sayın mahkemece davacının maluliyeti varsa bu zararın miktarının bilirkişi marifetiyle tespit edilmesini, sosyal güvenlik kurumunun ödemiş olduğu tazminat varsa tespit edilerek ödenecek tazminattan düşülmesini, müvekkili şirketin sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, kabul anlamına gelmemek ile birlikte tazminat hesabı yapılacaksa TRH-2010-kadın mortalite tablosuna uygun hesaplama yapılması gerektiğini, başvuru konusunun haksız fiilden kaynaklandığını, bu nedenle karşı tarafın avans / ticari / temerrüt faizi talep etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, sunulan nedenlerle; haksız, mesnetsiz, usul ve yasaya aykırı davanın usulden reddine, kusur durumunun şüpheye mahal vermemesi adına ceza dosyasının celbini, ilgili dosya eksikliği tamamlandıktan sonra dosyanın kül halinde İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne sevkine karar verilmesini, aleyhe karar verilmesi halinde güncel mevzuata uygun (muayeneli) maluliyet raporu alınması için İstanbul Adli Tıp Kurumu İlgili İhtisas Dairesi’ne sevkine karar verilmesini, aksi takdirde haksız ve sebepsiz zenginleşmeye yol açacak nitelikteki talebinin esastan reddi ile yargılama masraf ve vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Feragat Dilekçesi : Davacı vekili 21/12/2022 tarihli dilekçesinde özetle; Mahkememizin 2020/659 Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan davalarından feragat ettiklerini, feragatın tek taraflı bir irade beyanı olup, karşı tarafa ulaşmasına gerek kalmaksızın tüm sonuçlarını doğuracağından duruşma günü beklenmeksizin davanın feragat beyanları doğrultusunda reddine karar verilmesini talep etmiştir.
6100 sy HMK’nun 307. maddesi uyarınca “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”
309. maddenin 1. ve 2. fıkraları uyarınca “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.”
310. maddesi uyarınca “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. “
311. maddesi uyarınca “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.”
Davacı vekili 21/12/2022 tarihli dilekçesi ile vekaletnamesindeki feragat özel yetkisine dayanarak davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde; davacı vekilinin davadan feragat etmesi nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi ve manevi tazminat davalarının feragat nedeniyle REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu’nun 22. maddesinde “Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır” hükmü yer aldığından ve adı geçen Kanun’ un Yargı Harçları Tarifesi gereğince nispi karar ve ilam harcının miktarı maktu karar ve ilam harcının tutarından az olamayacağından, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 25.01.1984 tarih ve 1981/4-57 Esas ve 1984/29 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi, nispi harca tabi davalarda dahi alınması gereken asgari maktu harcın üçte biri veya üçte ikisi alınması gerektiğinden; feragat ön inceleme duruşmasından sonra vaki olduğundan karar tarihindeki maktu karar ve ilam harcının 2/3’ü oranına isabet eden ve bu orana isabet edip alınması gereken harç 53,80 TL olduğundan peşin alınan 102,47 TL harçtan alınması gereken harcın mahsubu ile fazladan alınan 48,67TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
3-Davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
4-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
5-Dava tamamen reddedildiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine.
6-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının, davalı tarafça yatırılan delil avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine.
ilişkin taraflar vekillerinin yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.23/12/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır