Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/639 E. 2022/529 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/639
KARAR NO : 2022/529

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 09/11/2020
KARAR TARİHİ : 31/05/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkemeye vermiş olduğu 09.11.2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil aleyhine davalı tarafından İzmir 19. tün … Esas sayılı ilamsız takip dosyası üzerinden ödeme emrinin gönderildiği, müvekkili tarafından yasal süresi içinde itiraz edilemediğinden dosyanın kesinleştiği ve müvekkili aleyhine icra takip işlemlerinin sürdürüldüğü, Müvekkilinin; tarafına gönderilen 103 davetiyesi ile takip dosyasını incelediği ve yanlışlığı anlayabildiği, Müvekkilinin, tarafına gönderilen 103 davetiyesi ile birlikte taşınmazına haciz konulduğunu öğrendiği ve bunun üzerine icra dairesine giderek aleyhine açılan icra dosyasını fiilen incelemek istediği, aleyhine açılan icra takip dosyasındaki evraklar ile kendisinin davalıya olan borcu ile hiçbir alakasının olmadığını gördüğü, yasal süresi içinde 103 davet kağıdına ilişkin itirazlarını bildirdiği, Müvekkilinin, davalıya ödeme emrine bildirilen miktar kadar borçlu olmadığı, Şöyle ki: Müvekkilinin, 07.12.2016 tarihinde 40.000,00 TL KOSGEB İşletme kredisi kullandığı, bu krediyi davalı bankanın aracılığıyla gerçekleştirdiği, çekilen kredi, işletmeyi ve işletmecileri destekleyen *40 faizli kredi olup müvekkilinin düzenli olarak ödemelerini uzunca süre sürdürdüğü, ekte sunulan hesap özetinden de bu durumun anlaşıldığı, Müvekkiline, hesap özetinde yazılı “kredi kullandırımı olan 47.000,00 TL’nin” bilgisi verilmediği gibi gerekli aydınlatma yapılmadan davalı tarafından müvekkilinin borçlandırıldığı, 01.06.2018 tarihinde müvekkili, davalı bankanın müşteri temsilcileri tarafından aranarak KOSGEB kredisinin banka tarafından kapatılabileceği, bunun karşılığında çekilen krediyi yapılandırabilecekleri söylendiği, müvekkilinin, bu halde sıkışık olması nedeniyle de eline hiçbir nakit para geçmeden teklifi kabul ettiği, bu durumda kalan bakiye kredi borcu olan 27.000,00 TL’nin kapatıldığı, davalı banka tarafından yapılandırılmak suretiyle yeni bir kredi gerçekleştirildiğinin söylendiği, yapılandırılan krediye ilişkin olarak; faiz oranı, geri ödenecek miktar ve kredi sözleşmesinden doğan TBK, TTK ve diğer tüm ilgili mevzuat uyarınca esaslı sayılabilecek hususlar söylenmediği gibi davalı banka tarafından edinilen hesap çizelgesinde yazılı 47.000,00 TL hakkında hiçbir bilginin verilmediği, kişi ve banka güvenliği için, kayıt altına alınan bu müşteri hizmetleri konuşmalarına ait ses kayıtlarının Sayın Mahkeme tarafından davalı bankadan celbinin talep edildiği, yapılandırılan krediye ilişkin müvekkilinin ne bir yazılı imzasının mevcut olduğu, ne de müvekkile daha sonrasında mail yoluyla yeni kredi sözleşmesinin sureti gönderildiği, bu nedenlerle, müvekkilinin, yapılandırılan kredinin içeriğini bilemediği, Ödeme emrinde yazılı faiz oranının fahiş olduğu, Müvekkile gönderilen 103 davet kağıdı sonrasında aleyhine açılan icra takip dosyasında takip talebi, ödeme emri ve dayanak gösterilen kredi sözleşmeleri incelendiğinde, dosyaya yansıtılan faiz oranı, müvekkilini şaşkına uğrattığı, Gerçekten de icra takip dosyası incelendiğinde Sayın Mahkeme tarafından takibe konu borcun sebebine dayanak belgelerde 01.06.2018 tarihine ilişkin hiçbir sözleşme olmadığı gibi, takibe konu kredi alacağından uzak birtakım sözleşme ve belgenin eklendiği, müvekkilden sadır olan ve faiz oranını gösteren hiçbir belgenin önüne alındığında, bu durumda ödeme emrinde yazılı 9034,02 temerrüt faizinin kabulünün mümkün olmadığı, Müvekkiline gönderilen kat ihtarına itiraz edilmemiş olmasının, borcun kabul anlamına gelmeyeceği, Müvekkile 15.10.2019 tanzim tarihli gönderilen kat ihtarnamesine müvekkil tarafından herhangi bir itirazda bulunulamadığı, bunun sebebinin ise, kendisinin davalı banka nezdinde KMH, Kredi Kartı ve Kredi Hesapları bulunduğundan ve kat ihtarında da bu durumlar yeteri kadar açık olmadığından davalı banka tarafından müvekkilinin tüm genel borcundan bahsedildiğinin anlaşıldığı, müvekkilinin, ihtarnamede yazılı rakamın yalnızca yapılandırılan krediye ilişkin olduğunu bilebilseydi yasal yollara daha önce başvuracağının açık olduğu, hal böyle olunca; müvekkilin borçlu olduğu konusunda uyuşmazlık olmamakla birlikte, ödeme emrinde bildirilen miktar kadar borçlu olmadığının tespitine ilişkin işbu davayı açma zorunluluğunun doğduğu , Müvekkilin eşinin, işbu davaya konu borçtan dolayı sorumlu tutulamayacağı, Müvekkile ve eşine gönderilen ödeme emrinde müvekkil ve eşi …’nın borçlu olarak gösterildiği, Müvekkilinin eşi …’nın, müvekkilin 07.12.2016 tarihinde çekmiş olduğu KOSGEB İşletme Kredisine kefil olduğu, müvekkilinin, davalı bankanın müşteri hizmetleri tarafından aranarak KOSGEB İşletme Kredisinin kullandırılması ” -esnasında KOSGEB- Kredisinin kapatılması müvekkilin – eşinin in son bulduğu, buna rağmen müvekkil ve eşinin icra takip dosyasında müştereken ve müteselsilen borçlu gösterildiği, bu duruma ilişkin, müvekkilinin eşi tarafından da bir tespit davası açılacağı ve Sayın Mahkeme tarafından da gerekli görüldüğünde işbu dosyaya ibraz edilebileceği belirtilmiştir. Yukarıda açıklanan ve re’sen Sayın Mahkeme tarafından da dikkate alınacak diğer hususlarla birlikte;
1- Öncelikle ve ivedilikle teminatsız olarak yahut Sayın Mahkeme aksi kanaatteyse
uygun bir teminat karşılığında İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı
dosyasında icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyaten tedbir kararı verilmesine,
2- Davanın kabulüne,
3- Davacı müvekkilin İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası ve bu takibe dayanak sözleşme ile davalı bankaya ödeme emrine yazılı miktar kadar borçlu olmadığının tespitine,
4- Davacı müvekkil lehine takipte talep edilen alacağın 9020’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalı taraftan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına dair karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı vekilinin Mahkemeye vermiş olduğu 11.12.2020 tarihli dava cevap dilekçesinde özetle; Davacı … ile müvekkil Banka arasında 11.05.2015 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesinin imzalandığı ve sonrasında 07.12.2016 tarihinde imzalanan 100.000TL bedelli Ek-A Cari Hesap Kredi Sözleşmesinin imzalandığı (Genel Kredi Sözleşmesi aslı ve eklerinin müvekkil Banka … Şubesi’nden celbinin talep edildiği) İşbu sözleşme gereğince; Faiz bedeli KOSGEB tarafından karşılanan ve kredili olarak satın alınan makine teçhizata ait ödemenin Banka tarafından – gerçekleştirileceği altına —alındığı, Sözleşmenin akdinden sonra 07.12.2016 tarihinde davacıya bu sözleşme gereğince 40.000-TL Ticari İhtiyaç Kredisinin tahsis edildiği, İşbu sözleşmeye istinaden kendisine tahsis edilen kredinin ödemelerinde gerçekleşen aksaklıklar nedeni ile borçlu davacı … tarafından yapılandırma talep edildiği ve 01.06.2018 tarihinde 47,911.00 TL bedelli yapılandırma kredisi kullandırıldığı, Ancak davacının bu kredi borcunu da ödememesi üzerine 15.10.2019 tarihinde hesap kat ihtarnamesinin gönderildiği (İhtarname suretinin dilekçe ekinde ibraz edildiği), hesap kat ihtarnamesine rağmen ödeme yapılmamış olması nedeni ile davacı borçlu ve dava dışı borçlu müteselsil kefil … aleyhine İzmir 19. İcra Mi ü …. E. Sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığı, İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emirlerinin usulüne uygun bir şekilde ilgililere tebliğ edilmiş olup süresinde itiraz edilmemesi nedeni ile icra takibinin kesinleştiği, Davacı borçlu’ya; müvekkil banka ile arasında münakit kredi sözleşmelerine ve yapılandırma kredisi kullandırılmasına ilişkin müvekkil banka kayıtlarına istinaden kredi kullandırılmış olduğu ve kredi bedellerinin ödenmemiş olduğu hususlarının müvekkil banka kayıtları ile sabit olduğu, Davacı tarafın dava dilekçesinde açıkça kredi kullandığını kabul ve beyan ettiği, bu konuda bir ihtilaf bulunmadığı her türlü izahtan vareste olduğu, Davacının kullandığı 40.000 TL bedelli krediyi ödemede temerrüde düştü; 01.06.2018 tarihinde bu kredisinin yapılandırılmasını talep ettiği ve talebi gibi işlemin yapıldığı, Davacı borçlu ile müvekkil Banka arasında münakit ve cevap dilekçesinde belirtilen Genel Kredi Sözleşmesine istinaden ve eki sözleşmelere istinaden, davacının talebi doğrultusunda kullandırılan yapılandırma kredisinin artık faizsiz olmayacağı hususunun açık olduğu, müvekkil Banka kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile de bu hususların açıkça görüleceği, Hayatın olağan akışı içerisinde artık neredeyse tüm bankacılık işlemleri mobil uygulamalardan ve çağrı merkezlerinin görüşmeleri sonucunda gerçekleştirildiği, kendisine müvekkil bankanın çağrı merkezi aracılığıyla ulaşılmış olunabileceği ancak iddia edileninaksine kendisinin “sıkışık halinden” istifade edildiğinin kabul edilemeyeceği, kimseye onayı olmadan ve gerekli açıklamalar yapılmadan zorla kredi tahsis edilemeyeceği, bu durumun ne Bankacılık Mevzuatlarına ne de ticari örf ve adete uygun olduğu, davacıya gerekli aydınlatmalar yapıldıktan ve kendisinin onayı alındıktan sonra yeni bir kredi tahsis edildiği, bu görüşmelerin kayıt altına alındığı, (Gerektiğinde işbu kayıtların Müvekkil Banka … Şubesi’nden celbinin Sayın Mahkemeden talep edilebileceği) Davada taraf dahi olmayan, hakkında İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı icra dosyası ile başlatıldığı, icra takibi kesinleşmiş olan dava dışı borçlu … hakkında borcunun olmadığının tespitinin talep edilmesinin mümkün olamayacağı gibi kendileri tarafından da kabul edilemeyeceği, Hiçbir şekilde bu talebin kabul edildiği anlamına gelmemek üzere; …’nın da borçtan müteselsil kefil sıfatı ile sorumlu olduğu, müvekkil Banka ile davacı borçlu ve dava dışı … arasında münakit 06.12.2016 tarih ve 50.000TL bedelli Kefalet Sözleşmesi ile de sabit olduğu, Ödeme emrinde yazılı faiz oranının yasal düzenlemelere uygun olduğu, Müvekkil Bankaca, kullandırılan kredilere uygulanacak faiz oranları mevzuat gereğince TCMB’ye bildirildiği, hesabın kat edildiği tarihte yürürlükte olan faiz oranlarını gösteren ve TCMB’ye bildirilen Kredi Azami Oranlarını gösterir genelgenin celbinin Sayın Mahkemeden talep edildiği, Nitekim banka ve borçlu arasında akdedilen sözleşmenin Merkez Bankası’na bildirilen faiz oranlarını gösteren genelge ile uyumlu olduğu; hukuka sözleşmelere aykırı olmadığı ve fahiş oranda olmadığının görüleceği, dolayısıyla Banka’nın tespit ettiği kredi faiz oranı ve talep edilen temerrüt faiz oranlarının yasal olduğu, Davacıya gönderilen kat ihtarnamelerinin usulüne uygun olduğu, Davacı her ne kadar kendisine gönderilen hesap kat ihtarnamelerinin yeterince açık olmadığını iddia etse de işbu kat ihtarnamelerinin Usulüne uygun ve yeterince açık olduğu, davacının eğer bu kat ihtarnamelerini anlama hususunda bir problem yaşadığını ve yeterince aydınlatıcı olmadığını müvekkil Bankaya bildirseydi; tarafına uygun bir şekilde aydınlatma sağlanacak olduğu, bu nedenle kat ihtarnamelerine karşı iddia edilen beyanların taraflarınca kabul edilmediği belirtilmiştir.
Yukarıda kısaca arz ve izah edilen nedenler ve Sayın Mahkeme tarafından re’sen nazara alınacak sebeplere binaen; fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile;
1-Haksız ve hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın reddine,
2-Davacının İzmir 19. İcra Müdürlüğü …. E. Sayılı dosyası ile takibe konu
edilen tutar kadar borçlu olduğunun kabul edilerek borcun varlığının kesin hükümle hüküm altına alınmasına, davacı aleyhine *620’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine,
3-Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Dava; İİK. 72 uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır.
İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı takip dosyası, dosya içine getirilmiş, 15/10/2019 tarihli kat ihtarnamesi, 08/11/2019 tarihli ödeme emri, İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına dayanak olan sözleşme ve ekleri dosya içerisine getirilmiştir. Banka bilirkişisinden yerinde inceleme yetkisi de verilmek suretiyle karar vermemize dayanak teşkil eden usul, yasa ve mevzuata uygun rapor alınmış, alınan rapor, usul, yasa ve bankacılık mevzuatına uygun olduğundan davacı vekilinin itirazları doğrultusunda yeniden rapor alınması yönündeki talebi red edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendiriliğinde, incelemem İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı takip dosyası, taraflar arasındaki sözleşmesi, ihtarlar, banka bilirkişi marifetiyle alınan rapor birlikte değerlendiriliğinde İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibariyle, gerek davacının, gerek dava dışı borçlu müteselsil kefil …’nın davacıya kullandırılan, yapılandırılan krediler nedeni ile davalı bankanın toplam alacağının 37.554,94 TL olduğu, davacı bankanın 37.476,95 TL talep ettiği, takip sonrası 25,28 TL tutarında mahsup bakiyesi dikkate alındığında davacının 25,28 TL tutarında borçlu olmadığı, toplamda 37.451,63 TL davalı bankaya borçlu olduğu anlaşılmakla, açılan davanın reddine, tedbir kararı verilmediğinden, davalının herhangi bir zararı oluşmadığından kötü niyet tazminat talebinin de reddine dair mahkememizdeki vicdani kanıyı yansıtan aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE;
Tedbir kararı verilmediğinden davalının bir zararı oluşmadığından kötü niyet tazminat talebinin bu aşamada REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin olarak yatırılan 298,47 TL harcın düşülmesi ile kalan ‭217,77‬‬ TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davacıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı yasanın 345. Maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süresi içerisinde Bölge İstinaf Mahkemesine başvuru yolunun açık olduğu açıkça okunup usulünce anlatıldı. 31/05/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza