Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/631 E. 2023/43 K. 27.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/631
KARAR NO : 2023/43
ASIL DAVADA;
DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2020

BİRLEŞEN İZMİR … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
… ESAS SAYILI DAVASINDA;
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2020
KARAR TARİHİ : 27/01/2023
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/02/2023
Mahkememizde görülen davanın ve birleşen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacılar vekili asıl davada dava dilekçesi ile özetle; taraflar arasında … Mahallesinde… parsel numaralı taşınmazda güneş enerji santrali kurulması konusunda … tarihinde 1.080.000 USD bedelli sözleşmenin düzenlendiğini, tapuda cins değişikliği sonucunda… parselin … parsel numaralarını aldığını, projenin ruhsat uyarınca … parsel üzerinde inşa edilmesinin kararlaştırıldığını, bu sözleşme sonrasında aynı yerde … parsel üzerinde ikinci bir güneş enerjisi santrali kurulmasının değerlendirildiğini ve bu kapsamda müvekkillerinden … tarafından davalı şirkete … Bankası … Şubesi’nden … tarihinde 142.012,00 TL ve 888.000,00 TL ile … tarihinde 850.000,00 TL tutarında ödemelerin yapıldığını, davalı şirketin bu projenin bedelini almasına rağmen santrali yapmadığını ve yapılmasına yönelik hiçbir işlem yapmadığı gibi aldığı paraları iade etmediğini, müvekkilinin alacaklı olduğunu, taraflar arasında başkaca hiçbir hukuki ilişkinin bulunmadığını, sözleşme sırasında keşidecisi müvekkili …, kefili müvekkili …, lehtarı davalı olan … düzenleme tarihli … vade tarihli 300.000 USD bedelli; … vade tarihli 600.000 USD bedelli ve … vade tarihli 250.000 USD bedelli üç adet bononun davalı tarafın isteği üzerine düzenlenerek davalıya teslim edildiğini, müvekkillerinin davalıya bono vermesini gerektirir hiçbir hukuki ilişkilerinin ve sebeplerinin bulunmadığını, müvekkillerinin … numaralı parsel üzerinde kurulan tesis bakımından tüm borcu ödediklerini ve hiçbir borçlarının kalmadığını, ödemelere ilişkin olarak şirket yetkilisinin imzasını içeren belgeler verildiği gibi davalı şirketin … tarihli … numaralı kapalı faturayı ve … tarihli ibranameyi verdiğini, bonoların ve bonoların verilme sebebi olan GES projesinin tüm bedelinin ödenmesine rağmen davalının bonoları müvekkiline iade etmediğini, bunlardan 600.000,00 USD bedelli olanı takibe koyarak mükerrer tahsilat yoluna gittiğini, bu bono için ayrıca dava açılacağını, davalının 300.000,00 USD ve 250.000,00 USD bedelli bonoları da kötü niyetle icraya koyma ihtimalinin bulunduğunu, bu iki bononun ödendiğine ilişkin belgeleri de sunduklarını, bedelsiz kalan bonoların iade edilmediğini belirterek müvekkillerinin 300.000,00 USD ve 250.000,00 USD bedelli bonolar yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; taraflar arasında … Mahallesinde… parsel numaralı yerde Güneş Enerji Santrali (GES) kurulması hususunda … tarihinde 1.080.000,00-USD’lik sözleşme yapıldığını, tapuda cins değişikliği ve işlemler sonucunda… parselin … parsel numaralarını aldığını, projenin ruhsatı uyarınca … parsel üzerinde inşa edilmesinin kararlaştırıldığını, bu sözleşme sonrasında aynı yerde … parsel üzerinde ikinci bir GES kurulmasının değerlendirildiğini ve bu kapsamda … tarafından davalı … A.Ş.’ye … Bankası … Şubesi aracılığıyla … tarihinde 142.012,00-TL ve 888.000,00-TL ile … tarihinde 850.000,00-TL tutarında ödemelerin yapıldığını, ancak GES projesinin davalı … A.Ş tarafından bedeli alınmasına rağmen, santralin yapılmadığını ve yapılmasına yönelik hiçbir iş ve işlem yapılmadığı gibi alınan paraların da iade edilmediğini, müvekkillerinin davalıdan ayrıca bu sebeple de alacaklı durumda olduklarını, taraflar arasında başkaca hiçbir hukuki ilişkinin bulunmadığını, sözleşme sırasında davalı yanca davalının lehtarı olduğu borçlusu …, kefili … olan üzerilerinde düzenleme tarihi olarak … günü yazılı bulunan … vade tarihli 300.000,00-USD bedelli; … vade tarihli 600.000,00-USD bedelli; … vade tarihli 250.000,00-USD bedelli üç adet bononun istendiğini ve düzenlenerek davalıya teslim edildiğini, müvekkillerinin davalıya bono verilmesini gerektirir hiçbir hukuki ilişkileri ve sebeplerinin bulunmadığını, davalıya … numaralı parsel üzerinde kurulan tesis bakımından tüm borcun ödendiğini ve hiçbir borcun kalmadığını, ödemelere ilişkin şirket yetkilisinin imzasını içeren belgelerin taraflarınca verildiğini, ayrıca davalı şirketin bu durumu … tarihli … numaralı kapalı fatura ve … tarihli resmi mercilere sunulan ibraname ile de belgelediğini, ne var ki davalının bonoların verilme nedeni olan GES projesinin tüm bedelinin ödenmesine rağmen bonoları müvekkillerine iade etmediğini, davalının kötü niyetle hareket ederek bu bonolardan 600.000,00 USD bedelli olanını cebri icra takibine koyarak mükerrer tahsilata girdiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, öncelikle mahkemeye yatırılacak % 15 teminat karşılığında İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında takibin dava sonuna kadar durdurulmasına ve dosyadaki tüm hacizlerin kaldırılmasına, müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, davaya konu 600.000,00-USD bedelli bononun % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Asıl davada davalı vekili cevap dilekcesi ile özetle; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin güneş enerjisi santrali kurulum işinden kaynaklandığını, bu konuda davacılardan … ile müvekkili arasında sözleşmenin imzalandığını ve bu hukuki ilişkiden doğan borçlarla ilgili olarak 300.000 USD, 600.000 USD ve 250.000 USD bedelli bonoların düzenlendiğini, davacıların bir kısım ödemeler yaptıklarını ancak kalan 537.000 USD borçlarını ödemediklerini, bu nedenle İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında 600.000 USD bedelli bonoya dayalı olarak 537.000 USD üzerinden icra takibi başlatıldığını, bu takibe ilişkin olarak davacı tarafın İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde … Esas sayılı davayı açtığını, her iki davanın birleştirilmesini istediklerini, bu dosya ile ilgili olarak İzmir … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında borca itiraz davasının devam ettiğini, müvekkilinin davacıdan icra takip dosyasında gösterilen miktardan başka alacaklarının bulunmadığını, bu davaya konu edilen 300.000,00 USD ve 250.000,00 USD bedelli bonolardan dolayı da bir alacaklarının bulunmadığını, bu iki senedin davacı tarafça banka kanalıyla yapılan ödemelerle ödendiğini ancak davacı taraf bu iki bono ile ilgili olarak bonoları müvekkilinden istemediğini, arabuluculuğa başvursalar ya da ihtar gönderseler senetlerin iade edilecek olduğunu, davada hukuki yararın bulunmadığını, davanın konusuz kaldığını, davacının TTK’nın 621. maddesi gereği senet aslının iadesini istemesi gerektiğini belirterek, davaların birleştirilmesine, davanın öncelikle hukuki yarar yokluğu nedeniyle, aksi halde konusuz kaldığından reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin Güneş Enerji Santrali Kurulum işinden ileri geldiğini, bu konuya ilişkin … ile … Enerji AŞ arasında bir sözleşme imzalandığını, sözleşmeyi de kızına vekaleten babası … tarafından imzalandığını, santral kurulumunda, proje hazırlanması, kurumlarda iş takibi, zemin hazırlığı, kablolar güneş panelleri, trafolar, inverterler gibi pek çok mal ve hizmetin bir arada sunulduğunu, müvekkilinin edimini yerine getirdiğini, santralin elektrik üretimine başladığını, davacıların her ay yaklaşık 20.000,00-USD gelir elde ettiklerini, davacıların hukuki ilişkiden doğan borçlarla ilgili de 3 adet bononun düzenlendiğini, ayrıca davacılar tarafından bankadan da bir kısım ödemelerin yapıldığını, senetlerin elden nakit ödenmesi gibi bir durumun olmadığını, davacılar tarafından bir kısım ödemeler yapılmışsa da 537.000,00-USD’lik bakiyenin ödenmediğini, davacıların santrali devredip gelecek parayla ödeme bahanesiyle müvekkilini 2 yıl oyaladıklarını, davalı müvekkilinin de en son İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile 600.000,00-USD’lik bonoya dayalı olarak bakiye 537.000,00-USD üzerinden kambiyo senetlerine özgü yolla takip başlatıldığını ve bu takibin halen devam ettiğini, diğer 2 senede ilişkin olarak da İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında bu davayla aynı gün başka bir menfi tespit davası açıldığını belirterek, bu dosyanın İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine, davanın öncelikle hukuki yarar yokluğundan, aksi halde konusuz kaldığından reddine, davalı yararına % 20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava ve birleşen davada; eser sözleşmesi kapsamında düzenlenen bonolar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesi ile; davalının alacağının olmadığını kabul ettiği iki adet senede dayalı olarak cevap dilekçesinden sonra İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden … D.İş sayılı dosyada ihtiyati haciz kararı aldığını, bu durumun kötü niyetli olduğunu ortaya koyduğunu, davalıya fazla ödeme yapıldığını, bedelsiz senetlerin iadesi için müvekkilinin ihtar gönderme yükümlülüğünün bulunmadığını bildirmiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesi ile; bu senetlerle ilgili ihtiyati haciz kararının uygulanmadığını, hiçbir icrai işlem yapılmadığını belirtmiştir.
Asıl davada ve birleşen davada davacılar vekili ön inceleme duruşmasında; asıl dava yönünden karşı tarafın davaya konu iki adet bono ile ilgili olarak herhangi bir alacaklarının bulunmadığını kabul ettiğini, bono asıllarının henüz taraflarına iade edilmediğini, iade edildiğinde asıl davanın konusunun kalmayacağını, karşı tarafça cevap dilekçesi ile bu bonolar ile ilgili alacağın bulunmadığı hususu kabul edilmesine rağmen İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında ihtiyati haciz kararı alındığını, müvekkiline bu iki adet bono ile ilgili olarak bonoları teslim alması konusunda karşı tarafça her hangi bir ihbar ya da ihtarda bulunulmadığını, aksine bu bonolara ilişkin ihtiyati haciz kararı alınarak tahsilat yapılacağı tehdidinde bulunulduğunu, bono asılları teslim edildiğinde dava konusuz kalacak olmakla birlikte davanın açılmasına karşı taraf sebebiyet verdiği için karşı taraf aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine karar verilmesini istediklerini; birleşen dava yönünden ise; karşı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkillerinin kendi üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, ödemeleri yaptığını, taraflar arasında dava konusu GES inşaası dışında başkaca bir hukuki ya da ticari ilişkinin bulunmadığını, ödemeye ilişkin ibranamenin dosyaya sunulduğunu, tahsilat makbuzlarının bulunduğunu, kaldı ki Güneş Enerji Santrali kurulması işinde işin niteliği gereği ödemeler peşin yapılmadıkça işe başlanmayacağını belirtmiştir.
Asıl davada ve birleşen davada davalı vekili ön inceleme duruşmasında; asıl dava yönünden iki adet bono aslını karşı tarafa teslim etmeye hazır olduklarını, gelecek duruşma bono asıllarını mahkeme huzurunda karşı tarafa teslim edilmek üzere yanlarında getireceklerini, asıl davada davanın açılmasına sebebiyet verilmediğini, ihtiyati haciz kararının uygulanmadığını, zira; teminatın yatırılmadığını, karşı tarafın icra tehdidi altında bırakılmadığını; birleşen dava yönünden ise; 600.000 USD bedelli bononun ödeme yapılan kısmı düşüldükten sonra kalan 537.000 USD üzerinden icra takibi başlatıldığını, davacı vekilinin ileri sürdüğü tahsilat belgelerinin bononun alındığına ilişkin olduğunu, kaldı ki İcra Hukuk Mahkemesi tarafından “tahsilat belgelerinin ödeme belgeleri niteliğinde olmadığı” gerekçesi ile davanın reddine karar verildiğini belirtmiştir.
Taraf vekillerinin karşılıklı olarak vermiş oldukları dilekçeleri ile tüm dosya içeriğine göre gerek asıl davada gerekse birleşen davada taraflar arasında; “güneş enerji santrali kurulması konusunda … tarihli 1.080.000 USD bedelli sözleşmenin imzalandığı, davanın ve birleşen davanın konusu olan … düzenleme tarihli … vade tarihli 300.000 USD bedelli; … vade tarihli 600.000 USD bedelli ve … vade tarihli 250.000 USD bedelli üç adet bononun bu iş kapsamında düzenlenerek davalıya verildiği, 300.000,00 USD ve 250.000,00 USD bedelli bonolar nedeniyle davacıların davalıya borcunun bulunmadığı” konularında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “asıl dava yönünden; asıl davanın konusu olan ve davalı tarafın da kabulünde olduğu şekilde davacı tarafça bedellerinin ödenmesi nedeniyle borçlu olunmayan 300.000,00 USD ve 250.000,00 USD bedelli bonolar yönünden konusuz kalacak dava açısından davanın açılmasına kimin sebebiyet verdiği, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin hangi taraf üzerinde bırakılacağı; birleşen dava yönünden ise; davalının … tarihli sözleşme ile yüklendiği (santral yapma işini) yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, aynı sözleşme gereğince davacıların ödeme (tüm GES proje bedelini ödeme) yükümlülüklerini yerine getirip getirmedikleri, 600.000,00 USD bedelli bono nedeniyle davacıların davalıya borçlarının bulunup bulunmadığı, varsa borç miktarının ne olduğu” konularındadır.
Asıl davanın ve birleşen davanın dayanağının kambiyo senedi olması sebebiyle 6100 sayılı HMK’nın 201. maddesi gereğince tanık dinlenmesi mümkün olmayacağından tanık dinletme isteğinin reddine karar verilmiştir.
Davacılar ile davalı arasında imzalanan … tarihli ibraname incelendiğinde; içeriğinde “Sözleşme referans numarası … olan … proje başvuru numaralı proje kapsamında yapılan tüm alımlardan doğan her türlü hak ve alacağımı aldım, hiçbir alacağım kalmadığını ve ileride konu ile ilgili herhangi bir talepte bulunmayacağımı belirterek faydalanıcıyı (…) ibra ettiğimi beyan ederim” yazılı olduğu görülmüştür.
Asıl davada ve birleşen davada davalı vekilinin delil dilekçesinde (6) numaralı bentte belirtilen davaya konu sözleşmenin başvuru numarasını ibranamede yazılı olduğu şekilde “…” olarak, referans numarasını da “…” olarak belirttiği görülmüştür. Yani davaya konu sözleşmenin referans ve proje başvuru numarası ile ibranamede belirtilenin aynı olduğu belirlenmiştir.
Asıl davada ve birleşen davada davalı vekili bu ibraname ile ilgili olarak … tarihli dilekçesi ile; davacıların Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’na sunulması adına kendilerinin isteği üzerine sadece güneş panellerine ilişkin fatura için düzenlendiğini, ibraname içeriğinde de zaten bir bedel vb yazmadığını, ibraname tarihinde taraflar arasında başka faturanın da bulunmadığını, diğer faturaların sonraki tarihli olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an ibranamenin tüm alacak için olduğu düşünülse dahi müvekkilinin sonraki faturalardan kaynaklı alacağının devam ettiğini, zira, dosyaya taraflarınca sunulan cari hesapta da bu ibraname tarihinden sonra kesilmiş faturalar olduğunun açıkça görüldüğünü, ibraname tarihinden sonra … ve … tarihinde düzenlenmiş iki adet faturanın bulunduğunu, taraf defterlerinde yapılacak incelemelerle bu hususun sabit hale geleceğini belirtmiştir.
Birleşen davanın konusu … vade tarihli 600.000 USD bedelli bono incelendiğinde; davalı şirket emrine davacılardan … tarafından düzenlendiği, diğer davacının kefil olarak yer aldığı, senet metninde “nakden” ibaresinin bulunduğu, üst sağ köşesinde senet numarasının “6” olarak yazılı olduğu görülmüştür.
İzmir …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı kararı incelendiğinde; davacılarının … ve …, davalısının … Enerji Haberleşme Teknoloji San. ve Tic. A.Ş. olduğu, “… tarihli karşılıklı tanzim edilen tahsilat makbuzları ile … Bankasına ait havale dekontlarından da anlaşılacağı üzere, 6 numaralı 600.000-USD bedelli senedin tamamen ödendiğinin” ileri sürülerek borca itiraz davası açıldığı, mahkemece; “davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan tahsilat makbuzu başlığı altında; ödemeyi yapan … ve …, teslim alan …, … Enerji Haberleşme Teknoloji Sanayi ve Ticaret A.Ş. şerhinin yer aldığı, ayrıca … tarihli belgenin açıklama kısmında … nolu senet karşılığı tahsil edilen 600.000,00-USD açıklamasını içeren belgeye istinaden, itfa nedeniyle takibin durdurulmasını talep etmiş ise de, belirtilen belge içeriğinde 6 nolu senet olarak belirtilen senedin icra takibine konu senedin kenar başlığında 6 nolu senet numarası mevcut ise de, tahsilat makbuzu başlıklı belgede, davaya konu senedin miktarı, vade ve tanzim tarihlerine açıkça atıfta bulunulmadığından, bu belgenin itfaya yönelik bir belge olarak kabul edilemeyeceği” gerekçesiyle “Davanın Reddine” karar verildiği görülmüştür.
Taraflar arasında imzalanan “Tahsilat Makbuzu” başlıklı … tarihli belge incelendiğinde; “açıklama” kısmında “… nolu senet karşılığı tahsil edilen” yazısının, “tutar” kısmında “600.000 TL” ibaresinin yazılı olduğu görülmüştür.
Asıl davada ve birleşen davada davalı vekili bu tahsilat makbuzu ile ilgili olarak itirazlarında; belgenin fiili bir ödeme belgesi olmadığını, senet teslim bordrosu olduğunu, belgede “nakit” ifadesinin bulunmadığını, sözde ödenen senet aslının müvekkilinin elinde olduğunu belirtmiştir.
Asıl davada ve birleşen davada davacılar vekili; birleşen davanın konusu bono bedelinin ödendiğini, 600.000 USD bedelli bono yönünden bedelsiz senedi tahsile koymak suçu nedeniyle karşı taraf hakkında yapılan şikayet üzerine İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …sayılı dosyasında soruşturma başlatıldığını, bunun yanı sıra birleşen davanın konusu bonoyla ilgili olarak karşı tarafça İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında kambiyo takibi başlatıldığını belirtmiştir.
İzmir …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası incelendiğinde; … ve …’ın şikayetleri üzerine … hakkında birleşen davanın konusu 600.000 USD bedelli senetle ilgili olarak “bedelsiz senedi kullanma” suçundan dolayı … sorulturma ve … iddianame numaralı iddianame ile kamu davası açıldığı; bu dosyada mahkememiz dosyasının bekletici mesele yapıldığı görülmüştür.
Asıl davanın konusu olan iki adet bono ile ilgili olarak davalı tarafın “alacaklarının bulunmadığını” bildirmesi ve mahkememiz huzurunda bono asıllarını davacı tarafa teslim etmesi karşısında asıl dava konusuz kalmıştır. Mahkememizce bu aşamadan sonra asıl davanın açılmasına kimin sebebiyet verdiği hususu üzerinde durulmuştur.
6098 sayılı TBK’nın “Makbuz ve senetlerin geri verilmesi” başlıklı 103. maddesinde; “(1) Borcu ödeyen borçlu, bir makbuz ve borcun tamamı ödenmişse, buna ilişkin borç senedinin geri verilmesini veya iptalini isteyebilir. (2) Borcun tamamı ödenmemiş veya borç senedi alacaklıya başkaca haklar da vermekte ise borçlu, ancak makbuzun verilmesini ve ödemenin borç senedine işlenmesini isteyebilir” düzenlemesine; TTK’nın “Makbuz” başlıklı 727. maddesinde de; “(1) Kendisine başvurulan veya başvurulması mümkün olan borçlu, başvurma konusu olan bedeli ödeyince, poliçe ve protesto belgesinin ayrıca doldurulacak bir makbuz ile birlikte kendisine verilmesini istemek hakkını haizdir. (2) Poliçeyi ödemiş olan her ciranta, kendi cirosunu ve kendisinden sonra gelen borçluların cirolarını çizebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre asıl dava yönünden somut olaya bakıldığında; davacılar, bedelini ödediği asıl davanın konusu bonoların ayrıca doldurulacak bir makbuz ile birlikte kendisine verilmesini isteme hakkına sahip olup, davacılar, bu bonoları davalıdan istediğini ispatlayamadığından, asıl davanın açılmasına davacıların sebebiyet verdiği kabul edilmiş, konusuz kalan asıl dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine karar verilmiştir. Birleşen davaya gelince; İİK’nun 169/a-1. maddesi gereğince borcun bulunmadığının veya itfa yahut imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanması gerekir. Somut olayda; davacılar vekili birleşen davanın konusu olan 600.000,00 TL bedelli senet yönünden ödemenin yapıldığına ilişkin iddiaları ile ilgili olarak … tarihli tahsilat makbuzuna ve taraflar arasında imzalanıp da imzası inkar edilmeyen … tarihli ibranameye dayanmıştır. Niteliği itibariyle ibra, borcun sona erme sebeplerinden biridir. … tarihli ibranamenin, içeriği itibariyle taraflar arasında imzalanan sözleşme ilişkisini kapsıyor ve kastediyor olması, içeriğinde bedel yazılı olmamasının ibranamenin niteliğini değiştirmeyecek olması, … tarihli tahsilat makbuzunun içeriği ile … tarihli ibraname içeriğinin birbiriyle uyumlu bulunması karşısında davacı tarafın 600.000,00 USD bedelli bono yönünden ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiği kanaatine ulaşıldığından, davalı tarafa bu bono ile ilgili alacak iddiaları yönünden yemin deliline dayanma hakları hatırlatılmıştır. Davalı vekilinin yemin deliline dayanmayacaklarını bildirmiş olması karşısında davacı tarafın haklı bulunan birleşen davasının kabulüne karar vermek gerekmiş, asıl dava ve birleşen davaya ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Asıl davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, asıl dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Birleşen davanın KABULÜ İLE;
İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takip dosyasında takibe konu edilen 600.000,00 USD bedelli bono nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine,
3-Birleşen dava yönünden davacıyı menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından, takip tarihi olan … tarihinde efektif satış kuru üzerinden 1 USD’nin 6.9074 üzerinden hesap edilerek 600.000,00 USD’nin karşılığı olan 4.144.440,00 TL’nin % 20’si olan 828.888,00 TL’nin davalıdan alınarak, davacılara verilmesine,
4-Asıl dava yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu ilam harcının peşin olarak alınan 78.898,05 TL harçtan düşülmesi ile kalan 78.718,15 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde asıl davada davacılara iadesine,
5-Asıl dava yönünden davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Birleşen dava yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 344.282,40 TL harçtan peşin alınan 86.070,60 TL harcın düşülmesi ile kalan 258.211,80 TL karar ve ilam harcının birleşen davada davalıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
7-Birleşen davada davacının yatırmış olduğu 54,40 TL başvurma harcı ve 86.070,60 TL peşin harç toplamı olan 86.125,00 TL’nin birleşen davada davalıdan alınarak, davacılara verilmesine,
8-Birleşen davada davacının yapmış olduğu posta ve tebligat masrafı olan 148,50 TL yargılama giderinin birleşen davada davalıdan alınarak, davacılara verilmesine,
9-Asıl davada karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 6. maddesine göre takdir ve tayin edilen 140.200,00 TL vekalet ücretinin asıl davada davacılardan alınarak, davalıya verilmesine,
10-Birleşen davada karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 288.400,00 TL vekalet ücretinin birleşen davada davalıdan alınarak, davacılara verilmesine,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27/01/2023

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza